Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 EKİM 2019 5 “Seçim bitti, şimdi sözleri yerine getirme zamanı. Birileri kızacak, birileri istismar edecek, bana saldıracak diye asla bildiğim doğru yolu terk etmem. Hakkâri’de farklı, Yozgat’ta farklı konuşmam. Milletimiz beni çok iyi anladı, bunu biliyorum.” “Halkımın bana verdiği bu büyük fırsatın hakkını vereceğim; sadece benim çocuklarım için değil, kentin bütün çocukları, gençleri, kadınları, bütün yaşayanları için başaracağız. 16 milyonun ortak aklıyla, katkısıyla, üretkenliğiyle, dayanışmasıyla...” “Ben, kentin gelmiş geçmiş en demokrat, en çalışkan belediye başkanı olmaya kararlıyım. Bunu başarmam ancak yan yana durmamız ile mümkün. Bugüne hep birlikte geldik, bugünden sonra da geleceği birlikte kurup birlikte yöneteceğiz.” Ekrem İmamoğlu, İstanbulluyla daha çok buluşmak istediğini söylüyor Zamandan şikâyetçi “GöztepeÜmraniye metro hattındaki çalışmayı yeniden başlattık. MahmutbeyMecidiyeköy hattını yeni yılın ilk günlerinde hizmete açma yı planlıyoruz.” ‘SEVGİ PITIRCIĞI, DESİNLER’ u İstanbullulara 100. gün mesajınız var mı? Onları çok seviyorum. Hep birlikte büyük işler yapacağız, daha özgür, daha demokrat, daha adil, daha mutlu bir İstanbul için güçlerimizi birleştireceğiz, çare arayıp çare üreteceğiz. Hani birileri akılları sıra küçümsüyor, “sevgi pıtırcığı” diye. Buradan da söyleyeyim, İstanbul’un her yanından sevgi yükselecek ve İstanbul dünyaya örnek olacak. Onun için dedik ki,“Her şey çok güzel olacak.” Aynen, hiç umudu yitirmeden, hiç tereddüte düşmeden, hiç yorulmadan... Fotoğraf: Vedat Arık İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, uykusunda bile kentin sorunlarıyla boğuşuyor! Başkanlıkta geçen 100 günü konuştuk kendisiyle. “Samimi olarak söylüyorum, çok az uyuyorum, ama uyurken de bu kentle beraberim, bir an önce kalkıp işime dönmek istiyorum. İnanıyorum ki bu heyecanım hiç bitmeyecek” diyor. u Bugün İstanbul’un kurtuluşunun yıldönümü. Size oy verenlerin kimi son seçimle İstanbul’un kurtuluşu arasında bağ kuruyor. Bu yorumu nasıl değerlendirirsiniz? Asla böyle bir algıyı doğru bulmam, böyle bir algının olduğunu da zannetmiyorum. Birincisi bir işgalin sona erdirilmesi. Benim seçimi kazanmam ise milletin ve demokrasinin zaferi. Maalesef olaylara rövanşist bir gözlükle bakmak gibi alışkanlıklar var. Bu kötü alışkanlıklardan derhal kurtulmalıyız. Bu çerçevede, en sevmediğim kavramlardan biri de “karşı mahalle” kavramı... u Son yıllarda yaygın kullanılan bir kavram bu... Hangi karşı mahalle? Her mahalle benim. Her mahalledeki farklı insanların hepsi benim insanım. Çünkü benim her yerde bir hatıram var, her yerin, her görüşün bana kattığı değerler var. Seçim kampanyamda, “İstanbul’da 16 milyon, Türkiye’de 82 milyon vatansever var derken” siyaset yapmıyor, hissettiğimi ve inandıklarımı söylüyordum. Asla farklı bir yapıya bürünmem. Biliyorsunuz, bir süre önce yerlerine kayyım atanan Diyarbakır ve Mardin büyükşehir belediye başkanlarını ziyaret ettim. Bazıları önce beni sevdiğini söylüyor, sonra da bana zarar gelmesini istemediği için iyi niyetle belki şöyle diyor: “ Oraya neden gittin?” BEN BAŞARACAĞIM, ŞÜPHEM YOK u Sizin yanıtınız ne oluyor öyle diyenlere? Ora denilen yer benim vatanım. İnsan vatanının bir parçasına gitmekten imtina eder mi hiç? Vatanının bir parçasında bir dert, bir sıkıntı varsa ona ortak olmaz mı? Diyarbakır’daki annemi, kardeşimi Trabzon’daki anamdan kardeşimden ayırabilir miyim ben? İstanbul’da kreş hamlesini başlattık, 11 ilçede... Ne diyoruz, “Bu kentin çocukları eşit olacak.” Ben herkesin güzel ülkemizde eşit hak ve imkânlardan yararlanmasını kendime yol edinmişken Diyar bakır ya da İzmir, Rize ya da Denizli fark etmez, ayrım yapabilir miyim? u Seçilince İstanbul’a dair düşünceleriniz değişti mi? Bu durum bana şu mesajı veriyor tabii: Daha çok çalışacaksın, omzundaki yük artık çok daha fazla. Beklentiler de çok yüksek. Üstelik görevde 3 ayı ye ni tamamlıyorum, ama sanki uzun zamandır İstanbul’u ben yönetiyorum gibi hissediliyor. Üstesinden geleceğim tabii. 16 milyondan aldığım destekle, bunu başaracağıma hiç şüphem yok. Onun için de çok çalışacağım. Sadece gençliğim değil, heyecanım ve bu kadim kenti daha mutlu yapmak konusundaki büyük arzum var. TERCİHİM 30 YIL ÖNCEKİ İSTANBUL OLUR u İstanbul’a ilk adım attığınız günü hatırlıyor musunuz? İstanbul’a 1980’lerin ortasında geldik ailecek. Merdivenköydeyiz... Üsküdar, Beylikdüzü evimiz oldu. Evlendiğimde Bahçelievler’de de yaşadım. Pek çok semtinin ben de yeri ayrıdır. Hele üniversitenin Avcılar’da olup, evin Göztepe’de olduğu dönemler bambaşkaydı. Bir anlık resimden ziyade başta Beyoğlu’ndan aldığım zevk gelir aklıma. İstiklal’i hissetmek, sahaflarda saatler harcamak benim için harika saatlerdi. Üsküdar’ı, Salacak’ı da eşim Dilek’le çok sevdim. Ailesiyle orada yaşardı. Sonra Beylikdüzü aşkımız oldu, şimdi ise tüm İstanbul. İlk günle bugün arasında bir fotoğraf çekebilirim ama size. Bugünkü İstanbul mu, 30 yıl önceki İstanbul mu derseniz tercihim ikincisi olur. Çok ızdırap çektirdik bu güzel kente, herkes her şeyi biliyor. u İBB Başkanlığı’nda 100 günü geride bıraktınız. En zor anınız ne zamandı? Doğrusu zorluk yok mu, elbette var; ama biz onları aşmanın yollarını buluyoruz ve bulmak zorundayız. Türkiye’nin genel atmosferi, bize yansımaları elbette ki oluyor. Ancak bunların ötesinde biz yola devam ediyoruz. İki kez seçim yapılması gibi bir garabetle karşı karşıya kaldık. Bunun etkileri de yok değil, işlerimiz üzerinde. Geçen süreyi daha iyi değerlendirebilir, bazı kötü gidişleri önleyebilirdik. BEN SOKAKTAYIM, ONLAR TROLLERLE u En çok üzen ya da sevindiren ne oldu bu sürede? Beni üzen şeyler olmuyor değil tabii, ama biliyor musunuz bunları hiç dert etmiyorum. Sokağa çıktığım an her saniyem yeni bir mutlulukla, sevinçle doluyor. Ben mutluluğu sokakta halkımla buluyorum. Bazıları da sosyal medyada değnekçilik yapan ve adına troll denen gruplarla buluyor. O yüzden günlerim çok keyifli geçiyor. Bazıları 24 saatlik sahte gündemlerin esiri olup oyalanırken, ben hızla yoluma bakıyorum. Bana yapılan muhalefet tarzı seçimden beri değişmedi. Aşağılama, zorlama, hakaret, tuzak ne ararsan var. Onlar böyle devam etsin, en çok bana hizmet ediyorlar. u İBB’de israfın boyutunu saptayabildiniz mi? Sizi şaşırtan ne oldu? Açıkçası, bazı işlerin yapılış tarzı beni şaşırttı; ama ondan öte lüks tutkusu ve keyfe keder harcamalar beni fazlasıyla şaşırttı. Hani garip gurebanının parasını harcıyoruz diyoruz; ama bakıyorsun kimlere, ne amaçla neler verilmiş. Hiç alakasız yerlere… Kaynak heba olmuş gitmiş. Haksız elde edilen kazancın doğru yerde kullanıldığına hiç inanmam ve hiç de görmedim. Bir iş insanı olarak da bu gözlemimi söylüyorum. u Tespit ettiğiniz usulsüzlüklerden bazılarını saysanız...Binek araç israfından, bazı dernek ve vakıflara aktarılan kaynaklara, temeli atılıp da çalışması durdurulmuş metro hatlarından, gereksiz ve yanlış yapılan ihalelere, bir çok kalem var. Tespit ettikçe açıklıyoruz. Arkadaşlarımız gerekli süreci hemen işletiyor. Elbetteki yanlış yapan varsa, nedenini açıklamak zorunda, vermesi gereken hesap varsa vermeli. TATLI KAÇAMAKLARA VAKİT KALMADI u 5 yıl sonra nasıl bir İstanbul’da yaşıyor olacağız? Beş yıl sonra önemli sorunlarını, önemli ölçüde yoluna koymuş bir İstanbul düşlüyorum. Metro ağımızı, 400 km’den 600 km hedefine ulaştırmalıyız. Deniz ulaşımını yüzde 3’ten yüzde 10’lara çıkarmalıyız. Aile sigortası vaadi var CHP’nin ve Sayın Genel Başkanımızın. İstanbul’da tamamlayıcı bir çatı olarak aile sigortası kavramında son aşamaya geldik diyebilirim. Aslında şöyle bir özet de yapabilirim, iddiam odur ki, beş yıl sonra bu kentte yaşamaktan dolayı mutlu olmayan hiçbir birey kalmasın istiyorum. Yoksulluk sınırı altında tek bir insanın kalmasını istemiyoruz. u İstanbul’da eşinizle gizli bir köşeniz var mı? Ben sokağa çıkmayı çok seviyorum, bu kentin her sokağına girip komşularımla konuşmak, buluşmak istiyorum. Keşke mümkün olsa. Her fırsatı değerlendirerek kültürel, sanatsal etkinliklere katılmaya çalışıyorum. Gizli bir değil, bir çok köşemiz var da maalesef şu an ki yoğunluk müsaade etmiyor bu tatlı kaçamaklara. u Zamanınızı nasıl yönetiyorsunuz? Az uyuyorum, sadece uyurken karışanım yok! Bana ait olan zaman dilimi ise sadece uyku. Zamanımı artık ben yönetmiyorum! Arkadaşlarım programlar, randevular, görüşmeler planlıyor, bana da uymak kalıyor. Tabii işin doğası bu, sonuçta hepsi bilgim dahilinde. Ancak söylemeliyim ki zamanla ilgili büyük bir şikâyetim var. Zaman yok. Gün daha uzun olsa keşke. Çünkü her buluşma, görüşme talebini maalesef karşılayamıyorum. Üzüntü duyuyorum, ama dostlardan biraz sabır bekliyorum. Söz verdim, ulaşılabilir bir belediye başkanı olacağım diye. Bütün zamanımı böyle kullandığımdan 16 milyon hemşerim emin olsun. u Ailenizden ve ekip arkadaşlarınızdan başka en büyük destekçiniz kim? Kentin insanlarının benimle kurdukları bağ en büyük destek. Her buluşmamız dinlendiriyor, enerji topluyorum, yorgunluğumu atıp yürüyorum. Bu çok kıymetli destekle bize ne gam ne keder. “Kemerburgaz ormanlarını 16 Ekim’den sonra halka açacağız. Çamlıtepe’de 1 milyon metrekare yeşil alanı halkla buluşturacağız.” israf ve dahası... Yenikapı’da ortaya konan araç tablosu çok somut bir israf ve tasarruf görüntüsü oldu. Sadece araç üzerinden kentliye 300 milyon lira daha fazla kaynak yaratma olanağı bulduk. Geldiğimizde 2019 yılı giderleri toplam 23,8 milyar liraydı. Şu an 20 milyar TL seviyesinde. Sel baskınları bu kentin kaderi olmayacak. Unutulan tüm tedbirleri masaya yatırdık. Kaynaklarımızın ilgisiz kurumlara aktarılmasının önüne geçtik. Meydan düzenlemesi için incelemelerizi bitirdik. Esenler otogarı ve kadro Esenler Otogarı bu kentin ayıbı haline dönüşmüştü. Otogarı tamamen İBB uhdesine kattık ve hızla en iyi hizmetin verildiği merkez haline getirdik. İstihdam ofislerimizin yenilerini, kısa sürede hayata geçirmek için epey yol aldık. Yönetim anlayışımızı ortaya koymada ve hayata geçirmede önemli etken olan kadro konusunu, en azından üst düzey atamalarda tamamladık diyebilirim. 39 ilçe belediye başkanımızla, sorunlara ortak çözüm üreteceğiz, birlikte olacağız. hazal ocak “Bu kentin insanları ile kucaklaşmak, buluşmak, sohbet etmek… Büyük mutluluk. Çocukların gözleri, gençlerin heyecanı ve umudu, anaların sevgisi, yaşlıların duası hep kulaklarımda, yanı başımda.”