Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 215 / 15 Ağustos 2008 Öteki Tiyatro yeni sezona hazır ? Selda GÜNEYSU teki Tiyatro çok değil, 10 yıl önce Murat Karahüseyinoğlu tarafından kuruldu. Ancak tiyatronun, Maltepe’deki binasının geçmişi 1960’lı yıllara dek uzanıyor. Tiyatro, 1965 yılında Maltepe Komedi Sahnesi olarak kullanılmış. 1965 1970 yılları arasında mekânda pek çok oyun sahnelenmiş. O yıllarda Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden Cüneyt Gökçer, burada, çeşitli yapımların altına imza atmış. Ancak 1980’li yıllarda ekonomik nedenlerden ötürü boş kalmış. Önce kebapçı, sonra da depo olarak kullanılmış. 1980’li yılların sonunda da “Karadeniz Pavyonu” olmuş. Sonra “Karadeniz Pavyonu” da kapanmış. Murat Karahüseyinoğlu, harabe halindeki binayı 1998 yılında, yeniden yapılandırdı. Pavyonu tiyatro sahnesine dönüştürme işi 3 yıl sürdü. Öteki Tiyatro, 2001 yılında Yücel Erten’in “Azizname” adlı oyunuyla perdelerini açtı. Tiyatroda sonraki yıllarda, “Belgelerle Kurtuluş Savaşı”, “Akıllı Klog, Daha Akıllı Klog, Daha Daha Akıllı Klog”, “Çıkışyokland Cumhuriyeti” gibi oyunlar sahnelendi. Tiyatro geçen sezon da başkentlilerin beğenisine, Ali Seçkiner Alıcı’nın müziklerini yaptığı “Hesap Lütfen” adlı oyunu sundu. Tiyatronun kurucusu Murat Karahüseyinoğlu ile Öteki Tiyatro’nun kuruluşunu, tiyatroda sahnelenen oyunları ve yeni sezondaki yapımları konuştuk: Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? I Ankara’da doğup, büyüdüm. Tiyatro sanatına ilgi duydum hep. 1980 yılında Kültür Bakanlığı’nın düzenlediği “Karagöz Oynatma Kursu”nda, Hayali Torun Çelebi ve Tuncay Tanboğa’dan dersler aldım. 1984 yılında “Antik Yunan Tregedyası’nda İntihar” adlı tezle Ankara Üniversitesi (AÜ) Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi (DTCF), Tiyatro Bölümü’nden mezun oldum. Daha sonra sırayla çeşitli televizyon yapımlarında çalıştım. 1990 yılında TRT’de yayınlanan “Susam Sokağı” adlı çocuk programında senaryo yazarlığı yaptım. “Lokko’nun Ölümü”, “Dışarıda Olmak” adlı kısa filmlerin senaryo yazarlığını üstlendim, müziklerini yaptım. “Teyzemin Nesi Var”, “Ferhunde Hanımlar”, “Kı Ö nacılar Evi” gibi dizilerin yapımcılığını, yönetmenliğini ve senaryo yazarlığını üstlendim. 2004 yılında Cumhuriyet gazetesi yazarı Işık Kansu’nun “Savaşa Hoşgeldiniz” adlı oyununu yönettim. Uğur Mumcu’yu anlatıyordu oyun. Cumhuriyet’in işbirliğiyle sahneye taşımıştık. AÜ DTCF Tiyatro Bölümü’nde iki yıl, “Dramatik Yazarlık ve SinemaTelevizyon Bilgisi” dersi ve Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde bir yıl “Senaryo Uygulamaları” dersi verdim. Öteki Tiyatro çok zor şartlar altında kuruldu. Çok uzunca bir dönem ekonomik sıkıntı yaşadı... I Öteki Tiyatro, Ankara’nın belki de tek ruhsatlı tiyatrosu. Tiyatronun binası 1960’lı yıllarda inşa edilmiş. Cüneyt Gökçer gibi tiyatro dünyasının çok önemli isimleri burada çeşitli yapımların altına imza atmış. Ayrıca Devlet Tiyatroları (DT) çok uzunca bir dönem burayı kullanmış. En son da “Karadeniz Pavyonu” olmuş. Ev sahibi “Karadeniz Pavyonu” buradan çıkarmak istemiş. Bina bir yıl kadar boş kalmış. Ben o dönemlerde kendime göre bir tiyatro sahnesi arıyordum. Ankara’da uygun bir sahne aramadığım yer de kalmamıştı. Sonra ev sahibi arkadaşım aracılığıyla bana haber göndermiş, “Boş bir yer var. Murat kullanmak ister mi acaba” demiş. Ben de hiç düşünmeden kabul ettim. Yalnız bina harabe haldeydi. Televizyona yaptığım işlerden kazandığım parayla burayı onardık. Tabii o dönemlerde ekonomik olarak çok sıkıntı çektik. Hâlâ da çekiyoruz. Ama bir şekilde kendi yağımızla kavrulmaya çalışıyoruz. Öteki Tiyatro bugün klasik tiyatrolar gibi değildir. Çerçevesi yoktur, kulisi yoktur. Oyuna göre şekillenir. Bir anda bir konser için, dans gösterileri için düzenlenebilir. Siz tiyatro kökenlisiniz ama aynı zamanda bir yapımcısınız. Bugün neredeyse bütün tiyatro oyuncuları çeşitli dizilerde rol alıyor. Neden diziler tiyatroya göre daha çok tercih edilir hale geldi? I Ekonomik nedenler yüzünden. Bugün özel tiyatroların birçoğunda sezonda para kazanamazsınız. O zaman biz de televizyona el atalım dedik. Ben örneğin, tiyatronun giderlerini televizyondan kazandığım paralarla karşılıyorum. Ama tiyatrodan da kopmadım. Sadece oynadığımız oyunların bilet gelirleriyle geçinmek zorunda kalsaydık, binanın kirasını dahi karşılayamazdık. Yeni sezonda “Hesap Lütfen” adlı oyunu oynamaya devam edecek olan Öteki Tiyatro, “Çıkışyokland Cumhuriyeti”ni de yeniden sahnelemeyi planlıyor. Bunun dışında Kenan Evren hakkında bugüne değin yayınlanmamış anılardan oluşturulan tek kişilik bir gösteri var. ‘İzleyici yok’ Özel tiyatroların ödenek sorunu da var elbette... I 6 7 milyon nüfusa sahip kentte, DT hariç, yerleşik 2 ya da 3 tiyatro var. Şimdi matematiksel olarak bu tiyatroların geçimlerini bir şekilde sürdürmesi gerekiyor. Koltuklarını doldurması... Ancak yok maalesef. İzleyici yok. En kötü oyunun bile, mecaz anlamda, izleyicisi olurdu eskiden şimdi yok. Bu inanılmaz bir durum. Tiyatro yalnızca “eğlence unsuru” olarak tanımlanmaya başladı. İhtiyaç olmaktan çıktı ki bence en tehlikelisi de bu. Ankara Sanat Tiyatrosu’ndan bilirsiniz, eskiden tiyatroların politik bir duruşu vardı. Seyircisine verdiği bir mesaj... Şimdi böyle değil. Tiyatro öykü anlatır hale geldi. Dünyanın düzeni böyle belki de. Çünkü dünyada da “sağ” ve “sol” kavramları birbirine girdi. Siyasi partiler de öyle. Kitlelerine söyleyecek söz bulamıyorlar şimdi. Doğal olarak da tiyatro bu süreçten etkilendi. Ama en azından bugün biz politik bir tiyatroyuz. Bizim durduğumuz yer belli. 12