Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    
                
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                4  19 TEMMUZ 2020  Tatil huysuzu Güz gelse de serinlesek ALİ ERDENUR Sıcak yaz günlerinde hafif esinti çıkınca insan seviniyor. Sayfiye yerlerinde itiş kakış denize girenlere bakınca, “şu mevsim bir bitse hayırlısıyla, güz gelse de serinlesek” diyorum. Bu serinliği sade havanın baskısından kurtulmak için değil, kalabalığın verdiği iç sıkıntısını da gidersin, diye istiyorum. Bir yaştan sonra gürültüye de kalabalığa da tahammülü kalmıyor insanın. Eskiler, “deniz banyosu” derdi bu yazlık serinleme eylemine, şimdi gösterişli mekânlarla dolu plajlarda, garip bir yarış içindeler insanlar. Bazen “ne ettim de evimi bırakıp geldim buraya” diyorum kendi kendime. HHH Vakti gelince rakıya oturacaksın, bardağı ağzına kadar buzla dolduranları görünce “İyi de bunun rakısı, lezzeti nerede?” diye sorasım geliyor. Bir zaman susuzluğum dinsin, sıcaktan kurtulayım, diye denedimdi, olmadı. Sıcaklarda rakı sofrasına kimle oturacağın önemli… Üç genç, bir vesileyle geldiler balkona, bütün gün güneş kavurmuş ruhumu, hoşbeş ederken “Verin bakalım bardakları” dedim. Görgülü olanı yudumlamayı biliyordu da ötekiler sanki gazoz içer gibi diktiler kafalarına! “Olmadı” dedim. Dayanıklı olduklarını göstermek için yenisini istediler. İtiraz ettim. “Böyle içecekseniz gidin kendi evinize” diye söylendim. Rakının mezesi sohbettir. Yaşa, mekâna, havaya göre değişir ama mutlaka gereklidir. Rakı, insanları yakınlaştırmaya yaramıyorsa, birlikte kadeh kaldırmanın anlamı nedir? HHH Gençler güncel konulara girip kıkırdamaya başladılar, arada bir iki öfkeli ünlemeleri de oldu. Sonra “haydi kadeh kaldırırken fotoğraf çekelim” dediler. “Moda mı bu” diye sordum. Meğer ünlü kimseler, esen siyasal rüzgâra kapılıp meyhanede oldukları halde kadehlerini saklarmış. Önlerinde mezeler, yanda çayla birlikte “sohbet hırsızı” sosyal medyada paylaşırlarmış fotoğrafları. Çocuklar buna isyan edermiş. Şaşırdım diyemem, acıdım o ünlülerin haline. Doğru dürüst içtikten sonra, insan sıcağını sohbetle taçlandırıyorsan, hele de sevdiklerinin sağlığına, şerefine kaldırıyorsan kadehi gizlemek şöyle dursun, baş tacı etmek gerekir rakıyı! HHH “Döndür bakayım makineyi, beni de koy resme” dedim çocuklara. Hem biz haram içmiyoruz ki vergisini fazla fazla ödüyoruz, her işi gizli kapaklı olanlar utansın!  Uygarlık tarihi, dinlerin buluşma noktası derken futbolun ‘Süper’i oldular Hatay’ın büyük sevinci Hatayspor’lu futbolcuların zafer pozu  ARİF KIZILYALIN Pandemi sürecine kadar 6 puan fark yapan Hatay, liglere verilen uzunca ara sonrası başlayan lige hatasız geçti ve 33. haftadaki Adanaspor galibiyeti ile Süper Lig hedefini yakaladı.  “H atay, Hatay olalı ikinci kez böyle seviniyor” diyor telefonun ucundaki ses: “Ulu önder Atatürk’e verdiğimiz söz üzerine vatan toprağına katıl  neticisi Nükhet Gökaltay’a kadar ülke genelindeki tüm Hataylılar ve Hatayseverler aynı şeyi söylüyor: “İyi ki varsın Hatayspor...” SAVAŞ: ZAFER HEYECAN GETİRDİ Hataylılara “Futbolun sosyal hayatla ay  dığımız 30 Haziran 1939 günü çok sevin  nı potada buluşacağı organizasyonu yapacak  miş dedelerimiz, ninelerimiz, biz de 12 Tem bir de üst akıl gerekli” dediğimizde ise kulü  muz 2020 Pazar günü, şampiyon olup Süper bün “onursal başkanı” aynı zamanda Hatay  Lig’e çıktığımızda...”  Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Lütfü Sa  Gerçekten çok ama çok sevindi Hatay hal vaş ismi ön plana çıkıyor. Çünkü genel ka  kı. Kendi deyişleriyle tüm  nı, Lütfü Savaş’ın  Güney coştu Hatayspor’la.  futboldaki başarı  Beşiktaş’ta yöneticilik ya  yı, Hatay’ın kültü  pan ama Hataylılığını her  rel, tarihi, doğal ve  zaman üst kimlik olarak tu  damak tadı ile har  tan Hasan Bozkurter’e gö  manlayacağı yo  re büyük fırsat Süper Lig:  lunda.  “Tarihin merkezi Hatay;  Peki, gerçekten  Atatürk de bunun farkın  öyle mi? Soruları  daydı ve bu ayrıcalıklı top  mızı yanıtlayan be  rakları ne pahasına olursa  lediye başkanı Sa  olsun kimseye bırakmadı.  vaş, futbol zaferi  İnsanların özgürce iba  nin bölge insanı  det ettiği, dinlerin buluştu  na yeni bir heye  ğu, her tarafı kültür mirası  can ve beklenti ge  ile bezeli bir kent.  tirdiği görüşünde.  Son yıllarda da Güneydoğu mutfağının rotası oldu, künefenin yanına birçok tat  “İnsanımızın böy  Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı  le bir başarıya ih  Dr. Lütfü Savaş  tiyacı vardı, ne mutlu ki  eklendi. Şimdi futbol da kente hayat verecek.  futbol takımımız yöneti  Biz sınırdaki savaş ortamıyla ve gerginlikle  mi, teknik kadrosu ve futbolcuları ile bize bu  anılmak istemiyoruz. Futbol yanında fuarımız sevinci yaşattı. Şimdi yeni stadımızda, Sü  da bu tanınırlığı katlayacak.”  per Lig’de mücadele edecek seviyeye gele  Evet, Hataylı böyle düşünüyor. Şu sıralar  cek takımımızla bölge halkının gururu ola  Fenerbahçe yönetiminde bulunan Erol Bire  cik’inden Hatay Marşı’nı daha futbol zaferle  ri gelmeden besteleyen KaDer’in önceki yö  cağız. Tüm arkadaşlarımı kutluyorum. Belediye başkanı olarak kulübümüzün kurumsal bir yapıda olmasını, tamamen profesyonel bir yönetimle idare edilmesini isterim. Daha önemlisi Hataylı evlatlarımızı spora, futbola kazandıracak müthiş bir altyapımız olmalı, kendi insanımız kulüple özdeşleşmeli” diyor. Kulüp başkanı Nihat Tazearslan, yönetim kurulunun şimdiden kolları sıvadığını söylüyor. Ajax altyapısı olmak üzere birçok modelin yönetimce değerlendirildiğini dile getiriyor. GEÇEN SEFER KIL PAYI Hatayspor, önceki sezon da ligde doludizgin gidiyordu. İstanbul’da 20 yenildikleri Galatasaray’ı Hatay’da 42 ile devirecekler ancak gol averajıyla eleneceklerdi, ancak “Alt lig bana eziyet, bekle üst lig” sinyali de gelmişti. Takım ilk iki sırayı 3 puanla kaçırıp playoff’la Süper Lig’e çıkma şansını yakaladı. Gaziantep’le oynadıkları finali penaltılarla kaybedip Süper Lig’i rakiplerine bıraktılar. BU YIL O YIL Ne var ki bir önceki yılın mayası Hatayspor’un 201920 sezonundaki yapısını güçlendirmiş olmalıydı ki İlhan Palut yönetiminde TFF 1. Lig’e hızlı başladılar, 10. haftadaki Akhisar galibiyeti ile liderliğe yükseldiler. İlkyarıda sadece deplasmanda Akhisar ve Erzurum ve Bursa’ya yenilecekler devreye 30 puanlı Erzurum’un 6 puan önünde 36 puanla lider gireceklerdi. 2. yarıda beraberlikler canını sıkacaktı Hatay’ın ama işi şansa bırakmadı. Seri kayıpların ardından İlhan Palut gitti, yerine TFF 1’i çok iyi bilen Mehmet Altıparmak geldi.  ALTIPARMAK, TFF 1’DE  FARK KAPANIRKEN  ŞAMPİYONLUK MİMARI  H atayspor’un zaferinde imzası olan en önemli isimlerden biri tknik direktör Mehmet Altıparmak. Türk futbolundaki adı “TFF 1. Lig’in Jose Mourinho”su. Bu lakabı şampiyonluğa taşıdığı takımlar nedeniyle almış. 14 yılda 5 şampiyonluğu var. 3’ü üst üste. 2 sezon önce Erzurum’u, geçen yıl Gaziantep FK’yi Süper Lig’e taşımış, bu sezon da Hatayspor’la aynı sevinci tadıyor. Kırılması güç bir rekor bu. Altıparmak, Hatayspor’u bu sezon 20’li haftalarda lider devralmış, sonrası adım adım geliyor. Soruyoruz, alın terinden söz ediyor, daha doğrusu ligin ruhunu anlamak gerektiğini savunuyor: “Şampiyonluk çok güzel,  yaptığınız işin en üst seviyesi” diyor ve ekliyor: “Çok çalıştık, kısa sürede büyük işler yaptık. Tarihteki ilk şampiyonluk olması Hatayspor için çok önemli. Hatay halkı asla unutmayacak. Adana dönüşü bizi kucağında bebeğiyle karşılayan anneyi nasıl unuturum, onlar da beni unutmaz. Türkiye’de 1. Lig’de üçte üç yapan hoca olmak bu büyük gurur, elbette başka hedeflerim de var. Başkanımız Savaş’ın Barcelona ile oynarız lafı hayal değil, büyük düşünüyor, yeter ki doğru yatırım yapılsın. Aksilik olmazsa devam etmek istiyorum bir kez Gaziantep, bir kez de Alanya ile yolunu kestiğim Hatay’ı Süper Lig’e taşıdım, daha büyük hedeflere götürmek isterim.”  Mehmet Altıparmak  Altıparmak geldiğinde Hatay yine liderdi ama fark kapanmıştı bu değişiklik günlerinde. Ardından Eskişehir, Osmanlı galibiyetleri ve Adana Demir deplasmanında alınan 1 puan ile yeniden şampiyonluk meşalesi yandı.  KOCASI, ‘YA BEN YA HATAYSPOR’ DEDI, O MAÇI SEÇTI H atayspor, bölge insanının umudu, neşe kaynağı dedik ya; bu isimlerden biri de amigo Songül Taşdelen. Kendini bildi bileli Hatayspor maçlarına gidermiş. Erken yaştaki evliliğinden bir kızı olan, evliliğinin 2. yılında, “Bıktım senin şu Hatayspor aşkından, maça gideceğine evde otur” diyen kocasından boşanan “Songül Abla”, BordoBeyazlı tribünlerin en çok aranan ismi. Kızını neredeyse tribünde bü  Songül Taşdelen yüttüğünü söylüyor. Hatayspor için birçok şeyden vazgeçtiğine de dikkat çekiyor ve “Ama değmedi mi? Değdi tabii ki. Küme düşme hattındayken bu şampiyonluğa bir ben inanıyordum bir de belediye başkanım Lütfü Hoca. Gerçekten değdi” diyor.  Fotoğraf: Vedat Arık Fotoğraf: Euronews  Kadına şiddeti önlemeyi öngören sözleşmeyi kimler tartışmaya açtı?  STATİK ENERJİ  cağını göstermiş olur. Bu da kanımca öncelikle kadınlar, şiddet gören tüm insanlar  ve ülkemiz için çok yanlış olur...” diyor.  Cüppeli veya İstanbul Sözleşmesi  AKP’nin geçmişinden gelen birçok isim de İstanbul Sözleşmesi tartışmaya açıldığı için tepkili. Sözleşmeyi savunan isimler yavaş yavaş görevlerinden alın  İ stanbul’un Fatih’teki Çarşamba semtinde doğar Ahmet Mahmut Ünlü. 1990’da Fatih Hak ve Hizmet Vakfı’nı kurar. İsmailağa Camisi’nde dersler verir. 1997’den beri kendi risalelerini yazar. 99 depremindeki açıklamaları nedeniyle 14 ay hapis yatar. 12 Ekim 2011’de Karagümrük Çetesi operasyonuyla gözaltına alınır, tutuklanır, bir yılın ardından tutuksuz yargılanmak üzere tahliye olur. 2016’da suçlamalardan beraat eder. Cüppeli Ahmet, birçoğumuz için enteresan bir magazin figürü. “Cüppeli yine ne demiş” diye bıyık altı gülerek bakarız çoğu zaman. Aslında Cüppeli, İsmailağa Cemaatinin toplum önündeki figürü. İsmailağa, iktidara epeyce yakın cemaatlerden biri. Murat Yetkin, İsmailağa cemaati ile İstanbul Sözleşmesi bağlantısını şöyle özetliyor: “Cemaatin internet sitesinde 6 Temmuz günü yayımlanan bildiride, 2011’de o zamanın başbakanı Tayyip Erdoğan’ın ilk imzayı atmış olduğu sözleşmenin İslami değerlere ‘savaş açma’ hüviyeti taşıdığı da öne sürüldü. Cüppeli Ahmet Hoca’nın da mensubu olduğu İsmailağa bildirisinde sözleşme ‘kadı  dan bize intikal eden aile medeniyetimizi yıkmayı’ hedeflediği iddia edildi.” İLK IMZACI TÜRKIYE İstanbul Sözleşmesi, kadına karşı şiddet ve aile içi şiddet konularında temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen bir uluslararası insan hakları sözleşmesi. 12 Mart 2020’de ilk imzacı  Kadın Meclisleri, ları bağlayıcı bir ko  maya başlandı bile.  geçen ay İstanbul’da öldürülen Ayşegül Aktürk eyleminde... Aktürk için adalet isteyen kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nin de uygulanmasını talep ediyor.  numu var. Türkiye’de bu sözleşmenin yasal izdüşümü 6284  ÖZGE MUMCU AYBARS  sayılı kanun. Bu ka  nuna göre: “a) Şid  det mağdurlarına verilecek destek ve hizmetlerin sunulmasın  verilen  AKP MYK SONRASI 14 Temmuz 2020 tarihli AKP MYK’sinden gelen kulis haberlerine göre, bazı üyeler sözleşmeyi eleştirerek kadının beyanı esas alınarak erkekler için evden uzaklaştırma kararlarının aileleri par  da temel insan haklarına daya çaladığını, kadının beyanının erkeği potansiyel suç  lı, kadın erkek eşitliğine duyar lu gösterdiğini savunmuş. İsmailağa tarikatının  lı, sosyal devlet ilkesine uygun, açıklamasında da “İstanbul Sözleşmesi İslam’ın hi  adil, etkili ve süratli bir usul iz maye etmeyi hedeflediği değerlerimize savaş aç  lenir. b) Şiddet mağduru ve şid ma hüviyetini taşımaktadır. Zira ilgili sözleşme içe  det uygulayan için alınan tedbir kararları insan onu riği bakımından Rabbimizin bize emir buyurduğu  runa yaraşır bir şekilde yerine getirilir. c) Bu kanun aileye yönelik düsturlar, Peygamber Efendimizin  kapsamında kadınlara yönelik cinsiyete dayalı şiddeti (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) aile yapımıza dair öğ  önleyen ve kadınları cinsiyete dayalı şiddetten koru retileri ve İslam tarihi boyunca Müslümanların kök  yan özel tedbirler ayrımcılık olarak yorumlanamaz.” leşmiş aile medeniyetini tarumar edecek bir keyfi  İstanbul Sözleşmesi’nin mimarlarından Prof. Dr. yeti haizdir” ifadeleri yer alıyor.  Feride Acar, 2015  2019 yılları arasında Avrupa Elbette “kadının beyanı esastır” ve uygulanan şid  Konseyi’nde GREVIO başkanlığını da yürüttü. Acar, detin dini değerler ile bir bağlantısı yoktur. Aileyi da  “Sözleşme kadına yönelik şiddetin bir insan hakları ğıtan kadına uygulanan şiddettir. Bakalım, bu cephe  na yaratılış amacının aksine misyonlar yükledi Türkiye. 46 ülke sözleşmeye imza attı. Ve bildiğiniz ihlali olduğunu söylüyor. Türkiye, sözleşmeden im den Cüppeli ve ahalisi mi kazanarak çıkacak yoksa  ği’ ve bu yönüyle ‘ahlaki yapımızı ve ecdadımız üzere, uluslararası sözleşmelerin ülke içindeki yasa zasını çekerse bu ilkelere, değerlere bağlı kalmaya uluslararası hukuk ile kadınlar mı?   
            
    
