22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

15 MART 2020 Elde dövülen keçe yastıklar, geleneksel dokunan ketenpamuk peştemaller, hamam tası kalıplardan seramik taslar, havlunun atası olan peşkirler, eski sandıklardan toplanan Kandıra bezlerinden yastıklar... Selen Öztürk, 2013’te kurduğu markasını anlattı Çok eski bir Mesele Semboller ve hikâyeler; Mesele Slow Design tasarım ürünlerini en u Hangi ustalarla çalışıyorsunuz? Üretim süreciniz nasıl ilerliyor? Çok daha ucuz ve ko iyi özetleyen iki kelime. lay olmasına hatta bazen Sembolleri ve sembolle Türk ustalarının bizi Çin rin içerdikleri kadim an veya Hindistan’a yön lamları ve etrafında olu lendirmesine rağmen şan mitlerle hikâyeleri konu edinen tasarımlarıyla müşteri ve ürünler arasında bağ kurmayı hedefleyen bir platform Mesele. Tamamen yerli üretim ve zanaatkârı destekleme amacıla yola çıkan Mesele’nin kurucusu Selen Öztürk’le hem kişisel hikâyesini hem de sembollerin yolculuğunu konuştuk. yerli ve yerinde üretim konusunda ısrar ediyoruz. El işçiliğine ve zanaatkârlığa çok saygı duyuyorum ve işini severek yapan herkesle çok mutlu çalışıyorum. Üretim sürecine gelirsek; bir ürün çıkarma süreci önce Türkiye’ye ait kaliteli bir hammadde bulmakla başlıyor. Bu hammaddenin kültürel bir değeri olması, ayrı u Mesele’nin kuruluş hikâyesi nedir? ca üretiminin azalmış yani desteklenme Uzun yıllardır ev tekstili ihracatı ya ye ihtiyacı olması da önemli bir kriter. Ar pıyorum. Bu ülkede üretilen çok değer dından farklı kültürlere ait semboller kul li hammaddeler ve el işçilikleri var; bun lanılarak; yeni sahibine şans, güç, korun lar herkesin gözünde gerçek değerini bul ma veya bereket getirecek şe sun istedim. Yerel ve geleneksel üretim kilde modern bir anlayışla ye leri, çok sevdiğim ve evrensel iletişim di niden tasarlanıyor. li olan sembollerle modernize etme ve özgünleştirme yolunu seçtim. Çünkü sembollerin eşyayla anlam kurma konusunda çok önemli olduğunu ve hepimizin anlamlı alışveriş yapması gerektiğini düşünüyorum ve Mesele’yi kurdum. u Kişiler tasarımlarla nasıl bir bağ kuruyor? Tam da arzu ve hayal ettiğimiz şekilde ürünlere âşık olanlar çok oluyor. Bizim gösterdiğimiz özeni gerçekten u Ürünlerinizden bahseder misiniz? hissediyorlar. Dükkânda ürün En zor konu... Mesele olabilmek için o leri sevgiyle okşayan, sarılıp kadar çok şey gerekiyor ki... Tamamı ile dolaşan çok müşterimiz olu el işçiliği olacak, geleneksel üretim tek yor. Tabii sembollerin anlamı nikleri kullanılacak, biricik ve özgün olacak, semboller uygulanabilir olacak, yeni bir fonksiyonu olacak, paketlerin ikinci bir kullanımı olacak, evrensel kalite standartları yakalanacak, doğaya saygılı olacak diyince, ürün çıkartmak bir hayli zor oluyor. Ürünlerimizi önce hamam, mutfak, salon na göre dilek tutar gibi Mesele alanlar da var. Mesela bizim doğurganlık olarak yazdığımız kibele sembollü peştemalimizi alan bir müşteri, 2 yıl sonra bebeğiyle bizi ziyaret etmişti. ve kişisel olarak kategorize etmiştik an cak zamanla özellikle takı konusundaki ta lep nedeniyle kişisel ürünler ağır basmaya başladı. Korsan isimli yeni ürünlerin müj desini verebilirim. u Sembollere ilginiz nasıl başladı? Kendimizi ifade etme ihtiyacı ve objelere anlam yüklemenin varoluşumuzun bir parçası olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden ilk insanlar, mağara resimleri yapmıştır. Sembolleri oldum olası çok sevdim ve herkese de sevdirmek istedim. Mısır, Anadolu, Uzakdoğu, Hindistan, Viking, Kelt, İnka ve Maya gibi medeniyetler, Amerikan, Pasifik ve Afrika Yerli sembolleri kullanıyoruz. u İnsanlar en çok hangi sembolleri üzerinde taşımayı tercih ediyor? Eski sembollere baktığınızda, çoğunluğunun koruma amaçlı olduğunu fark ediyorsunuz. Tabii şans, güç, bereket ve tabii ki aşk da istenen anlamlar. Mesela göle attığınız bir taşın yarattığı, gittikçe genişleyen dalgaları değişimle sembolize eden bir Maya sembolümüz var; bu hikâyeyi duyup da sahip olmak isteyen çok müşterimiz oldu. “Özellikle doğadan esinlenen Amerikan Yerlileri sembolleri benim için ön planda diyebiliriz. Hikâyelerini, tabiata saygı ve teslimiyetlerini, naifliklerini çok seviyorum.” Selen Öztürk DEN IZ ÜLKÜTEKIN Aborijinler, Vikingler, Keltler, İnkalar... Kadim tarihe damga vurmuş birçok medeniyetin sembolleri günümüzde yaşamaya devam ediyor. Mesele Slow Design da bu sembolleri çağdaş insanla buluşturmayı amaç edinen bir proje. Fotoğraf: Kurtuluş Arı 5 Mart bu havayla geçecek Kaos ve belirsizlik üzerine I mmanuel Wallerstein’ın 2016 ve 2017 yıllarında dünyada yaşanan olayları derlediği kitabın adı “Kaos ve Belirsizlik”. Tür STATİK ENERJİ yor, sessizleşiyoruz. İçinden geçen bu savrulma ve sarsılmalar toplumu daha da kırılgan hale getiriyor. Hukuk sisteminin değiştiği, güvencesizliğin belirleyen güç olduğu, normların, davranışların, kiye baskısı için yazılan önsöze aktörlerin bugüne kadar bildikleri şu cümleleri ekliyor Wallerstein: mizin ötesine geçtiği, olan bitenin “Dünyada ne olup bittiği hakkında kafanız karışık mı? Diğer herkesin de. Bu, kaotik dünya sisteminin ÖZGE MUMCU AYBARS ne olduğunu algılamamızın zorlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Toplumun tüm alanlarında bire devam eden bir gerçekliğidir.” yin kendini “askıda” hissettiği bir Bu satırları, koronavirüsün zaman aralığından geçiyoruz. Be Türkiye’ye de geldiği, ancak hangi önlem lirsizlik ve kaos, bireyde anksiyete duygu lerin alınacağı belirsiz olan bir çarşamba sa sunun artmasına, toplumlarda ise panik duy bahından yazıyorum. Sizler bu yazıyı okur gusunun artmasına neden olacak. ken belki okullar tatil edilmiş, kalabalık toplantılar iptal edilmiş ve el dezenfektanları, maskeler ecza depolarında tükenmiş olacak. Bugünleri, yakın bir zaman aralığında eşi benzerini yaşamadığımız bir duyguyla yaşadığımız açık. Panik havası hem toplumları hem de tüm ekonomiyi sarmış durumda. Dünya çapında bir yandan hastalığı önleyici tedbirler alınmaya çalışıyor, diğer yandan dünya ekonomisi derin bir uçurumun eşiğinde duruyor. BIR KIZIYORUZ BIR SUSUYORUZ BELIRSIZLIK SARKACI Düne dair öğrendiğimiz her bilginin, şu anda egemen olan güçlerce yeniden yazıldığı bir dönem bu. Öfkelerimiz, kırılganlığımız, mutsuzluğumuz biraz da bundan. Ama mizahımız, neşemiz ve umudumuz, bu bilgileri yeniden yazma ihtimalimizden geliyor. Belki de, “Üçüncü Dünya Savaşı”nı yaşıyoruz. Henüz adı net bir şekilde dile getirilmemiş, farklı cephelerde ve farklı düzlemlerde gerçekleşen bir savaşı, bireyler olarak Avrupa Komisyonu Başka sosyal medyada ve canlı yayın nı Ursula von Der Leyen, da yaşıyoruz. Ve de sadece basın toplantısında, koro bu nedenle, bilgi ile haber navirüsün öncelikle ha savaşlarının tam ortasın vacılık sektörünün etki da bir yerde duruyoruz. lendiği, belirtti. Hava Merkez medya, ha cılık sektörünün etki vuz medyası, yandaş lenmesi, yanında pet medya, adını ne ko rol fiyatlarının dalga yarsak koyalım, ya lanışını getirecek. Üze yınlarını sadece belir rine de karantina uygu li bir doğrultuda ve de lanan ülkelerdeki önem propagandaya dayana li sektörlerin etkileneceği rak yapıyor. Doğru ha bir döneme giriyoruz. Karan bere erişmek böylesi bir tinanın sınırları hangi ülkede duracak, enformasyon çağına rağmen o da belirsiz. giderek zorlaşıyor. Doğru haberi di Gündemde olan, yalnızca salgınla beraber le getirenler ise parmaklıklar ardına konu ekonominin sallantıda olması değil, ne yazık yor. Belki de memlekette değişmeyen tek ki. Popülizmin yükseldiği, siyasi aktörlerin gerçeğimiz bu. bir cepheden diğerine hızlıca çarptığı bir dö Mart 2020 belli ki bu havayla geçecek. nemdeyiz. Günü geliyor, gündemimize göre Ve hiçbir dezenfektan bireyin üzerinden bu savrulmaları ve sarsılmaları askeri ekip sallanıp duran bu belirsizlik sarkacını kaldı man üzerinden okuyoruz. ramayacak. S400, CAATSA yaptırımları, F35’ler, HHH Patriot’lar, Su’lar gibi... Eskiden sadece be u Sevgili Aykut Küçükkaya “Evine Hoş lirli sektörlerde çalışanların bilgisi dahilin Geldin” dedi ve daveti için teşekkür ede de olan askeri ekipmanlar, füzeler ve uçakla rim. Vakfımızın (um:ag) öğrencileri ile aile rı toplum olarak ezberimize alıyoruz. Yetmi miz üzerine Cumhuriyet çalışanlarının eme yor, Suriye sınırında savaşan örgütleri öğren ği çoktur. Bu daveti Cumhuriyet’in emek meye çalışıyoruz. tarlarına bir vefa borcu adına kabul ettiğimi Karşısında olduğunuz bir görüş, bir gün küçücük bir not olarak ekleyeyim. Her pa bir siyasi aktör tarafından dile getiriliyor, zar, sizlerle Türkiye’nin ve dünyanın haline kızıyoruz, diğer gün aynı siyasi aktör si dair notlarımı paylaşmaya çalışacağım. Öy zin yanında olduğunuz bir görüşü savunu leyse merhaba! M ne G. Kırıkkanat’ın son k tabı “Adı Öküzden Sonra Gelen”, yen baskısı ve yen kapağıyla, yen den okurlarıyla...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle