29 Eylül 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

25 NİSAN 2021 3 Sümeyye Boyacı ülkemize yine başarıyla döndü Pes etmeyen ‘Barbie’miz “Eğer, balıklar kolları olmadan yüzebiliyorsa...” diye düşünmüş henüz 5 yaşındayken Sümeyye Boyacı.. Ve o günlerde biraz meraktan atmış kendini havuza; iyi ki de atmış... Eğer doğuştan olmayan kollarını “bahane edip” 2008’in sıcak bir yaz günü yüzmeyle tanışmasa yüzme dünyası Sümeyye Boyacı’yı, “kolları olmayan şampiyon yüzücü” diye tanımayacaktı. Gerçi azimli bir insan 18’ine yeni giren Sümeyye. Eğer yüzücü olmasaydı bugün ARİF KIZILYALIN belki karşımıza kolları olmayan dünyaca ünlü bir ressam adayı olarak çıkacaktı. Ama dedik ya “yazgı” diye; Sümeyye artık, Türkiye’nin Avrupa, dünya ve olimSümeyye eğer kollarını piyat şampiyonlukları beklediği ilk kadın paralimpik yüzücü... 2018’de Avrupa Paralimpik Yüzme Şampiyonası’nda, 50 m sırtüstü S5 kategorisinde altın madalya kazanmış, bir sonraki yıl İngiltere’de düzenlenen Dünya Paralimpik Yüzme Şampiyonası’nda bu “bahane edip” 2008’in sıcak bir yaz günü yüzmeyle kez kıl payı gümüşte kaldı, son olarak da geçen hafta İtalya’da düzenlenen Paralimpik Yüzme Dünya Serilerinde altın madalyayı boynuna taktı, artık o paralimpik tanışmasa yüzme dünyası yüzmenin Avrupa ve dünyadaki en hızlı kadınlarından. Yeni hedefi ise eğer bir erteleme ya da iptal yaşamazsa Tokyo’daki Sümeyye Boyacı’yı, olimpiyat altını. “kolları EN ÇOK ANNEM HAK EDIYOR olmayan Peki Sümeyye Boyacı kimdir? 5 Şubat 2003’te, annesi Semra Boyacı ile babası İsmail Boyacı’nın ilk çocuğu olarak Eskişehir’de hayata gözlerini açışampiyon yüzücü” diye tanımayacaktı. yor; Doğuştan iki kolu olmayan Boyacı, aynı zamanda kalça çıkığı ile tanışıyor. ailesi ise “O bizim prensesimiz” diyor doğumundan itibaren. Hem anne hem baba o günden sonra hayatlarını Sümeyye’nin eğitimine, toplum içinde ayakları üzerinde duran bir karakter olmasına adıyor. Ki Sümeyye Boyacı, bu adanmışlığın sözcük karşılığının annesi Semra Hanım’la özdeşleştiğini de her fırsatta söylüyor: “Anneminki fedakârlık değil, kelimenin tam anlamıyla adanmışlık. Kendisini benim yanımda durmaya adamış. Doğruyu söylemek gerekirse de kazandığım bütün madalyaları en çok annem hak ediyor.” Kolları olmadığının farkına varıp hayatı bu bağlamda kabul ettikten sonra ayakları ellerinin yerini alıyor Sümeyye’nin. İlk meşgalesi resim oluyor. Alıyor kalemi ayak parmaklarının arasına başlıyor karalamaya; derken renkli kalemler, boyalar ve Rusya’da sergi açacak kadar çok çiziyor. Ama onun gönlündeki uğraş yüzme... Çocuk aklıyla “Akvaryumda balık” değil ama çok iyi bir yüzücü olmaya adıyor kendini ailesinin desteğiyle. 1011 yaşına kadar, Eskişehir’deki havuzun iyi yüzen kızıyken kendisine yeni bir ufuk açan KOLLARIM YOK AMA... Peki, kollarının olmaması onun hayatında bir handikap mı? Aslında değil: “Eskiden insanlarımız biraz rahatsız edici gözlerle bakıyorlardı, bunu rahatlıkla fark edersiniz. Ama milli sporcu olduğumdan beri, daha doğrusu madalyaları kazandıktan sonra beni gördüklerinde ‘Sümeyye Boyacı burada hemen fotoğraf çektirelim, kutlayalım’ diyorlar. Bu da aslında önemli bir adım. Çünkü insanın, herhangi bir uzvunun eksik olması, bir işi yapamadığı anlamına gelmemeli. Sporun en sevdiğim yanı karşımızdakinin bizi kabullenmesine, onayına ya da beğenisine bağlı olmaması. Çünkü derecelere bakıyorlar günün sonunda. Türkiye Cumhuriyeti tarihimizin ilk kadın Avrupa şampiyonu ve en genç dünya ikincisi olmak da benim için ayrı bir gurur..” antrenörü Mehmet Bayrak ile yolu kesişiyor. 3 senede paralimpik yüzmenin kraliçe adayı oluyor. Elbette şu 35 cümledeki kadar kolay değil bu iş. HEDEFİ DAHA BÜYÜK Günlük çalışma programını anlatırken yoruluyorsunuz: “5 yaşındayken hobi amaçlı başlamıştım. 4 yıl düzenli özel derslere devam ettim. Şu anki antrenörüm Mehmet Bayrak’la tanışana kadar engelli bireyler için şampiyonaların düzenlendiğinden bile haberim yoktu. Katıldığım ilk ciddi yarışta Türkiye Şampiyonası’nda dünya barajını geçmem belki de kırılma noktasıydı. Henüz 11 yaşındaydım. İlk deneyimimde bu başarı, milli takım yetkililerinin de dikkatini çekti. Sonra daha ağır çalışmalar başladı. Her gün 8 saat antrenman yapıyorum. Gün doğmadan kalkıp 5.45’te havuza giriyorum. Kesinlikle kolay bir iş değil. Aylarca kamp yapıyoruz. Ailemizden ve evimizden uzakta kalıyoruz. Günlük 9 kilometre yüzdüğüm zamanlar oluyor. Kollarımın olmaması belki de bana pes etmemeyi öğretti. Çünkü pes etmezsek bir yerlere gelebiliriz. Pes ettiğimiz zaman orada kalırız. Spor sayesinde hayatım daha programlı ve planlı. Şimdi misyonum daha da büyük, çünkü önümde Tokyo Olimpiyat ve paralimpik oyunları var.” O GERÇEK BIR ROL MODEL Sümeyye’nin olimpiyat hedefi var; ama uzun vadeli hedefleri daha büyük. Çünkü o şu sıralar hem olimpik bir sporcu hem de spor psikologluğunu hedefleyen bir birey. “Yüzmedeki hedeflerim belli, onun dışında psikoloji okuyup, yurtdışında da ciddi eğitimler alarak spor psikoloğu olmak istiyorum. Uluslararası kuruluşlarda çalışmak da bir başka hedefim.” Sümeyye’nin resim merakı, şampiyon yüzücü kimliğinin yanı sıra farklı bir yüzü de var. O, ünlü bebek üreticisi Barbie firmasının “rol modeli”. OYUNCAK BEBEĞI SATILIYOR 60 yıllık geçmişe sahip dünyaca ünlü Barbie markası, Türk yüzme tarihine adını altın harflerle yazdıran Sümeyye Boyacı’yı rol model alarak oyuncak bebeğini satışa çıkarmıştı geçen yıl. Duyduğunda inanamamış Sümeyye Boyacı bu bebek olayına. Sonra kendisine ilk bebek gönderildiğinde gözleri dolmuş, mağazalarda satılmaya başladığında ise farklı duygular yaşamış, çocukken iyi bir Barbie meraklısı olarak. Engelli hayvanlara yuva olmak zor değil Aslında gerçek bir engel yok H ayvanlar konusundaki duyarlılık arttıkça kurtarma odaklı sahipPATİ GÜNLÜKLERİ bir hayvan; çünkü seviliyor. Belki de hayatında ilk defa gerçekten seviliyor. Yine BURHAYDOS aracılığıyla Deniz ve lenme de artıyor. Yani soGökhan Uzelli arkadaşkakta yaşayamayacak olan larımın sahiplendiği Ray hayvana yuva açma manvar. Ray de görme entığı yayılıyor. Bu konuda gelli. Deniz ve Gökhan’ı, da başta engelli hayvanlar Ray’in görme engeli degeliyor. Eskiye göre daha ğil, geçmiş hayatında yagörünürler, şansları sağlıkşadığı travmalar zorlalı olanlara oranla hâlâ daha az. Ancak pek çok yuva ilanı etrafta geziyor, büDEN IZ YAVAŞOĞULLARI dı. Bin bir emek verdiler, karşılığını alıyorlar. Hayvanlar için güven duyyük kısmı da yuva [email protected] mak ve sevilmek tüm enyor. Engelli bir hayvan sagelleri aşıyor. hiplenme konusunda en büyük çekince zor olacağının düşünülmesi. Bazıları ise “üzülürüm” diye düşünerek uzak duruyor. Engelli hayvanlara üzülmek ÖĞRENMESI HIZLI Evet belki kimi zaman zor olabiliyor. Mesela felçli hayvanların baÜzülürüm diye çekinenler, o canlının bakımını üstlenecek kimse çıkmadığınyerine onları mutlu kımı, mamasından yattığı yere veya yürüteç seçimine kadar ciddi bir da yaşayacakları için daha çok üzülmeli. Hayvanlar sevildiği yerde o kadar mutlu oluyorlar ki. edebiliriz. Üstelik bu sanıldığı özen gerektiriyor. Ancak görme, işitme engelli veya üç bacaklı hayvanların sağlıklı olanlardan ILK KEZ SEVILIYOR Bu konuda güzel örkadar zor değil. pek bir farkı yok. Örneğin görme engelli bir kedinin, birkaç dakika içinneklerden biri Can adde kumunun, mamasının lı Golden retriever. Can, yerini öğrenmesi mümBurdur’da araba çarpmakün. Yani söz konusu ev sı sonucu felç kaldı ve hayatı olunca bu hayvanbu sebeple ailesi tarafınlar gayet uyumlu olabilidan artık istenyor. Bizim kemiyordu. Uyudilerimizden tulması için bıraBıdık da üç kıldığı fakültede, bacaklı. BugüBURHAYDOS’tan ne kadar enAysel Turan gelsiz bir keonu gördü ve bir dinin yapıp umutla yuva arada bizimkidı. Derken Can’a nin yapamadıyuvasını açan, Işğı birşey görkın Moğol Alçı medim. Arada oldu. Can’ın dubacaklarıma rumu hiçbir kosürünürken şulda bir daha yamuluyor o yürümesine fırsat kadar. Tabii, vermiyor, ama o unutmayalım, şimdi yürüteci ile ev hayatı ondağları deviriyor. Ağzında oyuncak oradan oraya koşarken mutluluktan dört köşe olan Kars, Can Dostları Derneği lar için ne kahimayesindeki Korsan 1,5 yaşında, dar rahatsa, sotuvalet eğitimi var, çok iyi huylu. Evde kak hayatı ise bir tek köpek olacağı bir yuva arıyor. o kadar zorlu. Kedilerle anlaşabiliyor. İyi pazarlar... 0 533 381 07 32 Kupa Cumhuriyet dönemi şiirimizde kendine özgü bir yeri olan Ataol Behramoğlu 50 yıldır yazdığı dizelerden 100'ünü seçip ayırdı. "Beyaz, İpek Gibi Yağdı Kar" 50 yıldan seçilmiş 100 şiirinden oluştu. Lirik... Epik... Kişisel... Toplumsal şiirler... Ataol Behramoğlu'nun dünya dillerine çevrilmiş, uluslararası ödüller almış şiirlerinden bir seçkidir bu kitap. Hem bir şiir seçkisi hem de şiir dilinde bir Türkiye öyküsü. Başımızı kaldırmamız gerekiyor. Bize öğretilen yanlışlara karşı başkaldırmamız gerekiyor. Bize söylenen yalanlara karşı başkaldırmamız gerekiyor. Sevginin ayaklar altına alındığı bir çıkar dünyasında bizim daha çok başkaldırmamız gerekiyor. Duygularımızı korumak için, duygularımızı geliştirmek için daha çok başkaldırı gerekiyor. (...) Elimizi hayatın elinin üstüne koyalım. "Seni seviyorum" diyelim. "Seni ben seviyorum, bu sevgi benim özgürlüğümdür, bunu duyduğum sürece seveceğim." Kupa Kupa Orhan Veli Cumhuriyet Cin Ali Cin Ali ve Atı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle