Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    
                
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                6  22 MART 2020  Çevrimiçi EKMORLUAKHISA u Ahmet Ümit’in hayaletleri  Vaktinizi evde geçirmek zorunda olduğunuz kaldığınız şu günlerde Storytel’de çok özel bir serüven sizleri bekliyor. Polisiye edebiyatımızın usta ismi Ahmet Ümit’in kendi edebiyat serüvenini kendi sesiyle anlattığı “Benim Güzel Hayaletlerim” başlıklı seri 6 bölümden oluşuyor. Musée D’Orsay u Evden müze gezmek Google dünya çapında 500’den fazla müze ve galeriyle ortaklık kurdu ve “street view” uygulaması sayesinde evden çıkmadan gezip görmenizi mümkün kıldı. Paris’teki Musée D’Orsay da Amsterdam’daki Van Gogh Müzesi da artık çok yakın. The Pale Horse  u Polisiye tutkunlarına Blu TV’de yayımlanmaya başlayan “The Pale Horse” adlı dizi tam da polisiye tutkunları için. Bir Agatha Christie uyarlaması olan mini dizide başrolleri Rufus Sewell, Kaya Scodelario, Sean Pertwee paylaşıyor. u Filarmoni evinizde Dünyanın en önemli orkestralarından Berlin Filarmoni 19 Nisan’a kadar konser vermeyeceğini açıkladı. Ama buna karşılık online olarak tüm konser arşivini ücretsiz kullanıma açtı. https:// www.digitalconcerthall.com/en/home adresinde 600’den fazla konser bulmanız mümkün. Lost Girls  u Sinema tutkunları için N etflix şu sıralar en kalabalık sinema salonu olsa gerek. Yeni çıkan filmler arasında bizim tavsiyemiz Oscar adayı sinemacı Liz Garbus’tan “Lost Girls.” Gerçek bir olaydan hareketle çekilen filmde Amy Ryan ve Gabriel Byrne başrollerde. u Trendeki Yabancı Okuyacak kitabım kalmadı, çıkamadığım için alamıyorum diyenler için Trendeki Yabancı. Cep telefonunuza indireceğiniz bir uygulama sayesinde ulaşabileceğiniz ‘öykü dergisi’ Trendeki Yabancı bugüne dek 7 sayı çıktı.  22 MART 2020 SAYI: 1567  pazar.dergi@cumhuriyet.com.tr  İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Sorumlu Müdür OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr  n Yayın Koordinatörü HILAL KÖSE ÖZTÜRK n Görsel Yönetmen MÜNEVVER OSKAY n Editör DENIZ ÜLKÜTEKIN n Sayfa Tasarım EMİNE BİLGET n Reklam Genel Müdürü AYLA ATAMER TÖRÜN Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın  Geçmişini bilmeyen...  Alex Garland’ın yazıp yönettiği yeni  Hulu dizisi “Devs” felsefi meselelere  bilgisayar teknolojisi aracılığıyla  yanıtlar arayan bir şirkette yaşanan  esrarengiz olayları konu ediniyor.  Ale DEVAMLILIK HATASI  Geleceğin geçmişten farklı oluşu neye bağlıdır? Buna fizik net bir yanıt veriyor, işin kanıt kıs  mını çok anlamasam da...  Fizikçilere göre ısı dedi  ğimiz şey sayesinde gelecek geçmişten farklılaşıyor; yani eğer sürtün  EMRAH KOLUKISA  me denen şey olmasay  dı bir sarkacın hareketle  ri sonsuza kadar aynı şekilde sürer ve gelecek ile  geçmiş arasında bir fark olmazdı. Sürtünme yani  ısı ise her şeyi değiştiriyor, sarkaç yavaşlıyor, zira  ısı sıcaktan soğuğa doğru transfer oluyor. Aynı so  ruya felsefeciler de (en azından bazı felsefeciler di  yelim) bir yanıt veriyor ama anlaması, kavraması  biraz daha güç.  Kabaca anlatmak gerekirse, evren deterministik  tir, yani her şeyin bir sebebi vardır, her sebep bir  sonuç doğurur. Gelecek dediğimiz şey (sonuç) as  lında geçmişten (sebep) belirlenir. Geçmişi bilme  yen geleceği de kestiremez derler ya... İşin doğrusu  bu konuda yetkin değilim, ama yine de büyük bir  merakım, amatörce bir ilgim de var, fakat bu yazı  da bambaşka bir konuya dikkat çekmek niyetinde  yim, Alex Garland’ın yeni dizisi “Devs”e...  Alex Garland’ı “The Beach” adlı romanıyla ta  nıdık öncelikle. Danny Boyle tarafından  sinemaya da aktarılan “The Beach” Garland’ın ilk romanıydı ve bir  x Garland  anlamda yazarlık kariyerinin de  zirvesiydi. Sonraki iki roman  o kadar ses getirmedi ve Gar  land senarist ve yönetmen  olarak yeni ve ilginçtir, sağ  lam bir yol çizdi.  “28 Days Later” ve “Suns  hine” (Danny Boyle yönet  ti) gibi filmlerden sonra bir  edebiyat uyarlaması olan “Ne  ver Let Me Go” geldi ve Gar  land iyiden iyiye isim yaptı.  2014’te yazıp yönettiği “Ex Mac  hina” ile çıktı ortaya ve ödüller ka  zandı. 2018’de “Annihilation”ı yazıp çeken  Garland yapay zekâ, robotlar gibi konuları işleyen,  bunların felsefi yönüne vurgu yapan kendine has  bir alan yarattı ve işte şimdi de yine benzer konu  larla haşır neşir olan “Devs”i getirdi önümüze. HER ŞEYI DEĞIŞTIRECEK BIR BULUŞ “Devs” (ki bu aslında “development” yani geliştirme anlamına gelen sözcüğün bir türevi) günümüzde (ya da çok yakın bir gelecekte) Silicon Valley benzeri bir yerde faaliyet gösteren bir bilişim şirketinde çalışan genç bir kadının başından geçenleri anlatıyor. İlk bölümde Sergei adlı deha seviyesindeki bir bilgisayar mühendisinin çalıştığı Amaya adlı şirketin geliştirme departmanına terfi edişine ve aynı gece ortadan kayboluşuna tanık oluyoruz. Onun kız arkadaşı olan Lilly (Sonoya Mizuna) ise dizinin geri kalanında takip edeceğimiz, birlikte tüm gizemli sırlara vâkıf olmaya ve olası komplo teorilerini çözmeye çalışacağımız kişi. Amaya’nın sahibi olan Forest’in (Nick Offerman) aslında neyin peşinde olduğu, geliştirdiği “buluşun” ne olduğu, belki de tüm dünyayı değiştirecek bu buluşun peşine kimlerin düştüğü gibi sorular da yine cevaplanmayı bekle yen sorular arasında. Akla biraz “Mr. Robot” ve “Westworld” gibi dizileri de getiren, onlar gibi kendine has bir anlatımı, ağır ama etkileyici bir temposu olan “Devs”  sırlarını yavaş yavaş açan, kendini hemen ele vermeyen bir yapıya sahip. Soğuk oyunculuk performansları ve temiz görüntü yönetimiyle fütüristik bir havası olan diziye hemen ısınmak kolay değil belki ama bu tarzı sevenlerin de çok çabuk bağlanacağına kuşku yok. TEKNO ÜTOPYALARIN SONU MU? Garland uzun zamandır bu konuya kafa yorduğunu ve kuantum fiziği, determinizm gibi başlıklara dair çokça okuma yapıp, online derslere bile katıldığını söylüyor “Devs”in geri planını anlatırken. Tüm bunları kuru bilimsel meseleler olarak değil de şiirsel, felsefi fikirler olarak algıladığını söyleyen Garland, konu ne kadar girift olursa olsun fazla açıklama yapmayı sevmediğini, sözcükler, hatta eylemler olmaksızın da çok şey anlatılabileceğini ekliyor. Her şey o anın tonunda saklı ona göre. Silicon Valley’e dair geliştirilen tekno ütopik bakış açısının biraz tarikat olgusunu andırdığını da ileri süren Garland’a göre her şeyin distopyaya dönüşmesi de pekâlâ mümkün. “Steve Jobs’ın yaptığı ürün lansmanlarını hatırlıyorum, müthiş bir heyecan vardı o ortamlarda. Ama belki de orada sattıkları şey ‘ütopya’dan başka bir şey değildi. Bence tüm bunlar illüzyon, başka bir şey değil” diyerek belki de “Devs”e dair en açıklayıcı cümleleri de kurduğunu düşünmek olası, ama o kısmına izlediğinizde siz karar vereceksiniz.  Karyalı Fatma Teyze sonsuzluğa uğurlandı  Dağlara ve keçilere veda  Antik adı Latmos olan Beşparmak Dağları’nın en gizemli yerlerinden biri Kovanalan bölgesinde doğduğundan bu yana keçileriyle birlikte geleneksel yaşamını sürdüren Fatma Sönmez, 78 yaşında hayata gözlerini yumdu. Yolları kesişen Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, “Fatma Teyze” olarak seslendiği Sönmez’i “Hayatını bu dağlara ve keçilerine adamış bir insan” diye tanımlıyor. Aydın Büyükşehir Belediyesi Başkanı Özlem Çerçioğlu’na Sönmez’in adının yaşatılması için bir öneri götüreceklerini belirterek “Bu dağlarda yaşayan son kadınlardan biriydi” diyor. Hikâyesi tiyatrolara konu olan Fatma Sönmez, geleneksel yaşamı MÖ ikibinli yılların sonundan itibaren hüküm süren Karyalılara benzediğinden “Karyalı Kadın” olarak da anılıyordı. 8 bin yıldır süregelen yaşamın belki de son temsilcisiydi. Latmos’ta araştırmalar yapan dernek, acı haberi “Latmos Dağları ıssız kaldı” başlığıyla duyurdu: “Fatma Sönmez Latmos Dağları’nda doğmuştu. ‘Ben bu dağlarda öleceğim’ diyordu. Öyle de oldu ve Latmos Dağları ıssız, keçiler öksüz kaldı...” BU DAĞLARDA İKİ KADIN Veda haberini aldıktan sonra ulaştığımız Sürücü, Latmos Dağları’nda yaklaşık 20 yıldır araştırmalar yaptıklarını dile getiriyor. “Bu dağlarda 2 kadın tanıdık. Birisi Alman arkeolog Anneliese Peschlow, diğeri de Fatma Sönmez. Anneliese, bu dağlara ömrünü veren bir bilim insanıydı. Keşfettiği tarihöncesi kaya resimlerinin en önemli figürleri kadınlardı. Tarih ön  HAZAL OCAK Sürücü, “Latmos Dağları’nın son kadını Fatma Teyze’nin de adı yaşamalı” diyor.  cesinde Latmos’ta yaşayan kadınları sadece kaya resimlerinden, antik dönemde yaşayan kadınları ise yayınlardan biliyoruz. Anneliese, Latmos Dağları’nda ayak basmadık yer bırakmadı. Şu an Almanya’da ve hasta. Çok sevdiği Latmos Dağları’na gelemiyor” diyor. Sürücü, Sönmez’i ve Latmos Dağları’nı da şöyle anlatıyor: “Fatma Teyze... Modern çağda yaşasa da çağın getirdiği birçok olanaktan, teknolojiden ve kolaylıktan uzak bir şekilde, aynı Karyalı kadınlar gibi yaşayan bir kişiydi. Doğanın içinde, doğayla barışık, doğayı bozmadan mücadele eden bir kadındı. Latmos Dağları diğer dağlara benzemez. İçine girdiğinizde kendinizi farklı bir gezegende hissedersiniz. Hem ürkütücü hem de hayranlık uyandıran bir manzarası vardır. Gökten yağmış gibi duran devasa boyutlarda 500 milyon yıllık kayaların içinde yolunuzu  bulmak çok zordur. Bu coğrafyanın bir parçası olduğundan Fatma Teyze için bu hiç önemli değildi. Her gün kilometrelerce keçilerini otlatır ve yaşam alanına dönerdi. Bu bakir coğrafyada 8 bin yıllık Latmos kültürünü devam ettiren cesur yürekli bir kadındı. Bir gün ona ‘Bir kadın olarak bu ıssız dağlarda yaşamaya korkmuyor musun’ diye sormuştum. Latmos’un kayalarındaki tanrı resimlerinde olduğu gibi, yumruklarını sıkarak iki kolunu havaya kaldırıp ‘Kimseden korkmam ben, Allah’tan başka’ demişti. Bu anı fotoğraflamıştım. Bu fotoğraf, Latmos’un tanrı resimleriyle sembol hale geldi. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na da hediye ettik. Odasına astı. Fatma Teyze’nin köyü olan Karakaya’da Büyükşehrin düzenlediği Latmos Ziyaretçi Tanıtım Merkezi var...”  Fotoğraf: Bahattin Sürücü   
            
    
