Katalog

Cumhuriyet Ankara 233/19 Aralık 2008 ANKARA ANKARA Talât HALMAN urat Karayalçın’ın Ankara için hayırlı bir Anakent Belediye Başkanı olacağına inananlardanız. Seçilmesi pek kolay olmayacak gibi... Yine de demokratik solun Karayalçın’ın adaylığı için birleşmesi, DSP’nin de kendi adayını göstermeyerek (sessizce de olsa) destek sağlaması, iyi işaretler. Sol’un ittifaktan yararlar elde edebileceğini 2006 Kasım’ından beri Cumhuriyet Ankara’da birkaç kez yazdım. Bu sene Anakent Belediye Başkanlığı uğrunda solda birleşmeyi ve tek aday çıkarılmasını ısrarla önerdim. Şimdi, 2008 sonunda, emelim gerçekleşiyor gibi. Ve başarılı başkanlık yapmış olan deneyimli siyasetçi ve devlet adamı Karayalçın’ın tek aday olarak tüm sol tarafından benimsenmesi, başkent için bir umut ışığı. Daha önceki başkanlığında, bu çalışkan ve aydın insan, metro projesini başlatmış, Altın Park’ta bugün de hizmet vermekte olan Feza Gürsey Bilim Merkezi’ni kurmuş, birkaç semti hiç yoktan yaratarak Ankara’nın konut ihtiyaçlarına çözümler getirmişti. Şimdi aday olarak dinamik bir program hazırlayan Karayalçın, bayram sırasında çok ilginç, bazı özgün ve yaratıcı öneriler yaptı. I Kent halkının ve sivil toplum kuruluşlarının yönetime katılması, I Toplu taşımacılığın genişletilmesi, I Toplumsal belediyecilik, I Özel sektör hizmetlerinin kontrolü, I Yaşlılara ve engellilere yeni olanaklar, hizmetler ve katılım fırsatla AKKARA Murat Karayalçın’a Destek M rı sağlanması, I Otopark reformları, I Kent hakemliği uygulaması. Karayalçın’ın önerdiği tasarılar gerçekleşirse başkent halkının yaşam koşullarında hatırı sayılır düzelmeler ve gelişmeler olabilir. Bu tür rasyonel ve halkçı programlar, Ankaralılara berrak ve başarılı olarak sunulursa birleşik sola ve tek aday Karayalçın’a halkın desteğini sağlayacaktır. Öneriler arasında, aylık geliri 600 liranın altındaki ailelere yiyecek, yakacak, ev ve mutfak eşyası, barınak, eğitim ve sağlık yardımları da yer alıyor. Yoksullara bedava veya ucuz su ve ulaşım sağlanması da düşünülüyor. Nakdi yardımlar da söz konusu. En yararlı önerilerden biri, genç işsizler için istihdam olanakları yaratılması. Karayalçın programı, başkenti güçlendirip yoksul aileleri zorluklardan, mahrumiyetlerden, yaşam derdinden, nice sıkıntılardan kurtarabilir. Umarım, Karayalçın Ankara için etkin bir ombudsman (kent denetçileri) sistemi de geliştirir. Trabzon Valisi Nuri Okutan, alkışlanacak bir kararla, Trabzon’da ombudsman düzeni kuruyor. Darısı başımıza; Karayalçın başkanlığında, Ankara’ya esaslı bir ombudsman kuruluşu getirilmesi bence büyük yararlar sağlayacak. Yaşlanmadan Yaşamak B edeni sağlam, zihni dinç iken emekliliği seçenlere şaşarım, hatta kızarım öteden beri. Türkiyemiz, başka nice ülkeler gibi, değerli ve deneyimli insanlarını yaş haddinden emekliye ayırıyor onlar çalışmaya devam etmek isteseler bile. Bu, biraz da (daha doğrusu, büyük ölçüde) bizim nüfusumuzun genç, ekonomimizin zayıf olması yüzündendir. Yaşı ilerleyenlere işten el çektirilmese, sırada bekleyen gençler, işsiz kalacak. Çetrefil ve çözümsüz bir sorun bu. Yine de, çalışma hayatı tamamlananların âtıl kalmasına gönül razı olmuyor. Emekliler, kendi istekleriyle, boş vakitleri değerlendirseler, hobiler edinerek zevkli yaşasalar, hayır derneklerinde çalışsalar, topluma ve özellikle muhtaçlara yardım etseler, eğitim ve sağlıkla ilişkili katkılarda bulunsalar hoş olmaz mı? Hayata dört elle sarılan insanlar, zihnen zinde, bedenen sağlıklı kalabiliyor. Amaçlardan ve hayırlı hizmetlerden uzaklaşanlarda “iç çöküş” var. Önemli olan, yaşamdan kopmamaktır. Yaratmayı sürdüren, yaşamını uzatır, canına can katar. Yaşlanmadan yaşamak, yaratmaktan vazgeçmeyenlerin hüneri ve başarısıdır. Bu gerçeğin kanıtları olan olağanüstü insanlarımızın sayısı az değildir. 80’inden sonra, 90’larında, hatta dalya dedikten sonra, kendileri, aileleri, toplum ve sanat uğruna bir şeyler yapmaya devam edenler, hayranlıkla izlediğimiz ve anacağımız müstesna kişilerdir... 90’dan sonra yaratan insanlarımız arasında İhsan Doğramacı, Halil İnalcık, Cahit Kayra, Muazzez Çığ, Aydın Boysan gibi görkemli simalar var. (Benim aklıma gelmeyenleri bana bildirirseniz mutlu olurum.) Bir İngiliz dergisi, çeşitli ülkelerde, ileri yaşlarda değerli çalışmalar yapan kişilerden örnekler veriyor: 87 yaşında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan romancı Doris Lessing... 101 yaşında patent alan ABD’li gökbilimci Charles Greeley Abbot... 101 yaşında hâlâ mimarlık bürosunda her gün çalışan, dünyanın en başarılı mimarlarından Brezilyalı Oscar Niemeyer... 98 yaşında ölünceye kadar yazarlığını sürdüren ve ömür boyu 723 roman yayımlayan Barbara Cartland... Ülkemizde türlü çeşit alanlarda bol bol ödül ve armağan veriliyor. İleri yaşlarda çalışkan, verimli, üretken yaşlılarımıza da şükranlarımızı nişanlarla, armağanlarla sunsak coşkulu törenlerde... “Yaşam aşkı” madalyası hak eden nice yaşlı yaratıcı insanımız var. Her birine bir minnet jesti yapmak, boynumuzun borcudur. Cumhurbaşkanlığı Ödülleri C umhurbaşkanlığı’nın Kültür Sanat Büyük Ödülleri, bu yıl üç güçlü yaratıcımıza verildi: Mimaride Turgut Cansever, Türk sanat musikisinde Alaeddin Yavaşça, edebiyatta Yaşar Kemal... Sağ sol, inançlarda beraberlik ya da zıtlık ayrımı gözetmeksizin, bizatihi değer ve sağlam katkı üzerinde duran haklı armağanlar... Övünç duymalıyız, çünkü başlangıçtan günümüze kadar, tüm ödüller iyi niyetle, politik tercih yapılmaksızın, iltimassız, gıllı gışsız, hakkaniyet gereğince verildi. Demirel, Sezer ve Gül, bu dürüstlüğü baş tacı ettiler. Şimdiye kadar verilen birkaç düzine ödülün hiçbirinde hata olmamıştır. Eserleriyle gönlümüzde taht kuran Yaşar Kemal’in “ölünceye kadar Türk devletini bağışlamayacağız” demiş olmasını ona karşı kullanmadılar, ülkedeki ve dünyadaki olağanüstü başarısının değerini bildiler. Daha bir yıl önce, bir anket yapılsaydı, çoğunluk, siyasal ve ideolojik nedenlerle Yaşar Kemal’e verilmeyeceğini tahmin ederdi. 2008 Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri, Türk demokrasisi ve aydınlanmasının yüzünü ağartmıştır diyebiliriz. Ne kadar doğru söyledi Cumhurbaşkanı Gül: “Bu tören, üç değerli kültür adamının asırlık emeklerinin ve artistik yaratıcılıklarının toplamına, aydın olarak özgür ve bağımsız duruşlarına ve toplumsal sorumluluk bilinciyle oynadıkları rollere devlet ve toplum olarak duyduğumuz saygıyı ifade etmektedir”. Üç büyük yaratıcımıza ve Cumhurbaşkanı’na alkışlarla... 19