05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 229/21 Kasım 2008 ANKARA ANKARA Talât HALMAN ünya yine sarsıntıda, çalkantıda. Yakın gelecek, iktisadi ve mali bunalımlar yüzünden, bir kâbus dönemine yöneliyor. Kendini yıkılmaz sanan kapitalizm, bocalamanın orta yerine düştü. Ülkemiz, öteden beri sorunlar ve zorluklar kumkuması... Şimdilerde hem uluslararası buhran, hem kendi iç dertlerimiz, bizi karanlıklara sürüklüyor. Bütün bu ürküntü ve üzüntüler yaşanırken yüreğimize su serpen güzel gelişmeler de var. Nasıl sevinmez insan? Altı güzel gelişme oldu son zamanlarda: 1 Almanya’da doğup büyüyen Cem Özdemir, Alman Yeşiller Partisi’ne Eşbaşkan seçildi; yabancı kökenli ilk parti lideri oldu orada. Avrupa siyasal tarihinde de bir ilk. Daha iki üç yıl önce bir AKKARA Altı Sevinç Türk’ün böyle bir başarı kazanacağı akla gelir miydi? ABD’de bir “siyahî”nin Cumhurbaşkanı seçilmesi kadar çetin bir iş. Olmaz, olmaz demeyin. Cem Özdemir’i hep birlikte alkışlayalım. 2 Beyin ve kalp cerrahisi gibi son derecede pahalı ameliyatların yoksullara ücretsiz olarak yapılması kesinleşmek üzere. Sağlık Bakanlığı’nın bu müjdesi ulusumuz için olağanüstü bir sevinç kaynağı... Dünyada pek az ülkeye nasip olan bir uygar tıp olayı... Gerçekleşirse ne kadar övünsek hakkımızdır. 3 Doğramacızade Ali Paşa Camisi, Ankara’nın “medarı iftiharı”, cami mimarisinin yenilik zaferi, Türkiye’de tek tanrılı dinler arasında âhengin bir anıtı. Türkiye’ye iki üniversite kazandıran, büyük hayır hizmetleri yapan Prof. Dr. İhsan Doğramacı, bu camiyi rahmetli babasının anısına ve onun vasiyeti doğrultusunda inşa ettirdi. Bilkent’in hemen dışında, üniversite kampusü yakınında, Türk cami mimarisinin en özgün birkaç örneğinden biri. Mimarı, Erkut Şahinbaş. Cesur bir eser. Caminin yanıbaşında, öteki semavi dinlerin âyinleri, törenleri, toplantıları da yapılabiliyor. Medeniyetler ittifakı çağında, dinlerin bağdaşmasına hizmet eden bir uyum ve hoşgörü mekânı. Ankara ve TC için tüm inançların ve ulusların saygı ve hayranlık duyacağı bir laik İslam eseri. 4 Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne TC’nin geçici üye seçilmesi, haklı olarak sevindiğimiz, övündüğümüz bir diplomatik zafer. 1961’den beri Konsey’e hiç seçilmemiştik. Bu sefer de çok zor oldu: Karşımızda BM üye devletlerinin TC’den çok daha fazla beğendiği Avusturya ile Yeni Zelanda aday olarak çıkmıştı. Seçimde en yüksek oyu biz aldık: 192 ülkenin 151’i. Yeni Zelanda elimine oldu. Avusturya seçildi ama, oy sayısı bizden çok düşük kaldı. Dışişleri Bakanlığımızın olağanüstü bir başarısı. Bakan Ali Babacan’a ve Müsteşar Ertuğrul Apakan’a tebrikler. Bu uğurda aylarca çaba veren birkaç büyükelçiye alkışlar: Merkezde B.E. Hasan Göğüş ile B.E. Ayşenur Alpaslan ve BM’deki D Ertuğrul Apakan Ferit Şahenk Daimî Temsilci Baki İlkin. New York’ta yaman bir kampanya yürüten B.E. İlkin, Güvenlik Konseyi’nde aylarca TC’yi temsil edecek. Ne mutlu Türkiyemize. 5 Deniz Kuvvetlerimizle ne kadar iftihar etsek hakkımızdır, onların hakkıdır. Bu sonbahar, “Millî Gemi İnşası” (MİLGEM) projesi mükemmel sonuç verdi. Millî Savunma Bakanlığımız, yabancılardan komisyoncular aracılığıyla gemi Cem Özdemir Oramiral Metin Ataç satın almak usulünden vazgeçerek kendi tesislerimizde ulusal kaynaklarımızla çok daha ucuza gemi inşa etmeyi gerçekleştirdi. 12 korveti kendimiz inşa edince 5 tanesi ülkemiz için “bedavaya gelmiş” olacak. Eski komutan Özden Örnek, bu uğurda çok çaba vermişti. Ve nihai zaferi bugünkü Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç kazandı. Candan tebrikler. Deniz Kuvvetleri’nde eski bir rüyanın gerçek oluşudur bu. 70 seneden uzun süre önce babam Sait Halman, Millî Savunma’da ilk Deniz Müsteşarı olarak, Atatürk’ün emriyle tayin edildiğinde, ilk giriştiği işlerden biri, savaş gemisi yapımı için bir sektör yaratmak, bunun için de yetenekli genç subayları birkaç Avrupa ülkesine eğitim ve staj için göndermek olmuştu. Birkaç nesil “gemi inşaiye mühendisi” yetiştirildi. Onların ahfadıdır bugünkü korvetlerimizi yaratacak olanlar. Babamın ruhu şâd olmuştur diye de o kadar seviniyorum ki. 6 CSO Salonu, Doğuş Grubu’nun cömert bağışıyla yenilendi. İç dekorasyonu, koltukları, sahnesi her zamankinden güzel, akustiği daha güçlü ve berrak. Doğuş’un müstesna lideri Ferit Şahenk’i her zaman alkışlayacağız. Keşke bundan sonra Ankara’nın Opera Binası (Büyük Tiyatro) da sanatsever bir kuruluşun himmetiyle restore edilse, yenilense... Tiyatro, opera ve bale için, başkent çok daha elverişli mekânlara lâyık ve muhtaçtır. Bu onurlu hizmeti üstlenecek bir hayır sahibi, sanat âşıkı bir kuruluş yok mu? Ankara Uluslararası Tiyatro Festivali S anat festivalleri bakımından talihli bir kenttir Ankara: Başta bir çeyrek yüzyıllık Ankara Müzik Festivali olmak üzere, Caz Festivali, Artforum, Film Festivali, oldukça verimli Kitap Fuarı vs. vs. Uluslararası Tiyatro Festivali, en uzun ömürlü ve en başarılı olanlardan biri. Bu yıl, 13.’sü sunulan festival, “Hayat Sanatla Güzel” başlığını taşıyor. 14 Kasım’da başladı, 16 gün sürerek 30 Kasım’da sona erecek. Yerli ve yabancı 71 tiyatro topluluğu 888 sanatçının sahne aldığı 104 etkinlikle katılıyor. 27 ayrı mekân kullanılıyor. Görkemli bir Ankara olayıdır bu. 13 yıldır başkanlığını Yener Aksu yapıyor. Büyük bir hizmettir bu. Her zaman minnet ve hayranlıkla anılacaktır. Bu yılın Onur Ödülü çok değerli aktör ve rejisör Haluk Bilginer’e verildi. 14 Kasım 2008 gecesi Büyük Tiyatro’da yer alan töreni Tayfun Talipoğlu, her zamanki zerafetiyle takdim etti. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, tadına doyum olmaz bir konuşma yaptı. 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle