Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 305/7 Mayıs 2010 ADT’densavaşlarıniçyüzünügözlerönüneserenbiroyun: ? Selda GÜNEYSU aşkentte sanat sezonunun sonuna gelinirken, Ankara Devlet Tiyatrosu (ADT), yepyeni bir oyunu buluşturuyor izleyiciyle. Dünyadaki savaşların iç yüzünü gösteren bir oyunla, “Bir Savaş Hikâyesi”yle... Jeanne Beckwith’in kaleme aldığı oyunun rejisörlüğünü, Hollywood yapımı ilk Türk filmi özelliğini taşıyan “Meleğin Sırları/Broken Angel”ın da yönetmeni Aclan Büyüktürkoğlu üstlendi. Yönetmen Büyüktürkoğlu’na göre, böyle bir oyunun sahneye taşınmasındaki amaç, izleyiciye, “Dünyada savaşlar oluyor ama bu savaşlar kimler tarafından çıkarılıyor? Savaşlarda bunca insan yaşamını yitirirken, elde edilen ganimet kimler tarafından paylaşılıyor?” sorularını yöneltmek. Oyunda savaş sahnelerine de yer veriliyor. Ancak bu savaş sahneleri, tiyatral bir dille değil, sinematografik ögeler kullanılarak anlatılmış. Dekor tasarımı Murat Gülmez’e, kostüm tasarımı Gülümser Erigür’e, ışık tasarımı Mehmet Yaşayan’a ait oyunda, Ahmet Türkoğlu, Aylin Gürsoy Arıöz, Bahadır Karasu, Cahit Öztüfekçi, Eren Oray, Koray Karaca, Mithat Erdemli, Savaş Tamer, Seda Oksal, Şahap Sayılgan, Berna Yılmaztürk, Bora Godri, Burcu Özcan, Burcu Pekkaya, Emrah Çakıl, Emrah Ersoy, Eray Çelik, Ezgi Can, Gökhan Korkusuz, Gökhan Yılmazer, Hüseyin Ataseven, Mithat Abacı, Murat Özdemir, Nihal Erdoğan, Özge Korgun, Özlen Tamer, Sine Zeynep Eteke, Tamer Yurtbaşı, Umut Kılınç ve Yaseri Şahbudak rol alıyor. Oyunun yönetmeni Aclan Büyüktürkoğlu ile tiyatro sanatını ve “Bir Şavaş Hikâyesi”ni konuştuk: Nasıl bir oyun ‘Bir Savaş Hikâyesi’? I Bu oyunda izleyicilere bir mesaj vermekten öte şu soruları yöneltmek istedim: Dünyada savaşlar oluyor ama bu savaşlar kimler tarafından çıkarılıyor? Savaşlarda bunca insan yaşamını yitirirken, elde edilen ganimet kimler tarafından paylaşılıyor? Ben de bu soruların yanıtlarını bilmiyorum. Zaten bilseydim ya o tarafta, ya da vurulmuş olurdum. Oyunun konusu da şöyle: Bir ülkede savaş var. Bu savaşa müdehale eden emperyalist güçler de... Savaşta ülke ordusunda görevli bir subay, kendi askerlerine bir anda ateş etmeye başlıyor. Askerlerin topraklardan çekilmesini istiyor. Herkes merak ediyor. Bir insan hiç kendi ordusundan birilerine ateş açar mı diye soruyor. Oyunun sonunda da B Bir Savas Hikâyesi zaten neden ateş ettiği anlaşılıyor. Oyunda pek çok sinematografik ögeleri de görebilmek mümkün... Özellikle savaş sahnelerinde... I Sinematografik ögelerin bir tiyatro oyununda kullanmanın o oyuna çok büyük bir artısı olur mu, bunun yanıtını izleyiciler verecek. Fakat dünyada bazı noktalar ilerleme gösteriyor. Sanat gibi... Şöyle düşünüyorum: Bir izleyicinin evinden kalkıp tiyatroya gelebilmesi için iyi, ilginç ve ne dediğini bilen bir şeyler görebilmesi gerekir sahnede. Evinde oturup arkadaşlarıyla sohbet edebilecekken, ya da iyi bir film izleyebilecekken, neden sıkılacağı bir oyuna gelsin? Böyle olmaması gerekiyor. Hem görsel anlamda, hem de duygusal anlamda izlediği oyundan tatmin olması gerekir izleyicinin. Mutlu olması... Onun için de sahnede beklenmedik şeyleri görmesi gerekir. Biz de oyunda biraz bunu yaratmak istedik. Örneğin oyundaki oyunculukta, üslubun çok tiyatral, sert vurgularla değil, çok samimi, içten ve doğal olmasını sağlamaya çalıştık. Sanki gerçekmiş gibi... Teknik olanaklardan da yararlandık. Film endüstrisinde kullanılan patlama ve kan efektleri örneğin. Ayrıca oyundaki ekibim çok sağlam. ADT bana bu konuda çok destek oldu. İstediğim her oyuncu ile çalışabildim. Sinema yönetmenliği yapmanızın da oyuna sinematografik ögeler yüklemenizde etkisi olmuştur... I Evet, elbette. Bir de ABD’de sinemada öğrendiğim tekniği tiyatroda uygulamaya çalışıyorum. Teknoloji geri değil Türkiye’de sadece o teknolojiyi kullanmaya alışmak gerekiyor. Tiyatro ekibi de hızla bu sistemin içine girdi. Sanıyorum çok kısa bir süre sonra tiyatro sahnelerinde de beklenenden çok daha etkileyici ve çarpıcı efektlerle karşılaşacak izleyici. Ufuk açılmaya başladı. DT de böyle bir şeye kapı açarak, yeniliklere ne kadar açık olduğunu da göstermiş bulundu bana göre. ‘BanagöreDevletTiyatroları’nınrakibiyok’ Bugün Ankara’daki tiyatro izleyicisinin profiline baktığımız zaman, izleyicilerin DT’nin oyunlarını daha fazla izlediğini görüyoruz... Tabii bu durumda DT’nin kentte 12 yerleşik sahnesinin olmasının da etkisi var. Özel tiyatrolar bu bakımdan biraz şansız gibi... I Bana göre DT son derece önemli ve özel bir kurum. Her anlamda rakipsiz diye düşünüyorum. Özel tiyatrolar ne yazık ki çok fazla takip edilmiyor. İstanbul’da daha farklı tabii. Eskiden Ankara’da özel tiyatrolar da çok takip edilirdi. Benim çocukluğumda ise kentte özel tiyatrolar daha çok takip edilirdi. Çünkü o dönem DT, bugünkü gibi değildi. Geçen zamanda DT çok büyük bir atak geliştirdi. Çok iyi oyuncular yetişti konservatuvarlardan, DT’nin kadrosuna dahil oldular, iyi yönetmenler de çok iyi oyunlar koydular. Oyunda günümüz siyasi olaylarına da göndermeler yapılıyor... I Altını çizerek belirtmek gerekir ki, bu oyunda herhangi bir ülke ve orduları hedef alınmıyor. Oyunda emperyalizme karşı bir eleştiri var aslında. Emperyalizm de belli bir ülkeye mal edilemez. Emperyalizmin hüküm sürdüğü topraklarda yaşayan halka nasıl zarar verdiği anlatılabilir. İzleyicioyundafilmlerde kullanılanpatlamavekan efektlerinidegörebiliyor. 16