02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 245/13 Mart 2009 Yazar Erendiz Atasü, CKM’de Cumartesi Söyleşileri’ne katıldı ‘Kadınhaklarıunutuluyor’ NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yazar Erendiz Atasü, geleneksel “Cumartesi Söyleşileri” kapsamında Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde (CKM) başkentlilerle bir araya geldi. “Kadın özgürlüğünün neresindeyiz?” konulu söyleşiye katılan Atasü, “Feodal baskı ve alışkanlıklarla ve sol hareketin yetersiz kalmasıyla kadın hakları unutuluyor. Dünya, 8 Mart’ı ve kadın emekçiliğini unutuyor. Bu hakların nasıl kazanıldığı kuşaktan kuşağa aktarılamıyor” dedi. Gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’ın tutuklanmasına çok üzüldüğünü belirten Atasü, “Geçtiğimiz hafta bir panelde kendisiyle konuşmacıydık. Balbay, ‘yeni bir belayla’ karşı karşıya kaldığını hissettirmişti bizlere. Balbay’ın konuşmaları küçük ve önemli ayrıntılarla doludur. Orada şunları söyledi: ‘Biz bir mücadelenin içindeyiz ve mücadelemize devam edeceğiz. İçinde bulunduğumuz durumu umut ya da umutsuzluk olarak nitelemek yanlıştır.’ Bizler de Balbay’ın yaptığı gibi bu ‘insanlık onuru mücadelesi’ni sürdüreceğiz” diye konuştu. Para, beden ve zaman olduğu sürece özgür olunabileceğini vurgulayan Atasü, “Yani hayatımızın büyük bir bölümünü özgür olmadan yaşıyoruz. İnsanlığın uzun tarihinde özgürlük yeni bir kavram aslında. Eskiden, Amerika’da da Afrika’da da kadınların en küçük hakkı bulunmayan köleci uygulamalar vardı. Özgürlük, insanın değerli olduğu olgusuyla, Avrupa’da hümanizmanın etkin olmaya başladığı dönemde ortaya çıkmıştır. Hümanizma fikri de Fransız İhtilali sürecinde oluşmuştur. Ama ne yazık ki İngiliz yazar Dorris Lessing’in de dediği gibi, ‘Çok yakın bir tarihte, dünya, kadın özgürlüğü taleplerinin karşılanamayacağı bir yer olacak’ diye düşünüyorum” değerlendirmesini yaptı. Kadın özgürlüğünün, “Niye sadece erkekler değerli? Neden erkeklerin hakları var da bizim haklarımız yok” sözüyle ortaya çıktığını belirten Atasü, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İlk karşı çıkılan şey örgütlenen din baskısıdır. Kişisel inançla kamusal din baskısını karıştırmak da günümüz aydınlarının en büyük ayıplarındandır. Özgürlük, monarşi ve örgütlü dine karşıdır. Amerikalı İstikbal Planlayıcıları’nın yeni hedefi de çok açık: Halifeliği getirmek... Özgürlük, toplumsal ve siyasal güç ve yeni bir düzen ideali taşır. Eskiyi kesinlikle kabul etmez. Bugün, Batı’da kadınlar, özgürlüklerini 200 yılı aşan sokak mücadeleleriyle kazandılar. Seçmeseçilme hakkını da böyle aldılar. Yüksek sınıflara mensup kadınlar bile fiilen mücadele vererek açlık grevleri yaptılar. Özgürlüğümüzü kazanmamız için, kadın varlılığın bilinci ve bilinçaltı kadınlar tarafından algılanmalı ve idrak edilmelidir.” A ‘Avrupa nezle olunca biz de grip oluyoruz’ ATASÜ, asıl özgürlük hareketinin Kurtuluş Savaşı’nda başladığına dikkat çekerek, “Mustafa Kemal’in bu savaştaki sıradışı yeri kesinlikle yadsınamaz. Özgürlük üzerine bu denli yoğun düşünen bir devlet adamı daha yoktur. Ama ne yazık ki Atatürk’ün kaleminden çıkan eserleri kitapçılarda bulamıyoruz. Bulmak için Türk Tarih Kurumu’na gitmemiz gerekiyor. Atatürk’ün, ‘cinsel ahlâkı’ resmen sorguladığı yerler vardır. Atatürk, ‘Bir erkek tecrübe sahibiyse bu, onun için iyi bir şeydir. Peki, kadınlara özel hayatları içinde kendini bulma fırsatını neden vermiyoruz?’ der. Avrupa nezle olunca biz grip oluyoruz. Türk feminist hareketi, Cumhriyetçiler ve Cumhuriyetçi olmayanlar üzere ikiye ayrıldı. Mustafa Kemal’in, kadın haklarını ‘sadece devrin diğer diktatörlerinden kendini sıyırmak ve ayırmak’ için yaptığını söyleyenler bile olmuştur” dedi. Feodal baskı ve alışkanlıklarla ve “sol hareketin” yetersiz kalmasıyla kadın haklarının unutulduğunu vurgulayan Atasü, şöyle devam etti: “Dünya, 8 Mart’ı ve kadın emekçiliğini unutuyor. Bu hakların nasıl kazanıldığı kuşaktan kuşağa aktarılamıyor. Bizim kadınlarımızın gerçek hakkını Mustafa Kemal verdi. Cumhuriyeti kurduktan sonra da Türk kadınını unutmadı. 1950’lerden sonra kadınlar unutulmaya başlandı. Duvarlardaki aile fotoğrafları indi yerine yalnızca babaların olduğu fotoğraflar asıldı. Örgütlü dine verilen ödünle kadın özgürlüğü bitmeye başladı. Aile içi şiddet ve toplum içi tacizle de kadın hareketi soluğunu yitirdi. Kadınların asli görevi kocalarını mutlu etmek oldu. Yoksulluğun kadınlaşmasını istemiyoruz. Bugüne kadar ortasolda çoktan bir birleşme olmalıydı. Örgütlenmek güzeldir. Ama derneklerin maddi imkânsızlıkları var. Sivil toplum örgütlerinin de nefesi kesilmiş durumda. Hepimiz keşke bulunduğumuz yerden bu yüksek dalgaya an az ödünü vermeye çalışsak.” Erendiz Atasü söyleşinin ardından yine CKM’de kitaplarını imzaladı.Cumartesi etkinlikleri kapsamında daha sonra Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı sanatçıları klasik müzik dinletisi sundu. 12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle