12 Ekim 2025 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 EKİM 2025 5 AY’A SEYAHAT ‘Umarım iyi BAŞAK BIÇAK basakbicak @gmail.com geldiğim birileri PUANIM: 8/10 0’lerin korku bilimkurgu sinemasında mihenk taşlarından “Alien”, 46 yıllık külliyatının yeni meyvesi ve ilk televizyon uyarlamasıyla geri döndü. Ridley Scott’ın, 1979’da çektiği ve bugün, devasa bir mitolojiyi peşinde olmuştur’ 7 getiren filmin iki yıl öncesine konumlanan “Alien: Earth”, dizisi kendisini sırf bir ön hikâye (prequel) olarak tasarlayarak geleneğe bağlamakla kalmıyor. Aynı zamanda xenomorph’ların dünyaya ilk gelişini de araştırarak hikâyeyi genişletmeyi hedefliyor. Öyle ki girişinde açıkladığı cümlelerle, gelecekte dünyayı beş “Buradayım DENIZ büyük şirketin yönettiği bir tasavvurda, anlatısının odağına insan İyiyim” filminde ÜLKÜTEKIN olmayan ancak insan bilinci aktarılmış sentetikleri yerleştireceğini açık eden dizi, tematik olarak çağdaş sorunlarla da bağını da Filiz rolüyle sinemanın kanıtlıyor. Dev şirketlerin CEO’larının ülkeleri yönetmesi bugün iyileştirici gücünü nasıl “gerçek” haline geldiyse, gelecekte ulus-devletler gibi hareket edecek şirketlerin var olmasını da o kadar yakın gerçeklik olarak gösteren Bige Önal, “Destek kurguluyor ve dahası, yapay zekânın yükselişi, ölümsüzlük, insan görmesinin sebebinin bilincinin aktarımı gibi modern soruların yanıtlarını da vermeye niyetleniyor. Bu nedenle USCSS Maginot isimli, ilk “Alien” kadınların bu birliğe filminden beri aşina olduğumuz şirket Weyland-Yutani’ye ait ihtiyacının oluşundan bir uzay gemisinde açılan dizi, adından esinlendiği ünlü Majino geldiğini anladım” hattının talihsizliğini hatırlatan bir düşüşle giriş yapıyor hikâyesine. Dünyaya, beş şirketten en yenisi olan Prodigy’nin yönetimi altındaki diyor. bir yere düşen Maginot’nun enkazı tek başına iki büyük şirket arasında sorun olmakla kalmıyor, araştırma amaçlı taşıdığı uzaylı formların çevreye dağılmasıyla ana kâbus öğesini de seriveriyor önümüze. PETER PAN VE KAYIP ÇOCUKLAR Ancak bu düşüşün, anlatının bel kemiğini oluşturan başka bir nedeni daha var: Prodigy şirketinin, Peter Pan’den esinle Neverland ismi verilen araştırma adasına yaptığımız bir yolculukta, şirketin “Peter Pan”i Genç Kavalier (Samuel Blenkin) ve onun yine “Kayıp Çocuklar”ıyla tanışıyoruz. Genç Kavalier, ölümsüzlüğü bulma yolunda çareler arıyor ve bu uğurda, kanserin son evresine gelmiş çocukları “kurtarmaya” çalışıyor. Her biri Peter Pan’in Kayıp Çocukları’nın ismini alacak bu çocuklardan ilki, Wendy (Sydney Chandler). İnsan bilinci aktarılmış yetişkin sentetik bir bedende uyandığında bu projenin ilk melezi oluyor. Maginot gemisi düştüğünde ise öykünün iki ana öğesi ilk karşılaşmasını yaşıyor. Akıl hocaları ile enkaza giden sentetik Kayıp Çocuklar, bu insan “düşmanı” canavarlarla ortak bir kaderi de paylaşacaklarının sinyallerini veriyorlar. Başka bir deyişle, her iki türün de şirketlerin ige Önal, “Buradayım İyiyim” filminde u Bir oyuncu için her ödül çok değerlidir ancak Adana araştırmalarında aslında kobay olmaktan başka bir anlam yalnızca bir oyunculuk gösterisi sunmadı. Altın Koza Film Festivali’nde “en iyi kadın oyuncu” taşımadıkları açığa çıkıyor ve “ortaklıkları” da Wendy aracılığıyla Hazırlık sürecinden ödül konuşmasına ödülünü kazanmanız sizin için ayrı bir öneme sahiptir heyecan verici bir çıkar ilişkisine dönüşüyor. diye düşünüyorum. Çünkü birçok özveriyle birlikte gelen kadar filmin durduğu yerin altını çizen İnsan bilincinin yapay bir bedene aktarımıyla, hâlâ insan olup bir ödül. B bir tavır sergiledi. 32. Adana Altın Koza olmadığımız fikrini kendisine tin yapan “Alien: Earth”, sentetik Tabii ki insanın kariyerinde bu gibi motivasyonlar Film Festivali’nde “en iyi kadın oyuncu” ödülünü beden içindeki çocuklar ile uzaylı formların ilişkisiyle de bir bakıma çok değerli. Ödül aldığım için elbette çok mutluyum aldığında yaptığı konuşma çok büyük ilgi görürken bu soruya yanıt vermeye çalışıyor. Ancak benlik ve masumiyet ama almasaydım da Filiz yaşayacaktı, diğer bütün aynı zamanda kadın dayanışmasının önemini de arasında, çocuklarda var olduğunu kabul ettiğimiz bağ, korku kadın meslektaşlarımın karakterleri gibi. hatırlatıyordu. Şunları demişti Önal: “Kadını yalnızca sinemasının “kötü çocuklarının” akıbetine benzer bir durumu da doğururken kutsayan bu düzen, onu yaşarken u Ödül konuşmanızda sarf ettiğiniz cümleler çok çağrıştırıyor. Ve dizinin yeni uzaylı gözdesi Göz ve diğer formlarla unutuyor. Ben bu ödülü, bu düzende hayatını yitiren fazla destek gördü. Bu destek, sinemanın iyileştirici ve birlikte bu yaklaşım tercihi, Xenomorph’u Alien evreninin biricik bütün kadınlar ve sessizliğe mahkûm edilmeyi dönüştürü gücünü de gösteriyor. Öte yandan içinde “ölüm yıldızı” ve dehşet etkeni olmaktan çıkarıyor. Böylelikle reddeden kadınlar için almak istiyorum.” Bu sözler bulunduğunuz sektörde ve yaşamın her alanında durağan anlatısını, özellikle başlangıcında yer verdiği karmaşık olay aynı zamanda Önal’ın nefes verdiği Filiz karakterinin kadınların görünürlük ve söz hakkı açısından bugün örgüsüyle buluşturan dizi, “Alien” serisinin baş tacı tek mekânların yaşamöyküsüne de dokunuyor. Belki de bu yüzden geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? verdiği boğucu gerilim unsurlarının yanına yeni tehditler de ekliyor. “Buradayım İyiyim”de aldığı rol çok anlamlı, layık Umarım iyi geldiğim birileri olmuştur, eğer Sonuçta “Alien: Earth”, yaratıcısı Noah Hawley’nin tuvalinde görüldüğü ödül de bir o kadar değerli. Sözü Önal’a böyleyse çok mutlu olurum. Destek görmesinin aksiyonu, resmin ana maddesi haline getirmekten öteye geçerek bırakalım... sebebinin kadınların bu birliğe ihtiyacının oluşundan anlatının günümüz kaygılarıyla örtüşen dallarının filizlenmesine geldiğini anladım bugün. Yalnız hissettikleri için izin veren bir deneyime dönüşüyor. Aşırı kapitalistleşmiş bir dünya u Doğum sonrası sendromu gibi tabu sayılan bir yalnız olmadıklarını gördüler sanırım. Bunun için tasarımında, uzaylı formlarla insan bilinci aktarılmış bedenlerin, bu konuyu oynamak sizi hem oyuncu olarak hem de bir çaba sarf ettiğimizi görüyorum, umutlandırıyor beni. alegorik yaratımın denekleri olmaktan başka bir anlam taşımadıkları kadın olarak nasıl dönüştürdü? düşüncesi bazı anlarda, uzayda bir canavarla sıkışıp kalmaktan çok Bir sözü olan hikâyeler, her zaman beni daha ‘YÜK OLARAK GÖRMÜYORUM’ daha ürkütücü duruma gelebiliyor. Ve dizi, “Alien” mitolojisini çok heyecanlandırıyor. Emel’in u Yer aldığınız yapımların oluşturan imgelerle uyumlu bir öykü ortaya koyarak geleneği (Balcı) sinema dilinin ve birçoğu sosyolojik ve toplumsal onurlandırmayı da eksik etmiyor. “Alien: Earth”ü, Disney+’ta karakterinin nerede durduğunu meseleler etrafında geziniyor. izleyebilirsiniz. bildiğim için birlikte güzel Bu tip rollerin mesleki anlamda bir yol yürüyebileceğimizi getirdiği fazladan bir yük var mı? hissediyorduk. Filmdeki gibi Ben bunu yük olarak bir kadın dayanışması oldu görmüyorum. İçgüdüsel olarak diyebilirim aramızda. Bu kadar söz söylemekle ilgileniyorum dayanışma insanı ancak ileriye sanırım daha önce de götürür. İfade edebildiğim için bahsettiğim gibi. Gerçeğe mutlu, arkasında durabildiğim olabildiğince yakın olması, için gururlu bir yere dönüştüm. gerçek olması dokunuyor bana sanırım. u Filme hazırlık süreciniz aslında bir kadının hamilelik u Aynı zamanda yapımcı kimliğinizle de sinema sürecinin kurgusal olarak sıfırdan yaratılmasına benziyor. sektöründe yer alıyorsunuz. Gelecekte nasıl projelerin Bu açıdan bakılınca sırf hazırlık süreciniz bile kendi içinde yer almak istiyorsunuz? başına bir belgesel konusu olabilir. Aslında oyunculukta da olduğu gibi hep okuyunca Evet, gerçekten ne güzel söylediniz. Oldukça çok inandığım projelere çekiliyorum. İnandığım, yoğun bir altı ay oldu. Hem karakterin inşası üzerine sözü olan, sinema dili olduğuna inandığım, bütünüyle hem de fiziksel anlamda. Yaşadığım iniş çıkışları kendine farklı bir yer edinebilecek filmler. Umarım oturup izlemek güzel olabilirdi. Her güzel şeyin hep böyle olur. öncesinde olduğu gibi sancılandık. Okuma provaları, Emel’in bana verdiği kitaplar ve filmlerle dolu u Bilinirliği ve tanınırlığı yönetme konusunda anne dolu, daimi olarak “anlamaya çalıştığım” ve fiziksel ve babanızın yaşamlarından öğrendiklerinizin size nasıl özelliklerle de eklenen hiç tatmadığım duygularla etkisi oldu? tanıştığım, çok öğrendiğim bir süreçti. Açıkçası yönetiyor muyum emin değilim, ben mesleğimi çok uzun yıllar yapmak istiyorum. u Filmin temel çatışması anne olamamanın verdiği Hiçbir duygumu tüketmeden, enerjimi ve cebimdeki yetersizlik duygusu ile başka birine annelik yapabilme duyguları iyi harcayarak. Sadece inandıklarımın haliydi diye düşünüyorum. Bu çatışma “annelik” peşinden giderek davranıyorum. Böyle olunca kavramının içgüdüsel olduğu önermesi ile toplumsal sanırım uzun vadeye yaymış oluyorum yaptıklarımı. normların dayattığı zorunluluklar olduğuna yönelik İçgüdüsel olarak böyle oluyor sanırım. kuşkucu bakış açısı arasındaki çelişkiyi de gündeme getiriyor. Size göre karakteriniz Filiz bu tartışma ve ‘BANA İYİ GELEN DOĞA’ çelişkilerin neresinde duruyor? Ben içgüdüsel olarak annelik yapmak gibi u Oyunculuk zihinsel ve fiziksel olarak epey yıpratıcı tanımlamıyorum sanırım hikâyenin bu kısmını. bir meslek. Kendinizi yenilemek ve zihninizi sıfırlamak Ben o kısmı bir dayanışma olarak görüyorum, için yaptığınız düzenli ritüeller var mı? Filiz’in yaşamındaki bütün duygular sıkışmışken Düzenli ritüeller mi bilmiyorum ama çalışmadığım hiçbir duygu akmazken tanımadığı biriyle böyle her zaman mutlaka doğaya yakın olmayı tercih bir ilişki biçimi Filiz’in de kanallarını açtı bence. ediyorum. Mutlaka doğada uzun uzun vakit Özgürleşmesi rahatlattı onu. Evden uzaklaşabilmesi geçiriyorum. Benim yorgunluğumu alan, bana iyi ve kendine ait bir başka hikâye yaratması... gelen hep doğa oluyor. Sosyoloji ve psikoloji u Sosyoloji, psikoloji ve algı biçimleri üzerine okuyup araştırdığınızı biliyorum. Yaşamda yüzeyde görünenlerle yetinmeyen ve düşüncelerini farklı katmanlarda inşa eden bir zihin dünyanız olduğunu düşünüyorum. Bu becerilerinizi nasıl edindiniz? Teşekkür ederim. Böyle bir şey duymak mutlu etti beni. Bu aslında benim merakım biraz. Bir şeyi farklı kültürlerin, farklı dillerin anlama biçimlerine çok ilgim var. Dolayısıyla sosyoloji ve psikolojiye de. Sinema okudum ve okulda da bu kavramların işlendiği, karşılığını sinemada nasıl bulduğuna ilişkin de dersler vardı. Beceri mi bu bilmiyorum, hayata her yönden bakmaya çalıştığım bir yerdeyim. Kitaplar ve müzikler u Son zamanlarda okuduğunuz kitaplar içinde okuyucularımıza önerebileceğiniz bir kitap var mı? En son Olga Tokarzcuk’un “Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerine” kitabını okudum. Şimdi de yine kendisinin “Kadimzamanlar ve Diğer Vakitler” kitabına başladım. Yazar olarak kendisini önermek isterim. u Son günlerde dinleme listenizde hangi müzisyen ve şarkılar var? Bu ara No Land, ve Ziad Rahbani çok dinliyorum. Çocuklar ve canavarlar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle