Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    
                
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                4 1 EYLÜL 2019  Anne lütfen ölme! Sizin hiç gözünüzün önünde anneniz boğazından bıçaklandı mı? Hayatınızın merkezinde, sizi dünyada en çok seven kişi kanlar içinde “Ölmek istemiyorum” diye haykırırken ona yalvardınız mı “Anne lütfen ölme” diye?  #EmineBulut kadınları koruma konusunda geç kalan emniyet güçleri, aile mahremiyetine girmek istemeyen konu komşu, esnaf, el âlem, sosyal medyada “erkekleri de anlamak lazım” diyen katil seviciler ve bu katliama ses getirmek için deli gibi çırpınan sivil toplum ör  Avrupa Ekspresi ELÇİN Poyrazlar  Öz babanız ayrıldığı annenizle buluşmaya, planlayarak bıçak getirip herkesin içinde, gü  gütlerine kulak tıkayanlar Emine Bulut cinayetinin zanlısıdır.   elcpoy@gmail.com  pegündüz, sizin korkulu bakışlarınız altında o bıçağı sapladı mı?  O BIÇAK HEPİMİZE SAPLANDI  Bu, 2019’un Türkiyesi’nde 10 yaşındaki  Namusun kadının bedeni üstünden tanım  bir kız çocuğunun başına geldi. Çevredekiler sadece izledi, bazısı vahşeti kameraya çekti.   lanmasının normal kabul edildiği, kadınlar üstünde ekonomik, duygusal, psikolojik ve dü  Çünkü  Sonra Emine Bulut etiketleri dolaştı sosyal medyada, devlet büyükleri kamuoyuna üzüntülerini dile getirdi, televizyonda “tartışma” programlarında sadece erkeklerden oluşan  sonrasında “hayvan kestim” diyecek kadar kendinden ve ardındaki sistemden emindir.   Kadınlara karşı kasıtlı, sistematik ve bilinçli bir katliam olduğunu görmemek için ya  şünsel iktidar sürdürüldüğü, şiddet ve kötülüğün övüldüğü ve bunların hiçbirine başkaldırmadığımız sürece bu katliam son bulmayacak.   bizim topraklarımızda  Emine Bulut’un dramı boğazından akan  kadınsa,  paneller kadın cinayetleri hakkında ahkam kestiler, mikrofon uzatılan “sokaktaki insan” “Biz kadınlar da biraz fazla karşılık veriyo  O katil, kendi aksini adliyede, karakolda, sokakta, esnafın dükkânında, sosyal ve diğer medyada berrak bir biçimde görür. O “hay  katil ya da muktedir olmak gerekiyor.  Kadın cinayetleri Türkiye’nin en birin cil insan hakları sorunudur. Bunun aşkla, na  kanla ekranlar önünde son buldu. Bulut’un çocuğunun elinde hapse giden cani bir baba, ölmek istemeye istemeye katledilen bir an  tecavüze uğrayan ve  ruz erkeklere” dedi. Başka biri, “Adam öldürdüyse kadın kabahatlidir” buyurdu.  CİNAYETİ KİM İŞLEDİ?  van kesen” bilir ki makam odalarındaki pahalı deri koltuklarında oturan namusuna, dinine ve bıyığına düşkün Türk yetkilisi onun sırtını sıvazlamayı bilir. Sistem bunun üstüne  musla, mahrem hayatla ya da bir erkeğin cinnet getirmesiyle ilgisi yok. Eğer bir ülkede her gün bir erkeğin elinde bir kadın ölüyorsa bu bir cinsiyet savaşıdır.    ne, timsah gözyaşları döken bir medya, basiretsiz bir yönetici eliti ve yok edilen bir gelecekten başka ne var?  “Anne lütfen ölme” diye çaresizlikle yal  cinayete kurban giden  Çünkü bizim topraklarımızda kadınsa, tecavüze uğrayan ve cinayete kurban giden  kurulmuştur çünkü.  Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platfor  Kadınlarla ilgili “evde kalsınlar”, “hamile gezmesinler”, “tayt giymesinler”, “gece so  varan o çocuk, ne tür bir zifiri karanlığın içine itilecek? Aynı karanlıkta binlerce kadın  suçludur...  suçludur. Bedenimizi, kimliğimizi ve namu muna göre bu yıl temmuz ayında ülkede 31  kakta ne işi vardı”, “niye adamın evine git  ve çocuğun kıvrandığını görmek için daha ne  sumuzu zorla teslim alan erkek milleti sev  kadın öldürülmüş. İlk altı ayda ise 214 kadın. miş”, “mini etek giymiş gibi nefret söylemi kadar vahşet pornosu izlememiz gerekiyor?   se de haklıdır öldürse de. Emine Bulut’un  Ortalama bir hesapla bu, yılda yaklaşık 400, ne müsamaha gösteren yönetici takımı, ilk  O bıçak hepimizin boğazına saplandı. Yut  katiliki adını asla anmamak gerekir cinayet 10 yılda 4 bin kadın demek.    fırsatta ceza indirimi sağlayan hukuki yapı,  kunabilene lanet olsun!  Doktor Ceyda Güvenç, kadınlardaki cinsel isteksizliğin nedenlerini anlattı  MUTLUluğun  Önce yasak sonra C sırrı ne?sikiyatristCeydaGüvenç,“Evlilik öncesi kadına herşey yasak, evlendiği gün her şey mecbur. Erkeğe her zaman her şey serbest, ama cinselliğin yavaşlaması yasak” diyor. Pu Türkiye’de cinselliğe dair bilgi eksikliğini neye bağlıyorsunuz? mecburÜlkemizdeki soruna bilgi eksikliği bile diyemi yoruz, cinsellik alanında doğru bilgiye ulaşım hiç yok. Tabulu söylemlerin, mitlerin, yanlış inanışların kulaktan kulağa aktarımı var sadece. Sokaktan, okuldan, aileden üstü kapalı alınan bilgiler ya  insel mutluluk; sadece hastalık ya da cinsel işlev bozukluğunun bulunmaması değil, duygusal, zihinsel ve sosyal olarak cinsellikle ilgili iyilik halidir. Cinsel sağlık, cinsellik ve cinsel ilişkilerde, zorlama, ayrımcılık ve şiddetten arınmış, hem keyifli hem de güvenli cinsel deneyimlere sahip olma durumu, olumlu ve saygılı bir yaklaşım gerektirir. Cinsellik öğrenilen bir süreçtir. Kendisinin ve eşinin bedenini tanıyan, cinsel uyaranlara verdiği cinsel yanıtları fark eden, içten ve açık bir cinsel iletişim kurulabilen, cinselliği organların işlevinden ibaret görmeyip “beden seks”ini keşfeden, ama mutlaka cinsel hak ve özgürlükler çerçevesinde kalan çiftlerin doyumlu ve mutlu  da öykülerden, medyadan, filmlerden, pornografik  bir cinselliği yakalamaları mümkün  materyalden, koçlardan, hatta sağlık profesyonellerinden yanlış bilgileri içeren mesajlarla kafalar karışabiliyor. Medyada bilgi kirliliği fazla. Mesela,  dür. Çiftin dinamikleri, duygusallık, paylaşma, aidiyet hissi de önemlidir...  uzman olduğunu öne süren biri “Korkmayın kızlık  zarı delindiğinde çok acımaz” diyor. “Kızlığın zarı olur” diyebiliyor. Korkmayın demek zaten korkulacak bir şey var algısı yaratıyor.  TACİZLER NASIL ETKİLER?  u Sağlıkçılarda da mı bilgi eksikliği var? Geleneksel toplumda cinselliği konuşamama hali maalesef sağlıkçılarda da var. Sağlıkçılar da aynı toplumda yetişiyor ve sağlıkla ilgili alanlarda da cinsellik eğitimi çok sınırlı. Hasta utanıyor genitale “orası” diyor, doktor utanıp “oran” derse! En kısa zamanda okullarda yapılandırılmış bir eğitime başlanması gereği açık. Ancak eğiticilerin eğitimi de özenle yapılmalı.  Cinsel travma, kuşkusuz ki sonraki cinsel yaşam üzerine olumsuz etkiler yapıyor aslında, sadece cinselliği değil, tüm hayatı etkiliyor. Tacize uğrayan kişi artık dünyayı ve diğer insanları güvenli olarak algılayamıyor. Haz aracı olan cinselliğin ruhsal acıyla eşleşmesi sıkıntılı. Kimi zaman ilk cinsel deneyim tacizle yaşanıyor. Cinsel travmalar  sorun psikolojik u Ülkemizde kadınlar en çok hangi şikâyetle size başvuruyor? Kuşkusuz ki birleşemeyen vajinismuslar en sık başvuru nedeni, toplumda görülme sıklığı da Batı’ya göre çok yüksek. Örneğin kadınların uyarılma ve orgazm zorlukları sorun olarak kabul edilmeyebiliyor, ağrılı birleşen kadınlar da başvurmayabiliyor. Son dönemlerde kadınların daha mutlu bir cinsellik talep etmeye başladıklarını, artık orgazm bozukluğu nedeniyle de başvuruların arttığını söylemeliyim. u Vajinismusun temel nedeni nedir? Cinsel sorunların büyük çoğunlukla nedeni psikolojik faktörler. Ülkemizde çocukluktan kalma korkuların, bekâret kavramına verilen tartışılamayan önemin, “kızlık zarı”, “ilk gece” konusundaki yaygın yanlış inanışlarla pekişen kaygıların, flörtöz ilişkilerin yaşanmasındaki zorluklar nedeniyle cinsel deneyimin aşamalı gelişmeyip doğrudan cinsel birleşme ile başlamasının vajinismus gelişmesine zemin hazırladığı söylenebilir. İlk gecenin “korkunç” olduğu söylemleri, “kovalar dolusu akan kan” hikâyeleri, “kız olmanın değil de, kadınlığın çok çok zor ve çileli” olduğu tekrarlarıyla büyüyoruz. u Tedavi nasıl oluyor? Çiftle çalışıldığında genellikle 68 seansta cinsel terapi tedavisi tamamlanıyor. “Ben sen yerine, bizim sorunumuz” diyebilen çiftlerde tedavi başarılı. Tedavi cinsellik eğitimiyle başlıyor. Yanlış inanışları, tabula  sibel bahçetepe Güvenç, “Batılı ülkelere göre bizde yardım arayanlar daha genç. Batı’da yaşlanmanın getirdiği sertleşme bozukluğu ve istek bozuklukları  nüyor ya cadı olunuyor. Anneler regl kanamalarını kızlarına anlatmıyor. Genital organlar doğru isimlendirilemiyor bile... Kadınların sadece rahmi, o da üremek için var. YOK SAYILAN ORGANIN HALİ uBir de argo giriyor işin içine, en çok kadınlığı hedef alıyor... Açıktan konuşulmayan her durumda olduğu gibi... Örneğin erkek genital organının onlarca başka ismi var, mastürbasyonun yine öyle. Uygun dille konuşulamayan cinsellik, toplumsal cinsiyet rollerinin de etkisinde şekilleniyor. Evlilik öncesi kadına her şey yasak, evlendiği gün her şey mecbur. Erkeğe her zaman her şey serbest ama cinselliğin yavaşlaması yasak. Ve cinsellik eşittir cinsel birleşme olarak kabul ediliyor. Yani amcalara gösterilenle yok sayılıp tanınmayan, merak da edilmeyen iki organın işi haline dönüşüyor. Çiftler arasında da cinsellik konuşulamıyor. Birbirlerinin hoşlandıkları filmi, müziği, kahveyi ayrıntlılı tanımlayabilen çiftler, cinsellikte birbirlerini neyin uyardığına dair farkındalık geliştiremiyor u Ağrılı cinsel ilişkinin temelinde korku mu var? Kesinlikle evet. “Zara” verilen önem,  larının ve vajinismusun temel sebebi... u Ya erkekler için? Aynı geleneksel öğreti erkeklerin de sa dece birleşmeye odaklanmasına, ön oyunların hızlı geçilmesine cinselliğin sadece birleşmeye hatta “oldu olmadı”ya indirgenmesine sebep oluyor. Hem kadının hem erkeğin kaygıları artıyor. u WHO, bekâret testinin hiçbir tıbbi doğruluğunun olmadığını söylüyor ama... Kadınların dünyanın birçok yerinde çeşitli nedenle, ailelerinin isteği üzerine veya evlilik gerekçesiyle, tacize kanıt oluşturmak için, hatta saygın diye nitelendirilen işlere başvurularda işverenleri tarafından bekâret testlerine maruz kaldıklarını biliyoruz. Rıza dışı vajinal muayene, kadınlar tarafından cinsel şiddet olarak algılanıyor. Muayenenin bilimsel dayanağı yok, tıbbi geçerliliği de... Ve kadının bir zara bakılarak iyi ya da kötü olarak nitelendirilmeye çalışılması ahlak kavramını cinselliğe indirgiyor. Ülkemizde kadına bunu yapan da daha çok kadınlar. Çocuklar ağaçtan düştüğünde, bisiklete bindiğinde bile anneleri tarafından muayeneye getirilebiliyor. Bir has  sonrası, kadınlarda ve erkeklerde cinsel isteksizlik ve uyarılma bozuklukları sık görülüyor. Yine kadınlarda bir başkasının yanında kendini bırakma sorunları nedeniyle orgazm bozuklukları görülebiliyor. Vajinismus gelişebiliyor. ilişkiN İN tek şartı mı? Çift ilişkisinin önemli bir bileşeni, aidiyet hissini artıran, eşle bağ kurmayı sağlayan bir durum. Çift ilişkisinde her şey değil, ama çok şey. En kolay ulaşılan en kolay paylaşılabilen haz. Cinsel sorunlar çift ilişkisinin bozulmasına yol açar, çift ilişkisinde zorluklar da dolaylı olarak, bireylerin sosyal ve mesleki işlevselliklerini etkileyebilir. Tersi de geçerlidir ama. Eş ilişkisindeki çatışmalar ve sosyal hayattaki olumsuzluklar da cinsel soruna yol açabilir...  rı çalışmak bile önemli değişimlere sebep olabiliyor. uYanlış inanışlar kadınlık üzerinden mi üretiliyor? Ülkemizde cinsellik konuşuluyor aslında, ama doğ rudan değil yasaklarda, günahlarda, ayıplarda, kısıtlamalarda ama hep örtülü. Ateşle barut bir arada durmaz deniyor, hanım kızlar bacaklarını kapatıp oturur deniyor. Erkekler aslan erkek doğuyor, sünnetle daha bir erkek oluyor. Kadınlar hanım kız olarak nurlu doğuyor, evlenince kadın olunuyor. Kızlığın zarı var ve ağaçtan düşünce bile patlayabiliyor. Masallarda bile bakire prensesler var, prensler olmasa yaşayamayıp ölüyorlar. Evlenip kraliçe olunca ya ölü  nedeniyle ileri yaş başvuruları fazla” diyor.  cinselliğin kademelenerek öğrenilmesinin önündeki engeller, cinsel ilişkinin sadece cinsel birleşmeden ibaret olduğuna yönelik yanlış yönlendirmeler, geleneksel toplumun ilk geceye dair korkutucu öğretileri ve kulaktan kulağa dolaşan kanama ve acıya dair efsaneler ağrılı birleşmeye ya da birleşmenin olmamasına zemin hazırlıyor. Toplumun kadına öğretisi bacağını kapa, eteğini ört, ama evlendiğin gün hepsini aç. Bakılması, üzerine konuşulması, bilgi edinilmesi bile yasak olan genital organlardan sonrasında işlev beklemek ilk gece korku  tam evlendikten sonra bir ayda üç kez ayaklarını burkup ciddi bir şekilde yaraladığını söylemişti. Çocukluğunda merdivenlerin basamaklarından atlarsa zarının patlayacağı söylenmiş, zıplamanın keyfini evlilik sonrası keşfedince kendini yaralamış, gülememiştim tabii. Genç kızlar mesela, eve geç gelince ya da sevgilileri olunca muayeneye zorlanıyor...  Ceyda Güvenç   
            
    
