22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1 ARALIK 2019 7 Altın Gün’ün altın sesi DEN İZ ÜLKÜTEKİN Gino Groeneveld Jasper Verhulst Ben Rider Daniel Smienk Erdinç Ecevit Yıldız Merve Daşdemir EYnadkıo“nnedHzaayftba’aadşykaaatkuhorannsbeelerrellreervriabr.maişzlOıdcyeaokrv.taarH.AolHlmeaeyrniedkcaaa,’nldAılayımozla.an”cyaağvıze. A şkla başlayan bir hikâye bu. Aşkının peşinden Hollanda yollarına düşen bir kadının hem aşkını hem de tutkusunu bulma ve başarıyı yakalama hikâyesi... 70’lerin Anadolu rock ve Türk folk müzikleri ile türküleri yeniden yorumlayarak bu yılın Grammy Ödülleri’ne aday gösterilen Altın Gün grubunun solisti Merve Daşdemir, Kadıköy’de doğmuş ve yaklaşık 6 yıl önce Hollanda’ya yerleşmiş. da, Erkin Koray, Barış Manço, Üç Hüreller... Jasper, Erdinç ve benim kadar halk müziğine, türkülere hâkim değiller. u Farklı ülkelerden müzisyenlerin yer aldığı bir grupsunuz... Farklı seslerin ve fikirlerin bir arada olması ortaya böyle bir karışım çıkardı. Bir grupla bir arada olmak sosyal açıdan da olumlu. Farklı yerlere seyahat ediyoruz ve bu maceraları birlikte yasamak güzel bir şey. Bas gitarist Jasper Verhulst’un verdiği bir Face u Grammy adaylığınızın hikâyesi nedir? book ilanı sayesinde Altın Gün bir araya gelmiş. 2017’de Fransa’nın Rennes şehrinde bir show Sonrasında olaylar çok hızlı gelişmiş. Amerika’nın case festivali olan Transmusicales’de sahne aldık. alternatif radyo istasyonlarından KEXP’teki can ABD’nin alternatif radyolarından KEXP için can lı performansları ile ünü tüm dünyaya yayılan grup, lı bir performans kaydettik, bu performans, kana Gece isimli ikinci albümü ile Dünya Müziği Yılın lın Youtube kanalında yayımlandı, hızla yayıldı. en iyi albümü dalında Grammy Ödülleri’ne aday Geçtiğimiz ekim ayında Amerika turnemiz sırasın gösterildi. Ödüller 26 Ocak’ta sahiplerini bulacak. da Grammy Akademisi yetkilileri ofislerine davet Daşdemir ile adaylığın açıklanmasının ertesi gü etmişlerdi, tanışmıştık aslında. Çok da önemseme nü konuştuk. miştik. Uzun listede olduğumuzu biliyorduk ama u Müziğe ilginiz nasıl başladı? aday olacağımızı düşünmemiştik. Babam ve annem müzik dinleyen insanlardı. İlk hatırladıkla Neden u Türk ezgilerini yorumlayan bir grup olarak daha çok Batı’da tanı rım, onların çaldıkları müzikler. Barış Manço’yu hatırlıyorum. Babam iki yaşımdayken bana bir midiklav Altın Gün? Grubun isminin oldukça ilginç bir hikâyesi var. Grubun kurucusu basçı Jasper Verhulst, Google çeviri nıyorsunuz. Türkiye’den çok, yurtdışında konserler verdik. İnsanlar her yerde bu şarkıları çok seviyor. Ya ye getirmişti. Duyduğum sayfasına “Golden Day” yazmış ve bancı izleyici bambaşka bir kulak şarkıları o klavyede çalma Merve Daşdemir’e Altın Gün’ü önermiş. la dinliyor, bizim melodilerimiz ya başladım. İngilizce öğ Daşdemir de Verhulst’un Türkiye’deki onlara çok yeni geliyor. Müziğin renmeye başladıktan son altın gününü bildiğini düşünmüş. evrenselliğine, tüm kültürler ve ra ilgim batı müziğine ve da Grubun ismine böylece karar dillerden öteye geçip farklı geçmiş ha başka müziklere, kültür kılınmış. Ancak Verhulst’un altın lerden gelen insanları buluşturması lere kaydı. Liseye kadar şiir ve edebiyatla daha çok ilgilen günü ile ilgili en ufak bir fikri yokmuş. na bire bir o an şahit olmak çok özel. Konserlerimizdeki pozitif kültürel etki dim. Ardından tekrar müzik yap leşim yayıldı, bizi buraya taşıdı bence. ma isteğim arttı. İstanbul Üniversitesi Antropoloji’den sınıf arkadaşımla bir rock grubu kurduk. u 70’lerin Batı’da popüler olan Turkish Psychodelic akımının yeni temsilcileri olduğunuzu söyleyebilir miyiz? u Nasıl bir tarzınız vardı? Biz Anadolu Rock diyoruz bu türe, diğeri ise sa Alternatif rock çalıyorduk. Hobi olmaktan öteye nırım dinleyicilere bırakılması gereken bir soru. gidemedi. Ardından Hollanda’ya gittim. u Aynı zamanda Türk müziğini dünyaya tanıt u Hollanda’ya gitmenizin sebebi müzik miydi? mak gibi bir misyon da edinmiş oldunuz... Aşk ve müzikti. Erkek arkadaşım da burada ba Yalnızca bu müziği canlı olarak çalmayı sevdiği şarılı bir grubun bas gitaristiydi. Hollanda’da miz için bir araya geldik, yani tek sebep buydu, bu Haarlem’e taşındım ve ortak bir arkadaşımız ara müziğe olan sevgi. Gerisi büyük bir ivmeyle ken cılığıyla Jasper’in Facebook ilanını gördüm. Gru diliğinden gelişti. Grammy Ödülleri’nde aday gös bun kurucusu Jasper Verhulst, Türkiye’de dinlediği terilmek çok muazzam çok heyecan verici ve gurur 70’ler Anadolu rock akımından etkilenerek bu şar okşayıcı. Türkçede müzikal bir kategoride gösteri kıları canlı çalmak istediğini belirten bir ilan koy len ilk adaylık diye duydum. Bize bırakılan bu mü muştu. Amsterdam Vondelpark’ta Soğuk Savaştan zikal mirası bu şekilde temsil edebilmek ve bu şar kalma bir sığınaktaki prova odamızda bir araya gel kıların sahiplerini bu şekilde onurlandırabilmek be dik. Çokkültürlü bir grup olduk. nim için çok özel. u Grubun diğer üyeleri Anadolu müziği ile ne kadar haşır neşirdi? Hepsi Anadolu Rock iyi biliyor özellikle Sel u Şu sıralar neler dinliyorsunuz? Bu sıralar The Mauskovic Dance Band, Maston, L’eclair. Anadolu rock seven Hollandalı H ollandalı bir grupla İstanbul’da konser vermeye gelen Jasper Verhulst, burada 70’lerin Türk rock arayışına girer. O sıralarda kurduğu başka bir grupla kendi şarkıları üzerine çalışmakta olan Merve Daşde müziğinden etkilenir. Grubu kurar ve Türk müzisyen mir ve grubun diğer üyesi Erdinç Ecevit’le buluşur. Okulu bitirince ne olacaksın? Seçmemeyi seçmek Sınırsız seçimler çağındayız. Herkes sürekli bir şeyler seçiyor. O gün ne giyeceğini, işe nasıl gideceğini, ne izleyeceği AVRUPA EKSPRESI “Ee iş de buldun, kiminle evleneceksin?” sorusu geliyor. Seç! “Kaç çocuk yapacaksın” diye soruyorlar sonra. Sayıyla seç! ni, ne yiyeceğini, nerede gezece “Nerede ev alacaksınız, kaç ğini, kiminle evleneceğini, kendi odası var, nereye tatile gidiyorsu sini kimin yöneteceğini seçiyor. nuz, çocuklarınız hangi okula gi Her gün yüzlerce seçim arasın decek, kiminle evlenecekler...” dan hayatımıza ve çevremize ne Seç! Seç! Seç! uygun olduğunu düşünüyorsak Yıllarca seçimden seçime ko onu seçiyoruz. Seçmeyi seçiyoruz. Seçeneklere bayılıyoruz. On ta ne varsa yirmi tane istiyoruz. Be ELÇİN POYRAZLAR elcpoy@gmail.com şuyorsunuz. Sonra bir gün dönüp seçimlerinizle üst üste inşa ettiğiniz hayata bakıyorsunuz. Kendinizce en iyisini mi seç yazı görünce bunun yeşili var mı tiniz yoksa önünüze getirilen diye soruyoruz. “Bu benim terci prematüre seçimlerde mi karar him olmazdı” diye başkalarının seçimlerine kıldınız? burun kıvırıyoruz. Ailenizin, çevrenizin, akrabalarınızın, HEP DAHA ÇOK dostlarınızın seçimleri mi sizi şekillendirdi yoksa siz beklenmedik bir yola girip kendi En iyi seçimi biz yapalım, diğer seçim hayatınızı mı seçtiniz? ler sınıfta kalsın istiyoruz. Bazen seçim yap “Ee hayat bu, seçim yapmadan yaşaya makta zorlanıyoruz. “Hem bu olsun mazsın” diyebilirsiniz. hem de şu olsun” diyoruz. O zaman da ikisini de seçme hakkı Seçim YAPMAK BİR BAŞARI nı arıyoruz. yapmazsanız Doğru. Herkes her an, her Seçimlerimiz kimliğimiz, sistem işlemiyor saat, her gün farklı düzey yaşam tarzımız ve mutlu çünkü. Seçim yapmazsanız lerde seçim yapmak zo luğa giden en kestirme yol umudumuz oluyor. Seçimleri tüketiyoruz, yutuyoruz, doymadan hep daha çok istiyoruz. Doruktaki o seçimi arı mağazalarda bekleyen yeni ürünler satılmıyor, seçim yapmazsanız hizmet alamıyorsunuz, seçim yapmazsanız sosyal normlar runda. Hayatta kalmanın gereği bu. Yemek yememek de bir seçimdir çünkü, televizyon seyretmemek de. Ama seçim yapmanın yoruz. Diğer tüm seçimle ilerlemiyor, birileri sizi bir güç, bir başarı olarak ri sıfırlayacak nihai seçim için yönetmiyor. pazarlandığı çağımızda, ne çırpınıyoruz. kadarını gerçekten siz yaparsınız Çünkü her seçim bir vazgeçiş demek. bu seçimlerin? İşte o vazgeçiş duygusunu yenmek için sü Hayatınızın ana taşları başkalarının si rekli daha yeni, daha farklı bir şeyler seçiyo ze açık ya da üstü kapalı dayattığı, diğerleri ruz. Ta ki o seçim maratonunda kendimizi ni tatmin edeceğini ya da “toplumsal başarı kaybedene kadar. ya” ulaşacağınızı düşündüğünüz seçimler de Seçme özgürlüğü olarak tanımladığınız ol ğil mi? gunun aslında seçimden kaçma yasağı oldu Aslında seçmeme iradesine sahip olmadı ğunu göremiyoruz. ğımızı, seçim yapmanın bugünün ekonomik “Okulu bitirirken ne olmak istiyorsun” di ve siyasi modelinde sunulduğu gibi pek de ye soruluyor bize. “Doktor mu olacaksın ahım şahım bir şey olmadığını anlamayı seç yoksa mühendis mi?” Seç! me hakkımız var mı? “Okulu bitirince, nerede çalışacaksın’ di Diğer bir deyişle geldiğiniz noktada seç yorlar. ‘Şu şirket mi bu şirket mi?” Seç! memeyi seçebilir misiniz? AKSAK DÜNYA Başıma öyle bir ağrı girdi ki... ‘Beyaz yalan’a ALPER İZBUL @teorisyen Orta birinci sınıfta ve 11 yaşındaydım. Bursa’da yaşıyorduk. Annemin zoruyla tanıdık bir öğretmenden haftada bir kez özel İngilizce dersi alıyordum. Annem o dönem avukatlık yapıyordu ve dersleri de onun yazıhanesinde yapıyorduk. Bir bayram tatili öncesi iki teyzem ve yaşıtım olan çok sevdiğim iki kuzenimin Bursa’ya geleceği haberini aldım. Bayramdan 2 gün önce geleceklerdi. Nasıl sevindim anlatamam. Tam gelecekleri gün de benim şu hiç sevmediğim özel İngilizce dersi vardı. Annem teyzelerimi karşılamak için eve erken gitmiş, yazıhanenin anahtarını da hemen yan bürodaki muhasebeci Osman Abi’ye bırakmıştı. Ben okuldan çıkıp yazıhaneye gidecek, Osman Abi’den anahtarı alıp yazıhaneyi açacak, ders bittikten sonra da kapıyı kilitleyip eve gidecektim. HHH Osman Abi’den anahtarı alıp yazıhane girdim ve öğretmeni beklemeye başladım ki masadaki telefon çaldı. O zamanlar cep telefonu falan daha hayal tabii. Telefonu açtım, annem, teyzelerimin geldiğini ancak bayram tatili öncesi kuzenlerimin okuldan inanınca anda adam fren yaptı da kurtuldum. Eve iyice yaklaşmıştım ki arkamdan sırtıma birileri atladı. Yaşadığım sarsıntıyla beynim sanki çatlayan başımdan çıkacak gibi oldu. Kesin mahalleden arkadaşlar diye kızgınca arkama döndüğümde bir de baktım iki kuzenim evin yakınında bana sürpriz yapıyorlar. Yani gelmişler. izin alamadıkları için gelemediğini söyledi. HHH İnanmak istemedim ancak sonuçta bu bilgiyi veren annemdi. Hani zararsız oldukları için “beyaz yalan” denen yalanlar vardır ya, annem onlardan bile söylemezdi. O kadar üzüldüm ki telefonu kaparken başıma korkunç bir ağrı girdi. Derken öğretmen geldi ve biz derse başladık. Bir saat boyunca başımdaki ağrı iyice dayanılmaz hale gelirken dersten de tek kelime bile anlamadım. Ders bitti, kapıyı kilitleyip eve doğru yola çıktım. Başım çatlıyordu, çok üzgündüm ve feci dalgındım. Hatta bir köşede az kalsın bir araba çarpıyordu, son HHH Onları görünce o kadar sevindim ki bir saniye önce çatlamak üzere olan başımda ağrıdan eser kalmadı. Annem ve teyzelerim benim derse konsantrasyonumun bozulmaması için böyle bir şey yapmışlardı. Çok şaşırdım, ama yapmışlardı işte. Neyse... HHH Artık buna, “yalan iyi niyetle söylense de beklenen dışında sonuçlar getirir” mı, “karşındakinde ‘beyaz’ da olsa yalana başvurarak yaratmaya çalıştığın psikoloji tam ters sonuçlar doğurabilir” mı dersiniz? Yoksa “psikoloji, algı, farkındalık ve sağlık üzerinde olumlu ya da olumsuz en büyük etkendir” diye bir sonuca mı bağlarsınız yoksa başka bir sonuç mu çıkarırsınız size kalmış. Ama ben üç sonuç için de kefilim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle