27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 305/7 Mayıs 2010 İzin alma koşulu kalkınca GDO’lu ürün ithalatı patladı ? Turhan ÇAKAR Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı arım ve Köyişleri Bakanlığı’nın 26 Ekim 2009 tarihinde yayımladığı “Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik”te, GDO’lu ürün ithalatı için getirilen izin alma ve bakanlığa başvuru ile diğer tüm koşullar kalkınca GDO’lu ürün ithalatında bir patlama oldu. Konuyla ilgili olarak, Tüketici Hakları Derneği, Ziraat Mühendisleri Odası ve Ekoloji Kolektifi temsilcilerinin de içinde yer aldığı GDO’ya Hayır Platformu’nun Yürütme Kurulu, platform adına 02 Mayıs 2010 günü bir basın toplantısı yapmıştır. GDO’ya Hayır Platformu’nun konuyla ilgili olarak yapmış olduğu basın açıklamasının tam metnini aşağıda okurlarımızın görüşlerine sunuyoruz. 1478 ÜRÜNDEN 124’Ü GDO’LU Bakanlık tarafından GDO Yönetmeliği’nde 20 Kasım 2009 tarihinde yapılan değişiklikle “26.10.2009 tarihinden önce kontrol belgesi almış” ürünler ithalat aşamasında denetleme kapsamından çıkartılmış; Ocak 2010’da da bu muafiyetin süresi genişletilmiş ve bu kez “20.01.2010’dan önce kontrol belgesi almış” ürünlerin 1 Mart 2010’a kadar serbestçe ülkeye girişine olanak sağlanmış, bu belgelerin kazanılmış hak yarattığından bahisle ürün ithalatının yönetmelikteki izin ve denetim sisteminden muaf olduğu düzenlenmişti. Söz konusu ertelemelere ilişkin Danıştay 10’uncu Daire’de açmış olduğumuz davalarda Yüksek Mahkeme’ce çevre ve insan sağlığı yönünden risk oluşturabilecek durumlarda, risk oluşturan hallerin kazanılmış hak kapsamında korunamayacağına hükmedilmiş ve yönetmeliğin 1 Mart 2010’a ertelemeye ilişkin düzenlemelerinin yürütmesi durdurulmuştu. GDO’ya Hayır Platformu olarak, yönetmelik değişikliklerinin ardından basın toplantıları düzenleyerek, “26 Ekim 2009 tarihinden önce kontrol belgesi almış ürün miktarı kaç tondur, bunların ürün dağılımı nasıldır ve ithalatçıları kimlerdir? 26 Ekim 200920 Ocak 2010 tarihleri arasında kontrol belgesi alınan ürün kaç tondur, bunların ürün dağılımı nasıldır, ithalatçıları kimlerdir? ‘Türkiye’ye bir gram GDO’lu ürün girerse istifa ederim’ diyenler ne olmuştur da, GDO’ların ithalatına izin verme durumunda kalmıştır?” diye sormuştuk. T Bilgi Edinme Başvurusu yoluyla Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan aldığımız verilere göre, 26 Ekim – 16 Aralık 2009 tarihleri arasında düşük seviyelerde seyreden mısır ve soya ithalatı, yönetmelik değişikliklerinin ardından katlanarak artmıştır. Gıda ve yemlik mısır ithalatı yaklaşık 18 bin tondan 80 bin tonlara, yemlik soya da 10 bin tondan 294 bin tona çıkmıştır. Mısır; Fransa, Arjantin, Ukrayna, ABD, 26 Ekim16 Aralık 2009 17 Aralık 2009 22 Ocak 2010 23 Ocak 12 Şubat 2010 TOPLAM Gıda Mısır (ton) 7.951 26.518 29.833 64.302 2009 ve 20 Ocak 2010 tarihlerinde yapılan yönetmelik değişiklikleri ile kontrol belgesi olan ürünlerde analiz zorunluluğu kaldırıldığı için ülkeye giren bazı ürünlerin GDO’lu olup olmadığı belirlenememiştir. Özellikle yukarıda verilen ithalat listesindeki ABD, Arjantin, Hindistan, Kanada ve Çin’in, GDO’lu üretimde dünyada başı çeken ülkeler arasında yer aldıkları anımsanırsa, analiz yapılmamaYem Soya (ton) 10.000 284.793 0 294.793 Yem Mısır (ton) 10.046 7.262 0 17.308 İspanya, Slovak Cumhuriyeti, Sırbistan, Karadağ, Belçika, Rusya, Romanya, Bulgaristan, Tayland, İngiltere ve Bosna Hersek’ten ithal edilmiştir. Soya ithali de, Danimarka, ABD, Hong Kong, Tayland, Hindistan, Fransa, Çin, Almanya, Ukrayna, İsviçre, Belçika, İspanya, İsrail, İngiltere ve Kanada’dan yapılmıştır. Ayrıca 1 Mart 2009 – 1 Mart 2010 tarihleri arasında, Romanya, Ukrayna ve Bulgaristan’dan 92 bin 813 ton kolza ve Vietnam, Tayland, Pakistan, Mısır, İtalya, Çin, Tayvan, Arjantin, ABD, Uruguay, Endonezya, Şili, Fransa ve Hong Kong’dan 104 bin 473 ton pirinç ithal edilmiştir. ANTİBİYOTİĞE DİRENÇ GENİ TAŞIYAN GDO’LU ÜRÜN İTHALATI SERBEST Bakanlıkça 11 Aralık 2009 tarihine kadar laboratuvarlarda incelenen 1478 üründen 124 adedinin (yüzde 8.3) GDO’lu olduğu tespit edilmiş ve bunların ithaline izin verilmemiştir. Ancak 20 Kasım sının vahim sonuçları daha açık biçimde görülebilecektir. Ne yazık ki, GDO’lu ürünler konusunda ticaret ve rant için, üretici ve tüketici konumundaki milyonlarca yurttaşımızın sağlığı riske atılmıştır! Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, yönetmelik değişiklikleri ile muafiyetin sağlandığı dönemlerde, hangi firmaların ithalat yaptığını açıklamak zorundadır. Uluslararası düzeyde yapılan bilimsel çalışmalar, GDO’lu ürünlerin alerjik reaksiyonlar doğurduğunu ve antibiyotiğe direnç yarattığını kanıtlamış; kan biyokimyasında bozulmalarorgan hasarlarıdoğum anomalileriüçüncü nesilden sonra kısırlık yaratma risklerinin de varlığını ortaya koymuştur. Tüm bunlar ortadayken, 26.03.2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu ile GDO’lu ürünlerin ithalatı denetimli serbestliğe tabi kılınmıştır. Hem çevre ve halk sağlığı, hem de Türkiye’nin tarımsal üretim potansiyeli açısından büyük sakıncalar doğuran yasada, antibiyotiğe direnç geni taşıyan GDO’lu ürünlerin ithalatının yasaklanması konusunda bir hükmün bulunmaması büyük bir eksikliktir. Ayrıca Biyogüvenlik Kurulu’nun kamu ağırlıklı oluşturulması, yasanın altlığı olan yönetmeliklerle meslek örgütleri tanımına konunun ticari taraflarının da eklenmesi, kurulun tarafsızlığı ve bilimselliği konusunda kuşku yaratmaktadır. İTHALAT DERHAL YASAKLANSIN Diğer bir önemli konu ise, Biyogüvenlik Yasası çıkarıldıktan sonra bu yasanın alt yönetmeliklerinin yayımlanması yoluna gidilmesi gerekirken; hâlâ 26 Ekim 2009 tarihli yönetmelikte değişiklik yapılmaya devam edilmesidir. 20 Kasım 2009 ve 20 Ocak 2010 tarihli değişikliklerden sonra, en son 28 Nisan 2010 tarihinde bir değişiklik daha yapılmıştır. Bu değişiklikle, insan ve hayvan tedavisinde kullanılan antibiyotiklere karşı direnç genleri içeren GDO ve ürünlerinin ithalatı ve piyasaya sunulmasını yasaklayan hüküm yürürlükten kaldırılmış, izin koşulları ve komitenin görevleri arasına “Avrupa Birliği’nde tüketime uygunluğu onaylanmış genler hakkında değerlendirme yapma” hükmü eklenmiştir. Böylece, bir taraftan antibiyotiklere karşı direnç genleri içeren GDO ve ürünlerinin ithalatı serbest bırakılırken, diğer taraftan Türkiye’nin risk yönetimi yetkisi daraltılmakta ve bakanlık kararına terk edilmektedir. Türkiye’ye yıllar boyunca GDO’lu ürünlerin girişine seyirci kalan bir bakanlığa, sınırları daraltılarak risk yönetiminin devredilmesi, kamu yararına sonuçlar doğurmayacaktır. Bizler, bu alanda yıllardır halk yararına çaba gösteren kurum ve kuruluşlar olarak, bir kez daha “GDO’ya hayır” diyoruz. Halkın ve ülkenin yarar ve çıkarları, şirketlerin kâr hırsının üzerindedir. İlgili yargı kararlarında da altı çizildiği üzere, çevre ve insan sağlığı yönünden risk oluşturabilecek durumlarda, riskin konusu kazanılmış hak kapsamında korunamaz. GDO’lu ürünlerin ithalatı ve transit geçişi derhal yasaklanmalı, Türkiye’nin üretim kapasitesi onarılarak sektörün ihtiyacı olan tarımsal hammaddelerin yurtiçinde üretilmesi sağlanmalıdır. Türkiye’nin tarımsal hammadde dış ticaretinde net ithalatçı olması ve bu açığın kapatılması için GDO’lu ithalata izin verilmesi, Türkiye’nin yararına olamaz. Tarım sektörünün üretim gücünün korunarak geliştirilmesi, halk sağlığının her türlü ticari kaygının üzerinde tutulması ve dünyanın en önemli gen merkezlerinden birisi olan ülkemizin genetik yıkıma sürüklenmemesi için “GDO’ya hayır” diyoruz… T ü k e tic i Ha k l a r ı De r n e ğ i / TE L : 425 15 29 4 17 93 34 419 37 74 / t h d@ tu k e t ic ih a k l a r i.o r g. tr w ww .tu k e ti c ih a k la r i .o r g.t r 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle