22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 22 EYLÜL 2019 Fotoğraf: Vedat Arık u Senin mizahında, ki aynı şeyi heykellerin için de söylemek mümkün bir ölçüde, evrensel bir yan var ve o yüzden dünyanın her köşesindeki insanlar için bile anlamlı ve komik... Nasıl başardın sence? Kendi hayatından hikâyeler anlatırsın. Ben çocukları, hayvanları, tarihi, teknolojiyi anlatmayı seviyorum. Bunlar benim ilgi alanlarım. Bunlar aynı zamanda evrensel konular tabii ki. EMRAH KOLUKISA Sıkı dostlar Erdil Yaşaroğlu, heykellerinden oluşan Oyun sergisiyle bomontiada’da Günde 3 kez sezon finali Onun karikatürlerini, tiplemelerini, hatta çizgisinin kıvrımlarını bile ilk bakışta tanımayan yoktur herhalde. Erdil Yaşaroğlu bugün Türkiye’nin “usta” sıfatını uzun zamandır hak eden önde gelen çizerlerinden biri. Mizahta evrenselliğin sırrını çözmüş, çizgileriyle de dünya ölçeğinde Hayalci mak daha da zordur” dedi. Nasıl yorumluyorsun bu tespiti? Mizah çok önemli iletişim yollarından biri. Ülkemizin çok kuvvetli bir mizah kültürü var ve bunu korumamız lazım. Biz 90’lı yıllarda Plastip Show hazırlıyorduk. Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, Genel Kurmay Başkanı, Diyanet İşleri Başkanı’nın silikondan kuklaları üst düzey standardı yakalamış bir isim Yaşaroğlu. Onun da ile yaptığımız, bir siyasi mizah programıydı. Üstelik bunu ha az bilinen yönü ise heykeltıraşlığı... İşte bomontiada’da TRT’de yapıyorduk. 20. yüzyılda çok normal kabul etti açılan “Oyun” başlıklı sergisiyle bu yanını daha görünür kı ğimiz bu şeyi 21. yüzyılda hayal edebiliyor musun? İşte lıyor ve heykellerini belki de ilk kez bu kadar geniş bir öl kaybettiğimiz şeyler bunlar. Mizah toplumun sübabıdır. çekte sergiliyor. Sohbetimize de buradan başlıyoruz elbette. Rahatlama yoludur. Elinden bunu almaman lazım. Çünkü u Erdil, senin heykeltıraş yönün çok fazla bilinmiyor. hepimizin mizaha ihtiyacı var. Oysa eğitimin bu alanda ve örneğin Odunpazarı Modern Müze’de de gördük ki koleksiyonlara girecek denli tanını NORMALLEŞMEMİZ LAZIM yorsun bazı çevrelerde... u Kesinlikle... Mimar Sinan’da Heykel Bölümü’nde okurken de, bitir Her şeyin mizah olduğu ülkede yaşamak tabii ki zor. dikten sonra da sürekli heykel yaptım. Yurtdışında ve bura Musa Abi’nin bu cümlede kastettiği gerçek mizah değil da karma sergilere, projelere katıldım ama haklısın, çok du tabii ki. Çok saçma gelen, anlam veremediğimiz, yok ar yurmadım. Son yıllarda heykel ile anlatacağım hikâyelerim tık bu kadar da olmaz dediğimiz şeyler. Maalesef bizim çoğalınca, heykeller de çoğaldı ve ilk kişisel sergim olan ülkede de bu çok oluyor. Günde 3 kere sezon finali yaşı Oyun’a kadar geldim. yoruz. Hep acayip sarsıcı, garip, şaşırtan, üzen bir günde Karikatür hem daha popüler bir iletişim yolu olduğu için mimiz var. Bu konu yarın nereye gidecek acaba derken, hem de çok daha fazla ürettiğim için daha ön plandaydı. Bu yarın bambaşka bir konu açılıyor. Biraz normalleşip, ha iki anlatım yolunu da çok seviyorum. Ouroboros yatımızı yaşamamız lazım. heykel mi karikatür mü? u Mizaha gelmişken, senin gibi usta bir mizahçıya sormak isterim, bugünün Türkiyesi’nin yeni mizahını kim u Haftalık bir dergide çizmenin hızından bir kaçış mı yapıyor, nasıl bir mizah bu? aynı zamanda, heykelle uğraşmak? Mizah toplumla birlikte değişen gelişen bir iletişim yo Birbirinden çok farklılar. Karikatürde, aklındaki fikir lu. Artık dijital dünya sayesinde Brezilya mizahını da takip çizmesi kolay bir karikatürse, bazen dakikalar içinde çi edebiliyoruz, Japon mizahını da. İnternetin kara deliklerin zip internete koyabiliyorsun. O da anında yayılıyor ve aynı hızda da tüketiliyor. Heykel ise bambaşka. Zamansız bir şey üretmen gerekiyor. Yıllarca, yüzyıllarca eskimeyecek bir fikir bulup, yapman gerekiyor. Bazen günlerce, Ouroboros bir çok mitolojide geçen bir sembol. Kendi kuyruğunu ısıran yılan. Kendini yaratmayı, sonsuzluğu simgeler. Ama aynı zamanda da kendini yiyip bitirmektedir. Ben Ouroboros ile şehir silüetini yan yana getirip derdimi anlatmaya çalıştım. Bu heykeli de de yapılan yeraltı mizahını da... Çok farklı mizah yapma yolları, mecraları, metodları gelişti. Nefis caps’ler yapılıyor mesela. Ya da 10 saniyelik bir videoyla 1 saat güldürebilen insanlar çıktı. Bu aralar, editoryal engellerin kalktığı ve di aylarca sürebiliyor üretimi. Karikatürün hikâyesi bir tane. tamamen betondan yaptım, fikrime destek olsun diye. leyen herkesin kendini ifade ettiği bir dünyada yaşıyoruz. Heykelde ise her bakan kendi hikâyesini bulsun istersin. O zaman zenginleşir ve ölümsüz olur. u bomontiada’daki sergin özellikle mekânla diyalog içindeki işlerinden oluşuyor. Biraz anlatır mısın, nasıl bir yol izledin? Ben BüroSarıgedik ile çalışıyorum. Bir sanatçı danışmanlık ofisi. Ülkemizde pek örneği yok. Esra Sarıgedik Öktem heykel bölümünden arkadaşım. Onunla bir sene kadar önce konuşurken, ilk sergimin kamusal bir alanda olmasının güzel olacağını düşündük. Birkaç yere baktık ama sonunda bütün oklar Yapı Kredi bomontiada’yı gösterdi. Güzel, tarihi, yaşayan bir mekân ve nefis bir kalabalığı var. Görüştük ve onlar da fikre heyecanlanınca oturup çalışmaya başladım. Bu sergideki heykellerin tamamı yeni yapıldı. Mekân iyi olunca, onları buraya yerleştirmede hiç zorlanmadım. Oyun belli kuralları, zorlukları, seviyeleri, bulmacaları, hikâyesi olan, beceri gerektiren ve sonunda bir hedefe ulaşmaya çalıştığın bir süreç. Bir de bu süreçte bir çok şey öğreniyorsun ve çok eğleniyorsun. Benim yaptığım şey de bu işte. Dünya üzerinde var olmayan bir şey hayal ediyorsun. Sonra da bunun heykelini yapmaya karar veriyorsun. Nereye nasıl yapacağım? Hangi malzemeyi kullanacağım? Nasıl bir formu, büyüklüğü olacak? Hava koşullarına ve insanlara nasıl dayanacak? 100 sene ya da daha fazla sağlam kalmasını nasıl başaracağım? Bütün bunları adım adım aştıkça, yolda bir sürü yeni şey öğreniyorsun, ilerliyorsun ve eğleniyorsun. Sonunda da heykeli yerine koyduğunda, hemen yeni bir oyun arıyorsun kendine. u Geçenlerde tahliye edilen gazetemiz eski çalışanların Bu mizahı da çok geliştiriyor tabii. Bir yandan da yozlaştırıyor ayrı. Orada big data’da bilgiyi bulmak gibi, büyük mizahta da iyi fikri arayıp bulmak gerekiyor. u Tam tersini de sorayım: Sence bugünün mizahında eksik olan şey(ler) ne? Doğal akışındaysa dünya, mizahta eksik olan bir şey olmaz. Biz toplumu yansıtırız. Eksik ya da fazla. Ülkemizde ise eksik olan şey, siyasi mizah. u Eskiye göre mizaha karşı hoşgörü azaldı mı? Politik dünyada evet azaldı. Eskiden de kızarlardı, dava açarlardı ama engelleme amaçlı değildi bu. İfade özgürlüğü ve dava açma özgürlüğü arasında bir dengede giderdi. Bunun yanıda sosyal medya toplumun çok farklı kesimlerini yan yana getiriyor. Hayatında hiç karikatür okumamış bir kişinin karşısına birden karikatürünle çıkabiliyorsun. Onu u Aslında serginin adına da gelmek istiyorum: “Oyun”. dan Musa Kart, “Mizah duygusunu kaybetmiş ülkelerde ya yanlış anlayabiliyor ya da anlamıyor. Belki kızdırıyor belki Buradaki oyunun sendeki açılımları neler? şamak zordur. Ama her şeyin mizah olduğu ülkelerde yaşa hoşuna gidiyor. Genelde kızdırıyor ayrı hehe. Erdil Yaşaroğlu şu sıralar bomontiada’nın dört bir yanına yayılmış heykellerinden oluşan ‘Oyun’ sergisiyle gündemde. Mizahi bakışını heykellerine de yansıtan Yaşaroğlu ile sergisini, mizahı ve günümüz Türkiyesi’ni konuştuk. Tavşan Kulesi CTucaommmha.utmrr’iıdyeet v’earan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle