Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 25 EKİM 2020 Lenin, Goethe’nin Faust’una hayrandı Ekim Devrimi edebiyattır M iladi takvime göre 17 Ekim’de anılıyor ya da kutlanıyor Büyük Ekim Devrimi. Tam gününde yazmak isterdim sep/11.htm). Genelde Tolstoy’dan memnun kalmıştır, ama büyük yazarın kafa karışıklığına şaşırmıştır da; “hem ilerici hem gerici nasıl olabilir” deama yayın tarihimize denk gelme diğini biliyoruz Tolstoy için. Ancak di. Neyse ki Julian takvimine göre Tolstoy’un romanlarının sömürüEkim Devrimi’nin yıldönümü bu yü, sömürüye köylünün öfkesini iyi gün. Dolayısıyla yazmak için geyansıttığını da bilirdi. Tolstoy’dacikmiş sayılmam. İnsanlığın en bü ki çelişkilerin rastlantı olmadığıyük deneyimlerinden biriydi kuşku nı, bunun Rus toplumunun bir özelsuz. Hakkında yazılmayan ne kal liği olduğunu söyler, siyasi değerdı bilemem doğrusu. Kimler yaplendirmelerinde, çözümlemelerinde tı, Rusya’yı nasıl etkiledi, SSCB Tolstoy’dan çokça yararlanırdı. kimlere örnek oldu, haberdarız. Benimse ilgimi Devrim’in teorik/praÇERNİŞEVSKİ DEYİNCE tik önderi Vladimir İliç Lenin çeDostoyevski’yi pek sevmediğiker. Çünkü, Devrim’e onun kişiliği, ni bilirim. Önceleri nedenini pek hatta edebi beğenileri damga vurbir merak ederdim, okumalarım çemuştur. En azından edebiyat tutku şitlenince anlar gibi oldum. Büsunun Devrim’i biçimlendirdiği bir yük Dostoyevski’nin romanları dıgerçektir. Latince tutkunu bir önder şında, kimi yazıları döneminde bile olarak bu tutumu Rus politik kültü gerici sayılabilecek bir içeriğe sarünü de etkilemiştir. hip. Anılarının yanı sıra kimi koGoethe’ye hayrandı bir kere. nularda görüşlerine de yer verdiAma ilk gençliği ile ği Bir Yazarın Günlüğü delikanlılığının Rusçok tatsızdır benim için. ya’sında edebiyat öyDostoyevski’nin yakBİ DÜNYA İNSAN le rahatça ilgilenilelaşımlarına ısınamamıcek bir hobi değildi. şımdır. Sansür belası vardı Gorki’yi çok sevdiğibir kere, ki başsansürni bilmeyen yok. Gorcü de çarın kendisiyki de anılarında pek güdi. Rus edebiyatının zel anlatır Lenin’le yapkurucusu kabul edilen Puşkin’in kitaplarını matbaaya yollanmadan önce bizzat okumak isterdi Çar I. Nikolay. Edebiyat tarihçilerine göre çok sayıda eseri yasaklanan Puşkin, kimi eserlerini korktuğu için yok etmiştir. Ama edebiyat çarın bile bastıramayacağı kadar güçlüydü Rusya’da. Böyle bir atmosferde büyüyen Lenin’in, MUSTAFA K. ERDEMOL ABD’li sosyalist gazeteci John Reed “Dünyayı Sarsan On Gün” diye nitelendirse de (kitabının tığı sohbetleri. Lütfen okuyun, çok keyiflidir. Hem Lenin’i hem Gorki’yi çok daha fazla seveceksiniz. Ama Lenin için Nikolay Çernişevski bambaşkaydı. Çernişevski, sadece Lenin’in değil bütün bir “devrimci kuşağın” üzerinde etkili olmuş bir yazardı. Bir rahibin oğlu olan bu sosyalist yazarın hepimizin bildiğini varsaydığım “Nasıl Yapmalı?” adlı romanı, ki yazıldığı hapishanemuhafazakâr da olsa kültürlü bir öğretmen olan babası sayesinda adı) etkisi, yıllarca den dışarıya kaçırılmıştır, Lenin’i daha Marx’ı okumadan önce radikalde Shakespeare, Gosürdü Ekim leştirmiş bir romandır. ethe, Puşkin gibi devlerle buluşması evinDevrimi’nin. Lenin, Çernişevski’yi küçümseyen yoldaşlarıde olmuştur. Evde na pek kızar, onlar için yüksek sesle bu isim“Onun derinliğini, vizlerin eserleri okunuryonunu kavramayacak du. Latince tutkusu nasıl başlamış kadar küçükler” derdi. Lenin’in tır bilemem, ama Lenin’in Virgil’i, Horace’ı orijinallerinden okuduğu söylenir. Ama en çok Goethe’nin 1902’de yazdığı “Ne Yapmalı?” adlı o çok önemli politik çalışmasının adının Çernişevski’nin romaFaust’una hayrandı. Yirmi yıl süren nından esinlenmesi rastlantı değil sürgünü boyunca Faust’u yüzlerce yani. Ivan Turgenyev ile her ne kakez okumuştur. dar “Görmezden gelemeyiz” deEVDE OKUNAN ESERLER Klasik eserlere olan hâkimiyeti politik yazışmalarında da görülür. Sosyal demokrasiyi terk edip daha radikal bir çizgide karar kıldığında kendini eleştirenlere yanıtı yine Goethe’nin eserlerinden birinde kullandığı şu cümle olmuştur: “Dostlar teori gridir, ancak yeşil hayatın ebedi ağacıdır.” Siyasi rakiplerine, örneğin Ivan Goncharov’un muhteşem romanı Oblomov’dan alıntılarla yanıt verirdi. Siyasi literatüre Oblomovizm deyimini kamiş de olsa, Vladimir Nabokov’un Çernişevski’den neden nefret ettiklerini hâlâ anlayamamışımdır bu arada. Anlaşıldığı üzere edebiyatta pek de modernist sayılmazdı Lenin. Döneminin modernisti sayılan Mayakovski’ye pek muhabbet beslemezdi diye bilirim. Bu şair dönemin tüm devrimcilerinin adeta taptığı biriydi oysa. Şaşırtıcı bulunmasın; “proleter edebiyatı” gibi bir kavramla da başı hoş değildi. Devrim’den sonra, “eski” edebiyatın düzeyine ulaşılamadığı hatırlazandıran Lenin’dir, malum. nırsa Lenin’in haklı çıktığı söyleneTolstoy’u, hakkında kitap yabilir rahatlıkla. zacak kadar iyi incelemiştir; Leo Yani, Ekim Devrimi, edebiyaTolstoy as the Mirror of the Russi tın da biçimlendirdiği bir devrimdir an Revolution ( Rus Devrimi’nin bir yanıyla. Öncesinde, sırasında, Aynası Olarak Leo Tolstoy) sıkı bir (Lenin’in öldüğü ana kadar özellikkitaptır. (Meraklısı şu linke göz at le) sonrasında bu kadar çok edebisın, fikir verir: https://www.maryat konuşulan bir Devrim var mıxists.org/archive/lenin/works/1908/ dır? Yoktur. Gazeteci Caroline Muscat: Hikâyeyi öldüremezsiniz! Galizia, 3 çocuk annesiydi. BETÜL BERİŞE Daphne Caruana Galizia’nın suikastında sır perdesi aralanıyor. Panama Belgeleri’nde ortaya çıkan para akışının Malta’ya ilişkin yolsuzluklarını araştırmasıyla da tanınıyordu Galizia. Caroline Muscat Caroline Muscat “Daphne korkusuz, dirençli, amansızdı; suçluların, yolsuzların korkması gereken bir kişiydi. Onunla tanıştığımda bu yumuşak, neredeyse utangaç, son derece hassas kişi karşısında şaşırmıştım” diyor. K üçük bir ada ülkesi olan Malta, 16 Ekim 2017’de siyasetten iş dünyasına uzanan kirli ilişkileri, küresel çaplı yolsuzlukları haberleştiren araştırmacı gazeteci Daphne Caruana Galizia’nın suikastıyla derinden sarsıldı. Panama Belgeleriyle aralarında dünya liderleri, bürokrat ve iş çevrelerinden önemli kişilerin de bulunduğu isimlerin ortalığa saçılan offshore hesapları üzerinden işleyen para akışında Malta’ya ilişkin yolsuzlukları araştırmasıyla da tanınıyordu Galizia. Aracına konulan bombayla katledilmesinin ardından gözler dönemin hükümetine çevrildi. Ülke içinde ve uluslararası kamuoyunda baskının etrafındaki çemberi daralttığı İşçi Partili Joseph Muscat hükümeti istifa etti. Daphne Caruana Galizia’nın ardından bayrağı oğulları devraldı. Maltalı gazeteciler bütün baskılara, engelleme çabalarına rağmen direniyor. The Shift News’ın kurucusu, ödüllü gazeteci Caroline Muscat’ın, suikasta atıfla “Bu ülkeye bir tehdit mesajıydı: Gücü elinde tutanları soruşturanlar hayatı için korkmalı... Bu yüzden bizim de bir mesaj göndermemiz gerekiyordu” sözleri yaşananların özeti gibi aslında... Muscat ile soruşturmadaki son durumu, ülkenin geleceğini konuştuk. u Daphne Caruana Galizia sizin arkadaşınızdı. Bize biraz ondan bahsedebilir misiniz? Kariyerine ateşli bir siyaset yorumcusu olarak başladı. Avrupa’nın liberal ilkelerine inanan, ilkelerinden ödün vermeyen biri olarak özgür ve şeffaf bir toplum aynı zamanda dürüstlük ve siyasi sınıfın hesaba tutulabilirliği için mücadele etti. Malta’da neler olduğunu bilmek isteyen herkes Daphne’nin blogunu okurdu. Yazıları güçlü, açık sözlü ve kişiseldi. Yazdığı haberler okuyucularına daha önce çok az kişinin gördüğü Malta’yı gösterdi. Ülkenin barışçıl köşelerinden uzakta; uyuşturucu, organize suç ve yozlaşmış hükümetlerin yeraltı dünyasına. Daphne korkusuz, dirençli, amansızdı; suçluların, yolsuzların korkması gereken bir kişiydi. Onunla tanıştığımda bu yumuşak, neredeyse utangaç, son derece hassas kişi karşısında şaşırmıştım. Daphe, gerektiğinde şiddetli bir savaş verdi çünkü adaletsizliğe ve suistimale tahammülü yoktu. Uyarıları çok açıktı, son yazısında olduğu gibi: “Haydutlar her tarafta. Durum umutsuz.” Dakikalar sonra bindiği aracında patlayan bomba onu öldürdü. Daphne Caruana Galizia, 53 yaşında, 16 Ekim 2017’de, kiraladığı aracına konan bombayla katledildi. Öldürülmeden önce tehdit edilmişti. Daphne Caruana Galizia Genç gazetecilere M alta’da medya particilik tarafından domine edilmiş durumda. Çok az bağımsız basın, yayın organı hükümetin reklamlarına bağlı. Bu, zor sorular soran gazetecileri izole etmeyi ve sanal ortamda trol ordusuna hedef göstermeyi kolaylaştırıyor. Daphe’nin ölümü onun çalışmalarının duyulmasını sağladı. Gazeteciler arasında bir dayanışma ruhu yarattı. Sınırlar ötesinde yolsuzlukları araştıran gazetecilerle birlikte nasıl çalışılacağını öğrendik. Ölümünün üç yıl sonrasında son günlerinde araştırdığı hikâyeleri açıklamaya devam ediyoruz. Herhangi bir yerde bir gazeteciye saldırı gazeteciliğe saldırıdır. Mesajın açık olması için çalışmaya devam ediyoruz: Birimizi öldürseniz bile, hikâyeyi öldüremezsiniz. İstanbul’da yaşadım. Gazetecilerin karşı karşıya oldukları baskıları biliyorum. Daphne’nin suikastı, hükümetlerin basına karşı tavırlarıyla ilgili daha büyük bir problemi yansıtıyor. Daphne’nin oğlu Matthew Caruana, Galizia’nin iki yıl önceki İstanbul ziyaretinde dediği gibi: Ailelerimiz, kardeşlerimiz, yazdıkları, ortaya çıkardıkları için öldürüldü. Bütün davalarda liderler adalet sözü verdi, ama bunun yerine yüzde yüz dokunulmazlık sağlandı. Bütün davalar için gerçek ve adalet adına savaşmaya devam edeceğiz... u Suikastla ilgili soruşturmada şu anda gelinen nokta nedir? Üç yıl geçti, ama adaletin tecelli etmesinden çok uzaktayız. Suikastın beyni olarak, iktidardaki partinin seçilmesini sağlayan yolsuz enerji anlaşmasınının önemli isimlerinden Yorgen Fenech gösterildi. Delillerin toplanması hâlâ sürüyor. Suikast ile bağlantısı olup daha sorgulanmamış kişiler var. Özellikle açılmaması için hükümetin iki sene direndiği kamu soruşturmasından gelen bilgiler, Daphne’nin ölümüne ilişkin incelemeye siyasi müdahaleyi, ortaya çıkardığı yolsuzluğa karşı polisin hiçbir şey yapmamasını, ülkede demokraside kuvvetler ayrılığının simgesi olan kurumların çökmesini kapsayan bir resmi ortaya çıkardı. HÜKÜMET REFORMUNA INANAN YOK u Malta’da yeni hükümet bir fark yarattı mı? Bu dava Malta için reform sürecinin başlangıcı olabilirmi sizce? Daphne’nin suikastına yönelik kamu soruşturması Malta’da ciddi demokratik reformlar için ihtiyacı gösterdi. Avrupa Konseyi buna dikkati çekmişti. Yargıçlar, emniyet müdürü gibi gücü elinde tutanların yargılanmasından da sorumlu her kuruma ve kurula kimin atanacağına karar veren başbakanın elinde çok fazla güç var. Yeni hükümetle hiçbir değişiklik olmadı. Yeni Başbakan Robert Abela, itibardan düşmüş eski Başbakan Muscat’ın seçimiydi. Abela “devamlılık” sözü verdi ve yaptığı da aynen bu oldu. En son adımı suikast soruşturmasının süresini kısıtlamaya çalışmak oldu. Üst düzey hükümet yetkililerinin adı geçtiği için kamu soruşturmasının gömülmeye çalışılması bir sürpriz değil. Soruşturmanın amacı sadece suikastı araştırmak değil neyin yanlış gittiğini bulmak olmalı. Neler yapılacağına karar vermeden önce neyin yanlış gittiğini, buna neden olan faktörleri anlamamız lazım. Ancak Daphne’nin ölümüne olanak veren ve bunun üzerine örtmek için her şeyi yapan hükümetin reform yapacağına dair inanç çok az.