Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 258/12 Haziran 2009 ADT’denarkadaşlarısosyalkişiliğiveçocuklarlakurduğuiletişimnedeniyleYaprakOnat’a buadıtakmış ‘Tiyatronun yaramaz kızı’ ? Selda GÜNEYSU H areketli ve sosyal kişiliği, çocuklarla kurduğu iletişim nedeniyle arkadaşları, Ankara Devlet Tiyatrosu (ADT) oyuncusu Yaprak Onat’a “Tiyatronun yaramaz kızı” diyor. Onat’a bu sıfatı yakıştırmalarında, onun genellikle çocuk oyunlarında görev almasının da payı büyük. Küçük yaşlardan itibaren tiyatroya ilgi duyan Onat, henüz ortaokul öğrencisiyken, Ankara Sanat Tiyatrosu’nda (AST) sahnelenen “Bir Şehnaz Oyun”u izledikten sonra karar vermiş oyuncu olmaya. Önceleri Adana DT’de görev yapmış, sonra Ankara DT’ye tayin olmuş. Bugün meslekte 20 yılı geride bırakan Onat, yurtiçinde gerçekleştirilen pek çok festivalde de görev alıyor. “Türkiye’de artık yurttaşlar tiyatro sanatına ilgisiz” şeklindeki yorumlara ise katılmıyor. Özellikle çocukların tiyatroya çok ilgi gösterdiğini söyleyen Onat, “Umut verici. Çocukların tiyatro sanatına ilgi duymaları bizleri heyecanlandırıyor. Sonraki yıllarda bu ilginin artarak devam edeceğine inanıyorum” diyor. Ankara DT oyuncusu Yaprak Onat’la sanat yaşamını konuştuk: Bize biraz kendinizden söz eder misiniz? ¦ Sanatçı bir ailenin çocuğuyum. Annem ressam ve yazar. Romanları, çeşitli oyunları ve radyo tiyatroları var. Babam diplomattı. Ancak sanata ilgisi çok büyük. Hatta onun yazdığı bir oyun İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda oynanmıştı. Kardeşim de Radyo Televizyon Sinema eğitimi aldı. Bu nedenle küçük yaşlardan itibaren sanatla yoğruldum. Babamın mesleği nedeniyle 9 yıl yurtdışında yaşadım. Küçük yaşlardan itibaren de tiyatro sanatına ilgi duydum. Yurtdışında, hâlâ görüştüğüm çocukluk arkadaşımla, babamın ve annemin kütüphanesindeki kitapları alır, seslendirirdik. Şimdi de dublaj yaparak bu hayalimi gerçekleştiriyorum. Yıllar sonra, ben ortaokul öğrencisiyken, annem Ankara Sanat Tiyatrosu’nda (AST) sahnelenen bir oyuna götürdü beni. Turgut Özakman’ın yazdığı “Bir Şehnaz Oyun”a... Bu oyunu izledikten sonra, “tiyatrocu olmalıyım” dedim. 1989 yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’ndan mezun oldum. Daha sonra Adana DT’de 5 yıl mecburi hizmet yaptım. Sonra da Ankara’ya geldim. Ankara’da da sahneye ilk, yıllar önce AST’ta izlediğim, tiyatrocu olmaya karar verdiğim, “Bir Şehnaz Oyun”la çıktım. Bu benim için güzel bir tesadüf ve çok büyük bir mutluluktu. AST bugüne değin birçok sanatçının yetişmesine öncülük etmiş bir kurum. Siz bunlardan yalnızca birisiniz... Ancak bugün AST, Ankara’dan taşınıyor. AST’nin İstanbul’a taşınma kararını nasıl değerlendiriyorsunuz? ¦ Ankara için çok üzücü buluyorum. Çünkü AST, herhangi bir tiyatro değil. Başka bir anlamı var onun, yeri çok özel bir tiyatro o. Ancak artık ne yazık ki Ankara’da özel tiyatroların varlığını sürdürebilmesi çok zor. Pek çoğu ekonomik sıkıntı içinde. Birçoğu da perde kapatmak zorunda kalıyor. İstanbul’da da bir özel tiyatronun varlığını sürdürebilmesi için o tiyatronun isim yapması gerekiyor. Umarım İstanbul AST’ye şans getirir. Adı hiç değilse İstanbul’da yaşar. Ayrıca bildiğim kadarıyla DT, AST’nin sahnesini kiralayacakmış. Biz de DT olarak AST’nin anısını burada yaşatırız. Ankara’da özellikle 1960’lı yıllarda tiyatroseverlerin kapılarda kuy ‘ASTherhangibirtiyatrodeğil’ ‘Çocukların ilgisi bizleri heyecanlandırıyor’ ruklar oluşturduğundan söz ediliyor... 1960’lı yıllardan bu yana ne değişti? Neden tiyatrolar bugün izleyici bulmakta zorluk çekiyor? ¦ Bana sorarsanız hâlâ öyle... 1960’lı yıllardanbuyanapekçokşeydeğiştibelki ama yurttaşlar tiyatro sanatına ilgisiz de değiller. DT’nin biletleri satışa çıktığı andan itibaren tükeniyor. Oyunların çoğunda yer bulabilmek çok zor. Bizler bile çoğu kez yakınlarımıza yer bulamıyoruz.Tabii biletlerin ucuz olmasının da bunda etkisi büyük. Genel anlamda Ankara’daki sanat yaşamını nasıl değerlendiriyorsunuz? ¦ Bugün ne yazık ki Ankara’da çok sayıda konser ve opera bale salonu bulunmuyor. Bu Ankara için çok büyük bir eksiklik. Özel tiyatrolar da yeterli sayıda değil. Üstelik perde kapatmak zorunda kalıyor pek çoğu. Ancak DT bu sorunları sahne sayısını arttırarak, festivaller yaparak aşmaya çalışıyor. Genellikle çocuk oyunlarında görev alıyorsunuz. Çocukların ve gençlerin tiyatroya olan ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz? ¦ Çok güzel. Umut verici. Çocukların tiyatro sanatına ilgi duymaları bizleri heyecanlandırıyor. Sonraki yıllarda bu ilginin artarak devam edeceğine inanıyorum. Ben bu sezon, gelecek sezon da devam edecek olan, William Shakespeare’in, “Bir Yaz Dönümü Gecesi Rüyası” adlı yapıtından çocuklar için uyarlanan, Cahit Çağıran’ın sahneye koyduğu “Bir Yaz Masalı” oyununda rol alıyorum. Her türlü yaramazlığı yapan, bütün aşıkları birbirine düşüren bir periyi canlandırıyorum oyunda. Tiyatrodaki pek çok arkadaşınız sizin için “Yaprak, tiyatronun yaramaz kızıdır” diyor... ¦ Oyunlardaki rollerimden ötürü böyle söylüyorlar olsa gerek. Bir de hareketli ve sosyal biriyimdir. Çeşitli festivallerde görev yapıyorum örneğin. DT Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Ankara Küçük Hanımlar Küçük Beyler Uluslararası Çocuk Tiyatroları Festivali”, Devlet Tiyatrosu Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfı tarafından Ordu Belediyesi’nin de desteği ile düzenlenen “Ordu Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali” gibi... Bu festivallerde de çocuklarla birlikte oluyoruz. Ben festivallerde görev almaya 1995 yılında başladım. 1995’te TOBAV yönetimi beni çağırıp, İngilizlerle ortaklaşa gerçekleştireceği “TOBAVHope Street MYPT” projesinde görev almamı istedi. TOBAV o dönemde İzmir Alaçatı’da festival yapıyordu. Projeye benimle birlikte dekor, kostüm, mask tasarımcımız Hakan Dündar ve geçen yıl kaybettiğimiz Oğuz Budak da katıldı. Alaçatı’da bir buçuk ay kaldık. Doğaçlama tekniği ile oluşan, içinde akrobasi olan, müzikli bir çocuk oyunu çalıştık. Yarı İngilizce, yarı Türkçe bir oyundu bu. Sonra bu oyunu TOBAV’ın yıllardır gerçekleştirdiği Alaçatı’daki festivalde sahneledik. Ardından da İngiltere’ye gittik. Son derece keyifli bir projeydi. 16