Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 Mart 2011 Cuma 349 15 yutlama arasındaki ince ayrıma dair çeşitli örnekler de veriyor. 15 ödülü bulunan, bugüne değin 36 kişisel sergi açan sanatçının eserleri, 2 Nisan’a değin Ankaralı sanatseverlerin ilgisini bekliyor. Bizden duyrulur. (441 78 01) SERGi Helikon Sanat Galerisi, mart ayına ressam Hakan Esmer’in “Kafe ve Diyaloglar”, “ Heyamola” ve “Su” serisi yapıtlarından oluşan bir sergiyle “merhaba” dedi. Esmer, “Kafe ve Diyaloglar” serisinde 21. yüzyılın kent yaşamını yeniden yorumluyor. Bir kentli olarak, kentin sokaklarında, meydanlarında, parklarında geçen yaşamı gözlemliyor. İnsanın yaşamına ait bu gözlemler, kafelerin buluşturucu, birleştirici dostluk ortamlarında çözümleniyor. Sanatçı, “Su” serisinde de kıyılardaki yaşamın anlamına ve içtenliğine derin göndermeler yapıyor. Bu resimler, soyut ve so YANSIMALAR ŞeŞk KAHRAMANKAPTAN seŞk@kahramankaptan.com / www.kahramankaptan.com ‘Fazıl’lı Hafta’dan Notlar... ırk dört yıldır Ankara’da yaşasam da, doğma büyüme İstanbul Kadıköylüyüm. Bugüne kadar çocukluğumun İstanbulu’nu yansıtan tek yapıt olarak Cemal Reşit Rey’in “Enstantaneler”ini kabul ederdim. Şimdi Fazıl Say’ın “İstanbul Senfonisi” daha kapsamlı, daha güncel bir tablo çiziyor gözümün önünde, anılarım daha renkli canlanıyor. Rey’de balıkçılar, Eyüp Sultan Camisi, bayram yeri varsa, Say’da Ada vapuru, Sultanahmet Camisi var! Rey ele aldığı enstantanelerde daha “mistik”di, Say hem yaklaşım, hem müziksel vurgu anlamında çok daha “gerçekçi”. İstanbul’un yedi tepesine atfen yedi bölüm olarak yazdığı Birinci Senfonisi’nin ana teması İstanbul olmakla birlikte, dileyen bölümleri ayrı ayrı da seslendirebilir ya da dinleyebilir. Her bölüm kendi mesajını ve o mesajla tümleşik kendi müzikal yaklaşımını içeriyor, özbiçim ilişkisi kuruluyor. İstanbul’u biraz bilen, kendini senfoninin içinde buluyor! Bize özgü “ney, kudümbendirdarbuka ve kanun” bazı bölümlerin adeta birer “konçertant senfoni” gibi algılanmasına yol açıyor. BSO’nun Gürer Aykal yönetimindeki icrasında, bu enstrümanları Burcu Karadağ (ney), Hakan Güngör (kanun) ve artık yapıtı neredeyse ezberlemiş olan Aykut Köselerli ( kudümbendirdarbuka) çaldılar. Kutlama faslında Fazıl, “Nasıl beğendin mi?” diye sordu, yanıtım “Hem de çook” oldu. Geçen yıl “Artık önce besteci, sonra virtüoz” başlıklı bir yazı yazmıştım. Gerisi geliyor, yazmakta olduğu “Klarnet Konçertosu”, dünya ünlüsü Sabine Meyer tarafından Almanya’da Schleswig Holstein Uluslararası Müzik Festivali’nde Işın Metin yönetimindeki BSO tarafından seslendirilecek. Sırada bir “Ney Konçertosu” var. 2. Senfonisi’nin başlığı “Mezapotamya”... Operası “Sivas 93” için Genco Erkal’la çalışıyor. Tüm bunlar “çağdaş Türk müziği” dağarına çok önemli katkılar... Halkın değişik katmanları, Fazıl’ın müziğini anlıyor ve seviyor. Fazıl da halkın nabzını tutmasını biliyor. Konser günü Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde Balbay için düzenlenen toplantıda çaldığı üç parça ve ardından “bi daha” nidaları karşısında yaptığı “bis”, tıpkı BSO’daki konserde seslendirdiği bis parçalarını Mavi Rapsodi çizgisinde seçip sonra “Katibim çeşitlemeleri”yle senfoniye kulakları hazırladığı gibi... Hele kendi kızı Kumru için yazdığı “Ballade”i, Balbay’ın kızı Yağmur için çalması ne anlamlıydı... Bu “Fazıl’lı hafta”da, heykeli de dikildi, daha doğrusu balmumundan dökülen heykeli ziyarete açıldı Fazıl’ın. Kentpark AVM içindeki St. Petersburg Balmumu Heykel Müzesi’nde, Fuzuli’den Lenin’e, Beatles’dan Elvis Presley’e, Hitler’den Mussolini’ye pek çok ünlünün heykeli var. Nâzım Hikmet’in heykeli, yanında tahta bavulu demirparmaklıklar arkasında, Fazıl ise piyano başında... Oratoryosunu yazdığı ustanın heykeliyle aynı müzede artık... CUMHURiYET ANKARA’NIN SEÇ TiKLERi Resim sanatına ilgi duyanlar için bir başka sergi de Atlas Sanat Galerisi’nden. Galeri, 15 Mart29 Nisan tarihleri arasında, ressam Canan Atalay’ın “Yeryüzü” adlı sergisine ev sahipliği yapacak. Atalay bu sergisinde, üzerinde yaşadığımız topraklara, denizlere, sessiz doğa kesitlerine yer veriyor. Yeni bir yeryüzü perspektifini, geçiş imgeleriyle uzakyakın görünümler içinde ele alıyor. Bu geçişler, belli bir zaman aralığında ortaya çıkabilen yaşamı simgeleyen ev, ağaç, çiçek, gemi imgeleriyle mekânları birbirine bağlıyor. Yeryüzü dış haliyle değil, öncekilere ait çalışma izleriyle, resmin kendisinin belirlediği yerleri imliyor. (468 59 04) SERGİ K TiYATRO KONSER Duyduk duymadık demeyin, dünyaca ünlü çello sanatçısı Alexander Rudin, Ankara’ya konuk olacak. Rudin, Hacettepe Senfoni Orkestrası ile birlikte, şef Erol Erdinç yönetiminde, 16 Mart’ta konser verecek. Konserde sanatçı, Drovak’ın “Çello Konçertosu”, Taviloğlu’nun “Klarinet Konçertosu” ve Mahler’in “Kinder Totenlieder” eserleri seslendirecek. Hacettepe Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi M Salonu’ndaki konser, saat 19.00’da başlayacak. (212 62 10) Cumhuriyet Ankara, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nü bir kez de tiyatro sanatı ile kutlamak isteyenler için, Ankara Devlet Tiyatrosu’nun (ADT) geçen sezondan bu yana sahnelediği “Sinek Kadar Kocam Olsun, Başımda Bulunsun” adlı oyununu öneriyor. Hatice Meryem’in yazdığı, Funda Mete’nin yönettiği oyunda, “Bir adamın ikinci karısı, bir garibanın, bir cücenin, bir internet kafe sahibinin, bir avarenin, bir kasabın, bir lüzumsuz adamın, bir demiryolcunun, bir futbolcunun, bir oyuncunun, bir bankacının, bir ayyaşın karısı olmak gerçekte nasıl bir duygu?” sorularına yanıt aranıyor. Kâh hüzünlendiren, kâh güldüren oyun, tek perde olarak sahneleniyor. Oyun, bugün saat 20.00’de, yarın saat 15.00 ve 20.00’de, pazar günü de saat 15.00’te, Altındağ Tiyatrosu’nda izlenebilir. (316 59 02) Ankaralılar, yanı başınızda bulunan, salt kentin değil Türkiye’nin de en önemli müzelerinden biri kabul edilen Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni en son ne zaman gezdiniz? Eğer hafta sonunuzu hem sanatla hem de tarihle geçirmek istiyorsanız, sizi Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni gezmeye davet ediyoruz. 1921 yılında, Kültür Müdürü Mübarek Galip Bey tarafından kurulan müzede bugün, Paleolitik Çağ, MÜZE Neolitik Çağ, Kalkolitik Çağ, Eski Tunç Çağı, Asur Ticaret Kolonileri Çağı, Eski Hitit ve Hitit İmparatorluk Çağı, Frig Krallığı, Geç Hitit Krallığı, Urartu Krallığı, Lidya Dönemi, M.Ö.1200’lerden günümüze Anadolu uygarlıklarına ait eserleri ve çağlar boyu Ankara’ya ait eserleri görebilmek olanaklı. Ayrıca son yıllarda Roma Hamamı’nda yürütülen kazılarda ortaya çıkan eserler de bugün müzede yer alıyor. (324 31 60)