05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

13 HAZİRAN 2008 CUMA HALUK YÜCE SAHNEDE BİR KARAGÖZ USTASI Ne yazık ki bugün Karagöz oyunlarını Ramazan aylarının dışında görebilmek pek mümkün olmuyor. O aylarda da aslına uygun oynatılıp oyanatılmadığı tartışılır. Sizce de öyle mi? Katılıyorum. Karagöz, bugün Türkiye’de özellikle Ramazan aylarında yerli yersiz her yerde kullanılıyor. Üstelik kötü bir şekilde kullanılıyor. Bugün Karagöz kimi alışveriş merkezlerinin açılışlarında ve etkinliklerinde de kullanılıyor. İhanet ediliyor Karagöz’e. Cinayet işliyorlar. Karagöz’ün popülerliğinden yararlanmaya çalışıyorlar. Reklamcılar da aynı şeyi yapıyor. Ben bunun altında yararcı anlayışın yattığına inanıyorum. Bu anlayışa karşı çıkmak için belki biraz da Karagöz oynatıyorum. Geleneksel oyunları önemsiyorum çünkü. Yalnızca ben değil batı da önemsiyor geleneksel oyunlarımızı. Başta batı tiyatrosunun önemli isimlerinden Brecht önemsiyor. Çünkü bizim ortaoyunlarımız epik tiyatronun en güzel örnekleri arasında kabul edilebilir. Özellikle çocuklar için tiyatro yapmak istedim dediniz.Bugün çocuk tiyatrolarının sayısı yetersiz.Siz ne düşünüyorsunuz? Çocuk tiyatroları yetersiz değil ama kötü yapılıyor. Bilinmeyen, göz önünde olmayan o kadar çok çocuk tiyatrosu var ki. Çocuk tiyatrosunu “kaliteli” olarak yapanların sayısı hayli az, o da bilinen bir gerçek. Gerçekten sanat yapmak isteyen, sanatçı diye tanımlanan kişiler öncelikle çocuk tiyatrosuna yönelmiyor. Çünkü prestijli bir alan değil çocuk tiyatrosu bazılarına göre. Hal böyle olunca da ortalık, yetişkin için tiyatro yapmayı beceremeyen ama içlerinde bir yerlerde tiyatro tutkusu kalmış kişilere kalıyor. Öyle olunca da ortaya kötü sonuçlar çıkıyor. Bu işi bugün ticari olarak görenler yapıyor. İstismar ediliyor yani. İki tane palyaço kıyafeti giydiğinizde, çocuklara yönelik tiyatro yapmış oluyorsunuz. Asıl önemli olan da yetişkinler animasyon ile çocuk tiyatrosunu birbirine karıştırıyor. Eğlence amacıyla yapılan animasyonlar tiyatroymuş gibi sunuluyor. Bu ihanettir. Etik olarak yanlıştır. O zaman bir bakıyorsunuz, çocuklar tiyatroyu animasyon gibi algılıyor. Oyunlarınızda palyaço var mı ya da oyun sonunda çocukları müzik eşliğinde eğlendirecek misiniz diye soruluyor. Geçen günlerde Moldova’da bir tiyatro festivaline katıldınız. Festivalde Karagöz oynattınız. Yabancılar Karagöz’ü nasıl değerlendirdi? Biz Moldova’daki festivale katılmadan önce festival komitesine tercihte bulunmaları için iki oyunumuzun CD’sini gönderdik. Oyunlardan ilki gençlere yönelik sahnelediğimiz “Bir Beckett Oynamak”, diğeri de Karagöz’dü. Onlar, Karagöz’ü tercih ettiler. Bu bizi çok sevindirdi. Karagöz yurtdışında gerçekten çok seviliyor. Selda GÜNEYSU aşkentte 1984 yılından bu yana hizmet veriyor Tiyatro Tempo. Geleneksel Karagöz oyunu da tiyatronun repertuarında önemli rol oynuyor. Tiyatronun kurucusu ve genel sanat yönetmeni Haluk Yüce’yi özellikle başkentli çocuklar yakından tanıyor. Çünkü Yüce, 1970’li yıllardan bu yana yalnızca çocuklara yönelik tiyatro yapıyor. Yüce, Türk tiyatrosunda da “Çocuklara yönelik tiyatro yapan tiyatrocu, Karagöz ustası” olarak tanınıyor. Yüce, geleneksel Türk tiyatrosunun simgelerinden olan Karagöz’e vefa borcu olduğunu dile getiriyor. “Birileri Karagöz’ü gelecek nesile aktarmalı” diyor. Haluk Yüce’yle, Karagöz’ü, neden yalnızca çocuklara yönelik tiyatro yapmak istediğini ve çocuk tiyatrolarının Türkiye’de yaşadığı sıkıntıları konuştuk. Bize Tiyatro Tempo’nun nasıl kurulduğunu anlatır mısınız? Ben, 1975 yılında yalnızca çocuklara yönelik tiyatro yapmaya karar verdim. Çocukların karşısında temsiller vermek beni heyecanlandırıyordu çünkü. 1980 yılında da kukla tiyatrosuna ilgi duydum. Kukla tiyatrosunu geliştirmek amacıyla o yıllarda deneysel çalışmalara başladım. O yıllarda, 1968 kuşağı akımı tiyatroda öncü rol oynuyordu. Çocukların da içine dahil edilebileceği tiyatro oyunlarının nasıl olması gerektiğine kafa yoruluyordu. Tiyatro oyunu izlerken çocuklar nasıl özgür bırakılmalıydı? Ben o dönemde oynadığım bütün oyunlarda, bu düşünceden hareketle, sahneden çocuklara sorular soruyordum. Onları oyuna aktif olarak dahil etmeye çalışıyordum. Ama yeterli olmuyordu. Daha farklı çalışmalar yapmak gerekiyordu. Bu nedenle deneysel çalışmalar yaptım kukla ve maske tiyatrosu üzerine. Yurtdışındaki tiyatrocularla iletişim kurdum. Onlardan bilgi aldım. Çok çeşitli kukla ve maske yapmayı öğrendim. B Tam bu noktada kuruldu Tiyatro Tempo. 1984 yıllarıydı. Yani o günden bu yana Tiyatro Tempo başkentlilere hizmet veriyor. Tiyatromuzun bugünkü kadrosu da kabarık değil. Marina Yüce,Alize Sekman, Özüm Arıkan ve Savaş Bayram’dan oluşuyor kadromuz. Türk tiyatrosunda HalukYüce,çocuklara yönelik tiyatro yapan ve Karagöz’ü yaşatan ender isimlerden biri olarak tanınıyor. Siz neden özellikle çocuklara yönelik tiyatro yapmayı tercih ettiniz? Karagöz’le ne yazık ki 1982 yılında tanıştım. Ne yazık ki diyorum çünkü Karagöz’le geç tanıştığımı düşünüyorum. Bir yandan yurtdışından kukla tiyatrosuna ilişkin bilgi almaya çalışırken, diğer yanda neden kendi geleneksel tiyatro sanatımıza yönelmiyorum diye bir düşünce belirdi. Bu düşünce beni Karagöz’le ilgilenmeye yöneltti. Ustam Tuncay Tandoğan, namı diğer Hayali Torun Çelebi ile tanıştım. O’nun da öncülüğünde Karagöz oynatmaya başladım. Geleneksel oyunlara yeteri kadar önem verilmediği de bir gerçek.Siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Çok doğru. Çünkü benim Karagöz’e vefa borcum var. Ben Karagöz’ü çok büyük bir ustadan devraldım, yaşatmak için de elimden geleni yapacağım. Birilerinin Karagöz’ü gelecek nesile anlatması gerekir değil mi? 12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle