22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

25 EKİM 2020 İnternet forumlarında bir araya geliyorlar Zoraki Bekârlar Örgütü “Bir gün INCEL”ler kendi gerçek güçlerinin ve sayılarının farkına varacak ve bu baskıcı feminist sistemi devirecek. Kadınların sizden korktuğu bir dünyayı hayal etmeye başlayın’. 22 yaşındaki Elliot Rodger, 2014’te ABD’de California Üniversitesi kampusu yakınlarında 6 kişiyi katledip, 13 kişiyi yaralamadan önce bir internet forumunda yukaÇUVALDIZ rıdakileri paylaşmıştı. Rodger, Involuntary Celibates kısaca INCEL,Türkçeye Zoraki Bekârlar şeklinde çevirebileceğimiz bir nefret grubunun üyesiydi. Kadınlara cazip gelmediklerini düşünen, kendini çirkin bulan ELÇİN POYRAZLAR ve cinsel yaşamları olmayan erkeklerin, kendi yetersizliklerini kadınlara yüklediği sanal bir topelcpoy@gmail.com luluk INCEL grupları. Kendisini “üstün centilmen” olarak tanımlayan, kadınların onunla neden cinsel ilişkiye girmediğini anlamayan ve sonunda “ona seks ve aşk vermeyen toplumdan intikam alma dışında seçeneği kalmadığını” aktaran Rodger, karanlık INCEL gruplarında devrimci bir “kahraman” olarak görülüyor. KADIN DÜŞMANLIĞI Rodger’ın internette bazı videoları hâlâ dolaşımda ve fotoğraflarının basıldığı tişörtler satışta. 2018’de Kanada’nın Toronto kentinde kiralık bir kamyoneti yayaların üstüne süren, 10 kişinin ölmesine ve 14’ünün yaralanmasına neden olan 25 yaşındaki Alek Minassian da sosyal medyada “İncel devrimi yeni başladı. Üstün centilmen Elliot Rodger’ı selamlayın” ifadelerini paylaşmıştı. INCEL grupları nefret söylemi nedeniyle engellendikçe, kendilerini gizleyecek karanlık forum ve sitelerde ideolojilerini yaymayı sürdürüyorlar. INCEL’lerin en büyük düşmanları kadınlar. İstemelerine rağmen romantik ve cinsel partner buBu gruplar lamadıklarından şikâyet eden INCEL’ler, forumnefret söylemi nedeniyle larda açık kadın düşmanlığı, kendine acıma, kendinden nefret etme, ırkçılık, engellendikçe, kendilerini gizleyecek erkeklerin cinsel hakları ve bunu elde etmek için şiddet kullanma gibi konuları gündeme taşıyor. karanlık forum Kuzey Amerika’da eyve sitelerde lemlerinin terör tehdidi kapsamına alındığı INideolojilerini yaymayı sürdürüyorlar. CEL grupları, ezici çoğunlukla beyaz, heteroseksüel erkeklerden oluşuyor. En büyük düşmanları Forumlarda erkeklerin “cinsel haklarının” feminizm, kadın hak ve özgürkadınlar . lükleri nedeniyle engellendiği savunuluyor. Bazı üyeler; erken evliliklere, tek eşli çiftlere, geleneksel cinsiyet rollerine göre yaşanması gerektiğine inanıyor. INCEL gruplarına kabul edilebilmek için Matrix filmine atıf yapan “kara hap” ideolojisini de yutmak gerekli. Bu ideolojiye göre; feminizm zehirli, cinsiyetçilik yalan, erkeklerin hayatı kadınlarınkinden çok daha zor ve medyada gösterilen ilişkiler sahte. Üstelik INCEL’lere göre kadınlar yumuşak erkekleri sevmiyor; hükmedilmek, kontrol ve manipüle edilmek istiyorlar. Hatta onlara göre “kadınlar kendilerine tecavüz edilmesini” de arzuluyor. Kadınların bekâr erkeklere cinsel tatminleri için “paylaştırılması” gerektiğini, bunun için hükümetin özel bir program hazırlamasını talep eden INCEL’ler de var. Öte yandan beyaz erkek üstünlüklerinden taviz vermeyen INCEL’ler, kadınlar hakkında ‘femoid’ (kadınsı) ifadesini sıklıkla kullanıyor. Kadınların erkekten daha aşağılık varlıklar olduğunu, erkeğin işlerini yapmak ve ona cinsel anlamda “hizmet” etmek için var olduklarını savunuyorlar. Kadınların yüzde 80’inin, erkek nüfusun sadece yüzde 20’sini cazip bulduğunu, geri kalanların dış görünüş, sosyal statü, penis boyu ve servet gibi nedenlerle “cinsel pazardan” dışlandıklarını öne sürüyorlar. TÜRKIYE’DE DE VAR INCEL’ler Batı’da şiddet eylemleriyle giderek görünür olan “erkek hakları hareketinin” bir parçası. Aşırı sağcı ve erkek üstünlüğünü savunan siteler, bloglar ve forumların tümüne “manosphere” (erkekküre) deniyor. Türkiye’de sistematik kadın cinayetlerinin temel sebeplerine bakınca INCEL dogmasının bazı unsurlarına rastlayabilirsiniz. Yerli forumların birinde bir üye “En çok INCEL barındıran ülkelerden biri olduğumuz halde ortada hâlâ bir topluluğun oluşamaması korkunç bir durum” cümlesini paylaşmış ve adalet talebinden söz etmiş. Zoraki bekârlar örgütünün kadınlara yönelik terörünü hayal bile etmek istemiyorum... REHBER ODASI FİGEN ATALAY İlkokul öğrencileri okula kavuştu ‘Keşke sarılsak özledim’ 3 Okulların açılmasına en çok ilkokul öğrencileri sevindi. Geçen hafta yedi ay aradan sonra okullarına, öğretmenlerine ve arkadaşlarına kavuşma heyecanı yaşayan minikler, duygularını da mektuplara döktü. Kimisi okulda “tost bile yemeyi” özlemiş, kimisi arkadaşlarının nefesine hasret kalmış. İşte Oğuzkaan Koleji ilkokul bölümünün öğrencilerinin mektupları: u Derin Kılıç: “Arkadaşlarımla vakit geçirmeyi özledim. Öğretmenimle vakit geçirmeyi özledim. Okulda etkinlik yapmayı oyun oynamayı, çok özledim. Teneffüste arkadaşlarımla yarış yapmayı oyun oynamayı çok özledim. Arkadaşlarımla kaynaşmayı, gülmeyi çok özledim. Arkadaşlarımla saklambaç, yerden yüksek oynamayı çok özledim. Yemekhanede yemek sırası beklemeyi bile çok özledim.” u Ilgın Uysal: “Biliyoruz ki bir virüsle karşı karşıyayız. Ama bu dönemi yenebiliriz. Zaten maske takarak, ellerimizi yıkayarak tedbirimizi alıyoruz. Son olarak sosyal mesafede üç büyük adım şeklinde durabiliriz. Hepinizi çok seviyorum.” EVDE DURMAKTAN ÇOK SIKILDIM u Elif Ada Kurt: “Sevgili öğretmenim ben çok ama çok özledim. Keşke şu virüs olmasaydı da gelip size sarılsaydım. Okullar tam açılmazsa da bazı günler okula gelebileceğiz. Gerçekten sizi ve arkadaşlarımı çok özledim” u İbrahim Eren: “Sevgili okulum, salgın çıktığından beri seni çok özledim. Öğretmenimi arkadaşlarımı hatta derslerimi bile çok özledim. Bugünlerde ilk önce salgından ailem, arkadaşlarım etkilenecek diye çok endişelendim. Hiç okullar açılmayacak, hep evde olacağız sandım. Bir gün okulların açılacağını biliyordum. İşte o gün geldi. O kadar heyecanlıyım ki anlatamam. İlk ve en önemli yapacağım şey tedbirlere uymak. Arkadaşlarımla temas etmeden oyun oynamak. Okula maskeyle gelmek ve gerektiğinde dezenfektan kullanmak.” u Eymen Poyraz Çakarer: “Sevgilli arkadaşlarım ve öğretmenlerim hepinizi çok özledim. Çin’de başlayan salgından dolayı çok uzun bir süre ayrı kaldık. Bütün sınıfla oyun oynamayı kantinde tost yemeyi bile çok özledim. Sarılamayacağız belki ama çok yakında aşının bulunacağına, her şeyin biteceğine inanıyorum. Okulu özleyeceğimi rüyamda görsem inanmazdım.’’ u Ege Kınay: “Sonunda okuluma kavuştum. Çok u Can Aras: “Okula gitmeyi çok özledim. Yeni öğretmenimle ders yapmayı çok merak ediyorum. Yeni arkadaşlarımı merak ediyorum ve onlarla oyunlar oynamak istiyorum. Artık evde durmaktan çok sıkıldım. Okulun ilk günü ve ben çok heyecanlıyım. Derslerime canlı canlı katılacağım ve teneffüslerde arkadaşlarımla olacağım için çok mutluyum.” u Bahar Atbatıran: “Gece rüyamda okulumu gördüm. Bugün en değerli gün. Küçük bir çocuk için en değerli şey sosyalleşme olabilir. Çok güzel bir his. Anlatılamaz bir duygu. Arkadaşlarıma sarılmanın nefes almasını bile çok özlemişim. Zoom’dan görüşüp ders yapıyorduk ama yüz yüze olmam çok güzel. Aramıza giren bu engel bir gün illa ki bitecektir.” ama çok mutluyum. Arkadaşlarıma öğretmenlerime HEYECANDAN kavuştum. Hepsine merhaba dedim. Okul benim ikinci yuvam. Okulumu çok seviyorum” u Nehir Yanık: “Uzaktan yapılan eğitimde her günüm aynı geçiyordu. Sabah kalkıp, ders yapıp ödevleYERIMDE rimi yapıyordum. Bugün okulda arkadaşlarımla olduDURAMIYORUM ğum için çok mutluyum. Birlikte oyunlar oynayabiliyoruz. Ve ben bugün heyecandan yerimde duramıyorum.” Köpek gibi sevmek PATIGÜNLÜKLERI K öpeklerle ilgili deyimler, tabirler bizde genellikle aşağılama amacıyla kullanılıyor. Mesela, köpek gibi sevmek, kapısına köpek olmak, it gibi bağlı vb... Ne tuhaf ki, dalga geçmek, aşağılamak için kullanılan bu tabirler, aslında insanların hayatları boyunca, diğer insanlarda aradıkları “güven”, “sadakat” ve “vefa” gibi üstün özellikleri temsil ediyor. İnsanların köpekler için “dost” demesi, binlerce yıllık bir tecrübenin ürünü. Mesela bir kere dahi olsa iyilik yaptığınız, bir köpek sizi asla unutmaz. İsterseniz uzun süre görmeyin, tekrar gördüğünüzde illa ki sizi hatırlar. Kuyruğunu sallayarak yanınıza koşar. Örneğin bizim Lunamız, sokağa terk edildiği dönemde bir kafeye sığınmış. Başka bir köpek tarafından saldırıya uğraması da orada yaşıyor. Kafeden birileri onu korunaklı bir yere alıyor ve ardından bir gönüllüyle iletişiİnsanların me geçip yuva arıyorlar. Muhtemelen sığındığı kafede ona ilgi gösteköpekleri ren kişi bir kuryeydi, ki ne zaman “dost” edinmesi, motorlu kurye görse hâlâ kuyruk sallar. Asla unutmuyorlar. binlerce yıllık bir sevgi paylaşımının LOKUMCU’NUN KÖPEĞI Ölene dek her gün tren garında, vefat eden sahibinin işten ürünü. Bundaki en büyük etken ise bedenlerden Erdem Alkan’ın Badi isimli köpeği ve Ordulu İsmail Öztürk adlı vatandaşın kangal köpeği Zozo ise sürekli olarak mezarlık ziyareti yapanlardan... dönmesini bekleyen Haçiko’yu bilmeyen yoktur. Ancak onun gibi, yüzlerce, binlerce köpek var. Macaristan’da bir köyü ziyaret etşüphesiz, köpeklere Giresun’da yaşanan korkunç özgü sadakat ve sel felaketi, HES’leri gündeme getirirken, bizlere Metin vefa... Lokumcu’yu da hatırlattı. miştik, orada da yol ortasında bir köpek Metin Lokumcu’nun köpeği Tukaş heykeli vardı. Öğrendik ki, o da ailesini kada, Lokumcu’nun kalp krizi geçirmesinin zada kaybettiği noktada ölene kadar bekleyen ardından yemeden içmeden kesilmiş ve hayatını bir köpeğe aitmiş. kaybetmişti. Köpek gibi sevmek böyle bir şey işTürkiye’de de çok hikâye var. Bolulu gazete te, vefayla bezenmiş sonsuz bir sevgi. ci Satılmış Tan’ın köpeği, 8 yıl boyunca sahibin Kimi ülkelerde köpekler, onurlu varlıklar mezarında beklemiş mesela... 17 Mayıs 2010’da, olarak el üstünde tutuluyor, erdem ve doğruluk 30 kişinin öldüğü maden faciasında hayatını kay timsali olarak kabul görüyor. DEN IZ YAVAŞOĞULLARI cdenizy@gmail.com Mesela Nepal’de köpeklerin kutsandığı, onlara teşekkür ve minnetlerin sunulduğu bir gün dahi var. Hindu takvimindeki büyük kutlamalardan biri olan Diwali, beş günlük bir sonbahar festivali. Kukur Tihar adını verdikleri festivalin ikinci günü, köpeklere ithaf ediliyor. Hindistan’ın en önemli destanlarından Mahabharata’ya göre doğruluğun kralı Yudhishthira, sadık köpeği olmadan cennete gitmeyi reddediyor. Böylece Hinduizmdeki erdem anlayışını ve doğruluğa giden yolu köpekler temsil ediyor. Festivalde, sokak köpekleri de dahil olmak üzere, tüm köpekler kutsanıyor. Çiçeklerle süsleniyor, seviliyor. İnsanlar, sokakları, köpekler için hazırladıkları özel yemeklerle donatıyor, onlara müthiş bir ziyafet çekerek, varlıklarına teşekkür ediyor. Keşke biz de onları böyle, hak ettiklere şekilde konumlandırabilsek... İyi pazarlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle