22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 5 OCAK 2020 Bu yıl bestecinin yılı olacak Beethoven: Ateşli bir Cumhuriyetçi, inançlı bir devrimci Bİ DÜNYA İNSAN Yeni bir yıla girdik. Herkese mutluluk, huzur getirsin diliyorum. Bol müzik nir. Ne var ki çocukken elbette bir Mozart olmayan Beethoven’ın henüz beş yaşındayken bir halk li, bol notalı bir yıl olacak konserinde başarısız ol bu yıl. Malum, 2020 Beet ması baba Johann’ı her hoven Yılı ilan edildi. Bu halde büyük hayal kırık büyük besteciyi anlatmak lığına uğratmış olmalı. için kuşkusuz bir yıl yetmez, anlamak için de. Yine de tüm bir yıl boyunca bu MUSTAFA K. ERDEMOL RENGINDEN ÖTÜRÜ LAKABI büyük müzik devrimcisinin VARDI eserleriyle, yaşamından ay Fiziksel olarak yakı rıntılarla içlidışlı olacağız. Ne büyük şıklı sayılmazdı Beethoven: büyük bir mutluluk. bir kafaya, Romalılara özgü bir bur Günümüzde neredeyse herkes na, hiç taranmamışçasına dağınık, için kolayca söylendiğine bakmayın, gür saçlara sahipti. Koyu tenli ol “devrimci” sıfatını kazanmak zordur. duğu için lakabı da “İspanyol”dur Beethoven, sadece müziğiyle de bu arada. Elbette dillere destan ol ğil, müziğin bestelenmesinde de din muş bir sakardır da. Beethoven, mü lenmesinde de değişiklikler yarattı ziği için yaşayan bir adamdı, dünye ğı için devrimci kabul edilir. Çünkü vi konforlarla ilgilenmiyordu. Özel gerçekten “devrim” olarak tanımla hayatı düzensizdi. Evi derler, her za nacak işlerdir yaptıkları. man bir karmaşa içindeydi, etrafta Bugün ortaya atıldığı dönemdekin yiyecek parçaları olurdu her zaman. den farklı anlamda bilim literatürüne Büyük sanatının değerlendirmesi ait olan devrim sözcüğü, Kopernik’in ni yapacak bir çapım yok elbette. Bu keşiflerine atfen kulla tarafını konuyu iyi bi nılan bir kavram olarak lenlere bırakarak döne yerleşti dilimize. İşinde öncü, dönüştürücü, kendinden sonrakilere yapıp Sağırdı ama içkulağı ona minin devrimci düşüncelerine yaklaşımından söz edeyim. Genç bes ettiklerinde yol gösterici kişilere devrimci denmesi bu nedenledir. Copernicus bilimde ne yaptıy harika besteler yapmak için gerekli olan her teci, başından beri Fransız devriminin ateşli bir hayranıydı. “Devrimci ordu” içindeki yükseli sa Beethoven da aynısını yaptığı için bu büyük şeyi sağladı. şinden haberdar olduğu Napolyon Bonaparte’ı besteciye devrimci de insan hakları savunu mek elbette doğrudur. cusu sandı uzun sü SADECE re. Öyle ki bir bestesini Bonaparte’a ithaf et MÜZIKTE DEĞIL Ancak, Beethoven sadece müzik açısından değil toplumsal anlamda da devrimcidir. Toplumsal saf tutmada iyi, insani, ne kadar değer varsa onun yanında olduğunu da ekleyelim. İçinde yaşadığı toplumsal mek istemiştir denir. Napolyon’a ilişkin fikri 1802’de değişir ancak. Bir arkadaşına yazdığı mektuptan haberdarız. “Napolyon’un, Papa ile anlaşma imzalamasıyla her şey eski haline döndü” diye yakınır bu mektupta. Gelişmeleri ne kadar yakından izlediğinin de bir ör neğidir bu mektup. koşullara, o koşulların yaratılmasında payı olanlara tutumu hep sert DEVRIMCI SENFON I olmuştur büyük bestecinin. Hayattayken, ününün de hayli doruğun 27 Mart 1827’de Viyana’da 56 Devrimci ruhunu en iyi yansıtan eseri Beşinci Senfonisi’dir. Açılı dayken yapılan bir tablo yaşındayken şının bir müzik eserin da (görmüştüm ama adını anımsamıyorum ne yazık ki) bu yanını çok öldü. Müziği devrimciydi, de rastlanabilecek en mükemmel açılış olduğu konusunda hemfikir güzel resmetmişlerdir. Bilenler vardır kuşkusuz, zevkle dinlenir. olmayan yoktur. Avusturyalı ünlü orkestra şe müziğini sunarak (hayatta kalabilmek için başka çaresi yoktur) para kazandığı soylulara tutumunu yansıtan bir tablodur bu. Resimde büyük Goethe, Arşidük Rudolph ile İmparatoriçe bir gezide gösterilir. Goethe Kraliçe’ye saygıyla yol gösterirken, (aman ha bu Goethe’yi asla küçültmez), arka plandaki Beethoven onları görmezden gelir. Bu tabloda Beethoven olduğu gibi yansıtılmıştır. Tüm yaşamı boyunca doğuştan ayrıcalıklı olanlara karşıydı çünkü. Mutlu bir çocukluk geçirdiği söylenemez. Flaman kökenli bir aileye mensup olan Ludwig van Beethoven’ın (16 Kasım 1770 Bonn doğumludur) babası Johann’ın son derece sert biri olduğu söylenir. Mutsuzluğunun, daha sonraki içe kapanmalarının nedeni babasıdır derler. Beethoven 11 yaşındayken oku fi Nikolaus Harnancourt bu senfoni için, “Bu müzik değil; siyasi bir ajitasyon. Bize sahip olduğunuz dünya iyi değil. Değiştirin diyor” demiştir örneğin. Müzikolog John Elliot Gardener de Beşinci Senfoni’deki tüm ana temaların Fransız devrimci şarkılarına dayandığını söyler... 17967’de Beethoven, işitme duyusunu etkileyen menenjite yakalandı. 28 yaşında, ününün zirvesindeydi. Duyma yetisini kaybetme işaretleri 1800’lerde kendisini gösterdi. Bunalıma girdi, öyle ki intiharı bile düşündü. Özel hayatında hiç mutlu olmadı. Varlıklı patronlarının kızlarına (eşlerine de) âşık olma gibi bir huyu vardı, sonu her zaman kötü biten “aşklardı” bunlar. Şöyle yazdı: “Sanat ve sadece sanat beni kurtardı! İçimde çimlenmekte olan şeylerin tümünü vermeden bu dünyayı terk etmem lunu bıraktığında ondaki yeteneği imkânsız görünüyor”. Beethoven sa ilk keşfeden, genç Ludwig’i Bach’ın ğırlığını bir besteci için ne büyük bir eserleriyle tanıştıran kilise orgcusu felaket bir avantaja çevirdi. İçkula Gottlob Neffe’dir. Oysa birçok çağ ğı, ona harika besteler yapmak için daşı Beethoven’ın çocukluğunda hiç gerekli olan her şeyi sağladı. de bir yetenek sergilemediğini söy 27 Mart 1827’de Viyana’da 56 ya lerler. Neffe’ye hepimiz teşekkür şındayken öldü. Müziği devrimciydi, borçluyuz. çünkü ses yoğunluğu, daha önce mü Ancak babasının Beethoven’dan, zikte hiç ifade edilmemiş olan “insan dehası çocukken ortaya çıkan bir durumu”nun yönlerine ışık tutuyor Mozart çıkarmaya çalıştığı, bu ne du. Dokuzuncu Senfoni, son sözüy denle en iyi hocalardan, aralarında dü. Halen zevkle dinlenir. Haydn da vardır, ders aldırttığı bili Beethoven yılı hepimize kutlu olsun. Kooperatif hazırlığındaki Nusratlı kadınları: Mazbatamızı vermediler ‘İmamoğlu’ndan önce bize oldu’ Ayten Deniz Samiye Kaya Gülşen Akbulut Esma Çırak Gülten Kaya Nusratlı köyü kadınları, güçlendiler, şiddetle mücadeleyi de öğrendiler. Evde yaptıklarının fazlasını satıp para kazanıyorlar. “Ekrem İmamoğlu’ndan önce bizim mazbatamızı vermediler ama boyun eğmedik” diyorlar. Sevgi Köse Süheyla Doğan Saliha Köse N usratlı adını daha önce duymuş olmanız kuvvetle muhtemel. Çanakkale’nin Ayvacık ilçe hatsız etti. Dernekteki daha zengin kesimle, muhafazakâr kesimin işbirliği sonucu, son genel kurulda çeşitli sıkıntılar yaşadık. Dışarda oy pusulaları hazırlandı, dernekle il sine bağlı şirin bir köy Nus gilenmeyen üyeleri araçlarla ratlı. Doğasının güzelliğin evlerden alıp oy kullandırıp den çok, güçlü kadınlarıyla ilgi odağı son yıllarda. Biz HİLAL KÖSE çoğunluk sağlamaya çalıştılar ama en yüksek iki oyu yi de o kadınlarla tanışmak için ne biz aldık. Üçüncü sırada İstanbul’dan yollara düştük. ki kişi başkan yapılınca, bir Muhteşem bir sofranın etrafında buluş grup kadın biz kendi yolumuzu çizmeye tuk. Hem güzel hem de üzücü haberlerle karar verdik. Derneğe üyeliğimiz devam geri döndük. Önce “kötü” haberi vere ediyor. Dernekteki doğal ürünler satış lim. Ülkeye egemen kültür maalesef buralara kadar yayılmış. 2005 yılında Süheyla Doğan’ın öncülüğünde kurulan, onca başarılara imza atan Nusratlı Köyü Kültür Turizm ve Dayanışma Derneği’nin ahengi bozul merkezimiz, yan yana gelmiş üretici kadınlar modeliydi. Şimdi biraz daha ortak emek, ortak üretim planlıyoruz. Birbirine güvenen kadınlar olarak bir araya gelmiş olduk.” muş. Son seçimlerde en çok oyu alan Doğan’ın yerine başka bir üye başkan yapılmış. İyi haber; kadınların yarısı, bu karara tepki gösterip yeni bir yola çıkmışlar. Kazdağı Kadınları Kooperatif Girişimi’ni kurmuşlar. En mühimi haksızlığa eyvallahları hiç yok. BIRILERINE DOKUNDU! Doğan, olanı biteni sakin sakin anlatırken, birlikte yola çıktığı kadınlardan Meryem Saraç, dayanamayıp araya giriyor: “Bizim söz söylememizi, ön planda olmamızı hazmedemediler. Koyun gibi arkalarından geleceğimizi zannettiler. ODTÜ RUHU BIRAKMADI Süheyla Doğan, Köy Enstitüsü mezunu bir babanın kızı. Kasabada, aydın bir ailede büyümüş. Toplumsal meselelere duyarlı olması çocukluktan geliyor. Uzun yıllardır sivil toplum ve kadın çalışmalarının, doğa koruma mücadelesinin içinde. 24 saatin yetmediği zamanları, uykusuz geceleri çok oluyor. ODTÜ mezunu, inşaat mühendisi. 22 yıl kamuda çalışmış, emekli olunca 17 yıl önce köye yerleşmiş. Eşi, şairyazar Mecit Ünal’la yıkık bir taş evi onarmışlar. ODTÜ ruhu bırakmamış Bu ekmek kapısını bize Süheyla ablam açtı. Bizim başkanımız o. Karşımıza başka birini dikseniz de boyun eğmek zorunda değiliz. Bizi bir arada tutan o. Hepimizin farklı sorunları var. Mesela en kırıkları benim. (gülüşmeler ) Doğrunun yanındayız biz. O kadar insan tanı dım ki sayesinde hepsi dostum, arkadaşım oldu. Karşımızdakiler de bizim köylülerimiz. Bu kadın bir kere sesini yükseltmedi bize. Birinin kalbini kırarım diye ak tabii. Özel lı çıkıyor. Kay likle kadınlar bettiyse bundan ve çocuklar kaybetti. Aslın için bir şey da kaybetmedi, ler yapmak is kazandı.” Sa temiş Doğan. raç, 13 yaşında Köyün ima bir çocuk anne mı, eski muh si. 22 yıldır res tarı ile üç ka toranlarda çalı dın dört erkek şıyor. Esprile derneği kurmuşlar. Sonrası malum, dernekle birlikte çalışmayla Güvemeriği marmelatı (buruk tadı olan küçük yabani erik), riyle bizi kırıp alıç marmelatı, alıç sirkesi, çam kozalağı şurubu (astım hastaları için), çamsakızı (defne tohumu ve balla karıştırınca öksürüğe iyi geliyor), kekik turşusu, (limon kekiğinden), biberiye turşusu, doğal sabun, krem ve daha pek çok şey isterseniz kar geçirdi. Dernek sosyal yaşamını renklendirmiş. goyla kapınıza kadar geliyor. İletişim: 0533 455 2102 Aralarındaki da geçen yıllar... yanışmayı anla Güney Mar tıyor heyecanla. “Alın terimizle pazar mara Kalkınma Ajansı ile, AB ile pro paramızı, çocukların harçlığını ancak çı jeler yürüttüler. Kadınların güçlenmesi karıyoruz. Mesele para da değil. Kadın ne destek oldular, köyü eko turizmle ta lar kendi ayakları üzerinde durdu. Bu da nıştırdılar. Sabancı Vakfı’nın “Fark Ya birilerine dokundu. Yurtdışına gezilere, ratan” programına seçildiler... Şimdi yol festivallere gittiler. Çanakkale merkezi ayrımındalar. Kooperatif kuracaklar. görmemiş kadınlarımız vardı” diyor. En Kooperatifi, hem sosyal, hem ekonomik çok dağ bayır gezip ot ve mantar topla dayanışma modeli olarak planlıyorlar. mayı sevdiğini anlatıyor: “Esma ile bi Rekabeti ortadan kaldırıp, ortak üretimi zim işimiz mantar toplamak. Bayramiç amaçlıyorlar. Dağı’na kadar nerde ne bitiyor biliriz. O Doğan, dernekte olanları şöyle özet dağlar nasıl güzel, uçsuz bucaksız. Ava liyor: “Kadınların bu kadar güçlenmesi, zım çıktığı kadar bağırırım çın çın öter. özgüvenlerinin olması, kendi haklarını Dünya senin, ormanlar senin, kimse se savunabiliyor olmaları bazı kesimleri ra ni duymuyor... ” Meryem Saraç Ürettikleri her şey doğal, köydeki bahçelerden. Tarhana, zeytin, zeytinyağı, peynir, salça çeşitleri, soslar, pekmezler, turşu çeşitleri, nar ekşisi gibi bilinen lezzetlerin yanında kendi buluşları değişik tatlar da üretiyorlar. Beyaz zambak, ebegümeci, tespih çiçeği, katırtırnağı, erguvan dahil her şeyin reçelini yapıyorlar. UYANIK OLMAK ŞART Ekoloji Birliği Eşsözcüsü de olan Doğan, doğa talanına karşı uyarıyor: “Sürekli takip etmek, hem alanda hem hukuki mücadeleyi elden bırakmamak gerekiyor. Madencilerin sosyal rüşvet ağları çok güçlü. Mesela bir köyde cami avlusu düzenlemek, çöp bidonu koymak, çeşme yapmak gibi... En büyük iddiaları istihdam. Tarımdan umudunu kaybeden köylü bu nedenle projeden yana olabiliyor ama bilmeleri lazım ki en fazla 8 yıllık projeler bunlar... Hem zehirleniyosun hem toprağından, havandan oluyorsun. Değer mi?” ONUN SAYESINDE OLDU HER ŞEY Sevgi Köse’nin, biri ilkokula giden iki çocuğu var. “Güzel insanlarla karşılaştık. Şimdi güzel olanı bozmaya çalışıyorlar. Kadınların buradan bir yere adım attığı yoktu, her yere gittik, Yunanistan’a, İtalya’ya... Biz yedi kadın hep arkasındayız Süheyla ablanın. O olmasaydı o dernek kurulmazdı. O yanımızda olduğu sürece gidecek böyle. Benim tarlam yok, aylığım yok. Eşim bulursa bağ bahçe işine ot biçmeye, zeytine gider.” MÜCADELEYE MECBURSUN Esma Çırak, bir çocuk annesi. Üç kez evlenmiş. Küçük bir yerde yalnız olmanın zorluğundan söz ediyor. “Bu çevrede genç bir kadın olarak dul olmak zor, iyi gözle bakmıyorlar pek. Şu an iyiyim. Kolay bir hayatımız olmadı ama annem her zaman yanımdaydı. Hayatta mücadele etmek zorundasın. Evlilik yürümüyorsa ayrılacaksın, olmuyorsa olmuyordur” diyor. GÜÇLÜ OLMAK ISTEMEDIM Ayten Deniz: “Eşim öldüğünde, biri on, biri beş, biri de üç buçuk yaşında üç çocukla kalmıştım. 12 sene oldu. Evde kendimiz için yaptığımız şeylerin fazlasını satıyoruz. Çocuklarım da yardım ettiler sağ olsunlar. Amacım para kazanmaktı aslında güçlü kadın olmak da istemedim. Tek isteğim çocuklarımı okutmaktı... O kadar çok şey yaptık ki, ünlü olmayı hâlâ kabullenemiyorum. İçim sönük olduğu için belki... Şurada bir masada toplanmak bile yetiyor bana.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle