Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 282/27 Kasım 2009 Vefave ÖzveriAnıtı: MustafaAyaz sefik@kahramankaptan.com / www.kahramankaptan.cokm Yans malar Şefik KAHRAMANKAPTAN İ lk bakışta yazıya iddialı bir başlık attığımı düşünebilirsiniz. “Özveri” ile “vefa” kavramlarını ressam Mustafa Ayaz’a niçin rahatlıkla yakıştırdığımı açıklayayım: Mustafa Ayaz (d. 1938), geçimini tümüyle resimden sağlayan ressamlar arasında özel bir yere sahip. Üniversitelerde çalıştığı dönemde elbette bir maaşı vardı ama emekli olduktan sonra, kendini tümüyle resim yapmaya hasretti, çoğu meslekdaşından daha fazla kazandı. Ama bu kazancını, başka gelir kaynaklarına çevirmek, değişik alanlara yatırım yapmak yerine, kendine bir müze yapmayı hedefledi. Bundan daha büyük bir “özveri” olabilir mi? Mustafa Ayaz Adım, adım ilerledi. Önce Balgat’ta bir arsa aldı. Sonra düşlediği binanın projelerini mimar Turani Günay Anar Eyni Kadri Atabaş’a hazırlattı. Ardından inşaat döneminde, kazandığı her kuruşu gene bina için harcadı. Ortaya, toplam kullanım alanı 4600 metrekare olan, içinde ayrıca sanat galerisi, eğitim atölyeleri ile özel ofisin de yer aldığı Mustafa Ayaz Müzesi ve Kültür Merkezi çıktı. Buranın kendinden sonra da devam edebilmesi için “Mustafa Ayaz Müzesi ve Plastik Sanatlar Merkezi Vakfı”nı da kurdu. Kendini “geveze elli” olarak tanımlayan, tuval üzerine çalışmadığı zamanlar öteki tekniklerle o işlek desenini kağıt üzerine döken Ayaz’ı “kadın duruş ve oturuşlarının ressamı” olarak tanımlamışımdır. Ama önceki dönemlerde yaptığı peyzajlar, işlediği başka konular da vardır kuşkusuz. Ayaz’ın tüm dönemlerinin ürünleri artık daimi olarak müzesinde sergileniyor. veler ve narenciye aromalarından, kırmızının ise vişGeçenlerde yapılan resmî açılış töreninde bir özbiçim ne gibi koyu renkli ve kurutulabilir meyve aromalailişkisi de sağlandı. Ayaz’ın danseden kızları, simge rından zengin olduğunu söyleyebiliriz. 80 yıllık geçsel olarak adeta canlanıp görev aldılar. Ankara Dev mişe sahip Kavaklıdere, Başman ailesinin yönetiminde let Konservatuvarı’ndan İnan Mert’in “Fanus” adı bu geleneği 1988’den bu yana, yani 20 yıldır Türkinı verdiği koreografisi genç dansçılar Elif Korkmaz ye’ye taşımış durumda. Fransa’da Bojole sadece kırve Yağız Danış tarafından sahnelendi. Bu koreogra mızıdır, Kavaklıdere ise başından beri beyaz ve kırfiye geçiş için de Ayaz’ın pek sevdiği Burçak Tarla mızı olarak, özgün Anadolu üzümlerinden yapıyor. Besı parçasına uyarlanmış bir üçlü dansta Özge Donat yaz başlangıçta Kapadokya’nın Emir üzümündendi, da rol aldı. Gene Ayaz’ın tuvallerinde eksik olmayan son yıllarda yerini Ege’nin Sultaniye üzümüne bıraktı. “viyolonsel çalan güzel kız” da sanki canlanmıştı. Bil Kırmızının favori üzümü ise Elazığ yöresinin Öküzgkent’te sanatta yeterliliğini yapmakta olan Ece Delikçi, özü. o devasa atriumun ortasında Bach süitlerden başlayaBu yılki şaraplara gelince; Beyaz Primeur 2009, rak bir dinleti sundu. Şimdi gelelim işin “vefa” bo burunda tam bir aroma bombardımanı yaratıyor. yutuna... Ayaz, her zaman büyük saygı gösterdiği ho Sanki burnunuzu kadehe değil de yumuşak bir parfüm cası Adnan Turani’yi de unutmamıştı. Müzeyi gez şişesine uzatmışcasına, daha ilk “fırt”ta algılıyorsumek üzere merdivenleri tırmandığınızda, önce karşı nuz aromaları. Meyve çiçek aromaları birbirine karınıza Turani için ayırdığı bölüm geliyor. Buraya, Tu şıyor. Damakta ise diri, canlı, limon kabuğu tadının rani’nin Azeri kökenli heykeltraş Anar Eyni tarafın yoğun hissedildiği Beyaz Primeur 2009, günün her dan dökülmüş bronz bir büstü de yerleştirilmiş. Ken saatinde iyi soğutulmuş olmak kaydıyla aperatif oladi adına kurduğu müze ve merkezin başköşesine ho rak içilebilecek bir şarap. Kırmızı Primeur 2009 ise cası için bölüm ayırması büyük bir “vefa” örneği de burunda fazla etkili olmamakla birlikte, damakta ğil mi? Pazartesi günleri hariç her gün 12.0018.00 sa dengeli, vişneböğürtlen tadınının derinlerde hisseatleri arasında ziyaret edilebilen müzenin galeri bö dildiği, rahat içimli bir şarap. Bojole’nin Gamay’dan lümünde, Ayaz ve başka sanatçıların satışlı sergileri açı yaptığında yaşandığı gibi bir yılın sonunda boşalma lıyor. Hemen girişteki “müze dükkânı”nda ise Ayaz tehlikesi yok ve kanımca rahatlıkla birkaç yıl saklaimza ve tablolarının basılı olduğu çeşitli hediyelik anı nabilir nitelikte... Bu yıl, klasik Primeur etiketi üzeeşyası bulabiliyorsunuz. ÇAĞSAV da Ayaz Vakfı et rine o yılı simgeleyen pul tasarımı yarışmasında bikinliklerini destekleme kararı aldı. 20 Aralık’ta bu bi rinciliği 9 Eylül’den Umut Altuntaş elde etti. İkinnada Birinci Çağdaş Türk Resim Müzayedesi düzen ci, Marmara Üniversitesi’nden Mehmet Ali Müstelenecek. Ücretsiz olarak halka açık tutulan Ayaz Mü caplıoğlu, üçüncü ise Başkent Üniversitesi’nden Dizesi’nin adresi şöyle: dem Tereyağoğlu. Derecelerin dağılımı, bu grafik yaZiyabey Cad. No: 25 Balgat. rışmasının güzel sanatlar fakülteleri arasında giderek popüler hale geldiğini gösteriyor. Şarap üreticiliği de TÜRK PRİMEURU DAHA ÖZGÜN bir sanat sayılır, müzik ve resim gibi esaslı sanat dalŞarap denilince usuma öncelikle Cumhuriyet dö larıyla dayanışma içinde olması önemli bir duyarlılık neminin ilk yasal üreticisi olan Kavaklıdere gelir. Türk sayılmalı. şarapçılığında pek çok “ilk”i gerçekleştiren Kavaklıdere, Fransa kökenli ve Avrupa’da “bayram” gibi kutlanan bir konuda ise hem “ilk”, hem de “tek”tir. Fransa’da her yıl kasım ayının üçüncü perşembesi “Beaujolais Nouveau”, yani “Yeni Bojole” çıkıp adeta bir “taze, genç şarap bayramı” kutlanırken, Ankara ve İstanbul’da Kavaklıdere Primeur tadılır. Primeur şarapların genel özellikleri, çok aromatik, hafif, canlı, ferahlatıcı olmalarıdır, özellikle de beyazı... Soğutularak aperatif olarak da, yemekte de içilebilir. Beyazın açık renkli mey 18