Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 233/19 Aralık 2008 B Sınırları aşmak bir işe kalkıştığımızı düşünüp “akıbetimiz”in ne olacağını merakla bekliyor. Çünkü bir “Bebek Evi” çatısı altında bebeklerin bakımı ve özellikle de eğitimlerine öncelik verilmesi, onların her şeyden önce çocuğa bakış açılarına aykırı geliyor. Biz de işimizin çok kolay olmadığını biliyoruz. Ancak biz çocuğa, çocuğun doğuştan getirdiği potansiyele, bu potansiyelin ancak donanımlı bir çevre ve ilişkilerle ortaya çıkacağına gönülden inanıyoruz. Bu inançla sürekli bilgiyle beslenip gelişerek, en küçük ayrıntılarda gizli anlamları yakalayarak; çocuk ve eğitime dair bütün sınırları aşacağımızı biliyoruz. u hafta Yunan mitolojisiyle, Ulysses’le başlayalım yazımıza. Ulysses’in kararlılığı ve sınırları aşma arzusu örnek olsun hepimize ve aracı olsun kendimizi anlatmaya diye. Bir ordu, komutanı Ulysses ile aşmış Cebelitarık Boğazı’nın iki tarafındaki yüksek kayalıkları ve sonsuz okyanusla karşılaşmış birdenbire. Görünce bu uçsuz bucaksız deryayı, donakalmış onca asker, biraz şaşkınlık ve biraz endişeyle. Askerlerin bu hali karşısında Ulysses, ikna etmek için onları daha önce hiç kimsenin gitmediği o yere doğru ilerlemeye, şöyle seslenmiş hepsine o ihtişamlı haliyle: “Sizler, hayvanlar gibi yaşamak için değil, iyi ahlak ve bilginin peşinden koşmak için yaratıldınız.” Şimdi kayalıkları ve okyanusları aşmak dert değil günümüzde, ama yine bilginin peşindeyiz, aşacağımız tek sınır da “kendi sınırlarımız”dır belki de. Biz de eğitim alanında sınırları aşmayı hedef aldık kendimize; yeni senaryolara hep açık olarak; geçerli ve eskimiş inanç ve fikirlerin bizi kısıtlamasına izin vermeyerek. Çalışma yöntemimiz eğlence sunuyor Ve biliyoruz ki 0 2 yaş bebek grubuyla çalışmalarımızı şekillendiren en önemli unsur olan eğitime bakış açımız yaptığımız en küçük işte bile kendisini gösterecektir. Öyle ki merkezimizdeki her çocuğun kendisine has bir birey olduğu, hiçbir standarda tam anlamıyla uymayacağı ve uymak zorunda da olmadığı fikri bizim çocuklarla yaptığımız işlerde aldığımız keyfi ve sonuçları zenginleştirir. Merkezimizde çocuklar önceden paketlenmiş, hazır etkinliklerle karşılaşmazlar. Her çocuk farklı tepkiler verebilir ve bizler bu tepkileri değerlendirerek her çocuğun farklı deneyimler ve keşifler yaşayabilmesine izin veririz. Çalışma yöntemimiz çocuklara ve yetişkinlere yeni ve eğlenceli olasılıklar sunar. Bu yöntemle çocukların oyunlarına alternatifler oluştururuz. Bir tek oynama yolu olan oyuncaklar yerine pek çok şekilde düşünerek oyun yolu üretebilecekleri materyalleri çocuklara sunarız. Çocuklarla bu şekilde çalışmak için kısıtlanmış zaman aralıkları yerine uzun ve bitiş zamanı belirtilmemiş esnek zamanlar planlarız. Çocuk, aktif ve üretken bireydir Bizim aştığımız ilk sınır zayıf, beceriksiz ve güçsüz çocuk algısı oldu. Biz çocuğu yalnızca bakıma muhtaç olarak algılamaktan vazgeçip, hikâyelerin ve ilişkilerin yaratıcısı, doğumdan itibaren aktif ve üretken bir birey olarak algılıyoruz. Algılarımız bu şekilde değişince ister istemez eğitim uygulamalarımız da farklılaşıyor. Artık bilgi ve becerilerin basit aktarım yoluyla değil, çocuklarla birlikte yapılandırarak kazanıldığını biliyoruz. Bu dönemde yaptığımız son çalışmalarda sınırlarımızı daha da genişlettiğimizin, en iyinin ve kalitelinin peşinden gittiğimizin bir kanıtı aslında. Alışılmış olanın devamını doğrulayan pek çok insan, zor ve yorucu Onlarbilginin, bakımınve oyununeniyisini hakediyor Her şeyden önemlisi ne kadar küçük olursa olsun çocukların sosyal bir ortama ihtiyaçları olduğunu, çocuğun olumlu ve destekleyen ilişkiler yaşadığı bir sosyal ortamda kendisini ifade etmeyi, bilişsel becerilerini ortaya koymayı daha erken ve sağlıklı bir şekilde öğrendiğini savunuyoruz. Sonuçta Ulysses’in dediği gibi bizler bilginin peşinden koşmak için yaratıldık; ancak bir eklemeyle, çocuklar için bilginin. Çocuklar ki bilginin, bakımın, oyunun ve ilişkilerin en iyisini hak ediyorlar; hem de bebeklikten itibaren. Biz bütün bunları “Yeşil Portakal Bebek Evi”nde gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz. Ve inanın bu merkezde iyi olana ve kaliteli olana ulaşmak için birçok okyanus aşmaya değer. 17