Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 EYLÜL 2025
6
Psychobilly’den
pop’a,
u Yaklaşmakta olan İstanbul konseriniz için heyecanlı
Tuhaf bir açık
shoegaze’den
mısınız? Daha önce Türkiye’den biriyle bağlantınız oldu
mu? Hiç Türkçe şarkı biliyor musunuz?
folk’a uzanan
Yarı Türk yarı Amerikan bir arkadaşım var, bana
İstanbul’da yapılacak ve görülecek şeylerin bir
türler arasında
listesini verdi çünkü bu kente ilk kez geleceğim.
özgürce dolaşan
Türk müziğini çok bilmiyorum, aslında bu da buraya
gelmek istememin nedenlerinden biri! Bu hafta kenti
Caroline Rose,
büfeden sesler
keşfedeceğim, belki de
İstanbul konseri
birkaç Türk plağı
BD bağımsız müziğinin önemli ama müzik, yürümeyi seçtiğim yol oldu.
bulup dinleyebilirim.
isimlerinden Caroline Rose, Hem müzik hem film yapan pek çok insan
öncesinde müzikte
geçişlere açık ruh halini şarkılarına
tanıyorum. Kim bilir, belki daha çok
akışkanlığı,
yansıtıyor ve bunu aynı akışkanlığa
oyunculuğu da denerim.
A sahip görsel üretimlerle destekliyor.
sahnedeki u “Jeannie Becomes a Mom”tan son
Müzisyen, 25 Eylül akşamı Salon İKSV’de
çalışmalarınıza kadar geçen sürede odağınızı
sahne alacak. Kendi deyimiyle “tuhaf bir açık
doğallığı ve
tek hit peşinde koşmaktan çok bütünlüklü
büfeyi” andıran zihninden psychobilly, pop,
albümler yaratmaya yönelttiğiniz görülüyor.
sahneye kattığı
DENIZ
shoegaze, alternatif country, folk ve elektronik
Buna katılır mısınız?
türleri harmanlayan Rose, bir Grammy adaylığına
ÜLKÜTEKIN
çoksesliliği anlattı. Tekliler üretmek de eğlenceli ama ben
da sahip. Queer yaklaşımıyla farklı kimliklerin
albüm yapmaktan daha çok keyif alıyorum.
destekçisi olarak öne çıkan sanatçı, “Jeannie
Bir albümü baştan sona dinlediğinde bambaşka bir
Becomes a Mom” isimli hitiyle milyonlarca dinleyiciye
dünyaya taşınmak mümkün. Gerçekten iyi bir albüm
ulaştı, “Superstar” ve “The Art of Forgetting”
çoğu zaman bir filmin yarattığı etkiyi yaratabiliyor. Bu
albümleriyle bağımsız müzik sahnesinde saygın bir yer
çok güçlü bir şey.
edindi. Rose ile İstanbul konseri öncesinde keyifli bir
HEM KIRILGAN HEM DE GÜÇLÜ
sohbet yaptık.
u Şarkılarınız hem kırılganlık hem de güç temalarını
u Bu yıl “Year of the Slug” albümünü ham GarageBand
kayıtlarıyla sadece Bandcamp üzerinden yayımladınız. Bu, içeriyor. Bu dengeyi nasıl kuruyorsunuz?
ticari müzik platformlarına bir tepki miydi? Veya daha geniş En sevdiğim şarkı türleri duygusal olarak biraz
açıdan bakarsak, müzik endüstrisinde sizi en çok rahatsız karmaşıklık taşıyanlar. Örneğin hüzünlü ama aynı
eden şeyler neler?
zamanda mizah barındıran bir şarkı veya melodisi çok
“Year of the Slug”u dijital platformlarda paylaşmadım neşeli olup sözlerine dikkat edildiğinde aslında yıkıcı
çünkü bir şey keşfetmenin o özel duygusunu özlüyorum. bir etki bırakan bir parça… Bu tür kafa karışıklığını
Örneğin bir plak kutusunda tesadüfen albüm bulmak seviyorum. Tıpkı türler arasında gezinen şarkılardaki
veya ikinci el dükkânından kaset almak gibi… Sanırım kafa karışıklığını sevdiğim gibi.
bir bakıma bu hissin çağdaş karşılığını yaratmaya
u Grubunuzu her gece aynı şarkılara taze bir ruh
çalıştım. Bir şey üretip anında ticari bir platformda
katmaları için nasıl motive ediyorsunuz? Hep birlikte o anlık
ücretsiz olarak sunmak bana emek verilmiş gibi
doğaçlama hissini nasıl koruyorsunuz?
gelmiyor, özel de hissettirmiyor.
Sonuçta hepimiz müziği meslek olarak yapmaktan
çok mutluyuz, bu yüzden işin bir profesyonellik
u Turnelerde, çoğunlukla bağımsız mekânlarda, mekânın
boyutu da var. Sahneye çıkıp şarkıları çalarken bunun
olanaklarına göre yalnızca bir gitar, piyano veya modüler
synthesizer eşliğinde sahne alıyorsunuz. Bu tavır, emeği ve bir dinleyicinin müziği ilk kez deneyimlediği an
sanatsal bağımsızlığı destekleyen devrimci bir duruş olarak olabileceğini bilerek hareket ediyoruz. Grup ne kadar
görülebilir mi? hazırlıklı olursa olsun her konser bir öncekinden
Bence devrimci değil ama bağımsız mekânları mutlaka biraz farklı oluyor. Seyircinin getirdiği enerji
desteklemek çok önemli. Onların, şirketlere ait büyük her gece değişiyor ve bu da nasıl ya da ne çaldığımızı
mekânlar kadar paraları yok. Çoğu bağımsız kulübü
etkileyebiliyor. Ben de sahnede söylediklerimi sürekli
işletenler, bunu canlı müziği sevdikleri için yapıyor ve doğaçlıyorum veya set listesini o anki ruh halime göre
bu mekânlar yerel topluluklarda gerçekten çok önemli değiştiriyorum. Sahnedeyken hislerimi gizlemekte hiç
bir rol oynuyor. Bağımsız kulüpler gelişmekte olan iyi değilim. Ne görüyorsanız o var. İşte bu da her konseri
grupları ve sanatçıları destekliyor, aynı zamanda karşı ilginç kılan şeylerden biri.
kültür için bir yuva da olabiliyor.
u Büyük kentlerde veya küçük kasabalarda çalıyor
olmanıza göre şarkı listenizi nasıl yeniden oluşturuyorsunuz?
u Müzik videolarınız ve güçlü sahne performansınız
Her seferinde farklı yorumladığınız ama mutlaka çaldığınız
olası bir oyunculuk kariyerine işaret ediyor. Özellikle
bir şarkı var mı?
Feel the Way I Want videosu anlatı yapısıyla öne çıkıyor.
Bulunduğum kentten çok mekânın büyüklüğü ve yapısı
Canlı performanslarda da sahnede “orada olma” haliniz
dikkat çekiyor. Kendinizin bu performatif yanını nasıl belirleyici oluyor. Çünkü bir salonun boyutu ve şekli ne
görüyorsunuz? çalacağımı doğrudan etkiliyor. Eğer dinleyicilerin çok
Bunu fark etmeniz ilginç. Bir film yapmak isterdim, bu dikkatli olduğu bir “dinleme odası”ndaysam, şarkı listem
hep hayalim oldu. Hatta bazı açılardan film konusunda gürültülü ve insanların eğlenmek istediği bir mekândaki
müzikten bile daha tutkulu olduğumu söyleyebilirim set listeden çok farklı oluyor.
ağımsız kayıtlarla başladığı müzik Zamanla insanlarla tanıştım ama hep ortamlarla
MELODI YAPICI
kariyerinde yaratıcı çalışmalarıyla değil insanlarla tanışmayı tercih ettim.
dikkat çeken Berkay Altunyay, pop ‘Ben hep yalnızdım’
BİR ANLIK HEYECAN
müzikte öne çıkan genç isimlerden
B biri. Son olarak Sony Music Türkiye etiketiyle
u Bağımsız olarak yayımladığınız “Beni Bi’ Gör Artık” büyük
yayımladığı “Yakamazsın” adlı teklisini, “Kalbimin en
ilgi görmüştü. Şarkının da ilginç bir hikâyesi var sanırım.
derin yerinden çıkan bir şarkı. İçinde hem kırılganlık hem
“Beni Bi’ Gör Artık” benim ilk göz ağrım. O dönem
de yeniden ayağa kalkma var. Dinleyen herkesin kendi
müzikte daha çok prodüksiyon kısmında ilerlemek
hikâyesinden bir parça bulacağına inanıyorum” sözleriyle
istiyordum ama bir ders arasında bir şeyler karaladım.
anlatıyor. Altunyay ile küçük yaşlarda başlayan müzik
Ortaya çıkan şey çok hoşuma gitti. Bir anlık heyecanla
serüvenini ve üretim sürecini konuştuk.
yayımladım ve beklemediğim şekilde ilgi gördü. Bu da
bana büyük bir motivasyon verdi ve o günden beri üretmeye
u Sekiz yaşında gitar çalmaya başlamışsınız. Müzikle bağınız
devam ettim.
da o yıllara dayanıyor olsa gerek. O süreç nasıl gelişti?
Müzikle bağım aslında kendimi bildim bileli vardı. Evdeki
u O günlerden bugüne müzik tarzınız nasıl şekillendi?
org, ninni yerine dinlediğim Türk sanat müziği, benden
Kimlerden ve nelerden ilham aldınız?
şarkı söylememi isteyen teyzelerim... Bir enstrüman daha
Küçüklükten beri kulağıma hoş gelen her şeyi, tarz
öğreneyim, şu şarkıyı da söyleyeyim, çalayım derken işler
ayırt etmeden dinlemeye çalıştım. Türk halk müziğinden
kendi şarkılarımı yazmaya evrildi. Benim için müzik hep
arabeske, Türk sanat müziğinden metale, elektronik müziğe
biraz kendini ifade etmek, içimi dökmek gibiydi.
kadar geniş bir yelpazem vardı. Bunun sonucunda hibrit bir
u Henüz 17 yaşında evinizde küçük bir stüdyo kurmuşsunuz... tarz geliştirdiğimi düşünüyorum. Dinlediğim türler kadar
üretimlerimde de farklı türleri denedim. Bu bazen insanlara
Okul harçlıklarımdan biriktirdiğim parayla kurduğum
kararsızlık gibi görünebilir; bir şarkı rock, bir şarkı arabeske,
çok basit bir stüdyoydu. Bir mikrofon, mikrofon ayağı ve
bir diğerinde alternatif veya hiphop’a yakın olabilir. Ama bu
ses kartından ibaretti. Tek amacım bir şeyleri daha düzgün
kararsızlıktan değil tamamen sevdiğim için böyle.
kaydetmekti. Ne yalıtım vardı ne başka bir şey... Hani o klişe
vardır ya, battaniyenin altına girip kayıt almak; gerçekten
u Bugüne kadar birçok şarkı yayımladınız. Sizde en çok iz
öyleydi.
bırakanlar hangileri oldu?
En çok dinlenen şarkım “Olmazlara İnat” olduğu için
u Ankara’nın müzik ortamı size neler kattı?
Hep yalnızdım. Bildiğim ve öğrendiğim her şeyi de aslında onu başa koyabilirim. “Rengârenk Acılar” da bende iz
buna borçluyum. Çünkü yapacak kimse olmadığından bırakanlardan. Başlarda en çok dinlenme sayısına ulaştığım
kendim öğrenmek zorunda kaldım. Ankara’nın ve “Ben Ne Anladım Bu İşten”i de unutamam. Yakında çıkacak
İstanbul’un müzik ortamlarını çok bilmem, çok da sevmem. şarkılarım çok daha derin izler bırakacak.
iyi hissettiren bir parça. Kendine özgü bir dinleyici
kitlesi olacağına inanıyorum. Umarım konserlerde
Yeni şarkı yeni hedefler
bol bol söyleyeceğiz. Benim için uzun bir sürecin
u Son olarak, “Yakamazsın” şarkınızdan söz eder misiniz?
başlangıcı, ilk adımıydı. Önümüzde bol bol yeni şarkı
Bir de dinleyicileri yakın gelecekte neler bekliyor?
olacak, belki mini bir albüm bile gelebilir. Farklı tarzları
“Yakamazsın” benim çok keyifle dinlediğim bir şarkı.
denemeyi seviyorum, sıradaki şarkım “Kaybolsam”
Sabah uyandığımda modumu düşürmeyen, tam tersine
bunun kanıtı olacak.
alıyor. “Ayna Odası” tamamen aynalarla
kaplı bir mekânda müzik eşliğinde izleyiciye
İz ile düş arasında
yüzleşme deneyimi sunuyor. “Yansımalar
Alanı” ise Betil’in gündelik yaşamdan
Sanatçı Ayşe Betil, üçüncü kişisel tekniklerden oluşan yaklaşık 60 eser
çektiği fotoğrafları bir araya getiriyor.
sergisi “İz ile Düş Arasında Bir Yer” ile sergilenecek.
Betil, yaptığı açıklamada, “Her resim
izleyicilerin karşısına çıkıyor. 26 Eylül-5 Sergi üç bölümden oluşuyor: “Senden
ve her fotoğraf, hem bir şeyin izi hem de
Ekim 2025 tarihleri arasında Ortaköy Tarihi Sonra Alanı”nda sanatçının kitabıyla
zihnimde kalan izlenimin bir yansımasıdır.
Hüsrev Kethüda Hamamı’nda yapılacak bağlantılı resimler, bir öykünün kısa film
İzler benim elimden çıktı. Düş ise sizin
sergide yağlı boya, kara kalem ve karışık uyarlaması ve özgün yerleştirmeler yer
içinizde oluşacak” ifadelerini kullandı.
‘Türk müziğini merak ediyorum’