Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 233/19 Aralık 2008 Elif Önol İbrahim Yazıcı Eczacıbaşı Beste Yarışması’nda Yeni Arayışların Zamanıdır... eksenbeşyıllık Cumhuriyetimizde, ilk konservatuvar ve kompozisyon bölümünün başkent Ankara’da açıldığını düşünürsek, önemli bestecilerimizin de Ankara’dan yetişmesi gayet doğal. Zaman içinde, Ankaraİstanbul dengesi kuruldu, ticari bağlamda İstanbul biraz öne geçti. Ankara Devlet Konservatuvarı’nda bir dönem kompozisyon bölümüne yeterli sayıda öğrenci alınmaması nedeniyle zincirin halkalarında sanki bir kuşak kopukluk yaşandı ama ardından özellikle Muammer Sun ve İlhan Baran’ın gayretleri, Turgay Erdener’in de yetişip hoca olarak ağırlık kazanmasıyla öğrenci sayısı arttı ve nitelikli genç besteciler yetişmeye başladı. Bilkent de eklenince, Ankara yeniden öne çıktı. Öteden beri takdirle izlediğim ve bir kısmı seslendirilmeden beklese de, repertuvarımıza önemli yapıtlar kazandıran Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Ulusal Beste Yarışması’nın yedincisinde finale kalan üç yapıttan ikisi, Ankara’dan yetişen genç bestecilerimize aitti. Yarışmaya gönderilen 14 yapıt arasından üçünü Yalçın Tura başkanlığında Gürer Aykal, Turgay Erdener, Rengim Gökmen, Hasan Uçarsu’dan oluşan seçici kurul, İstanbul’da yaptığı toplantıda belirlemişti. İzmir’deki finalde Aykal’ın yerini İZDSO’nun şefi İbrahim Yazıcı aldı. Usül olarak değerlendirme, finale bırakılan üç yapıtın İZDSO tarafından seslendirilmesinden hemen sonra yapılıyor. Üç kesimin, “Jüri, Orkestra ve Dinleyici”nin oyu eşit ağırlıkta değerlendirmeye giriyor. Noter huzurundaki sayım ve hesaplama sonucu, büyük ekrana yansıyan sonuç, Ankara Devlet Konservatuvarı mezunu Yiğit Kolat’ın (d. 1984) Kasımpatları adlı orkestra yapıtının birinci, Bilkent mezunu Fazlı Orhun Orhon’ın (d. 1977 ) 2. Piyano Konçertosu’nun ikinci, Mimar Sinan mezunu Koray Sazlı’nın (d. 1973) “Anısına” başlıklı yaylı sazlar orkestrası için yapıtının üçüncü olduğunu gösteriyordu. Geçen yarışmada jüri özendirme ödülü alan Yiğit Kolat, halen ABD’de Memphis Üniversitesi’nde hem doktora çalışmalarını sürdürüyor, hem de öğretim görevliliği yapıyor. Öğrencilik günlerinden beri izlediğim ve hem piyanist, hem besteci olarak yeteneğine inandığım genç Yiğit, giderek olgunlaşma yoluna giriyor. Kasımpatıları, malum kasım çiçeğidir. Yiğit’in Kasımpatıları da Atatürk’ün dört dönem ölüm yıldönümünü anan, parlak, gösterişli bir orkestra eseri. İlk bölüm ve finalde belirgin biçimde işitilen özgün ama Anadolu renkli ezgisel tema, Kolat’ın Muammer Sun’un öğrencisi olduğunu hatırlatıyor bize. Ezgisellikle çağdaş teknikleri iç içe Yiğit Kolat kullanan Yiğit’in bu yapıtı dinleyi S Yansımalar Şefik KAHRAMANKAPTAN sefik@kahramankaptan.com ci ile orkestradan en fazla beğeniyi topladı, jürinin ise ikinci tercihi oldu. Jürinin birincisi Orhon Fazlı Orhun Orhon da Bilkentli, Elhan Bakihanov ile lisansı bitirdikten sonra Fransa’ya giderek Academie de Musique de Gaillard’da kompozisyon okudu, lisansüstü çalışmalarını Bilkent’te Mahir Cetiz, Füsun Köksal ve Işın Metin’le tamamladı. Halen aynı kurumda doktora çalışmasını tamamlamak üzere. Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası’nın da şefliğini yapıyor. Orhun, geçen yarışmada piyanist Deren E. Pöğün’e adadığı 1. Piyano Konçertosu’yla üçüncü olmuştu. Bu kez Elif Önol’a adadığı 2. Piyano Konçertosu’nu dinledik. İlk konçertosu kadar “akademik” olmayan, yeni müzik özellikleri ile ezgiselliği filozofik göndermelerle kaynaştıran, iyi tınlayan, ayrıntıların anlaşıldığı güzel bir konçerto yazmıştı. Yapıt, “vals, caz ve Saygun”a göndermelerle bezeliydi. Sağlam piyanist Elif Önol’un, yarışma sonucu ve konser tarihinin açıklanmasıyla, konser arasındaki bir aylık sürede, önceden yapılmış başka angajmanlarının da bulunması nedeniyle, üçüncü bölümünü hazırlayamadığı konçerto, ilk iki bölümü dinlenebilmiş olmasına karşın, jüriden “tam puan” aldı ama dinleyici ve orkestra oyları Kasımpatılar’a daha çok yönelince genel değerlendirmede ikinci oldu. Koray Sazlı Mimar Sinan mezunu bir klasik gitarist. 8 yaşından bu yana âmâ, yani gözleri görmüyor. Kompozisyon eğitimini ABD’de Boston Üniversitesi’nde aldı, yüksek lisans ve doktora yaptı. Çeşitli yarışmalarda gitar solisti ve besteci olarak dereceleri var. Halen Yıldız Teknik Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Bölümü, Duysal Tasarım Programı’nda kompozisyon dalı öğretim üyesi olarak çalışıyor. İstanbul’da kabartma müzik kütüphanesi kurma çalışmalarını da sürdürüyor. Eczacıbaşı yarışmasında geçen defa jüri özendirme ödülü alan Sazlı, bu kez Atatürk’ün “Anısına” yaylı sazlar orkestrası için bestelediği yapıtıyla üçüncü oldu. eser sayısının 21’den 14’e düşmüş olması, ülkemizin en düzeyli, ciddi, sürekli beste yarışması olan Eczacıbaşı Yarışması statüsünün gözden geçirilmesinin vaktinin geldiğini gösteriyor. Genç bestecilerin giderek yeni müzik üzerinde kafa yorduğu günümüzde, senfonik orkestra yapıtıyla, yaylı sazlar topluluğu için yapıtın ve bir konçertonun aynı kefede tartılıp yarıştırılması acaba ne denli doğru? Jüri, orkestra ve dinleyici oylarının son değerlendirmeye eşit ağırlıkta katılması yerinde mi? Yapıt stoklarının çeşitlendirilmesi ve bestecilerin özendirilmesi açısından, her yarışmaya bir yapıt tanımı getirilmesi, konçertoların, şanorkestra, oda müziği yapıtlarının kendi aralarında yarıştırılması acaba ne ölçüde yeni zenginlikler kazandırır? Bu soruların yanıtları düşünülüp tartışılmalı. Yarışma sekreteryasıyla ülkemizdeki orkestraların yönetimleri arasındaki diyalog güçlendirilip, yapıtların seslendirilmesi için gerekenler de yapılmalı. Bu anlamda da orkestralarımıza ve genel müzik direktörlerine önemli görev düşüyor. Fazlı Orhun Orhon Yanıtı tartışılacak sorular Bu kez jürinin herhangi bir özendirme ödülü vermemiş olması, katılan 18