Katalog

5 OCAK 2020 7 Kız Kardeşler 7. Koğuştaki Mucize Görülmüştür Sibel Kraliçe Lear Giden ardından,özellikleyapımcılar,dağıtımcılar ve salon işlet 2019mecileri arasında çıkan “mısır krizi” sebebiyle bilet satışlarının ciddi manada düştüğü bir yıl oldu. Yıl sonunda açıklanan hasılat raporlarına gö yılınre “7. Koğuştaki Mucize” 5 milyon izle 2019’u da devirdik işte... İyi günlerimiz de oldu elbet, unutmak istediğimiz kötü günler de. Bazı şeyleri ise kolay kolay unutmayacağız zaten. Biz de hazır 2020 henüz tam anlamıyla kendini hissettirmeden geçen yıla bir göz atalım ve unutmadığımız film, belgesel ve dizileri bir sıralayalım dedik. Siz de bu listeler arasında bir dolaşın ve içinde kaçırdığınız bir şeylere yici sayısını geçen tek yapım oldu. “Re rastlarsanız açığınızı kapatın. cep İvedik 6” 4 milyona yaklaşan izle gü ve ödüller kazanan bir diğer film oldu. DEVAMLILIK yici sayısıyla seneyi ikinci sırada kapattı. “Organize İşler Sazan Sarma Sezer’in beyaz yakalı bir çiftin hayatına odaklanan “Küçük Şeyler” başrollerindeki Alican Yücesoy (üç festivalden en iyi erkek oyuncu ödü 2019’un en iyi HATASI lı”, “Kral Şakir Korsan lar Diyarı”, “Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu” ve “Mucize 2 Aşk” senenin diğer yüksek hasılat topla yan filmleri oldular. “Kız Kardeşler” sine mamızın yeni yıldızların dan Emin Alper’in ustalık EMRAH mazbatasını aldığı film ol KOLUKISA du 2019’da. Alper’e de en iyi yönetmen unvanını ge tiren film ücra bir dağ kö yünde yaşlı babalarıyla yaşayan ve her biri farklı dönemlerde besleme olarak varlıklı ailelerin ya lünü aldı başarılı aktör) ve Başak Özcan’ın da (2 ödül de ona geldi) parladığı film oldu. SES GETIREN BELGESELLER Bu yıl vizyona giren az sayıda yerli belgesel arasında Pelin Esmer’in “Kraliçe Lear” adlı filmi yılın en iyileri listesinde üst sıralara yerleşti. 15 yıl önce çektiği ve Mersin’in Aslanköyü’nde yaşayan bir grup kadının kurdukları bir tiyatro topluluğunun öyküsünü anlatan “Oyun” adlı belgeselin devamı niteliğindeki “Kraliçe Lear” aynı ekibin yeni bir oyunla civar köylerde çıktığı turneyi takip ediyordu. Yılın bir diğer dikkate değer belgeseli de yine bir turneyi anlatan “Anadolu Turnesi” adlı filmdi. yerli filmleri u Kız Kardeşler (Emin Alper) u Küçük Şeyler (Kıvanç Sezer) u Kraliçe Lear (Pelin Esmer) u Sibel (Damla Sönmez) u Oray (Mehmet Akif Büyükatalay) u Görülmüştür (Serhat Karaaslan) u Anadolu Turnesi (Can Eskinazi Deniz Tortum) u Yuva (Emre Yeksan) u Kardeşler (Ömür Atay) u Nebula (Tarık Aktaş) nına girmiş üç kız kardeşin hikâyesini anlatıyordu. Cemre Ebüzziya, Ece Yüksel ve Helin Kandemir üçlüsünün kız kardeşleri canlandırdığı bu karanlık masalın belki de en güzel sürprizi büyük ablanın kocası rolünde izleyip hayran kaldığımız Kayhan Açıkgöz oldu. Kaçıranlar için Alper’in diğer iki filmiyle Blu TV’de.. Kıvanç Sezer’in ikinci uzun metrajlı filmi “Küçük Şeyler” bu yıl katıldığı her festivalden öv Yılın en çok ses getiren belgesellerinden biri de Gürcan Keltek’in imzasını taşıyan “Gulyabani” idi. Film vizyona girmedi ama gösterildiği festivallerden övgüler aldı ve yurtdışından çeşitli ödüllerle döndü. Keltek’in buluntu filmlerden kurguladığı “Gulyabani” yılın en özgün yapımlarından biri olurken; video sanatçısı Köken Ergun’un Çanakkale’de şehitliğin günümüzdeki hali pür melalini gözler önüne serdiği belgese li “Şehitler” Adana Film Festivali’nde izleyiciyle buluştu ve bir hayli de tartışma yarattı. Kimi izleyiciler gördüklerini kabullenemezken, kimileri de farkında bile olmadıkları bir gerçekliği (Çanakkale Şehitliği’ndeki retoriğin Atatürk’ten arındırılmış ve dini kodlarla yeniden kurgulanmış oluşu ciddi bir rahatsızlık vermişti haliyle) onlara gösteren bu filme hayranlık duymadan edemediler. Parazit (Bong Joonho) Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi (Celine Sciamma) Rolling Thunder Revue Öne çıkan yapımlar Bu yıl Türkiye’de vizyona giren yabancı filmler arasında beğendiklerimizi listelediğimizde Güney Kore ve Fransa sinemalarının diğerlerinden daha fazla öne çıktıklarını gördük. Özellikle 2019’da Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye alan “Parazit” ve bir yıl önce yine Cannes’da büyük ses getiren “Şüphe” senenin en iyileri olarak dikkat çeken iki Güney Kore filmiydi. Fransa sinemasından ise bu yıl Cannes’da jüri ödülü alan Celine Sciamma imzalı “Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi”, François Ozon imzalı “Yüzleşme” ve Olivier Assayas’ın son filmi “Çifte Hayatlar” yılın en iyileri arasına girecek denli beğenimizi kazanan filmlerdi. Netflix ise üç sağlam yapımla (“The Irishman”, “Marriage Story” ve “The Two Popes”) bu yıl da Oscar yarışında iddialı olduğunu kanıtlıyordu. Gişede iddialı olan büyük bütçeli yapımlardan “Star Wars: Skywalker Yükseliyor” beklentileri fazlaca karşılayamazken, Marvel Sinematik Evreninde üçüncü evrenin sonunu getiren “Avengers Endgame” genel anlamda daha çok beğenildi. La Casa De Papel 2019’un en iyi yabancı filmleri u Şüphe (Lee Changdong) u Parazit (Bong Joonho) u The Irishman (Martin Scorsese) u Yüzleşme (François Ozon) u Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi (Celine Sciamma) u Eşanlamlılar (Nadav Lapid) u Çifte Hayatlar (Olivier Assayas) u Us (Jordan Peele) u Sarayın Gözdesi (Yorgos Lanthimos) u Amerikan Soygunu (Bart Layton) 2019’un en iyi belgeselleri u Rolling Thunder Revue u Apollo 11 u The Great Hack u Fyre: The Greatest Party That Never Happened Bikram 2019’un u Fleabag en iyi u Chernobyl u Fosse/Verdon yabancı u When They See Us u The Mandalorian u Mindhunter dizileri u Jett u Little Drummer Girl u Unbelievable u The Good Fight Emmy geldi K imilerimiz “La Casa De Papel” ya da “Dark” gibi Avrupa yapımı dizileri baş tacı ederken, kimilerimiz de belgesel yapımların müptelası oldu. Blu TV’de yayımlanan “Pavyon” bu yıl dizi formatındaki yerli belgesellerin en dikkat çekici olanlarından biriydi örneğin. Yapım, izleyiciyi eğlence, safahat ve hayat mücadelesiyle dolu Ankara pavyonlarında bir gezintiye çıkardı 2019’da. “Game of Thrones” pek de tatmin etmeyen finaline rağmen yılın en popüler dizisiydi, son 67 yıldır olduğu gibi. 33 yıl önce yaşanmış bir nükleer felaketi anlatan mini dizi “Chernobyl” ise muhtemelen 2019’un en sağlam işleri arasında anılacak. Karanlık atmosferi, gerçeklere dayanan detaycı senaryosu, bir yandan bir sistem eleştirisi de yapan diziyi unutulmazlar arasına soktu. Yılın son çeyreğinde yayımlanmaya başlayan “The Mandalorian” ise Star Wars evreninde geçen bir western olarak türün tutkunlarını mest etti. İlk sezonuyla efsaneleşen ve yaratıcısı (aynı zamanda başrol oyuncusu) Phoebe WallerBridge’i yıldızlaştıran “Fleabag” yeni sezonuyla çıtayı daha da yükselere taşıdı ve Emmy ödüllerinde hem en iyi dizi hem de en iyi kadın Oouncu ödüllerini kazandı. Yılın sonlarında gösterime çıkan “The Morning Show” da özellikle başrolündeki Jennifer Anniston için TV’ye görkemli bir dönüş anlamına geliyordu. Haluk Bilginer’e Uluslararası Emmy Ödülleri’nde en iyi erkek oyuncu unvanını getiren “Şahsiyet” dijital platformlarda yayımlanan diziler arasında en çok takdir görenlerdendi. “Hakan Muhafız” özellikle ikinci sezonuyla hayal kırıklığı yaratırken; Netflix’in yeni dizisi “Atiye” yılın son günlerine damgasını vurdu ve açıkçası “Hakan Muhafız”a göre daha iyi bir sınav verdi. 2019’un en iyi belgesel dizileri u Leaving Neverland u Our Planet u Pavyon u Surviving R. Kelly u Conversations With A Killer: The Ted Bunny Tapes Şahsiyet Dertlerimizi çiziyor ‘Bir hayalim var’ Harun Beyhan MEHMET KIZMAZ K imi zaman bir kitap, kimi zaman bir albüm kapağı ya da tiyatro afişi için çiziyor. Genellikle de kafe duvarlarına yaptığı resimleriyle biliniyor Harun Beyhan. Çizgilerine, toplumsal dertlerimiz ilham veriyor. “Sanatçı toplumun kalbi, duygusu. Yanı başımızda savaş, göç dalgası ve her gün kadın cinayetleri, çocuk istismarı haberleri... Yaşananları görmezden gelmek beni rahatsız ediyor” diyor. Beyhan, 30 yaşında. Van’ın Gevaş ilçesinin İkizler Köyü’nde doğdu. İlkokulu köyde okudu. Van’da Güzel Sanatlar Lisesi’nden ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü’nden mezun oldu. Yaklaşık 6 yıldır kafe duvarlarına resim yapıyor. u Yaptığınız çalışmayı nasıl tanımlıyorsunuz? Doğduğum coğrafyada günden güne kötüye giden olaylar beni derinden üzüyordu. Sanatla uğraşan insanların hissiyatları toplumun diğer fertlerine göre daha hassastır. Kadın cinayetleri, haksızlıklar, cezaevleri ve sayamadığım birçok olay benim politik sanata itilmeme sebep oldu. Özellikle çocuk ölümleri, Cumartesi Anneleri, Ermenek, Soma, sokak ortasında öldürülen basın emekçisi Kadri Bağdu. Resimlerim olanların yansıması... u Geleceğe dönük hedefleriniz var mı? Çalışmalarımın insanların kalbine dokunması benim önceliklerimden biri ve bu konuda güzel tepkiler alıyorum. Tabii ki bu yeterli değil. Siyahi mücadelenin öncülerinden Martin Luther King, “Bir hayalim var” der. Siyahi çocuklarla beyaz çocukların güldüğü bir Amerika. Elbette benim de bir hayalim var. Bu coğrafyanın çocuklarının da Fırat’ta, Dicle’de, Aras’ta, Çukurova’da, Zigana’da beraber güldüğü bir ülke hayal ediyorum. Dünyada bir milyondan fazla çocuk açlık ve savaşların içinde doğuyor ve yaşıyor. Milyonlarca çocuk savaşlarda ölüyor. O çocukları düşünmeden bir hayal kurmak bana her zaman bencilce gelmiştir. u Duyarlı olduğunuz için de resimlerinizde toplumsal konuları işliyorsunuz... “Coğrafya kaderdir” der İbni Haldun. Doğduğum coğrafya her ne kadar faili meçhul cinayetlerle anılsa da ben “ancak bütün bahçelerde gül bulmaya çalışan, sanatçı olabilir” diyorum. Toplumun bir parçası olmanın, var olan sıkıntıları dile getirmenin bir nevi ödevimin olduğu kanaatindeyim. Sanatçının muhalif ve yenilikçi olması gerekir! Estetik ölçüleri kaçırmadan, eleştirel rolünüz de olmalı. Gözleri bağlı yaşamak sadece kendini kandırmaktır. u Kendi alanınızda kimleri örnek alıyorsunuz? Polonyalı çizer Pawel Kuczynski ve İranlı karikatürist Mana Neyestani. Türkiye’de, kendisi benim hocam olur, Gürbüz Doğan Ekşioğlu başlıca takip ettiğim karikatüristtir. u Çalışmalarınızla igili bir sıkıntı yaşadığınız oldu mu? Hayır ama bu olmayacağı anlamına gelmez elbette ki. Özgür değiliz, baskılar altında naçizane sesimizi çıkarabiliyoruz. Farklılıkların olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu bütünlüğü bir arada tutan “saygı ve empatidir.” Bu olmadan olmaz.