Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 1 ARALIK 2019 Araştırmacı Kuran’dan dönem çözümlemesi bildiğiniz Z gibi değil A raştırmacı Evrim Kuran, Mundi’den çıkan “Z Bir Ku ler kaygılı kimi zaman çaresiz. Özgüvenleri yüksek, özgürler! Büyüklük yapmak, nasihat vermek isteyenin işi zor! şağı Anlamak” adlı kitabında, “Bir kuşağı anlamak, bir SINAV YORGUNLARI! dönemi anlamaktır” diyor. Z Ders, etüt ve sınav yorgun kuşağını anlamak isteyenlere, kitaptan bazı ipuçları der GAMZE AKDEMİR ları onlar. Merkezi eğitim sisteminden umutlu değiller. ledik. Sosyal ortamlarda, uygula Z kuşağını, 2000 yılından itibaren malı ve doğrudan öğrenmeye hazır na dünyaya gelmiş bireyler oluşturuyor. zır bir kuşak olarak tanımlanıyorlar. Ülkemizdeki sayıları 18 milyon civa Toplumsal aidiyet duyguları tam rında. Ellerinden bağımlı oldukları te kestirilemiyor. Toplumsal farkında lefonu, Ipad’i, bilgisayarı alamazsınız. lıkları uzun süreli değil. Nüansları ya Harp çıkar! kalasalar da gezegeni, memleketleri ni, olan biteni algıda seçicilikle tarıyor ALTERNATIF BIR HAYAT sonra da istediklerini siliyorlar! Yer Z kuşağının üyeleri şehirlere göre, yer mekanik bir mantığa yol verdikle büyükşehirlerde ise semtlere göre çe ri söylenebilir. şitleniyor. Tatmin oldukları çok az şey var. Her an daha fazlasını talep etmeye hazırlar. İnternet ve sosyal medya çağının kolaycılığını hayat biçimi olarak benimsemiş ve ciddi ölçüde içselleştirmiş durumdalar. Hücresel bir alternatif hayatları var. Sosyal mecralar ile iletişim kurmayı önceliyorlar. Ipad’leri ve telefonlarıyla odalarında veya herhangi bir mekânda adeta trans halindeler. EN ÇOK YOUTUBE MUTLULAR MI? Tüketim toplumu içinde doğup büyüdükleri için iç dünyaları diğer kuşaklardan farklı. Toplumsallaşmadan çok bireyselliğe önem veriyorlar. Bireysel gelişime odaklanıyorlar. Ekip çalışmasına çok uygun değiller. Kendilerini ihmal etmeyen, geri plana atmayan, taleplerinde net ve ısrarlı bir kuşak. Sabırsızlar, yoğun emek süreci, standart sosyal çevre ve meslekler, yaratı Sosyal medya hele ki YouTube ve cılığa izin vermeyen sosyal ve iş çev Instagram’ın efendileri. Yüzde 62’si releri onlara göre değil. Aynı anda bir kendisini dijitalde daha rahat ifade et den fazla işi yapabilme yetenekleri tiğini söylüyor. Kullandıkları ilk beş yüksek. Yabancı dile en aşina, yaratı sosyal platform: YouTube (yüzde 79), cılığı en yüksek, çabuk sıkılan, çabuk Facebook (yüzde 78), Instagram (yüz tüketen, hızlı yaşayan, rutin işleri yap de 69), Snapchat (yüzde 68) ve Twit mayı sevmeyen bir kuşak. ter (yüzde 49). Yüzde 71’i video içe Mutlular mı? Hayır! Mutsuzlar mı? rik tüketiyor. Hem evet hem hayır! Huzursuzlukları Bilgisayar oyunları da onlar için var. Devraldıkları mirastan hoşnut ol vazgeçilmez. Kahramanları süper, düş dukları söylenemez ama ileri bir adım manları fantastik! Trendleri ve gün atacaklar mı? Evrim Kuran, duygusal demi takip ettikleri vlog’lar (video/ zekâlarıyla, yaratıcılığa olan tutkuları blog), yaşıtlarının gündelik aktiviteleri, ve bitmez meraklarıyla başaracaklarını oyuncaklar ve çocuk kanalları yaş ara umduğunu ifade ediyor. lıklarına göre önceleniyor. Yeni nesil ebeveynlerin, mutlu ço Zihinsel ve psikolojik açıdan hızlı cuk yetiştirme takıntısına kapıldıkları gelişim içindeler. Zararlı etkilere açık nı vurgulayan Kuran, “Bu nesle iyi bir lar. Erken büyüme tehlikesi altındalar. dünya bırakamıyoruz, Psikolojik sorunları erken deneyim dilerim iyi bir ne liyorlar. Aileleriyle kuşak sil bırakıyoruzdur çatışması keskin. Aile dünyaya...” diyor. Çocukların gıda ve çevre sorunlarına dair buluşları büyüklere ilham verecek Kocaman yürekler Dünyanın 41 kentindeki 1200 çocuk, bir gün boyunca “Gıda ve İklim Eylemi” üzerine odaklandılar, adım adım “Tasarım Odaklı Düşünme” süreci yaşa odaklanarak, açlık ve gıda üretimi sorununu insan yaşamı ve küresel iklim krizi ile ilişkisi üzerinden tartışarak, çözümler tasarlamak üzere birlikte çalıştılar. ÇOCUKLARDAN ÇÖZÜMLER dılar, sorunun çözümüne ilişkin fikir İstanbul, Çocukların Küresel Tasa ler geliştirdiler, tasarımını yaptılar ve ar rım Maratonu’na (Global Children’s De dından da modelini ürettiler. signathon) İnformel Eğitim İstanbul’dan 34 çocukda bu etkinliğin parçası oldu. REHBER ODASI çocukistanbul’un organizasyonu ve yürütücülüğü ile ikin Pekin’den Montreal’e, ci kez katıldı. Hollanda Baş Amsterdam’dan Konsolosluğu’nun destekle Johannesburg’a 41 farklı şe diği etkinlik, İstanbul Bilgi hirden 1200 çocuk, BM 2030 Üniversitesi’nin ev sahipliğin Sürdürülebilir Kalkınma He de santralistanbul kampusunda defleri çerçevesinde “Herke gerçekleşti. Tam gün süren et se yetecek sağlıklı gıdayı nasıl kinlik sonunda çocuklar, açlık üretebiliriz? ve gezegenimizi nasıl koruyabiliriz?” temasına FİGEN ATALAY ve bir krize dönüşmüş olan küresel ısınmanın nasıl önlenebi leceğine yönelik geliştirip tasarıma dönüştürdükleri çözüm önerilerini jüriye ve ailelere sundular. PROJE BM’YE SUNULACAK Çocuklar, dünyadaki gıda sorununu, hem insanları ve yaşamlarını nasıl etkilediği hem de küresel iklim krizi ile ilişkisi çerçevesinde ele aldılar, tasarım süreci döngüsünü takip ederek çözüm önerileri için fikirler geliştirdiler, çok çeşitli malzemeler kullanarak bu fikirlerini 3 boyutlu tasarımlara dönüştürdüler. Gün içinde, İsveç’in Sundsvall kentinden ve Vietnam’ın başkenti Hanoi’den aynı anda bu maratonda yer alan yaşıtlarıyla canlı bağlantı ile buluştular. Etkinlik çıktıları rapora dönüştürülerek ilgili BM organlarıyla çeşitli uluslararası kurum ve platformlara iletilecek. Uzay serası, Gıda israfını önlemeyi kafaya koyan çocuklar, bayat gıdaları yeniden yiyeceğe dönüştüren ‘‘gıda dönüştürücüsü’’ icat etti. tabakatör Çocuklar, gruplar halinde, bütün yaratıcılıklarını konuşturdular. Sorunlara çok farklı çözümler buldular. İşte o buluşlardan bazıları; u Gıda israfını önlemek için bayat veya bozulmuş gıdaları niteliklerine göre yeniden yiyeceğe veya kompozit gübreye dönüştüren bir robot. Aynı zamanda bayatlamış artıklardan yapılabilecek yemek tarifleri de sunuyor. u Dünyada ekilebilir tarım alanları ihtiyacının çok fazla alan kullanımına ve doğal yaşam alanlarının yok olmasına neden olduğunu saptayarak, “uzay serası” ile uzayda bitki yetiştirip dünyaya getirmek. u Açlığın en çok görüldüğü Afrika’da özellikle nakliye ve depolamada oluşan gıda kaybını ortadan kaldırmak için, güneş panelleri, rüzgâr türbini ve sürtünme enerjisi ile şarj olan ve içinde çeşitli boyutlarda soğutucu barındıran nakliye araçları. u Restoranlarda, açık büfelerde yemek israfını önlemek üzere, gereğinden fazla yemek alındığında alarm çalan ve porsi yonları sınırlayan bir “Tabakatör” ve yine artan yiyecekleri alıp götürebilmek için katlanabilir ve geri dönüştürülmüş malzemeden yapılmış bir yiyecek kutusu. ÇOK FIKIR VARDI... Çocukların değerlendirmeleri: u “İstanbul’un farklı yerlerinden çocuklarla tanışmak ve çalışmak çok güzeldi. Farklı ülkelerden çocuklarla tanışmak beni çok heyecanlandırdı...” u “Fikirlerimi öne sürme şansı buldum. Çok fikir vardı, çok malzeme vardı... Beynimizi kullanarak icatlar yaptık. Tasarım sürecini öğrendim, çok emek verdim...” u“Bugün benim için çok önemliydi, dünyaya daha net bir yönden baktım. Şimdi bir dünya vatandaşı olduğumu daha çok anladım...” u “Günümüzün en önemli sorunlarından biri olan gıda sorunu ile ilgili çözüm aramak, insanları uyandırmak için birlikte ça lışmak çok güzeldi...” u “Hayatımda hiç bu kadar benim sözümün de önemli olduğunu düşünmemiştim. Bu etkinlik bana çok şey kazandırdı...” BÜYÜK PROJELERE İLHAM Darüşşafaka öğrencisi Damla Coşar: “Çok eğlenceliydi. Bu çalışmada evrensel sorunların çözümleriyle ilgili projeler hazırladık. Benim için sorunlara çözüm bulmak çok büyük bir zevkti. İnanıyorum ki bu çalışmamız ileride büyük projeleri tetikleyecektir.” Korku yerine bilgi verin Çocuklara, hayvanlardan korkmanın normal olduğu işleniyor. Oysaki hayvan korkusu pek çok yetişkin için bir problem. Geçen hafta, Sarıyer Belediyesi, astığı bir afişle tüm dikkatleri kendine çekti. Afişte, “Okul ve park çevrelerinde sokak hayvanlarını beslemeyiniz” yazıyor altında da bunun 5199 sayılı kanunun 5. maddesinde geçtiğine dair bir bilgi yer alıyordu. Oysa, bahsi geçen maddede bunu karşılayacak en ufak ibare yok, hatta, 5199 sayılı kanun tam tersine, “sokak hayvanlarının beslenmesi engellenemez” diyor. EĞITICI ETKINLIKLER YAPILMALI Belediye yanlıştan dönüp, bu afişleri kaldırdı. Ancak asma sebeplerini, sokak hayvanlarından korkan ve çocuğuna bu korkuyu yükleyen ailelerin taleplerine dayandırdı. Çocuklar öyle ya da böyle, okul veya park dışında da onlarla karşılaşacak. Hele de bu konuda bilincin arttığı, okulların kedi evi yapma, besleme etkinlikleri yaptıkları günümüzde. Her okula bir hayvan projesinin konuşulurken... Belediyeler illa ki bir şey yapmak istiyorsa, aileleri ve çocukları kapsayacak bilgilendirme etkinlikleri düzenleyebilirler. Uzman kişiler getirilip önyargılar kırılabilir. Çocuklara, hayvanların beden diline dair, onlara nasıl yaklaşmaları ve nasıl yaklaşmamaları gerektiğine dair bilgiler verilebilir. Örneğin, tanımadıkları köpeklerin yanından, yüksek sesle bağırarak, ani hareketler yaparak veya koşarak geçmemeleri gerektiğini bilmeliler. Bunun yanı sıra, kuyruğunu sallayan güler yüz ifadesiyle yanına yaklaşan bir köpekten de korkmamaları gerektiğinin farkında olmalılar. Çocuklara hayvan sevgisini aşılamak, onlara gördükleri her köpekle, kediyle haşır neşir olmalarına teşvik etmek değildir. Aksine hayvan sevgisini tadan çocuklar, zamanla hayvanların beden dilini de çözer ve hayvanlardan uzak tutulmuş çocuklara kıyasla, çok daha temkinli olabilirler. Koku, doğal bir duygudur, ama kendi halinde takılan, tehlikesiz bir sokak hayvanı yüzünden sokak değiştirmek zorunda kalmak bir problemdir. Kafede otururken, ayağına kedi sürtündü diye çığlık çığlığa bağırmak ve elinde olmayan bir korku yüzünden, herkesten tepki almak problemdir. İnsanlar bunları aşmak için terapi görüyor. Çocukları korkuyla yetiştirmek en çok zararı onlara verir. PATI GÜNLÜKLERI Belediyeler, sokak hayvanları konusunda aileler ve çocuklar için bilgilendirme etkinlikleri düzenleyebilirler. Uzman kişiler getirilip önyargılar kırılabilir. DEN IZ YAVAŞOĞULLARI cdenizy@gmail.com