Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 29 KASIM PAZAR Guardian’ın en iyiler listesinde albümleri yer alan yapımcı Sine Büyüka: Gitmezsem geç kalacaktım EMRAH KOLUKISA Londra’da bir plak şirketi kuran ve üst üste başarılı işlere imza atan Sine Büyüka hayallerinin peşinden gitmeyi şöhrete tercih eden bir isim. Dünyanın en rekabetçi şehirlerinden birinde müzik piyasasına fırtına gibi giren Büyüka ile bu başarısının ardındaki hikâyeyi konuştuk. Sine’yi 10 yıldan uzun bir süredir tanıyorum. Bir dönem aynı masada karşı karşıya oturarak çalıştık hatta. Sonra o önce alan değiştirip spora geçti ve ve tüm camianın tanıyıp sevdiği bir figüre dönüştü, ardından yurtdışına gidip asıl tutkusu olan müziğe yöneldi. O zamandan beri de mecburen uzaktan takip ediyorum Sine Büyüka’yı ve her başarısından gurur duyup “İşte benim arkadaşım” diyorum içimden. Londra’da kurduğu Injazero Records’ın İngiltere’de ses getiren plaklara imza atması ve peş peşe İngiliz basınında övgüyle bahsedilmesi üzerine dayanamadım ve uzaktan da olsa hasret gidermek için telefona sarıldım. Sonuç aşağıda... u İstanbul’da uzunca bir süre medyada çalıştın ve önce kültür sanat alanında, sonra sporda azımsanmayacak bir kariyer yaptın. NTV Spor’da ekran önünde bir hayli tanındın ve geniş bir hayran kitlen oldu... Sonra her şeyi bırakıp çekip gittin, İngiltere gibi bir yerde müzik sektörüne girdin. Öncelikle neden ve sonra tabii orada süreç nasıl yürüdü? Bu, insanın kişisel tercihleri, hayattan beklentileri ve hayalleriyle bağlantılı. Basketbolu ve çalışma arkadaşlarımı çok sevdiğim için NTV Spor’da çok keyifle çalıştım ama göz önünde olmak herkesi mutlu eden bir şey değil; bunu deneyimledikçe anlıyorsunuz. Hayattaki en büyük tutkum, beni besleyen şey her zaman müzik oldu. GeceGündüz programı, Billboard dergisi, Radyo Eksen gibi mecralarda muhabir ve radyocu olarak mümkün mertebe müziğin içerisinde yer almaya çalıştım. Türkiye’ye gelen sanatçılarla tanışıp ilham aldıkça, yaşım da ilerledikçe bu karar içimde netleşti çünkü eğer artık o noktada Londra’ya gidemezsem, hayallerimin peşinden gitmek için geç kalabilirim gibi geldi. Bu vesileyle 2012 yılında King’s College’da Kültürel ve Kreatif Endüstriler yüksek lisansına başladım. Üniversitede kredi için staj yapmamız gerekiyordu, sevdiğim plak şirketlerine email üzerinden staj başvurusunda bulundum. FatCat/130701 geri döndü ve bir sene orada çalıştım. Sonrasında da edindiğim tecFotoğraflar: Özge Cöne rübeyle kendi plak şirketimi kurdum. Tüm bunlar olurken prodüksiyon da öğrenmeye başladım. Korona öncesinde Point Blank’te Müzik Prodüksiyonu ve Ses Mühendisliği kursuna gittim. Okul ortamından ve işimin farklı alanlarında kendimi geliştirmekten o kadar keyif aldım ki, yeniden yüksek lisans yapmaya karar verdim. Şu anda ne mutlu ki dünyanın en iyi konservatuvarlarından biri olan Guildhall’da Elektronik Müzik yüksek lisansı yapıyorum. EN IYILER LISTESINDE u Son zamanlarda yapımcı olarak müzik sektöründe önemli başarılara imza atıyorsun. Injazero Records adında bir plak şirketi kurdun... Ses getiren kayıtlarınız var. Guardian gibi çok önemli bir basın organı sizin albümlerinizi iki ay üst üste ‘ayın albümü’ seçti, değil mi? Londra gibi kültür merkezi olan bir yerde aradan sıyrılmak, dikkat çekmek kolay değil ama yavaş yavaş bunu başarıyoruz, bir eşiği aştık diye düşünüyorum. Şirket kurulduğundan bu yana The Wire, Clash, Independent, Mojo, Uncut, DJ Mag, Vice, The Quietus, Electronic Sound, BBC gibi mecralardan çok güzel geri dönüşler aldık. Ama Guardian’da son iki ay üst üste ayın albümünün Injazero etiketli olması tabii ki bambaşka bir mutluluk. Injazero’nun ve her bir sanatçının emeklerinin karşılığında sektörün önemli mecralarında yer alması hepimiz için önemli bir motivasyon ve heyecan. Ekim ayında ayın albümü seçilen “Volutes”, Ondes Martenot gibi zorlu ve özel bir enstrümanın uzmanı olan Christine Ott’un projesi Snowdrops’a ait. Kasım ayınınki de iki senesini barok müzik kurallarından modüler synth’ler için algoritma yaratıp üzerine dönemin enstrümanlarıyla emprovizasyon yapan Heinali’nin. INJAZERO’NUN ÇIZGISI Injazero ağırlıklı olarak deneysel sanatçıların işlerini yayımlayan bir şirket. Genel hatlarıyla elektronik, avantgarde, ambient, neoklasik işler var kataloğumuzda. Dünyanın dört bir yanından sanatçılarımız var, Kenya, Kanada, Amerika, Meksika, Ukrayna, İngiltere, İtalya, Japonya...Injazero’nun önemli özelliklerinden biri de sanatçıların çoğunluğunun ilk albümlerini bizim yayımlamış olmamız ve bir aile gibi beraber büyüyor oluşumuz. Ne şanslıyım ki çok güzel insanlarla çalışıyorum. Profesyonel hayatta belki dostluk aramak naiflik olabilir ama sanatçılarımızla gerçekten çok güzel bir arkadaşlık ilişkimiz de var ki Londra’da pek bunu yakalayabileceğimi sanmıyordum. Sanatçıların çoğu birbiriyle dost oldu, beraber işler yapıyorlar, özel hayatlarında görüşüyorlar, biri yeni bir şey yaptığında diğerleri onu destekliyor, işlerini paylaşıyor. Plak şirketi altında böyle bir kolektif yaratabilmek işin en değerli taraflarından biri. DOĞRU BAĞLANTI EMEK ISTER u İngiltere’de özellikle bu alanda rekabet ne düzeyde? Ve sen bir Türk olarak bu konuda ne gibi zorluklarla karşılaştın? Ya da aksine dışarıdan gelen biri olmak sana bir avantaj mı sağladı? İngiltere’de yüzlerce plak şirketi, birbirinden yetenekli sayısız müzisyen var. Tabii ki aradan sıyrılmak, dikkat çekmek, hayran kitlenizi oluşturmak kolay değil. Bazen bazı insanlar parasını veririm işi yaptırırım gibi bir yanılgıya kapılıyor. Veya tam tersi, ‘imkânımız kısıtlı, bir şey yapamayız’ diye düşünebiliyorlar. O noktada en belirleyici olan şey işin kalitesi ve doğru proje için doğru ekiple eşleşebilmek. Bizim senelerdir birlikte çalıştığımız PR şirketi, geçen sene bir sanatçımız için “kusura bakmayın bu albüm tarz olarak bize uygun değil” deyip beraber çalışma isteğimizi geri çevirdi. Bunun yanında müziğine çok inandığı için ve sanatçıyı desteklemek istediği için fiyatını yarıya indiren PR şirketi, ücretsiz radyo servisi veren çok önemli şirketler de oldu. Açıkçası iş dünyasında Türk olduğum için yüzüme karşı yapılmış bir ayrımcılığa maruz kalmadım ama tabii ki şu var: Londra’ya taşındığımda hiç kimseyi tanımıyordum. Halbuki İstanbul’da küçük bir camiayız, birbirimizi bizzat olmasa bile ismen tanıyoruz, kime nasıl ulaşırız biliyoruz. Okul arkadaşlarımız, çalışma arkadaşlarımız, bağlantılarımız var. Bu açıdan tabii ki yabancı olmanın, yeni bir şehre gitmenin zorluklarını yaşadım. Sıfırdan başlamak büyük dezavantaj, büyük bir mücadele... Yolun en başındayken anlaşmak istediğiniz sanatçılar, çalışmak istediğiniz şirketler sizi tanımıyor, işinizi, vizyonunuzu bilmiyor. Kendinizi bu noktada doğru ifade etmek, doğru insanlarla güzel bağlantılar kurmak büyük önem taşıyor. Bu da ciddi zaman ve emek isteyen bir süreç. SETA (Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı), geçen hafta Suriye Milli Ordusu üzerine bir rapor yayımladı. Düşünce kuruluşu, düzenli rapor yayımlıyor, hatta baskı sayısına göre bu 175. yayınları. 72 sayfalık raporun dili İngilizce. Ancak bu raSTATİK ENERJİ Bir rapor yayımlandı ve kaldırıldı ‘Editoryal İdlib’de savaş mağduru çocuklar. por, internet sitelerinde yayımlandıktan hemen sonra yayından kaldırıldı. SIKINTI NEREDEN ÇIKTI? Rapor, Suriye Milli Ordusu’nun tanımlamalarını anlatarak başlıÖZGE MUMCU AYBARS tasarruf’ yor. Türkçeye çevirince: “Bazıları Özgür Suriye Ordusu’nu ‘Devrimciler’ veya ‘ılımlı bir Suriye bir bakış açısı oluşturmaya yardımcı olacağı, Suriye vaşma görevi verildiği ifamuhalefeti’, diğerleri onları ‘cihatçı’ olarak karala krizinin önyargılı ve asılsız zayıflatma girişimlerine de ediliyor. dı veya ‘CIA ajanları’ dendi... Suriye Milli Ordusu, yardımcı olacağı, medyada yer alarak ve siyaset yaSMO savaşçılarına oreski Özgür Suriye Ordusu Türkiye ile Barış Pınarı pıcılara daha ileri gitmeleri için değerli bilgiler sun talama maaşları da soruHarekâtı ile yeni bir boyut kazandı.” mayı hedeflediği ve Suriye krizinin çözümüne yö luyor. Ankete katılanların Rapor, Suriye Milli Ordusu’nda bulunan, Surinelik adımlar atacağı iddia ediliyor. Raporun, Suri yüzde 64.63’ü, aylık 500 ye kökenli 1551 savaşçının katıldığı bir ankete da ye Ulusal Ordusu’nun savaşçılarının gerçek sayılara TL’den az kazandıklarıyanıyor. 22 Kasım 3 Aralık 2019 ile 12 16 Şubat dayalı bir profil çıkaracağı da söyleniyor. nı söylüyor. Sadece yüzde 2020 tarihlerinde, ordudaki savaşçılarla Tel Abyad, Raporun devamına gelince, Barış Pınarı 6.58’i 1500 TL aldığını ifaSuluq, Tel Khalaf, Resulayn bölgelerine, Suriye’de Operasyonu’na yaklaşık 30 bin 40 bin arası Suri de ediyor. Önde gelen frakilgili başka bir açıklama yapmadı. Azaz, AlRai, Afrin, Jinderes ve Şeyh Hadid ile Ga ye Milli Ordusu’ndan savaşçının katıldığı belirtili siyonlar ise Ahrar al Sharqiyah, Firka Hamza, FirBunların hepsi, savaş sahasında olan asker ya da ziantep, Kilis, Şanlıurfa’da iki ayrı araştırma gezi yor. Bu savaşanların etnik kökenleri de çıkarılmış: ka Sultan Murad, Jabhat Shamiyah, Jaysh alIslam, istihbarat örgütü üyesi değilsek bizlere tamamen si sonucunda yapılan anket çalışmalarının sonuçları 26 bin 319 35 bin 92 Arap, 2 bin 159 4 bin 212 Jaysh alShar. yeni bilgiler. Üstelik enteresan bir çalışma, Suriye nı içeriyor. Giriş yazısında raporun Suriyeli savaşçı Türkmen, 426 568 Kürt, 96 128 Çerkez ve diRapor, ÖSO saflarında çok sayıda çocuk savaşçı Milli Ordusu’nu, etnik köken, yaş, siyasi bakışları, ların bir tasvirini sunmayı amaçlandığı aktarılırken ğer deniyor. Suriye Milli Ordusu savaşçılarının yüz olduğunu ortaya koyuyor. Yani SMO’da yer alanla aldıkları maaşlar derken fraksiyon fraksiyon aktarısavaşçıların yaşları ve savaş deneyimleri, etnik kö de 90’ı, siyasi bir dönüşüm olursa Merkezi Surirın en az yüzde 4’ü çocuk. Raporun kaldırılması ko yor. Ve de hangi fraksiyonun geçmişte nasıl eğitilkenleri, orduya katılmaları, ekonomik duruşları, si ye Ordusu’na katılacaklarını belirtiyor. SMO içinde nusunda Cumhuriyet muhabirlerine konuşan SETA diği bilgilerini de içeriyor. yasi perspektifleri, duruşları ele alınıyor. Raporun, 41 fraksiyon olduğu, 21’inin önceden ABD tarafın yetkilileri, raporun internet sayfalarından “editoryal İnsan bilemiyor, bu rapor neden yayımlandı ve Suriye Ulusal Ordusu’nun doğasına dair gerçekçi dan desteklendiği, 3’üne Pentagon’da IŞİD ile satasarruf” gerekçesiyle silindiğini belirtirken konuyla aslında neden kaldırıldı? İşte bunlar hep soru.