Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 16 Aralık 2011 Cuma 389 Eğitimin sorunlarıtartışıldı Öğrencielinden dünyamutfağı ERDEM SEVGİ Bilkent’te “Le Piment Rouge” NKARA Damak zevkine düşkün Ankaralılar için kentin çok bilinmeyen bir lezzet durağını ziyaret ettik. Le Piment Rouge adlı restoran aslında bir uygulama dersliği... Dünya mutfağından masanıza ulaşan enfes yemekleri, bu derslikte öğrenimlerini sürdüren öğrenciler hazırlıyor ve servis ediyor. Öğrencilerin yeni atıldıkları meslek yaşamlarında kusursuzluğu yakalayabilmek için gösterdikleri özen, sofralara bir lezzet şöleni şeklinde yansıyor. Bilkent Üniversitesi, Uygulamalı Teknoloji ve İşletmecilik Yüksekokulu’nun Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü öğrencileri, 1993 yılında kurulan Le Piment Rouge adlı uygulama restoranında dünya mutfaklarından seçilen yemekleri hazırlıyor ve misafirlere servis ediyor. A A Herkese açık Dünya mutfaklarının farklı tatlarını denemek isteyen Ankaralılara da açık olan restoran eğitim dönemi boyunca öğle yemeklerinde konuklarına hizmet veriyor. Alt sınıflardan aldıkları yiyecek üretimi, dünya mutfakları ve restoran servisi gibi teorik derslerdeki bilgileri uygulamaya döken öğrenciler temel pişirme, gıda hazırlama ve mutfak ekipmanı kullanımı konularında bilgi ve becerilerini geliştiriyor. Öğrencilere profesyonel bir alacarte restoran ortamı sunan Le Piment Rouge’da her hafta dünya mutfaklarından biri seçiliyor ve lezzetli örnekler hazırlanarak, konuklara servis ediliyor. Restoranın çok sayıda müdaviminin olduğunu da hatırlatmakta yarar var. kendi plandıkları bir mönüyü hazırlayarak final jürisinin karşına çıkıyorlar. Bölüm eğitmenleri ve yiyecekiçecek sektöründe isim yapmış deneyimli şeflerden oluşan jüri, öğrencilerin ders notunu belirliyor. Le Piment Rouge’taki mutfak derslerinden yetişen öğrencilerin İstanbul Gastronomi Festivali’nde üniversite öğrencileri ve profesyonel kategorilerinde ödülleri bulunuyor. Derslik restoranda etkinlikler de gerçekleştiriliyor. Le Piment Rouge, yemek profesyonellerinin yaptığı atölye çalışmalarına ve turizm profesyonellerinin toplantılarına ev sahipliği yapıyor. Sınırlısayıda Bilkent Üniversitesi’nin doğu yerleşkesinde bulunan restorandaki derslere katılacak öğrencilere gıda üretimi yönetmeliklerinin şart koştuğu sağlık testleri yaptırılıyor. Böylece hem öğrenciler hem de konuklar için güvenli ve sağlıklı restoran ortamı oluşuyor. Klasik sıralar ve beyaz tahtanın bulunmadığı başkentin en ilginç dersliğinde dünya mutfaklarında farklı tatları denemek istiyorsanız siz de Le Piment Rouge’un konuğu olabilirsiniz. Eğitim öğretim dönemi boyunca sadece öğle yemeklerinde hizmet veren restorana erken gitmenizde yarar var. Çünkü buradaki lezzetler sınırlı sayıda üretiliyor. Sınav zamanı Ders süresince konuklara kusursuz bir hizmet sunmak için yarışan öğrenciler, dönem sonu geldiğinde NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, Çağdaş Gençlik Topluluğu’nun düzenlediği ve Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Ankara Şubesi’nin katıldığı “Öğretmenler Günü Kutlamaları ve Öğretmen Gerçekliğimiz” başlıklı etkinlik 5 Aralık’ta gerçekleştirildi. Eğitim ve öğretmen sorunlarının konuşulabilmesi için öğrencilerin kurduğu Çağdaş Gençlik Topluluğu sözcüsü Ceyda Uysal, “Artık sorunlarımız yalnızca üniversite hocaları tarafından konuşulmayacak. Öğretmen adayları da eğitim ve öğretmen sorunlarını özgürce tartışacak” diye konuştu. Gazeteci Varlık Özmenek, 19 Kasım 1951 TBMM gizli oturumu tutanaklarından söz ederek, Köy Enstitülerini kapatmak için gülünç ve mide bulandıran gerekçeler öne sürülmüş olduğunu belirtti. Özmenek, öğretmen yetiştirme tarihçesi üzerine konuşarak, 700 yıllık eğitim ve kültür tarihimizde en önemli uygarlık girişimi olan Köy Enstitülerinin kapatılmasında dönem siyasetçilerinin en aktif rolü aldığına dikkat çekti. Doç. Dr. Haluk Erdem, eğitimin geleceğinin sorunlarını tartışmak yerine, gelecek eğitimini tartışmanın gündeme alınmasının gerektiğinin söyledi. Erdem, öncelikle yapılması gereken işlerden birinin “istendik davranış yönetimi” olarak tanımlanan, eğitimin bu tanımının özgür birey oluşmasıyla çelişen bir içerik taşıdığını ve tanımın değiştirilmesi olduğunu kaydetti. Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Ankara Şube Başkanı Alper Akçam ise konuşmasında, Osmanlı çöküşünden başlayarak bugüne kadar egemen olan üretim biçimleri ve buna koşut yürüyen eğitimkültür politikalarından söz etti. Edebiyat tarihindeki gelişmelerle, arka planda yaşananları görünür kılmaya çalışan Akçam, tarım öncelikli toplumda öne çıkan köy ve köylü sorunlarının Köy Enstitülerinin de devreye germesiyle gerçekçi ve çoğul bir edebiyatı doğurduğunu belirtti. Sanayileşme ile birlikte ezbercilik ve itaatin öne çıktığını anlatan Akçam, postmodern çağda ise üretimin yerine tüketimin öncelendiğini, edebiyatın da kendi imge yapısını boşluğa dönüştürdüğünü vurguladı. Akçam, “Yeniden doğaya ve toprağa dönüşün sağlanması ve bu doğrultuda Latin Amerika’dan gelen seslere kulak verilmesi gerekir” dedi. Eğitim Bilimleri Çağdaş Gençlik Topluluğu Başkanı Bora Küçükyavuz da öğretmen adalarını bekleyen sınavlar sisteminden söz etti ve kendi yaşam deneyimi ışığında eğitimde gördüğü aksaklıklar üzerine bir konuşma sundu.