Katalog

4 Mart 2011 Cuma 348 13 Cumhuriyet tarihindeki ikinci asistan grevi performans uygulamasına karşı yapıldı ‘5dakikada A NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara ve Hacettepe Üniversitelerinin tıp fakültelerinin asistan doktorları, Sağlık Bakanlığı’nın uygulamak istediği performans sistemini protesto etmek için geçen hafta bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Doktorlar, sistemin, “Doğru muayene yerine muayene edilen hasta sayısını ön plana çıkardığını, ağır hastaları geri plana ittiğini, harcamaları artırdığını, kalp krizinden korunmayı değil, anjiyo yapılmasını değerli kıldığını ve nitelikli uzman doktor yetişmesini engellediğini” düşünüyor. Cumhuriyet tarihinde ikinci kez greve giden asistan doktorların eylem nedenlerini kendilerine sorduk. Kendilerinin siyasi malzeme olarak kullanıldığından yakınan asistan doktorlar, uygulanmak istenen sistemin “Hastayı, alınacak maaşın artışı için artırılacak bir puan olarak gör muayeneolmaz’ me sonucunu” doğuracağını dile getirdiler. Muayene sürecinin performans uygulamasıyla çeliştiğini, insan yaşamını yakından ilgilendirdiğini anlatan doktorlar, “5 dakikada muayene olmaz” tepkisini dile getirdiler. Eyleme katılan öğretim görevlisi ve asistan doktorların görüşleri şöyle: Prof. Dr. Nilsel İlter: Bu sistem ne hastaya, ne hekime ne de topluma yarar sağlar. Sisteme göre bir hastaya beş dakika ayırmamız gerekiyor. Bu durumda hekim en kolay hastayı muayene edecek. Bu aşamada siz durumu kötü olan hastayı kime muayene ettireceksiniz? ‘Tıp fakültesi holding olmaz’ Doç. Dr. Ziya Anadol: Üniversite hastanelerinden istenen birinci basamak sağlık hizmeti verilmesi. Oysa biz, üçüncü basamak yani zor hastalıklarla ilgileniyoruz. Gittiği hastanelerden bir sonuç alamamış, hastalığına tanı konulamamış hastalar bize gelir. Üniversite hastanelerinden karlılık bekleyemezsiniz. Burada bir holding işletilmiyor, eğitim veriliyor. ‘Hastaya puangözüyle bakılmaz’ Prof. Dr. Ülker Koçak: Performans sistemi hekimin hastaya puan gözüyle bakmasını istediği bir sistem. Ben çocuk lösemisi ile ilgileniyorum. Bir hastayla yeri geliyor tam gün uğraşmak durumunda kalıyorum. Bu durumda puanları nasıl toplarız bilemem. Buradan bakılırsa sistemin önerdiği beş dakikanın ne anlama geldiği daha iyi görülebilir. Kâr sağlamak için durumu kötü olan hastaya da mı beş dakikada bakıp geçelim? eğitim vermekle yükümlüyüz, diğer taraftan hastalarımızın tanılarını dikkatli koyarak onlara yardım etme derdindeyiz. Muayeneyi, ameliyatı ben yaparsam asistan neyi nasıl öğrenecek? ‘Sürümden kazanma derdindeler’ Prof. Dr. Şükrü Bozkurt: Eğitimde kâr olmaz. Üniversite, işletme anlayışı ile idare edilemez. Derdimiz kesinlikle para değil ama bu sistemin tek meselesi parayla. Bir anlamda sürümden kazanmak derdindeler. İyi hekim olmak için vicdanlı insan olmak lazım, bunu parayla ölçemezler. Ayrıca gelecek endişemiz de var. Emekli olduğumuzda elimize geçecek bin lira para ile geçinmemiz gerekiyor. Yapabiliceğimiz tek şey serbest meslek. Asistan Hekim Murat Cinel: Sistemi tam gün uygulamasıyla duyurulduğu için toplum tarafından yanlış biliniyor. İstediği an profesörlere muayene olabileceğini düşünüyor. Hangi doktor olursa olsun kısa sürede muayene edeceği için hastaneye bir yerine beş kere gidecek. Hem kendisinin hem devletin harcamaları artacak. Asistan Hekim Tuğba Aslan: Sistemle bize söylenilmek istenen, ne yaparsan yap hasta sayısını ve puanını artır. Bizim eğitim günlerimiz, hastalıklarla ilgili toplantı günlerimiz var. Sistemle birlikte üniversite hastaneleri asıl işlevleri olan eğitimden ödün verecek. Bazı hastanelerde kronometre ile muayeneye başlandığını duyuyoruz. ‘Hekim yetiştiriyoruz’ Prof. Dr. Ekmel Tezel: Üniversite hastanelerinin birincil amaçları hekim yetiştirmektir. Üniversite hastanesini diğer hastanelerle bir tutumazsınız. Biz bir taraftan hekim yetiştirmek yani