22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

24 Haziran 2011 Cuma 364 15 ri’nin sınavına girdi. Sınavını kazandığı resim seminerinden 1959 yılında mezun oldu. Yurtiçinde ve yurtdışında çok sayıda sergi açan, karma sergi ve bienallere katılan sanatçı nın 400’de n fazla yapıtı yurtdışı koleksiyonlarda bulunuyor. Galeri Polart, şimdi, bu iki ismin de aralarında yer aldığı karma resim sergisiyle başkentlileri buluşturuyor. Karma sergide eserleri yer alacak diğer ressamlar şöyle: Osman Akbay, Selahattin Kara, Nevzat Akoral, İsfandiyar Khaydarov, İzzet Arda Onursan, Mustafa Sıtkı Aydıngün, Nusret Orçan, Dmitry Ayoğlu, Remzi Taşkıran, Betül Bapir, Bayram Gümüş ve Hüseyin Yüce. Sergi, 31 Ağustos’a dek görülebilir. (439 14 80) SERGİ CUMHURiYET ANKARA’NIN SEÇ TiKLERi Sevgili Ankaralılar, Türkiye’nin, özellikle de başkentin önde gelen ressamları Adnan Turani ve Mustafa Ayaz Galeri Polart’a konuk oluyor. Turani, İstanbul İlköğretmen Okulu’ ndan mezun olduktan sonra, 1945 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’nü kazandı. 1948 yılında mezun oldu. Ardından, Almanya’nın Münih, Stuttgart ve Hamburg Güzel Sanatlar Akademileri’nde çalışma olanağı buldu. Gazi Eğitim Enstitüsü’nde resim öğretmenliğine başladı. 1970 yılına kadar bu görevini sürdürürken, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat ve Güzel Sanatlar fakültelerinde de derslere girdi. Mustafa Ayaz da, resim öğretmenlerinin yeteneğini keşfetmesiyle; İstanbul Çapa İlköğretmen Okulu Resim Semine YANSIMALAR ŞeŞk KAHRAMANKAPTAN seŞk@kahramankaptan.com / www.kahramankaptan.com KONSER KİTAP “Ölüm birilerine ‘yasayla’ geldi. Meclis ‘birilerinin’ ölümü için ‘yasa’ çıkardı. 12 Mart döneminde ve 12 Eylül sonrasında ölüm cezası kararları nasıl görüşüldü? Kimler nasıl oy kullandı? Peki ya infaza tanık olanlar? İnsan, bir infazı nasıl izler? Gözler utançla kapatır mı kendini? Yoksa! Ve bir gün, ‘AB hatırına’ idam cezası kalktı, geride utancı kaldı... Birilerinin sızlayan vicdanı... Ve giden canların acısı...” diyor gazetemizin yazarı ve Parlamento Büro Şefimiz Türey Köse, “Türkiye Tarihinde İdamlar: Yargılı İnfazlar”da. Kitap, “Ölüme Oy Vermek”, “Yeniden Darağaçları Kuruluyor: 12 Eylül İdamları”, “Darağaçları Son Kez Kuruluyor: Son İdamlarda ANAP Damgası”, “Ölümün Tanığı Olmak”, “Ve İdam Tarih Oldu”, “İdam Gitti, İp Kavgası Bitmedi” ana başlıklarından oluşuyor. Türkiye’nin yakın tarihini “infazlar” perspektifinde incelemek isteyenler için bu kitap bire bir. Kitap, Cumhuriyet Kitapları’ndan çıktı. (442 30 50) Sevgili Cumhuriyet okurları, sizlere daha önce bu köşede, İlhan Şeşen’in, Romantist Latino grubu ile konser vereceğini duyurmuştuk. Ancak bilindiği gibi kent, haziran ayının ortalarına dek hemen hemen her gün yağan yağmurun etkisi altındaydı. Konser de yağmur nedeniyle ertelendi. Balkanların hüznünü ve coşkusunu Latin danslarıyla bir araya getiren Romantist Latino, 30 Haziran’da, ODTÜ Mezunları Derneği Vişnelik Tesisi’nde İlhan Şeşen’e eşlik edecek. Daha önce konser için bilet alan yurttaşların biletleri 30 Haziran’daki konser için de geçerli. Ancak konsere gitmek isteyen, önceki konser için “Fırsatı kaçırdık” diyenler varsa, henüz geç değil. Konserin biletleri, ODTÜ Mezunları Derneği, Biletix ile ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi gişelerinden 30 TL ücret karşılığında temin edilebilir. Bizden söylemesi... (286 79 79) SÖYLEŞİ Ankaralılar, Eray Karınca’nın imzalı kitaplarına sahip olmak ister misiniz? Yanıtınız “evet”se, sizleri yarın Cumhuriyet Kültür Merkezi’ne (CKM) bekliyoruz. Yazar, yarın saat 14.00’te, Yunus Nadi Ödülü de alan son çalışması “Kız Doğursun Analar”dan yola çıkarak, edebiyat, hukuk ve kadın hakları üzerine söyleşecek. Geçen hafta bu köşede duyurusunu yapmıştık, ancak anımsatmak isteriz, yazar CKM’den sonra, 30 Haziran’da Dil Derneği’nin de konuğu olacak. Orada da yurttaşlarla söyleşi gerçekleştirecek. Kaçırmayın... (442 30 50) ayın Başbakan, balkon konuşmasında, muhabbetle selamladığı vatandaş ve dostlarımızın bulunduğu kentleri sayarken, usuma gene “Opera binası sorunu” gelmez mi? Hani “Hiç aklımdan çıkmıyor ki” misâli, saydığı Tokyo, Viyana, Paris ve Toronto’daki nefis, her türlü olanağa sahip, bu amaçla yapılmış binalar gözümün önüne geldi. Diğer kentler, Şam, Kahire, Tunus ve Saraybosna’ydı. Bu dört kentte de müzik ve sahne sanatları amaçlı inşa edilmiş, değişik mimari stillerde, kendi gereksinimlerini karşılayacak binalar var. Ama takıntım özellikle Kahire... Osmanlı döneminde, Hidiv İsmail Paşa’nın özgün bir operaevi yaptırdığı Kahire, bu binanın yanmasından sonra, yerine Japonların desteğiyle yenisini koyabilme başarısı gösterdi. Kahire, son olaylardan sonra dahi, bu modern operaevinin değişik salonlarında müzik etkinliklerinin uluslararası boyutta devam ettiği bir başkent. AKP iktidarının ilk yıllarında, “Tayyip Erdoğan’ın önünde Hüsnü Mübarek’i sollama fırsatı” başlıklı bir yazı yazdığımı anımsıyorum. Ama tüm projeleri Bayındırlık Bakanlığı’nda hazır bekleyen yeni operaevi için bugüne kadar hiçbir adım atılmadı. Gelen her yabancı sanat adamı, “Sizde operabale sanatları beklenenin üzerinde iyi ama binanız yetersiz ve kötü” deyip gidiyor! Bazı okurlarım, bu tür yazılarım sonrası, “Sen kimden ne bekliyorsun?” diye serzenişte bulunuyorlar. Katılmıyorum, çünkü tersine örnekler var. ÇAĞSAV’ın girişimleriyle on bir yıl önce başlatılmış bir inşaatın devamını, AKP’nin önceki kültür bakanları Erkan Mumcu ile Atilla Koç, hep savsakladılar. Ertuğrul Günay, bu inşaatın tamamlanmasının yararına inandı, kendine iş edindi, Başbakan’ı da alıp gezdirdi, anlattı. CSO’nun durmuş inşaatını da ödenek koydurtup yeniden başlattı. Sonuçta bugün Ankara’nın sanat yaşamında Cermodern yeni ve çağdaş bir odak... Fena mı oldu? Bakarsınız, Başbakan, sanatçıları ve sanatseverleri de “kucaklamak” onlarla “helalleşmek” ister ve 2012 bütçesine gerekli ödeneği koydurtup temel atma emrini veriverir. Yeni operaevi için hepi topu 100 milyon dolar gerek! Bu tür konularda Ankara milletvekillerine de görev düşüyor. Eğer yeminden sonra erken toplanmazsa, TBMM ekim başında, yeni sanat sezonuyla birlikte çalışmalarına başlayacak. Buradan, parti farkı gözetmeden tüm Ankara milletvekillerine bir çağrıda bulunmak istiyorum. Lütfen, başta Opera, Bale ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası olmak üzere, temsilleri, konserleri “arada bir” de olsa izleyin. Ne olup bittiğini görün. Tabii, başta Gülsün Bilgehan olmak üzere, zaten yıllardır bu çizgiyi sürdüren milletvekillerimizi ayrı tutuyorum. Bir bölümünüzün belki daha önce hiç kapısından girmediği binaları görün. Kurumların protokol görevlileri de, milletvekillerini ısrarla davet etsinler. Bu kurumların bina, kadro, ödenek gibi gereksinimleri var, bunların arkasında durun, sizin has seçmeninizmişcesine takibini yapın. S Sayın Başbakan’a ve Ankara Milletvekillerine Çağrı...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle