Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 Haziran 2011 Cuma 363 09 Açıkhavamüzesi:Beypazarı Timur ÖZKAN ozkantimur@yahoo.com Tadımlıklar I Beypazarı kurusu I Havuç lokum I Cevizli sucuk I Erişte I Ev yapımı tarhana A dını, Osmanlı döneminde Sipahi beyinin burada yaşamasından ve ilçede ekonomik hayatın gelişmiş olmasından dolayı söylenegelen “Beğpazarı” ifadesinin zamanla Beypazarı’na dönüşmesinden alan Beypazarı, zamanla ticari işlevini kaybetse de, bugün turizmde sağladığı atak sayesinde yeniden ve bu defa bir turizm merkezi olarak Ankara’nın ilçeleri arasında ön plana çıkmayı başarıyor. İlçenin, çoğunluğu 1800’lü yıllara tarihlenen konak, han, kervansaray gibi Anadolu sivil mimarisinin en güzel örneklerinin yer aldığı tarihi sokaklarında dolaşırken; Beypazarı’nın dünyadaki benzerleri için kullanılan “Açık Hava Müzesi” tanımını fazlasıyla hak ettiğini görürüz. Tarihi yapılar Genellikle iki veya üç katlı, cumbalı ahşap evler, ilçe merkezini oluşturan bir vadinin iki yamacında yer alıyor. Evlerin alt katları taş, üst katları kerpiçten yapılmış. Ortalama 100150 yıllık evlerin genel özelliği olarak; dışardan da görülebilen ahşap taşıyıcı sistemleri, ahşap kafes ve cumbaları, gene ahşap pencere pervazları, işlemeli ahşap kapıları yanında ilginç kapı tokmakları dikkat çekiyor. Bu evlerden pek çoğu restore edilmiş ve otel, pansiyon, restoran şeklinde turizmin hizmetine sunulmuş olup, bazıları da müze veya kültür merkezi olarak düzenlenmiş. Kent Tarihi Müzesi olarak düzenlenen Rüstempaşa Okulu, Beypazarı Tarih ve Kültür Evi ola rak düzenlenen Nurettin Karaoğuz Konağı ile Yaşayan Müze olarak düzenlenen Abbaszade Konağı’nda orijinal objelerin yanı sıra maket ve modellerle Beypazarı’nın tarihi ve kültürel özellikleri sergilenirken restore edilen bir diğer tarihi yapı olan Halk Evi’nde ise sergi, seminer ve benzeri kültürel etkinlikler gerçekleştiriliyor. Hıdırlık’ta çay molası Beypazarı’nın tarihi atmosferinde dolaşmak çok keyifli de olsa buraya gelmişken Hıdırlık Tepesi’ne çıkmadan olmaz. İlçe merkezinin en iyi göründüğü yer olan Hıdırlık Tepe’de çayınızı yudumlarken, Beypazarı’nın sahip olduğu tarihi eserleri bir arada fotoğraflamak mümkün. Tepenin hemen eteğindeki restorasyonu devam eden Suluhan ile 13.yy eseri Sultan Alaaddin ve 17.yy eseri Kurşunlu camileri, bu panorama içinde dikkat çeken yerlerden birkaçı olarak not edilebilir. Hediyelikler I Altın ve gümüşten yapılan telkari I Ahşaptan üretilen oyuncaklar I Dantel, nakış, el işi ürünleri Böylece Beypazarı’nı gezdikten ve yukarıdan da gördükten sonra tekrar ilçe merkezine dönebilir ve artık Beypazarı’nın geleneksel lezzetlerini tadabiliriz. Tarihi Taş Mektep başta olmak üzere çeşitli konaklarda sunulan Beypazarı Mutfağı’nın en çok tercih edilen yemekleri; ev tarhanası, Beypazarı Güveci, yaprak sarma ve 80 kat baklava gibi yöreye has yemekler oluyor. Bunları yerinde tattıktan sonra, mutlaka alıp götürmek isteyeceğiniz yöreye has yiyecekler arasında; İskoç bisküvisine rakip tereyağlı “Beypazarı Kuru”su, havuç lokumu, cevizli sucuk ile erişte ve ev yapımı tarhana sayılabilir. Bunları ve ayrıca Beypazarı’nın dantel, nakış gibi geleneksel el işlerini, 200 yıl önceki halini koruyan tarihi çarşıda, Alaaddin Sokak’ta hafta sonları açılan kadınlar pazarında ve İmaret Meydanı’ndaki dükkânlarda bulabiliriz. Bu arada havuç için bir parantez açalım. Türkiye’nin en büyük havuç üreticisi olan Beypazarı’nda havuç suyu ve havuç lokumundan başka havucun dondurmasını, sabununu, sucuğunu, keşkülünü ve birçok türevini bulmak mümkün. Beypazarı’nda alışverişin olmazsa olmazı, telkari işlemeleri de bu dükkânlarda bulabileceğimiz gibi en iyisi belediyenin altındaki Gümüşçüler Çarşısı’na kadar gitmek. Gümüş ve altının ince teller halinde örülerek yapıldığı Telkari, Mardin ve çevresinde yaygın Ortadoğu kökenli bir sanat olmakla birlikte Beypazarı’nda da yıllardır usta/çırak şeklinde gelişerek günümüze gelmiş. Bir dönem Kültür Bakanlığı’nın Kültürel Hediyelik Eşya Tasarımı Yarışması’nda birincilik alan Beypazarı telkarileri, buraya ait en anlamlı hediye veya anı olacaktır…