02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 245/13 Mart 2009 Anadolu kadınının töreye isyanı: ‘KURBAN’ ? Selda GÜNEYSU nkara Deneme Sahnesi’nin 22 Mart’ta, Mavi Sahne’de prömiyer yapacak yeni oyunu “Kurban”, toplumsal bir yaraya parmak basıyor: Çokeşli evlilik. Mahmut’un, eşi Zehra’nın üzerine Çerkez kızı Gülsüm’ü kuma getirmek istemesi neticesinde, Zehra’nın dramını, töreye karşı balkaldırışını konu edinen oyunda, kadınların eğer isterlerse “töre” adı altında topluma dayatılan kuralları aşabileceğine vurgu yapılıyor. Güngör Dilmen’in, 1967 yılında kaleme aldığı oyun, Anadolu kadınının geleneksel aile düzeni içindeki yerini dramatik bir dille anlatması bakımından da önem taşıyor. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nurhan Karadağ’ın yönettiği oyunda, Ankara Devlet Tiyatrosu oyuncuları Yavuz Sepetçi ve Umut Karadağ da rol alıyor. Oyunun yönetmeni Prof. Dr. Nurhan Karadağ ile “Kurban”ı konuştuk: Bize oyun hakkında bilgi verir misiniz ? ¦ Oyun, Türk kadınının toplumdaki önemini ve yerini anlatması bakımından önem taşıyor. Karacaörenli Mahmut, bir gün eşi Zehra’nın üzerine Çerkez kızı Gülsüm’ü kuma getirmek ister. Zehra, eşinin bu kararına tepki gösterir ve onu bu kararından vazgeçirmeye çalışır. Eşini ve çocukları Murat ile Zeynep’i, başkalarıyla paylaşmaya niyeti yoktur. Lakin Mahmut’un da gönlü Gülsüm’dedir. Eşini bu düşüncesinden vazgeçiremeyen Zehra, önce çareyi çevresinden yardım almakta arar. Ancak çevresinden de beklediği desteği göremez. Çünkü kadınların birçoğu bu şekilde yaşamaya alışmıştır. Bunun üzerine Zehra, ilkelerinden hiçbir şekilde taviz vermez ve ne olursa olsun “töre”ye karşı mücadele eder. Mücadelesi de onu dramatik bir sona götürür. Biz bu oyunda, Anadolu’da çoğu kadının töreler karşısında aslında bir “kurban” olduğunu görürüz. Zehra karakteri törelere karşı çıkmak isteyen tüm kadınların sessiz çığlığıdır aslında. Ankara Deneme Sahnesi, genellikle Anadolu motifleriyle süslü oyunları izleyicilerin beğenisine sunuyor. “Kurban” da bunlardan biri. Pek çok yerde sahnelenmiş, birçok ödül almış bir oyunu yeniden sahneye taşıma fikri nasıl belirdi ? A ¦ Anadolu’nun yaşam biçimini tiyatro sahnesinden aktarmak bizim için önem taşıyor. Bize yabancı olan öğeleri değil, kendi sorunumuzu, kendi insanımızı anlatıyoruz çünkü tiyatro sahnesinden. Güngör Dilmen, “Kurban” adlı oyunu 1967 yılında kaleme alırken, Anadolu kadınının en büyük sorunlarından birini, “kuma sorununu, çokeşli evliliği” sanat aracılığıyla anlatmak istemiş ve Anadolu kadınını bu yolla çağdaşlaştırmayı amaçlamış. Bence çok da doğru yapmış. Benim bu oyunu Ankara Deneme Sahnesi oyuncularıyla yeniden izleyici karşısına çıkarmak istememin en önemli nedenlerinden birisi de bu. Bugün ne yazık ki Anadolu’da kadınlarımızın çoğu, törelere karşı yenik. Cumhuriyet dönemi ile birlikte Medeni Yasa’nın kabulünden ve kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkı verilmesinin üzerinden uzun yıllar geçmiş olmasına karşın bugün hâlâ ne yazık ki “çokeşli evlilik” sorunu Türkiye’de, özellikle doğu bölgelerde devam ediyor. Uzun süre de devam edecek gibi görünüyor. Ayrıca bu oyunun benim için başka bir anlamı daha bulunuyor. O da şu: Bundan yaklaşık 30 yıl kadar önce, fakülteye asistan olduğumda, yine “Kurban” üzerine çalışmış ve oyun üzerinde çok değişik bir biçem oluşturmaya çalışmıştım. Özellikle de oyunda geçen Zehra’ın gördüğü “düş” sahnesinde. Bugün oyuna yine o gözle baktım. ‘Oyunlarımızınmodel olacağınainanıyorum’ Anadolu binlerce yıllık bir tiyatro geleneğine sahip aslında. Ancak ne yazık ki bugün çok fazla bu geleneğin sürdürülmediğine tanık oluyoruz. Siz ne düşünüyorsunuz? ¦ Çok doğru. Anadolu binlerce yıllık bir tiyatro geleneğine sahip. Ancak bu zenginliğimizin evet biz de bugün yeterince değerlendirilmediğini düşünüyoruz. “Kurban”ı yeniden sahnelemekle bu noktada bir kapı aralayabilir miyiz diye de düşündük. Yeni bir üslupla sahneye taşıyacağımız bu türlü oyunların Türk tiyatrosunun gelişimi açısından model olacağına da inanıyorum. Çünkü Ankara Deneme Sahnesi oyunlarının hemen hemen hepsini, bir model biçiminde, yıl içinde en fazla 30 kez sahneleyebiliyor. Tiyatro sanatının pahalı olmasının, yerleşik bir sahnemizin olmayışının ve ödeneğimizin azlığı da temsil sayımızı etkiliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bugün özel tiyatrolara sağladığı ödenek yardımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Yeterli buluyor musunuz? ¦ Ankara Deneme Sahnesi olarak geçen yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan 8, 10 bin TL civarında bir yardım aldık. Ancak elbette ki tiyatro sanatının pahalılığı göz önünde bulundurulduğunda bu yardım yeterli değil. Bugün nereden baksanız, kostümü, ışıkları, oyuncuların maaşları gibi ayrıntıları da düşünüldüğünde bir tiyatro oyununun maliyeti 100 bin TL’yi buluyor. Ancak Ankara Deneme Sahnesi’nin oyuncularının çoğu bu işi gönüllü olarak yapıyorlar. ADT oyuncuları da bize destek veriyor ama ekibin yarısı kadarı yıllardır oynayan gerçek amatörler. Bu durum bize avantaj sağlıyor. Elimizdeki olanakları daha iyi değerlendirebiliyoruz. Oyunumuz 22 Mart’ta ilk kez tiyatroseverlerin karşısına çıkacak. Biz bu oyunu 22 Mart’tan sonra her pazar iki kez olmak koşuluyla sahnelemeyi düşünüyoruz. Ayrıca Mavi Sahne’nin küçük, sıcak bir Oda Tiyatrosu atmosferi var. Ankara Deneme Sahnesi de bu atmosfere çok yakın. 16
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle