28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

17 Aralık 2010 Cuma 337 ‘Birdemetözlemsin’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazetemizin eski İsveç Temsilcisi, edebiyatçı, çevirmen ve fotoğraf sanatçısı Gürhan Uçkan, ölümünün 4. yılında anıldı. Gürhan Uçkan, 1948 yılında Ankara’da doğdu, Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ni bitirdikten sonra lisanüstü öğrenim yapmak için 1972’de İsveç’e gitti ve Stockholm’e yerleşti. Cumhuriyet gazetesinin İsveç temsilciliğini, 1992’den 5 Aralık 2006 tarihinde yaşamını yitirene kadar sürdürdü. Uçkan’ın dostları, 2007 yılında, “Bir Demet ÖzlemsinGürhan Uçkan’ın Anısına” adında bir kitap hazırladılar. Dil Derneği ve İsveç Atatürkçü Düşünce Derneği, Uçkan’ın adına üniversite öğrencileri arasında “Dil Derneği Gürhan Uçkan Kısa Öykü Yarışması” düzenledi. Gürhan Ağabey’i andık 15 YANSIMALAR ŞeŞk KAHRAMANKAPTAN seŞk@kahramankaptan.com / www.kahramankaptan.com A Halkımız ‘Zorba’yı Sever... ge’nin iki yakası arasında, kültürel bakımdan ortak noktalardan biri de müziktir. İki halkın dinlediği yerel ve geleneksel müziklerde ortak makamsal özellikler, ezgi benzerlikleri hemen hissedilir. Mikis Thedorakis’in “Zorba” müziği, yıllar önce çekilen filmle birlikte çok “popüler” olmuş ve “Yunan müziği” kavramına öncelikle çağrışım yaptırmaya başlamıştır. Akıllı bir dansçı ve koreograf olan Lorca Massine de, bu müziğin ve “sirtaki” denilen oyunun sadece Balkanlar ve Orta Doğu’da değil, tüm dünyada sevildiğini görünce, Zorba’yı bale olarak sahneye uyarlayarak, ticari bir deha göstermiştir. Zorba balesi, çeşitli yabancı topluluklar tarafından değişik yıllarda, Ankara, İstanbul, Bodrum, Antalya kentlerimizde sahnelendi. Ama repertuara ilk kez Ankara Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü’nce alındı. Balenin müziği, Thedorakis’in film için yaptığıyla, öteki özgün şarkı ve müziklerinden yararlanılarak orkestrasyonu bir başka Yunan besteci tarafından hazırlanmıştır. Orkestrayı hazırlayan şef Bujor Hoinic’in, müziğin iyi tınlaması için bazı düzenlemeler yaptığını gördük. 20 kişilik koroyu, kulisten söyletmek yerine orkestra çukuruna elinin altına koymuş, Yunan halk çalgısı “buzuki” sorununu, aynı tınıyı veren klavyeyle çözmüştü. Ama iki solo söyleyen mezzo soprano Zeynep Halvaşi için yapılan mikrofon düzenlemesi prömiyer gecesi aksadı, şarkının birinde solistin sesi gerilerde kaldı. Birinci perdenin sonunda, kadife perdenin tam olarak indirilememesi de bir başka teknik aksaklıktı. E NKARA (Cumhuriyet Bürosu) AŞTİ’de, metroda, çarşıda, pazarda, minübüste, otobüste, Ulus’ta, Kızılay’da omzunda kamera, “film çeken” öğrenciler görürseniz, şaşırmayın. Çünkü, Gazi Üniversitesi (GÜ) İletişim Fakültesi, Reklam Atölyesi ve İhtiyaç Grup’un ortaklaşa düzenlediği “1. Uçarı Kısa Film Festivali” için geri sayım başladı. “Ankara’da Öğrenci Olmak” konulu kısa film yarışması, 23 Aralık’ta gerçekleştirilecek. Festival kapsamında kısa film yarışmasının yanı sıra Kamera Arkası Fotoğraf Sergisi, söyleşiler ve gitar dinletisinin de gerçekleştirileceğini söyleyen GÜ İletişim Fakültesi Reklam Atölyesi ‘UçarıFilmFestivali’ A danışmanı, Öğretim Görevlisi Barbaros Gürçay, “Bu yıl ilkini düzenlediğimiz Uçarı Kısa Film Festivali’nin konusunu ‘Ankara’da Öğrenci Olmak’ olarak belirledik. Amacımız bu konuda söyleyecek sözü olan ve bunu sinema yoluyla ifade etmek isteyen tüm öğrencileri harekete geçirmek, kafalarında çektikleri filmleri gerçeğe dönüştürmelerini sağlamaktır” dedi. İhtiyaç Grup adına konuşan Koray Ünal ise “Bir eğitim kurumu olarak festival düzenlerken iki noktaya dikkat çekmeyi amaçladık. Öncelikli amacımız öğrencilere fırsat vermek, onları teşvik etmek ve desteklemek. Diğer amacımız ise Ankara’daki firmalara, kurumlara sponsorluk konusunda örnek olmak” görüşünü dile getirdi. Festival, GÜ İletişim Fakültesi’nin Konferans Salonu’nda 23 Aralık Perşembe günü gerçekleştirilecek. Festival kapsamında, kısa film yarışması düzenlenecek ve bu yarışmada birinciye 3 bin TL, ikinciye bin 500 TL ve üçüncüye bin TL ödül verilecek. Rol dağılımında Zorba’yı Burak Kayıhan ve Oliver Spence’in dönüşümlü olarak canlandırılacağı belirtiliyordu. Ama koreografın, bu rolü daha önce defalarca oynamış Kahire Opera ve Balesi’nin başdansçısı Hanyy Hassan’ı tercih ve davet ettiği anlaşılıyordu, çünkü dansçının kitapçığa adı yetiştirilebilmiş, ancak verilen önem nedeniyle özgeçmişi ayrıca özel olarak basılan bir föy biçiminde araya eklenmişti. Hany Hassan’ın Zorba tiplemesinde oryantal doz biraz fazlaydı ama bunu kendisinin Mısırlı olmasına vermek mümkün. Zorba’nın erkek partnerinde Cankat Özer, başarılı bir performans gösterdi. Köy kabadayısı olarak kırkını geçmiş Hakan Odabaşı hâlâ formunu koruduğunu kanıtlarken, güzel dulda Ayşem Sunal, olgunluğunu hem teatral olarak yansıttı, hem de Cankat Özer’le ikili dansında verimli oldu. Sanem Subaygil’in zavallı madam tiplemesi de yerine oturmuştu. Sonuç olarak bu “folklorik bale”nin, Ankara’daki sahne uygulaması başarılı oldu. Halkımız da, “Zorba”yı sevecektir, çünkü “eğlendirmeye” daha yatkın, popüler bir çalışma. Sayın Başbakan, son Atina ziyaretinde, aynı zamanda sıkı bir solcu ve insan hakları savunucusu olan besteci Thedorakis’le tanışmıştı. Başdansçı Hassan da Kahire’den geldi. Keşke, bunlar özendirici olsa, kendileri de gelip 25 Aralık’taki ikinci temsili izlese. Gazili öğrencilerin gözünden ‘üniversiteli olmak’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle