03 Şubat 2025 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Biz ve Duyar(lı)sızlıklarımız Kamuran FEYZİOĞLU kamuranfeyzioglu@gmail. com "1016 Mayıs Engelliler Haftası" kapsamında Çukurambar Engelsiz Oyun Parkı'nda bir etkinlik oldu. Etkinliği SERÇEV için fotoğraflamak ve konuya bir kanadmdan dahil olabilmek adına alandaydım. SERÇEV'inkoordinatörlüğünde AB tarafından finanse edilen Engelsiz Oyun Parkı, Türkiye'de bir ilki gerçekleştirmiştir. Engelli ve engelsiz çocuklann bir arada özgürce oynayacaklan ve sosyalleşebilecekleri bir alan olan park, 12 Haziran 2008 'de Çukurambar'da açılmıştır. Bu park, engelli çocuklann tekerlekli sandalye ile de sallanabildiği model parklardan biridir. Engelsiz Oyun Parkı, "Oyun oynamak her çocuğun hakkıdır" düşüncesini temel alarak, bu nitelikteki parklann ülkemizde yaygınlaştınlması ya da mevcut parklann engelli ve engelsiz çocuklann bir arada oynayabilecekleri şekilde yeniden yapılandınlması için örnek olmayı amaçlamaktadır. Elini tutmak bile yetebiliyor Satış standlan, ailelerin desteğiyle yapdan gözlemeler eşliğinde, etkinlik öğleden sonra başladı. Müzik başladığında çocuklann her birinin yüzlerinden okunuyordu mutluluklan. Mutluluk onlar için belki de bir yerde bizlerdik. Elini tutmak bile yetebiliyordu; gülen gözleri ve gülen yüzleriyle uzanan ele ilk temasla mutluluğa dokunduklanm hissedebiliyordunuz. Fotoğrafın, o en keskin ve acımasız yanı olan ötekileştirme gücünden mümkün olduğunca kaçınmaya çalışarak, etkinliği fotoğraflamaya çalışıyordum. Dünyaca ünlü şairimiz Nâzım Hikmet'in "Bana mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin?" cümlesini anımsayarak, mutluluğun fotoğrafmı anyordum kendimce. Özel An Koleji'nden gelen genç arkadaşlanmız folklor gösterisinde bulunuyor, müzik hiç susmuyor, neşeli sunucu ve palyaçolar eşliğinde eğleniyordu çocuklar. Program dahilinde bir de kına gecesi vardı, saat 19.00'dan sonra başlayacak. Üç genç SP'li arkadaşımız, Veysel Yazar, Kürşat Keser, Barışcan İğrek, ertesi gün Mamak Muhabere Okulu'nda temsili askerlik yapacaklardı. Yüzlerdeki haklı gurur Ailelerin yüzlerindeki haklı gruru görmemek mümkün değildi. Çocuklannı ne zorluklarla bu yaşa getirdikleri, bir romanm konusu olabilir ancak. Üniversite yıllannda nüfiıs sayımında sayman olarak görev yapmış ve zihinsel engeli olan bir genç kızm ailesi tarafından nasıl saklanmaya çalışıldığını görmüştüm. Onu da kayıtlara geçirmek istediğimde "Onu da mı sayacaksın, o deli!" denildiğini gördüğüm bir geçmişten sonra üstelik. Dikkati çeken, aileler ile birkaç duyarlı arkadaştan oluşan küçük bir toplulukla gerçekleşiyor olmasıydı bu etkinliğin. Sorunun kendisi SP hastalığı gibi görünse de, orada asıl sorun duyarsızlıklanmızdı. Bir anlık görünüp kaybolan desteğimizle vicdammızı rahatlatıyorduk bir nebze de olsa. Bugün yenilikçilik (inovasyon) adıyla geçen ve her şeyde sürekliliği ifade etmeye çalışan günümüz modası modelleri iş hayatlanmıza, profesyonel yaşantılanmıza, para kazanacağımız alanlara yerleşetirebilirken, bu tür gönüllü gerçekleştireceğimiz alanlara yayamadığımızı fark ederek ve üzülerek terk ediyordum bu etkinliği. Bir yaşaını değiştirecek güce biz de sahibiz Yine kendime kattıklarımla ayrılıyordum, yine bencilce. Bir hayatı değiştirebiliriz, bu güce sahibiz. İhtiyacı olduğunu bildiğimiz hangi arkadaşımızın yanında değiliz ki? Arkadaş olmayı mı öğrenmeliyiz ilketapta? Toplum olarak öncelikle bu konuda eğitilmeye ihtiyacımız var ve okul sıraları klişesi aslında hiç de haksız bir saptama değil. Bu konuda ciddi bir adım olarak atılan kaynaştırma eğitimlerinin ilk hedefi de bu değil mi? Soruna sahip olmadan da duyarlılık geliştirebilmek. Halbuki daha önce de değindiğim gibi sorun engelin kendisi değil, engel duyarsızlığımız ve ertelemelerimiz. Bu sayfa Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği (AFSAD) tarafından hazırlanmıştır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle