05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Batı’nın Yeni Türkiye Politikası Ahmet Rasim Sokak No:14 06550 Çankaya Tel: 442 30 50 Erol Manisalı CUMA PARASIZ EKİ KültürSanatKulübütarafındangazetemizAnkaraTemsilciliği’ndeaçılansergi10Kasım’a dekgörülebilir NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kültür Sanat Kulübü (KSK) gazetemiz Ankara Temsilciliği sergi salonunda “Yaşasın Cumhuriyet 1923 ve Hüzün1938” adlı bir sergi açtı. 29 Ekim’de düzenlenen bir kokteyl ile açılışı yapılan sergi, 10 Kasım’a dek sanatseverleri bekliyor. Sergide, Cumhuriyetin ilanından Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümüne kadar olan dönemi kapsayan 36 fotoğraf ve belge yer alıyor. Bunların içinde Atatürk’ün daha önce görülmemiş fotoğrafları da sergileniyor. Bunun yanında 19231938 arasındaki devrimin kronolojik olarak anlatıldığı 24 sayfalık bir kitapçık da basıldı. Kültür Sanat Kulübü üyeleri Süleyman Durdağ ve Bülent Yılmazer ile KSK ve sergi hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik. KSK hakkında bilgi verir misiniz ? I Süleyman Durdağ: Kültür Sanat Kulübü’nün tarihi çok kısa. İsminin konulması ve ne yapacağına karar verilmesi süreci ile 1.5 aylık bir oluşumdur. Ancak bu kulubün içerisinde bulunan bütün arkadaşlarımız daha önceleri bu ülkenin tarihini konu edinen belgeler toplayarak ve bunları birçok insanla paylaşarak, sergiler açarak çeşitli faaliyetler içindeydi. Şimdi adını da koyarak bu faaliyetleri organize bir güç olarak yapmaya karar verdik. Tek amaç sergi açmak değil. Paneller düzenlemek, konferanslar düzenlemek de istiyoruz. Ama asıl amaçımız, Ankara’da eksik olan bir kent müzesi oluşturmak. Genel olarak bir de enstitü kurmak istiyoruz. Bu yalnız Ankara’ya özgü değil genel olarak tüm Türkiye’yi kapsayan bir enstitü olacak. Varlık nedenimiz olan Cumhuriyeti yaşatmak için bunlarla önayak olabiliriz. Bunları gündemde tutarak zorlayıcı unsur olabiliriz. Bu bahsettiğiniz kent müzesi oluşturma fikrini biraz açar mısınız? I Süleyman Durdağ: Bu kent müzesi Ankara’ya özgü olmalı. Çünkü Ankara devlet kurmuş bir başkenttir. Ankara, Cumhuriyet kurmuş bir başkenttir. Onun için kent müzesi oluşturmamız lazım. Bu kent müzesi de etnografik anlamda yaşayan bir kent müzesi olmalı. Yaşayan kent müzesininden kasıt da hergün yeni bir şey ilave edilebilecek aktif bir müze olmasıdır. Aktif müzecilikten kastımız da oraya gelen insanlara ne olduğunu biraz yaşayarak onları bilgilendirmek. Bir insan bir heykele baktığında, o heykelde zamanmekan ilişkisini kuramıyor. Bunu müze görevlilerinin biraz da şov yaparak gelen insanlara anlattığında aktif müzecilik oluşur. Peki niye yapalım bunu? Bu tür şeyleri yaparsak balık hafızalı toplum olmaktan kurtuluruz. Cumhuriyet sergisinin açılma sürecini anlatır mısınız ? I Süleyman Durdağ: Her birimizin içinde bu vatanla ilgili yapmak isteğimiz özlemler var. Ben şahsen bu tür etkinliklere 10 yıldır katılan biri olarak; hep Cumhuriyeti konu alan bir çalışma yapmak istemişimdir. Diğer arkadaşlarımızın da gönlünde bu vardı. Bu teklif Cumhuriyet Gazetesi’nden geldi bize. YaşasınCumhuriyet1923 veHüzün1938 A Önce 30 Ağustos’ta sergi açalım denildi. Birtakım nedenlerle bu ertelendi. Bu sefer 29 Ekim denince biz her türlü işimizi gücümüzü büyük ölçüde bırakıp bu sergiyi açmak için seferber olduk. I Bülent Yılmazer: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ile 10 Kasım Büyük Önder’imizi kaybettiğimiz tarihi de içeren bir zaman dilimi ortaya atıldığında, hemen buradaki arkadaşlarımızla bir araya gelerek ne yaparızı konuşmaya başladık. Halkımıza çağdaşlaşmak anlamında çok büyük açılımlar getirmiş bir dönem 1923 ile Atatürk’ü kaybettiğimiz 1938 arası. O yüzden bu dönemin içeriğini çok kısıtlı bir zaman içinde bitirmemiz gerekiyordu. Ama biz bunu en iyi şekilde değerlendireceğimize inandığımız için hemen bir fikir cimlastiği yaptık. 19231938 arasında yaşanan o devrimsel dönemi bugüne taşıyan koleksiyon malzemelerini bir araya getirdik. Tabii bunlar birçok belge ve fotoğraftan oluşuyor. Ama bize o günlerin yaşam tarzı, kültürü, sosyal hayatı konusunda bilgi veren belgeleri değerlendirmeye çalıştık. Elimize bir aylık gibi kısa bir dönemde 1000’i aşkın fotoğraf ulaştı. Herkes büyük bir cömertlikle her türlü malzemesini bizim önümüze koydu. Binlerce Atatürk fotoğrafı var elimizde ama zaman ve mekan ve kişiler hakkında çoğunda hiçbir bilgi yoktu. Bu 1000 tanenin içinde ancak 50 tanesinin arkasında hangi tarihte ve kimlerle çekildiği yazıyordu. O yüzden çok büyük bir bölümünü akademik yayınları okuyarak mekan, zaman ve kişilerini çözmeye çalıştık. Onu çözdükten sonra sergi salonuna uygun bir senaryo oluşturduk. Duvarlara kaç tane fotoğraf koyabiliriz bunu araştırdık ve 1000’i aşkın fotoğraf arasından seçim yaptık. Özenle seçilmiş en iyi 36 fotoğraf ile 19231938 arasındaki devrimi anlattık. Varlıknedenimiz CUMHURİYET Serginin adı neden ‘Yaşasın Cumhuriyet 1923 ve Hüzün1938’ konuldu? I Süleyman Durdağ: Şimdi bu serginin adı kulüp üyelerimizden Oktay (Berkkan) beyin fikridir ve çok da güzel bir isimdir. “Yaşasın Cumhuriyet.” Bizim varlık nedenimiz, ulus olmamızı sağlayan her şeyimizi sağlayan Cumhuriyettir. Cumhuriyetin yaşaması lazım. “Ve hüzün.” 10 Kasım 1938 Atatürk’ün ölümü. Onu kaybetmenin etkisi hâlâ bu toplumda hissediliyor. Bunun da ötesinde daha ağır ve vahim olanı Atatürk’ün ölümünün hemen arkasından Atatürk devrimlerine ihanet edilmesidir. Ata’nın ölümünden sonra Cumhuriyet karşıtı insanlar hemen bunu değerlendirip bu ülkede yapılan devrimleri tersine çevirmeye çalıştılar. “Ve hüzün” ile sadece Atatürk’ün ölümünü taziye etmek değil, öldüğünün ertesi günü başlayan ihanetin ne boyutlara geldiğini vurgulamaya çalıştık.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle