Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 ARALIK 2019 3 ‘Öğrencilerim beni kahraman gibi karşıladı’ ‘Haklılığın fotoğrafı’ T ürkiye Nisa Kör’ü Şili’de başlayan ve tüm dünyaya yayılan Las Tesis dansı yapacakken Kadıköy’de gözaltına alınırken çekilen fotoğraf karesiyle tanıdı. O, 28 yaşında bir sınıf öğretmeni. Her geçen gün artan kadın cinayetlerine tepki göstermek için gittiği eylemde, yüzlerce polis tarafından etrafı sarılan 6 kadından biri. Nisa Kör, kadına yönelik şiddetin özeti olan o fotoğraf karesi için “Haklıysanız eğer ne korku, ne de endişe duyuyorsunuz. Aklınıza sadece gülümsemek geliyor” diyor. Bir gece gözaltında tutulan Kör’le o anı ve şiddeti konuştuk. u Sizi umut dolu bakışınızla tanıdık. Kim o bakışın sahibi kadın? Birçok insan gibi üniversite okumak için gelip İstanbul’da kalanlardanım. Daha da eskiye gidersek; küçük bir şehirde, işçi bir ailenin kızı olarak büyüdüm. Kadını yok sayan, aşağılayan zihniyetle daha küçük yaşlarda savaşmaya başladık. Hayatımdaki en güçlü kadın annemle. O zamanlar kendi zaferimiz kazandık. Tabii ki bu hiç kolay olmadı. Toplumsal baskının boşanmış kadına bakışına göğüs gerdik ve dimdik ayakta durduk. Güçlü, konuşan ve özgür kadına tahammülü olmayan bir kesim var. Bu konuda kendi hayatlarımızda sürekli bir savaş içerisindeyiz. Şu an Kadıköy’de özel bir okulda sınıf öğretmeniyim. şaramayacaklar. Halbuki kadınlar ne istiyor? İstediğini giymek, istediğini içmek, istediğini yapmak, baskılardan, tacizlerden uzak bir hayat. Eve giderken arkamızı kollamak ya da telefonla konuşuyormuş gibi yapmak istemiyoruz. Ölmek istemiyoruz. Hepsi bu kadar basit. u Gözaltı anını anlatır mısınız? Bizler polisler tarafından alınırken bize destek veren insanlar alkışlarla bizi polis arabasına uğurladılar. Bir binanın üst katlardan seslenen iki kadın ellerimizdeki kelepçeyi görünce haykırıp bağırdılar. Kelepçeli olduğumuza inanamadılar. Katillere bile bunu yapmazken dans etmeye çalışan kadınlara bunu yapmaları gerçekten üzücüydü. Haklılığın fotoğrafı işte o an çekildi. u Ne hissettiniz? Haklılığın vermiş olduğu bir rahatlama vardı galiba. Arkadaşlarımla dik duruşumuzu hiç bozmadık. Serbest kalacağımızı biliyorduk çünkü SEYHAN AVŞAR ÖLMEK İSTEMİYORUZ! u Las Tesis dansı tüm dünyada ses getirdi. Siz ilk izlediğinizde ne düşündünüz? Dünya çapında başlayan ve birçok kadını bir araya getiren, dansın ve müziğin olduğu etkinliği günlerce videolardan, sosyal medyadan Şilili kadınlar aracılığıyla izledik. Neden bu bizim ülkemizde de olmasın ki? Neden biz de dans edip, şarkı söyleyip diğer kadınlara katılmayalım? Kadınların sesini duyurmayalım? Bu düşüncelerle hiç tereddüt etmeden Kadıköy’deki etkinliğe katılmaya karar verdim. Çocuğu, genci, yaşlısı, kadını, erkeği hep birlikte oradaydık. Ayrıca son dönemlerde artan kadın cinayetlerini, kadına yönelik şiddet haberlerini maalesef ki görüyoruz, takip ediyoruz. Sadece 2019 yılında kayıtlara geçen öldürülen kadın sayısı 402. Ne kadar acı değil mi? u Son dönemlerde kadınların düzenledikleri eylemlere, yürüyüşlere izin verilmiyor. Kadınlar polis şiddetine maruz kalıyor. Sizce kadın mücadelesine yönelik bu baskının nedeni ne? Yasaklamalar ve engellemelerle biz kadınlardan her zaman istedikleri şeyleri istiyorlar. Susmamızı, boyun eğmemizi, kabullenmemizi... Ancak ba Nisa Kör, Aktivist Kamera’nın çektiği karede gülümsüyor. biz sadece dans etmek istemiştik. u Okulunuza gittiğinizde öğren cileriniz sizi nasıl karşıladı? Öğrencilerim beni kahraman gibi karşıladı. Gözaltındayken aklımda sadece onlar vardı. Bana hediyeler almışlar, şiirler yazmışlar, heykeller yapmışlar. Bu o kadar gurur verici bir duygu ki anlatamam. Tüm velilerime, çocuklarıma, arkadaşlarıma hepsine çok teşekkür ediyorum. u Öğrencilerinizden bahsetmişken derslerinizde bu konulara eğiliyor musunuz? İnsan hakları, yurttaşlık ve demokrasi dersimiz var. Çocuklarla insan hakları, çocuk hakları, anayasa konularını işliyoruz. Beraber etkinlikler yapıyoruz. Ceren Özdemir’in öldürüldüğünü öğrendiğim gün çocuklarımın yüzüne bakamadım. Hepimiz sorumluyduk bu durumdan çünkü. Engellenemez bir durum değildi. Nisa Kör, “Serbest bırakılınca haberim oldu o fotoğraf karesinden. Çok güzel bir kare çıkmış ortaya gerçekten. Çok iyi hatırlıyorum o anı...” diyor. Nisa Kör Kadınlar, hakları için her zaman birlikte bağırmalı. Şiddete maruz kalan, tacize uğrayan, susturulmaya çalışılan kadınlar, mobbinge, tehditlere boyun eğmek zorunda kalan kadınlar şuna inanın, siz aslında o kadar güçlüsünüz! Şiddet uygulayanlar da görecekler, duyacaklar ve kadınları tanıyacaklar! Eğitimci gözüyle... “Sadece kadına şiddet değil şiddetin tümüne karşıyım. İnsana, hayvana, ağaca... Sorunun da yine eğitimle aşılacağını düşünüyorum. Temel eğitim ailede başladığı için öncelikle annebaba ve toplumsal cinsiyet kavramıyla ilgili çalışmalar yapılmalı. Müfredatta bu konuya alan açılmalı. Tabii bunun için öncelikle kadının toplumdaki yeri ve haklarını koruyan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun korunmalı ve uygulanmalı.” Hayalet gibi, bir vardır, bir yoktur Gerçek aşk anarşisttir K ısa bir süre önce 40’larında bir kadın arkadaşım on küsur yıldır AVRUPA EKSPRESI de sallamaz. İstediği zaman gelir ve istediği zaman gider. Kontrol edilemez. Sizden ve çevrenizden çok da evli olduğu eşiyle iliş ha güçlüdür. Gücü karşısın kilerinin günlük angar da ezilirsiniz. ya organizasyonundan Gerçek aşk yıkıcıdır. öteye gitmediğini söy Size mutluluk ve huzur ledi bana. asla vaat etmez. Uykuları İşten eve dönüşlerinde nızı kaçırır, yemeden içme genellikle sohbetsiz bir yemeğin ardından, ikisi ELÇİN POYRAZLAR den kestirir, karnınıza ve kalbinize ağrılar girer. Acı nin de cep telefonlarına elcpoy@gmail.com sı sadece ruhsal değil fi gömüldüğünü ve ekran zikseldir. Korkularınızdan dan başkalarının hayat beslenir, gözünüzü karartır, larını izlediklerini anlattı. mantıkdışı hareket ettirir. “Onu seviyor musun” diye sordum. HHH “Evet ama âşık değilim” diye yanıtla Gerçek aşk atom enerjisindedir. dı tereddütsüz. Aşk bedeninize girdiğinde insa Bu yanıt bende bir dizi soruyu te nüstü bir enerjiyle sarsılırsınız. Uy tikledi. Aşk zaman içinde sevgi kusuzluk size dokunmaz, açlığınızın ye dönüşebiliyorsa, neden sevgi da farkına varmazsınız, kenti baştan ba ha sonra aşka dönüşmüyordu? Evli şa dolaşsanız bana mısın demezsiniz. lik için aşk mı gerekliydi yoksa sev Her şeye, her yere yetişirsiniz. Göz gi mi? Birine duyduğumuz aşkın ger leriniz ışıl ışıl parlar şarkı söyler, ya çek olup olmadığını nasıl anlıyor da dans ederken yakalarsınız kendi duk? Önce kendimizi mi sevmeliydik nizi. Oturmak zaman kaybı, uyumak başkasını sevebilmek için? Karşımız günahtır. Dipdiri tutar sizi. Dörtnala daki bizi sevdiği için mi onunla bera sevişmek için hücreleriniz titrer. berdik, biz sevdiğimiz için mi? Yok HHH sa her şey karşılıklı mı olmalıydı? Gerçek aşk zamanın kendisidir. HHH En tahmin etmediğiniz bir anda gelir İnternette arama motoruna love ya aşk. Ne yaş, ne okul, ne iş, ne mede ni aşk yazdığımda, İngilizcede 16 ni hal, ne aileniz buna engel olabilir. milyardan fazla sonuç çıktı. Yakla Elinizin tersiyle ittirmeye çalışsanız şık 8 milyar nüfuslu gezegenimizin kolunuza yapışır. Kolunuzu verirse sakinleri aşkın ne olduğunu çözmek niz tüm bedeniniz rehin olur. Zaman için milyarlarca kez bu sözcüğü yaz aşkınızla tanımlanır. Âşık olduğunuz mışlardı klavyelerinde. kişiyi görme, beraber olma, ayrılma, En çok soruların başında da ‘Aşk yeniden buluşma saatine bölünür za nedir?’ geliyordu. Kişisel gelişim man. Gittiğinde hayali zihninizi kap blogları, psikoloji forumları, yaşam lar. Onu görene kadar dakikalar sa koçları, astrologlar, ünlü yazarlar, atlere, saatler günlere, günler aylara, düşünürler, sosyal bilimciler başvu aylar yıllara dönüşür. rulan referans noktalarıydı. HHH Sözlükleri bir yana bırakırsak aş Gerçek aşk gerçek öğretmendir. Si kın tanımı onu tanımlayan kişinin de ze birini kendinizden daha fazla se neyimleri, idealleri, arzuları, tarafsız vebileceğinizi öğretir. Mutluluk onu olduğunu iddia ettiği yaklaşımlarıyla mutlu etme hedefidir. Onu koruma şekilleniyor ve okura “İşte aşk budur. yı, hoş görmeyi, en kötü özelliklerini Böyle olmalı” diyordu. kabul etmeyi, onun için kendini feda Ayrıca aşk kendi başına da yeter etmeyi, üzülmemesi için üzülmeyi, li değildi. Önüne bir de “gerçek” söz kendinden vazgeçmeyi öğretir. Sınır cüğü eklenmişti. Gerçek aşkla ilgi larınızı, önyargılarınızı, saplantıları li milyonlarca makale var internette. nızı, aşağılık komplekslerinizi aşma Madde madde yol haritası kıvamında yı öğretir. Aşkı elinde tutamayacağı anlatılıyor. nızı kabul etmeyi ve özgür bırakmaz Ben psikolog değilim. Aşk uzma sanız öleceğini öğretir. Aşkla şidde nı ise kesinlikle olamam. Ama ger tin taban tabana zıt olduğunu öğretir. çek aşkın burada yetişkin çiftler ara HHH sında romantik bağdan söz ediyoruz Gerçek aşk bedel ödetir. öyle kolayca kaba sığdırılabilecek bir En ağır bedel gerçek aşkı kaybet şey olduğuna da inanmıyorum. Hat mektir. Mutlaka herkes kaybeder. Ki ta tanımlanmasının pek de mümkün misi tamamına erdiremediği için, ki olmayacağı kanısındayım. Ama ma misi de erdirdiği için kaybeder. Çün dem milyarlarca insan yüz yıllardır kü gerçek aşk uçucudur. Gem vurma bunu arıyor kervana katılmadan ede ya ya da imza atmaya gelmez. Müthiş miyorum. kimyasal bir reaksiyondur. Geçici de HHH lilik halidir. Sonunda beden ve ruhu Gerçek aşk anarşisttir. nuzda tortusu kalır. Belki de o tortudur Kuralları, sınıfları, sosyal statüle beraberliklerin sürmesini sağlayan. As ri takmaz, yönetilmeye gelmez. Hiç lında hiçbir aşk yarım kalmaz. Sadece beklemediğiniz bir anda hiç tahmin ömrü o kadardır. Başımıza gelmiş ol etmeyeceğiniz birinde vuku bulabi ması hiç gelmemiş olmasından bin kez lir. Sizin onu kabul edip etmemenizi yeğdir. Adı üstüne aşktır çünkü. Alışveriş çılgınlığına dahil oldum olmasına ama... Kargomun İstanbul turu Geçen haftalarda büyük indirim günleri diye başlayıp yaklaşık bir hafta boyunca “Ka AKSAK DÜNYA dı. İstanbul’da İkitelli’ye gelen kargo yaklaşık 10 gündür 3 semt arasında dolaşıyor. İkitelli’den Feriköy’e, Feriköy’den tekrar İkitelli’ye, ra Cuma”yı, İngilizce adıy İkitelli’den Bomonti’ye gidip gelen la “Black Friday”i yaşadık. paket ara sıra kuryeye zimmetleni İnsanlar mağazalara ve in yor ve dağıtıma çıkıyor. Ama sanı ternet üzerinden alışverişe rım kurye arkadaş siparişi getirmeyi adeta hücum ettiler. Elbette değil, gezdirmeyi ve tekrar Bomon ki ben de kendi çapıma göre interneti kullanarak üzerime düşeni yaptım. Son ALPER İZBUL @teorisyen ti şubesine bırakmayı seviyor. İyi de İzmir’den İstanbul’a gelen misafir böyle mi gezdirilir? İkitelli, Feriköy, ra da siparişlerimi bekleme İkitelli, Bomonti... ye başladım. Şişli’de eğer kül IZMIR’DEN YOLA ÇIKTI türel bir tur attırıyorsa gide Ancak bu çılgınlık kargo şirketlerini zo bileceği yer ra soktu. Siparişleri ulaştırma açısından çok, ama san sistemler kilitlendi hatta çöktü. Demek ki mıyorum kur kargo şirketlerimiz böyle bir yoğunluğa yenin böyle bir hazırlıklı değillermiş. Şimdi adını verme şey yaptığını. yeceğim ama biri hiç hazır değilmiş. Herhalde Maç Bu yazıyı yazdığım gün 10 Aralık. Sipa ka Parkı’na falan rişimin kargoya verilişi 30 Kasım. Tekno götürüp hava al loji sayesinde kargonun hareketlerini iz dırdıktan sonra lebiliyorum. İzmir’den 30 Kasım’da yo tekrar şubeye tes la çıkan sipariş bir günde İstanbul’a var lim ediyor. Oysa dı. İşte tuhaflık da ondan sonra başla taa İzmir’den gel miş sipariş arkadaşı Sultanahmet’e, Topkapı Sarayı’na, Aya Sofya’ya falan götürmesi lazım ki İstanbul’un güzelliklerini görsün. Ne bileyim al kutuyu Boğaz’a git, bir rakı balık yap, hafta sonu üç büyüklerden içeride oynayanın maçına götür... Sipariş de İstanbul’un keyfini çıkarsın. Sonra canın isterse, paket de olur verirse bana getirirsin. DOLAŞSIN BAKALIM Ama en azından kafam rahat. Sipariş dağıtıma çıkmadığı zamanlarda aç değil açıkta değil. Bomonti şubesinde yatıp kalkıyor. Belki de benim gidip almamı bekliyorlardır. Şimdilik inadım inat. Bir sü re daha bekleyeceğim. Zaten internetteki alışveriş siteleri de 27 Aralık’a kadar zaman vermişler. O güne kadar sabır... Sabrın sonu selamet derler. Kargom yaban ellerde de olsa biraz daha İstanbul’u dolaşsın bakalım. Hem kültürü artar, geldiğinde olgunlaşmış bir sipariş olur!