Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 EKİM 2025
5
AY’A SEYAHAT
‘Umarım iyi
BAŞAK BIÇAK
basakbicak
@gmail.com
geldiğim birileri
PUANIM: 8/10
0’lerin korku bilimkurgu sinemasında mihenk taşlarından
“Alien”, 46 yıllık külliyatının yeni meyvesi ve ilk
televizyon uyarlamasıyla geri döndü. Ridley Scott’ın,
1979’da çektiği ve bugün, devasa bir mitolojiyi peşinde
olmuştur’
7 getiren filmin iki yıl öncesine konumlanan “Alien: Earth”,
dizisi kendisini sırf bir ön hikâye (prequel) olarak tasarlayarak
geleneğe bağlamakla kalmıyor. Aynı zamanda xenomorph’ların
dünyaya ilk gelişini de araştırarak hikâyeyi genişletmeyi hedefliyor.
Öyle ki girişinde açıkladığı cümlelerle, gelecekte dünyayı beş
“Buradayım
DENIZ
büyük şirketin yönettiği bir tasavvurda, anlatısının odağına insan
İyiyim” filminde ÜLKÜTEKIN olmayan ancak insan bilinci aktarılmış sentetikleri yerleştireceğini
açık eden dizi, tematik olarak çağdaş sorunlarla da bağını da
Filiz rolüyle sinemanın
kanıtlıyor. Dev şirketlerin CEO’larının ülkeleri yönetmesi bugün
iyileştirici gücünü
nasıl “gerçek” haline geldiyse, gelecekte ulus-devletler gibi hareket
edecek şirketlerin var olmasını da o kadar yakın gerçeklik olarak
gösteren Bige Önal, “Destek
kurguluyor ve dahası, yapay zekânın yükselişi, ölümsüzlük, insan
görmesinin sebebinin
bilincinin aktarımı gibi modern soruların yanıtlarını da vermeye
niyetleniyor. Bu nedenle USCSS Maginot isimli, ilk “Alien”
kadınların bu birliğe
filminden beri aşina olduğumuz şirket Weyland-Yutani’ye ait
ihtiyacının oluşundan
bir uzay gemisinde açılan dizi, adından esinlendiği ünlü Majino
geldiğini anladım”
hattının talihsizliğini hatırlatan bir düşüşle giriş yapıyor hikâyesine.
Dünyaya, beş şirketten en yenisi olan Prodigy’nin yönetimi altındaki
diyor.
bir yere düşen Maginot’nun enkazı tek başına iki büyük şirket
arasında sorun olmakla kalmıyor, araştırma amaçlı taşıdığı uzaylı
formların çevreye dağılmasıyla ana kâbus öğesini de seriveriyor
önümüze.
PETER PAN VE KAYIP ÇOCUKLAR
Ancak bu düşüşün, anlatının bel kemiğini oluşturan başka bir
nedeni daha var: Prodigy şirketinin, Peter Pan’den esinle Neverland
ismi verilen araştırma adasına yaptığımız bir yolculukta, şirketin
“Peter Pan”i Genç Kavalier (Samuel Blenkin) ve onun yine
“Kayıp Çocuklar”ıyla tanışıyoruz. Genç Kavalier, ölümsüzlüğü
bulma yolunda çareler arıyor ve bu uğurda, kanserin son evresine
gelmiş çocukları “kurtarmaya” çalışıyor. Her biri Peter Pan’in
Kayıp Çocukları’nın ismini alacak bu çocuklardan ilki, Wendy
(Sydney Chandler). İnsan bilinci aktarılmış yetişkin sentetik bir
bedende uyandığında bu projenin ilk melezi oluyor. Maginot
gemisi düştüğünde ise öykünün iki ana öğesi ilk karşılaşmasını
yaşıyor. Akıl hocaları ile enkaza giden sentetik Kayıp Çocuklar, bu
insan “düşmanı” canavarlarla ortak bir kaderi de paylaşacaklarının
sinyallerini veriyorlar. Başka bir deyişle, her iki türün de şirketlerin
ige Önal, “Buradayım İyiyim” filminde
u Bir oyuncu için her ödül çok değerlidir ancak Adana
araştırmalarında aslında kobay olmaktan başka bir anlam
yalnızca bir oyunculuk gösterisi sunmadı. Altın Koza Film Festivali’nde “en iyi kadın oyuncu”
taşımadıkları açığa çıkıyor ve “ortaklıkları” da Wendy aracılığıyla
Hazırlık sürecinden ödül konuşmasına ödülünü kazanmanız sizin için ayrı bir öneme sahiptir
heyecan verici bir çıkar ilişkisine dönüşüyor.
diye düşünüyorum. Çünkü birçok özveriyle birlikte gelen
kadar filmin durduğu yerin altını çizen
İnsan bilincinin yapay bir bedene aktarımıyla, hâlâ insan olup
bir ödül.
B bir tavır sergiledi. 32. Adana Altın Koza
olmadığımız fikrini kendisine tin yapan “Alien: Earth”, sentetik
Tabii ki insanın kariyerinde bu gibi motivasyonlar
Film Festivali’nde “en iyi kadın oyuncu” ödülünü
beden içindeki çocuklar ile uzaylı formların ilişkisiyle de bir bakıma
çok değerli. Ödül aldığım için elbette çok mutluyum
aldığında yaptığı konuşma çok büyük ilgi görürken
bu soruya yanıt vermeye çalışıyor. Ancak benlik ve masumiyet
ama almasaydım da Filiz yaşayacaktı, diğer bütün
aynı zamanda kadın dayanışmasının önemini de
arasında, çocuklarda var olduğunu kabul ettiğimiz bağ, korku
kadın meslektaşlarımın karakterleri gibi.
hatırlatıyordu. Şunları demişti Önal: “Kadını yalnızca
sinemasının “kötü çocuklarının” akıbetine benzer bir durumu da
doğururken kutsayan bu düzen, onu yaşarken
u Ödül konuşmanızda sarf ettiğiniz cümleler çok
çağrıştırıyor. Ve dizinin yeni uzaylı gözdesi Göz ve diğer formlarla
unutuyor. Ben bu ödülü, bu düzende hayatını yitiren
fazla destek gördü. Bu destek, sinemanın iyileştirici ve
birlikte bu yaklaşım tercihi, Xenomorph’u Alien evreninin biricik
bütün kadınlar ve sessizliğe mahkûm edilmeyi
dönüştürü gücünü de gösteriyor. Öte yandan içinde
“ölüm yıldızı” ve dehşet etkeni olmaktan çıkarıyor. Böylelikle
reddeden kadınlar için almak istiyorum.” Bu sözler
bulunduğunuz sektörde ve yaşamın her alanında
durağan anlatısını, özellikle başlangıcında yer verdiği karmaşık olay
aynı zamanda Önal’ın nefes verdiği Filiz karakterinin
kadınların görünürlük ve söz hakkı açısından bugün
örgüsüyle buluşturan dizi, “Alien” serisinin baş tacı tek mekânların
yaşamöyküsüne de dokunuyor. Belki de bu yüzden
geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
verdiği boğucu gerilim unsurlarının yanına yeni tehditler de ekliyor.
“Buradayım İyiyim”de aldığı rol çok anlamlı, layık
Umarım iyi geldiğim birileri olmuştur, eğer
Sonuçta “Alien: Earth”, yaratıcısı Noah Hawley’nin tuvalinde
görüldüğü ödül de bir o kadar değerli. Sözü Önal’a
böyleyse çok mutlu olurum. Destek görmesinin
aksiyonu, resmin ana maddesi haline getirmekten öteye geçerek
bırakalım...
sebebinin kadınların bu birliğe ihtiyacının oluşundan
anlatının günümüz kaygılarıyla örtüşen dallarının filizlenmesine
geldiğini anladım bugün. Yalnız hissettikleri için
izin veren bir deneyime dönüşüyor. Aşırı kapitalistleşmiş bir dünya
u Doğum sonrası sendromu gibi tabu sayılan bir
yalnız olmadıklarını gördüler sanırım. Bunun için
tasarımında, uzaylı formlarla insan bilinci aktarılmış bedenlerin, bu
konuyu oynamak sizi hem oyuncu olarak hem de bir
çaba sarf ettiğimizi görüyorum, umutlandırıyor beni.
alegorik yaratımın denekleri olmaktan başka bir anlam taşımadıkları
kadın olarak nasıl dönüştürdü?
düşüncesi bazı anlarda, uzayda bir canavarla sıkışıp kalmaktan çok
Bir sözü olan hikâyeler, her zaman beni daha
‘YÜK OLARAK GÖRMÜYORUM’
daha ürkütücü duruma gelebiliyor. Ve dizi, “Alien” mitolojisini
çok heyecanlandırıyor. Emel’in
u Yer aldığınız yapımların oluşturan imgelerle uyumlu bir öykü ortaya koyarak geleneği
(Balcı) sinema dilinin ve
birçoğu sosyolojik ve toplumsal onurlandırmayı da eksik etmiyor. “Alien: Earth”ü, Disney+’ta
karakterinin nerede durduğunu
meseleler etrafında geziniyor.
izleyebilirsiniz.
bildiğim için birlikte güzel
Bu tip rollerin mesleki anlamda
bir yol yürüyebileceğimizi
getirdiği fazladan bir yük var mı?
hissediyorduk. Filmdeki gibi
Ben bunu yük olarak
bir kadın dayanışması oldu
görmüyorum. İçgüdüsel olarak
diyebilirim aramızda. Bu kadar
söz söylemekle ilgileniyorum
dayanışma insanı ancak ileriye
sanırım daha önce de
götürür. İfade edebildiğim için
bahsettiğim gibi. Gerçeğe
mutlu, arkasında durabildiğim
olabildiğince yakın olması,
için gururlu bir yere dönüştüm.
gerçek olması dokunuyor bana sanırım.
u Filme hazırlık süreciniz aslında bir kadının hamilelik
u Aynı zamanda yapımcı kimliğinizle de sinema
sürecinin kurgusal olarak sıfırdan yaratılmasına benziyor.
sektöründe yer alıyorsunuz. Gelecekte nasıl projelerin
Bu açıdan bakılınca sırf hazırlık süreciniz bile kendi
içinde yer almak istiyorsunuz?
başına bir belgesel konusu olabilir.
Aslında oyunculukta da olduğu gibi hep okuyunca
Evet, gerçekten ne güzel söylediniz. Oldukça
çok inandığım projelere çekiliyorum. İnandığım,
yoğun bir altı ay oldu. Hem karakterin inşası üzerine
sözü olan, sinema dili olduğuna inandığım, bütünüyle
hem de fiziksel anlamda. Yaşadığım iniş çıkışları
kendine farklı bir yer edinebilecek filmler. Umarım
oturup izlemek güzel olabilirdi. Her güzel şeyin
hep böyle olur.
öncesinde olduğu gibi sancılandık. Okuma provaları,
Emel’in bana verdiği kitaplar ve filmlerle dolu
u Bilinirliği ve tanınırlığı yönetme konusunda anne
dolu, daimi olarak “anlamaya çalıştığım” ve fiziksel
ve babanızın yaşamlarından öğrendiklerinizin size nasıl
özelliklerle de eklenen hiç tatmadığım duygularla
etkisi oldu?
tanıştığım, çok öğrendiğim bir süreçti.
Açıkçası yönetiyor muyum emin değilim, ben
mesleğimi çok uzun yıllar yapmak istiyorum.
u Filmin temel çatışması anne olamamanın verdiği
Hiçbir duygumu tüketmeden, enerjimi ve cebimdeki
yetersizlik duygusu ile başka birine annelik yapabilme
duyguları iyi harcayarak. Sadece inandıklarımın
haliydi diye düşünüyorum. Bu çatışma “annelik”
peşinden giderek davranıyorum. Böyle olunca
kavramının içgüdüsel olduğu önermesi ile toplumsal
sanırım uzun vadeye yaymış oluyorum yaptıklarımı.
normların dayattığı zorunluluklar olduğuna yönelik
İçgüdüsel olarak böyle oluyor sanırım.
kuşkucu bakış açısı arasındaki çelişkiyi de gündeme
getiriyor. Size göre karakteriniz Filiz bu tartışma ve
‘BANA İYİ GELEN DOĞA’
çelişkilerin neresinde duruyor?
Ben içgüdüsel olarak annelik yapmak gibi
u Oyunculuk zihinsel ve fiziksel olarak epey yıpratıcı
tanımlamıyorum sanırım hikâyenin bu kısmını.
bir meslek. Kendinizi yenilemek ve zihninizi sıfırlamak
Ben o kısmı bir dayanışma olarak görüyorum,
için yaptığınız düzenli ritüeller var mı?
Filiz’in yaşamındaki bütün duygular sıkışmışken
Düzenli ritüeller mi bilmiyorum ama çalışmadığım
hiçbir duygu akmazken tanımadığı biriyle böyle her zaman mutlaka doğaya yakın olmayı tercih
bir ilişki biçimi Filiz’in de kanallarını açtı bence. ediyorum. Mutlaka doğada uzun uzun vakit
Özgürleşmesi rahatlattı onu. Evden uzaklaşabilmesi geçiriyorum. Benim yorgunluğumu alan, bana iyi
ve kendine ait bir başka hikâye yaratması... gelen hep doğa oluyor.
Sosyoloji ve
psikoloji
u Sosyoloji,
psikoloji ve algı
biçimleri üzerine
okuyup araştırdığınızı
biliyorum. Yaşamda
yüzeyde görünenlerle
yetinmeyen ve
düşüncelerini
farklı katmanlarda
inşa eden bir zihin
dünyanız olduğunu
düşünüyorum. Bu
becerilerinizi nasıl
edindiniz?
Teşekkür ederim.
Böyle bir şey
duymak mutlu etti
beni. Bu aslında
benim merakım
biraz. Bir şeyi
farklı kültürlerin,
farklı dillerin
anlama biçimlerine
çok ilgim var.
Dolayısıyla sosyoloji
ve psikolojiye de.
Sinema okudum
ve okulda da
bu kavramların
işlendiği, karşılığını
sinemada nasıl
bulduğuna ilişkin de
dersler vardı. Beceri
mi bu bilmiyorum,
hayata her yönden
bakmaya çalıştığım
bir yerdeyim.
Kitaplar ve
müzikler
u Son zamanlarda
okuduğunuz
kitaplar içinde
okuyucularımıza
önerebileceğiniz bir
kitap var mı?
En son Olga
Tokarzcuk’un
“Sür Pulluğunu
Ölülerin Kemikleri
Üzerine” kitabını
okudum. Şimdi
de yine kendisinin
“Kadimzamanlar
ve Diğer Vakitler”
kitabına başladım.
Yazar olarak
kendisini önermek
isterim.
u Son günlerde
dinleme listenizde
hangi müzisyen ve
şarkılar var?
Bu ara No Land,
ve Ziad Rahbani çok
dinliyorum.
Çocuklar ve
canavarlar