Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 Kasım 2010 Cuma 331 13 Nurhan Keskin, 7 bini öğrenci her gün 10 bin kişiyi besliyor; 131 kişiye iş veriyor ‘Koltuğumu kızımabırakıyorum’ SERTEÇ EŞ SEVİL ARINAN NKARA Eşinin işyerine yaz tatilinde “göz kulak olmak” için geldiği ilk gün, yaşamının bundan sonra farklı bir rotaya gireceğini anlamıştı, Nurhan Keskin... “Aynı gün Trafik Hastanesi’ndeki görevimden istifa ettim” diyor ve ekliyor: “Günde 10 bin kişilik yemek pişiriyoruz, bunlardan 7 bini öğrenciler için...” Bir sınır düşünmediği için kendisine “son hedef” koymuyor ve son bir aydır da “koltuğunu” kızı Zeynep’e devretme çalışmaları yapıyor... A Yıldız Yemek Fabrikası’nın sahibi Nurhan Keskin’i OSTİM’deki yemek fabrikasında ziyaret ettik. Olumlu enerjisinin yüzüne yansıdığı hemen hissediliyor. Yemek yapmayı, özellikle de öğrencileri beslemeyi kendine adeta görev edinmiş. “Kendini okul çağı beslenmesi konusunda eğittiğini” söylüyor. Keskin, dikkat ettiği noktaları şöyle anlatıyor: ‘Çok iyidönerkeserim’ Keskin, yemek fabrikasını yalnızca yönetmiyor, gerektiğinde her işi yapıyor. Aşçılık konusunda iddialı ve kimseyle paylaşamayacağı mutfak sırları olduğunu anlatıyor. Keskin, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Çok iyi döner keserim. Burada 131 kişi çalışır ve hepsinin işini yapabilirim. Bulaşığın nasıl yıkanması gerektiğini, bir litre suya kaç gram deterjan konulacağını göstererek öğrettim. Her öğlen bir okula gider, kendi elimle yemek dağıtırım. Bu sayede sağ kolum kaslandı.” ‘9erkeğe1 kadın’ Keskin, kadınların işlerinde daha özenli oluğunu düşünüyor. Buna ilişkin işyerindeki uygulamayı şöyle anlatıyor: “Mutfakta her on kişilik erkek grubuna bir kadın yerleştirdik. Böylece verim arttı ve çalışmalarımız düzene girdi. Bazen işini iyi yapan kadınlara iltifat ettiğimde erkekler kıskanıyor. Bu yüzden kadınlar aklından geçeni ertelememeli, hemen yapmalı. Çekinerek gelenlerin çoğunluğu, güveni yerine gelmiş olarak ayrılıyor.” ‘ÇinlilereAtatürk’ü anlattık’ “Öğrencilere, kesinlikle gazlı içecekler vermiyoruz. Kendim de anneyim ve çocukların beslenmesine ayrıca önem veriyorum. Çocuklara Türk yemeklerini sevdirmeye çalışıyoruz. Yöresel yemekleri ise yöresel müzik eşl iği nde sunuyo ruz. Okullar da be slenm e . derslerine katılıyorm en ek ger esi nm sle Özel be 12 çocuğumuz var. Alerji ve diyabet... Aynı yemekleri bu çocuklara uygun şekilde sunuyoruz.” Yıldız, yemek hizmeti verdikleri çocukların velilerini, kendilerini habersiz denetlemeleri için özendirdiğini de anlatıyor. Yıldız, “Bu fabrikadan çıktıktan sonra tüketilmeyen yemekler bir daha bu kapıdan içeri giremez” diyor. Kekin, OSTİM’e gelmesinin ardından bölgede iş yapan 25 kadını örgütlüyor ve bir araya getiriyor. Kadınlar olarak zaman zaman toplandıklarını vurgulayan Keskin, Ankara’daki Çinli kadınlarla ilişki kurmasını da şöyle anlatıyor: “TürkÇin Kadınları Dostluk Derneği üyesiyim. Türkiye’yi Çin’e, Çin’i Türkiye’ye tanıtıyoruz. Örneğin Atatürk’ü Çinlilere anlattık. Geleneklerimizi, göreneklerimizi bizzat yaşayarak uygulamalı olarak Ankara’daki Çinli kadınlara gösterdik. Onlarla birlikte bayramlaşmalara gidiyoruz. Sosyal faaliyetler yapıyoruz.” Horon eşliğinde hamsi