Katalog

14 OKURKEN Türey KÖSE 24 Haziran 2011 Cuma 364 Ankara Devlet Konservatuvarı’nın sınavları temmuz ayında “Okur” Manguel’in Günlükleri lberto Manguel Buenos Aires’te doğmuş, daha sonra yaşamını Avrupa’da sürdürmüş bir “profesyonel” okur. Öğrencilik yıllarında Jorge Luis Borges’e dört yıl boyunca kitap okumuş. Manguel aynı zamanda yazar, çevirmen, antoloji yazarı ve editör. Okumanın Tarihi ve Okuma Günlüğü, kitap kurtlarının başucu kitapları arasında yer alıyor. Okumanın Tarihi’nde “sadece okumak” için engizisyoncular, diktatörler, sansürcüler, karşısında mücadele ederek “kahramanlaşan” okurların serüvenleri var. Bu kitaptan ortaçağda kadınların okumasına pek iyi gözle bakılmadığını, “Rahibe olmak istemiyorlarsa kızların okuma yazma öğrenmeleri uygun düşmez. Öğrenirlerse, geliştiklerinde aşk mektupları gönderip, kabul edebilirler” benzeri görüşlerin dile getirildiğini öğreniyoruz. Dönemin kitapları arasında kendi seslerini bulamayan Heian kadınlarının kendi edebiyatlarını ürettiklerini ve “kadın yazısı” olarak anılan yeni bir yazı dili yarattıklarını da. Manguel, “Papirüslerden günümüzün kitaplarına dek sansürcülerin ateşleri yanar” diyor. M.Ö. 213 yılında Çin İmparatoru Şih Huangti’nin okumaya son vermek amacıyla ülkedeki tüm kitapları yaktırmaya çalıştığını aktarıyor. Şili’de General Pinochet liderliğindeki cuntanın “bireysel özgürlüğe davetiye, geleneksel otoriteye başkaldırmaya davetiye çıkardığı” gerekçesiyle Don Kişot’u yasakladığını da öğreniyoruz. Manguel Okuma Günlüğü’nde ise “en sevdiği” bazı kitapları yeniden okuma serüvenini paylaşıyor. Bir yıl boyunca her ay başka bir kitap okuyor. Seçtiği kitaplar Morel’in Buluşu (Casares), Dr. Moreau’nun Adası (H.G.Wells), Kim (Kipling), Mezar Ötesinden Hatıralar (Chateaubriand), Dörtlerin Simgesi (Conan Doyle), Gönül Yakınlıkları (Goethe), Söğütlükte Rüzgar (Grahame), Don Kişot (Cervantes), Tatar Çölü (Dino Buzzati), Yastıkname (Sei Şonagon), Yüzeye Çıkış (Margaret Atwood) ve Bras Cubas’ın Ölüm Sonrası Hatıraları (Maria Machado de Assis). Manguel “Okumak sohbet etmektir. Deliler, zihinlerinin bir köşesinde yankılandığını işittikleri hayali diyaloglarla uğraşırlar; okurlarsa, bir sayfa üzerindeki sözcüklerin sessizce harakete geçirdiği benzer bir diyalogla. Genellikle okurun yanıtı kaydedilmez, ama okur çoğu kez bir kalem alıp metnin kenarına cevaplar yazma gereksinimi duyar” diyor. Manguel’in “sohbetleri”ni kaçırmayın. Uğur Mumcu’nun “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar” eleştirisinin edebiyat alanında “okur olmadan yazarlığa kalkışanlar” gibi bir karşılığı var. Edebiyat dünyası kitap okumayan hevesli “yazıcı”lardan geçilmiyor. Oysa “okur”luğun vaatleri, serüvenleri, hazları öyle büyük ki... Okumanın Tarihi/ Alberto Manguel/ YKY / 415 s. Okuma Günlüğü/Alberto Manguel, YKY, 203 sayfa.s Geleceğinoyuncularıseçiliyor A ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifiyle kurulan Türkiye’nin ilk konservatuvarı Ankara Devlet Konservatuvarı. Cumhuriyetin ikinci yılında, Ankara’da müzik öğretmeni yetiştirilmesi amacıyla “Musiki Muallim Mektebi” olarak açıldı. Konservatuvarın Tiyatro Anasanat Dalı, şimdi, geleceğin tiyatro sanatçılarını arıyor. Konservatuvarda “Özel Yetenek Sınavı” bu yıl ilk kez temmuz ayında yapılıyor. Tiyatro sanatına gönül veren gençler, Ankara Devlet Konservatuvarı sizleri bekliyor. Sınava katılmak için son başvuru tarihi 27 Haziran Pazartesi. Konservatuvarın Tiyatro Anasanat Dalı Başkanı Yrd. Doç. Füsun Balkaya, gelenekselleşen “oyunculuk giriş” sınavlarını ilk kez temmuz ayında yapacaklarını söyledi. Bu sınavların daha önce eylül ayında yapıldığını anımsatan Balkaya, “O tarih geç bir tarihti. Başarılı çocukların öncelikle seçim tercihlerinin dağılımında biraz gecikiyoruz gibi geldi” dedi. Sınavın birinci aşamasının 14 Temmuz tarihlerinde, ikinci aşamasının 78 Temmuz tarihlerinde gerçekleştirileceğini belirten Balkaya, sonuçların en geç 8 Temmuz’da açıklanacağını dile getirdi. ‘Enfazla 12kişi alıyoruz “Yoğun talep bekliyoruz” diyen Balkaya, “Sınavımızda öğrencilerin doğal halini istiyoruz. Gelişmiş öğrenciler bizim tercihimiz değil. Biz malzemeyi doğal olarak almak ve doğru işlemekten yanayız” dedi. Öğrencilerin çoğunluğunun birinci aşama sınavında elendiğini belirten Balkaya, bu sınavda genel kültür ve sanat alanında yazılı soruların yöneltildiğini de söyledi. İkinci aşamada ise öğrencilere sözlü sınav yapıldığını, hareket ve şan sınavına tabi tutulduğunu ve sonucunda en fazla 12 kişi aldıklarını belirten Balkaya, “Kendimizi 12 kişi almak için zorlamıyoruz belki 5 kişi alırız. Olmayan bir şeyi de zorlayıp sayı artırmak gibi bir amacımız hiçbir zaman olmadı. Geçen sene 400 aday içerisinde 9 kişi aldık” diye konuştu. Yükseköğretime Giriş Sınavı’ndan (YGS) 180 puan ve üstü alan herkesin genel yetenek sınavına başvurabileceğini söyleyen Balkaya, jürinin ders veren öğretim elemanlarından oluştuğunu kaydetti. Balkaya geçen seneden itibaren yeni bir uygulamaya başladıklarını anımsatarak, ikinci basamak sınavına psikoloğun girdiğini de sözlerine ekledi. Balkaya, psikoloğun adayları izleyerek not verdiğini belirtti. ‘Anadoluliselilerbaşvuruyor’ Balkaya, “Oyunculuğu kendilerine meslek edinen gençlerin sayısı, her geçen gün açılan üniversitelerde ya da konservatuvarlarda büyük rakamlara ulaşıyor. Devlet Tiyatroları ile belediye tiyatroları öğrencilerin en rahat istihdam edildiği yerler. Buralarda sınavların rutin şekilde açılmayışı, kadroların belirli, Türkiye genelinde mezun sayısının da yüksek olması zaman zaman oyunculuk mezunu genç adaylarda sıkıntı yaratıyor” görüşünü dile getirdi. Okullarının başarı anlamında ilk sırada yer aldığını belirten Balkaya, “Sınavla talep edilen yerlerde bizim mezunların başarılı olduğunu görüyoruz” dedi. Şu anda okullarında 41 öğrencinin eğitim gördüğünü anlatan Balkaya, sayı ne kadar azsa çalışmanın niteliğinin de o kadar yüksek olduğunu vurguladı. Sınava girenler arasında meslek lisesi ya da güzel sanatlar lisesinden gelenlerin sayısının az olduğunu belirten Balkaya, çoğunlukla genel lise ve Anadolu lisesi mezunlarının sınavlarına katıldığını kaydetti.