20 Haziran 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA 8 Di?y?a?l?og ÇAĞNUR ÖZTÜRK Müziğiyle, şarkı sözleriyle, film ve kitabıyla Teoman: İnsan olgunlaşmıyor Teoman, 21 yıldır şarkılarıyla hayatımızda olan ve bizi şarkı sözleriyle de hayatı hep sorgulamaya iten rock yıldızımız. Biraz ileri gidersem, hep hayat üzerine düşünmüş ve hep sanki hayatın, evrenin, varoluşun anlamını sorgulayan modern bir filozof gibi... Ve çocuk Teoman’dan rock yıldızı Teoman’a uzanan yolculuğunu anlatırken, zaman zaman şarkı sözleriyle röportajlardan alıntıların da anılara eşlik ettiği kitabı Fasa Fiso’yu okurken; onunla birlikte hem eğleniyor hem birçok şeyi anlamaya çalışıyorsunuz. Teoman’la kitabından başlayıp, “Allak bullak bir dönem” olarak nitelediği zamana uzandık. ? Fasa Fiso, sanırım kendinizi daha da yakından tanımanıza vesile olmuş bir kitap. Kendinizle ve insanla ilgili neleri çözdünüz, anladınız? Hayat, bir fasa fiso mu diyorsunuz? İnsanın kendine dair hatırladıkları bölük pörçük; kendi kitabınızı yazdığınızda, anılarınız yan yana geldiğinde hayatınız birden gözünüzün önünde oluyor. İnsan geçmişine bakınca, bir sürü şeyi boşu boşuna yapmış olduğunu, saçma sapan şeyler hissetmiş olduğunu görüyor. Şu anımız da ileride o kadar önemsiz olacak. ? “Dünyaya kazık çakmak gibi isteklerim var. Beni çok kişi hatırlasın istiyorum” sözüyle başlıyor kitap. Sanatın ve sanatçının ölümsüzlüğüne dair sözler mi? Hayır, sanatçının ölümsüzlüğüne dair değil. Fark edilmeye dair, iddialı ve bence komik bir söz. Röportajlarımın seçkisi yapılınca, o sözlere denk geldim. Bundan 21 sene önce söylemişim. O röportajı hatırlamıyorum ama kendimi tanıdığım kadarıyla, hem şaka hem de ciddi olarak söylemişimdir diye düşünüyorum. ‘Anneçocuk ilişkisi tarifsiz’ ? Uzaktan gördüğümüz asi, aykırı, kural tanımaz Teoman, iki yaşında babasını kaybetmiş bir çocuk. Hâlâ bu his içinizde duruyor sanki? 50 yaşın getirdiği bir olgunluk var mı? İnsan küçükken, dünyaya bakacağı perspektif bir şekilde oluşuyor. Sonra da oradan devam ediyorsunuz. Yılların geçişiyle anladım ki, insan hiçbir zaman olgunlaşmıyor. Ama en azından, belki de eskisi kadar cesur ve enerjik olmadığından, rasyonel kararlar vermeye çalışıyor. Olgunluk gibi görünen şey belki budur. ? Ahmet Erhan’ın “Oğul” şiirini bestelemişti niz. Benim en unutmadığım şarkılarınızdan... Annenizle nasıl bir bağınız vardı? Anneçocuk ilişkisi tarifsiz bir duygu. Ahmet Erhan’ın şiirini ilk okuduğumda tüylerim diken diken olmuştu. Annemle bendik sanki anlatılan. ‘Allak bullak bir dönem’ ? Rockstar Teoman ile baba Teoman arasında gelgitler oluyor mu? Birbirine çok ters iki pozisyon. Allahtan bu iki pozisyonu aynı anda almak zorunda kalmıyorum. ? İlk kasetiniz “Papatya” çıktığında ben walkman’imde sürekli dinliyordum. O dönemlerden bugüne nasıl bir dönüşüm geçirdik? Çok hızlı bir değişim oldu ve daha da hızlanacak. Değer sistemleri sürekli yeniden tanımlanıyor, jenerasyonlar arasında uçurumlar oluşuyor, dünya siyaseti tümden değişim geçiriyor. Allak bullak bir dönem. ? Müziği bırakıp dönen Teoman sanki her şeyi her an bırakırmış gibi geliyor bana... Faso fiso hayatı bırakmayı düşündünüz mü hiç? Ben her gün, uzun uzun, hayatta anlamlı ve zevkli neler yapabileceğimi düşünürüm. Bir sürü şeye zor motive olurum, o yüzden de zorlanırım bu konuda. Hayat sıkıcı ama yapacak da bir şey yok. Oyun uyduruyorum işte kendime. Günlük planlar “Yılların geçişiyle anladım ki, insan hiçbir zaman olgunlaşmıyor. Ama en azından, belki de eskisi kadar cesur ve enerjik olmadığından, rasyonel kararlar vermeye çalışıyor. Olgunluk gibi görünen şey belki budur. “ yapıp onları uyguluyorum. Zaman geçsin diye. ? Kitapta sinema sevginizden de bahsediyorsunuz. Balans ve Manevra adlı bir film çekmiştiniz... Sinema ile ilgili hayalleriniz bitti mi? Bitti. Benim yapmak istediğim sinema tarzı, günümüz için çok eskide kaldı. Zaten ticari olarak da, sanatsal olarak da çok iddialı hayaller değildi. Ayrıca çok meşakkatli iş sinema, gözümde büyüyor. ? Sosyoloji okumuş biri olarak Türkiye’nin son halini nasıl yorumluyorsunuz? Herkesin bildiğini, bir kez de ben söyleyeyim. Türkiye’nin başarılı bir ülke olmasının yolu, temel insan haklarına saygılı, adalet mekanizmasının kusursuz çalıştığı, kuvvetler ayrılığının işlediği bir ülke olmasından geçiyor. Medya bağımsızlığı, sosyal eşitsizliklerin, çatışmaların minimize edilmesi gibi sayabileceğimiz bir sürü sorunu var Türkiye’nin. ? Kitapta “Canım istediğinden mastır için kadın araştırmaları bölümünü seçtim, biz erkeklere ayrı bir perspektif veriyor” diyorsunuz. Nasıl bir perspektif edindiniz? Ben kadın araştırmaları bölümünde mastıra başladığımda, kadınların, o güne dek hiç aklıma gelmemiş sorunları olduğunu gördüm. Çok yerleşmiş kültürel kodlar, kadınları hep ikinci sınıf tutmuştu, biliyorduk, ama çok daha fazla problemleri olduğunu anladım aldığım derslerde. Günümüze baktığımda da, sorunların aynen durduğunu görüyorum. Umut kırıcı bu. Nereye doğru evrilecek, bilmiyorum. [email protected] 8TEMMUZ 2018, PAZAR M?ü??z?ik Müjde yazıcı ergİn Mustafa Sandal rap sanatçısı Eypio ile düette Kaset döneminden reset dönemine 90’lı yıllardan günümüze, toplumun sınır çizgilerini aşmadan düzgün adımlarla gelen, sayısız hit şarkıya imza atan, şarkı söyleme yeteneğiyle çok ön planda olmasa da beste yapma becerisine saygı duyulan, Tayyip Erdoğan’ı desteklediğini ‘çekinmeden’ söyleyen popüler figürlerden biri olan Mustafa Sandal; ışıltılı bakışları ve insanlara karşı saygılı tavırlarıyla Türkiye topraklarına has, tekmili birden başarılı bir erkek pop karakter… Sandal, geçen hafta başında rap sanatçısı Eypio ile düet yaptığı “Reset” adlı şarkıyı yayımladı. Sandal’ın dijital platformlarda en çok dinlenen isimlerden biri olan Eypio ile düet yaparak günceli, genç dinleyiciyi yakalama hamlesi anlaşılabilir bir durum, fakat “Reset”i dinleyince insan, keşke şarkıyı tüm altyapı ve düzenlemeleriyle de Eypio’ya emanet etseydiniz demeden edemiyor. Onun arabası vardı, aya benzerdi yüreği, onun aşka inancı kalmamıştı… Ve bu şarkı sözlerine, popüler kültüre sırtını dönenler dahi aşinaydı. Pop müziğin en büyük numarası sizi ilk dinlediğinizde avucuna alması ama “Reset” şarkısından geriye aklınızda Mustafa Sandal’ın söylediği belirli bir söz kalmıyor. Sound’un demodeliği ise cabası. Eypio’nun sesi ise Mustafa Sandal’ın ses rengine göre düzenlenmiş. Altyapıya rağmen şarkının rap bölümü ve Eypio’nun sözleri çarpıcı ve eğlenceli. Mustafa Sandal’ın yeni üretimleriyle ve yaklaşımlarıyla sanatçı tarafını ön plana çıkarabileceği yaş ve olgunluktayken pop ve rap düetinden anladığının bu olması garip. Tabii bütün bu durumlar Reset’in yaz boyunca tüm plajlarda çalmasına ve Youtube’da milyonlarca kez tıklanmasına engel değil. ‘Büyük güçler, büyük sorumluluklar getirir’ Kurgu Harlem’in kralı geliyor Netflix’in Marvel dünyasıyla yollarını kesiştirdiği ilk dizi Daredevil olmuştu. Kimyasal bir kaza sonucu görme duyusunu yitirse de bunun dışındaki tüm duyuları insan üstü bir seviyeye ulaşan Charlie Cox, gündüzleri avukatlık yapıyor, geceleri de süper kahraman kostümünü giyip kötülere karşı savaşıyordu. Daredevil’den hemen sonra ise Jessica Jones geldi. Onun mücadelesi Daredevil’dan ve aslında bildiğimiz tüm diğer süper kahramanlardan oldukça farklıydı: Bir kadın olarak kendisini kontrol altına almaya çalışan herkese ve tüm değerlere karşı bir savaşı vardı. Jessica Jones’un güçlü semboller üzerinden anlatılan bu hikâyesinin en can alıcı karakterlerinden biriydi Luke Cage. İzleyici onun sağlam (her anlamda) ve sahici karakterini o kadar sevdi ki, Netflix’in bir sonraki Marvel transferi o oldu. İyiler ile kötüler arasında Luke Cage bir süper kahraman değil. Aslında bir antikahraman da değil. Kendini insanlığa daha iyi Sadece kötülere karşı değil, AfroAmerikan kimliğiyle toplumun önyargılarına karşı da mücadele eden Luke Cage, Netflix yapımı dizisinin ikinci sezonuyla yeniden Harlem sokaklarında boy gösteriyor. bir gelecek sunmaya adamadığı gibi, kusurlarına rağmen “kötü” bir profil de çizmiyor. Evet, olağanüstü bir gücü olabilir; yine de Harlem’de yaşayan her AfroAmerikalı gibi, günlük hayatta beladan uzak durması gerektiğini biliyor ve buna göre basit bir hayat sürmeye çalışıyor. Ta ki “büyük güçlerin getirdiği büyük sorumluluklar”* onun da kapısını çalana kadar: Luke, ya etrafı saran, sevdiklerine bulaşan belaya karşı savaş açacaktır ya da sırtını dönüp olan biteni görmezden gelecektir. Seçim yapmakta pek zorlanmasa da karşılaşacağı durumlar bu kadar kolay olmayacaktır elbette. Gücünü sembollerden alan bir kahraman 1972 yılında yaratılan Luke Cage’i hem dizi izleyicileri hem de çizgi roman okuyucuları için özel kılan, günlük hayata yakın karakteri. Luke sadece “kötü adamlara” karşı değil; AfroAmerikan kimliğiyle, toplumdaki önyargılara karşı da savaşmak zorunda. Başkalarının iyiliği için mücadele etse de polisin gözü sürekli üzerinde. En ufak bir hatasında bile hapsi boylaması an meselesi. Teninin rengi ve kimliğiyle en baştan “suçlu” olarak kodlananlardan çünkü... Tek bir yumrukla düşmanlarını alaşağı edecek kadar güçlü olan Luke Cage’in diğer süper gücü de polis şiddetine ve ABD’nin AfroAmerikan tarihine bir gönderme yapacak şekilde kurgulanmış: Luke, kurşun geçirmiyor. Başta Malcolm X ve Martin Luther King Jr.’ın ölümlerine bir atıfta bulunan bu süper gücü onu polis şiddetine karşı da korunaklı bir hale getiriyor. Luke Cage’in dizide giydiği kıyafetleri ise ABD toplumunun, AfroAmerikanları görme şeklinin bir yansıması. Yollarımızın kesiştiği diğer pek çok süper kahramanın aksine Luke Cage’in afili bir kostümü yok; üstünde sadece siyah kapüşonlu bir sweatshirt varken görüyoruz onu hep. “Kapüşonunu geçirmiş, elleri ceplerinde yürüyen siyah adam” imajının yarattığı tekinsiz hislerin altını çizen bu kıyafeti, toplumun tüm önyargılarını üstünde topluyor. Mike Colter’ın Luke Cage’i canlandırdığı Netflix dizisi, tüm bu sembolleri de yanına katarak ikinci sezonuyla yeniden ekranlarda. Bir önceki sezonda adını temize çıkaran Luke, artık Harlem sokaklarının sevilen bir siması. Göğsünü gere gere, mutlu mesut bir şekilde sokaklarda dolansa da büyük sorumlulukların onu tekrar bulması çok uzun sürmeyecektir elbette. Neyse ki Luke’un nelere muktedir olduğunu biliyoruz; bu sefer de iyiliğin kazanacağına dair inancımız onun kadar sağlam. *Spiderman’le özdeşleşen bu ikonik cümle, aslında tüm süper kahramanların hikâyesini özetliyor gibi: “Büyük güçler, büyük sorumluluklar getirir.” SEDEN MESTAN Listelerde ‘Günah Benim’ dalgası Rap müziğin özellikle son yıllarda Türkiye’de daha büyük kitleler tarafından anlaşılır hale gelmesinde 2016 yılbaşında Eypio’nun arabesk vurgulu ‘Günah Benim’ parçasını yayımlamasının da etkisi var. 2000’li yılların başında yakalanılan Türkçe rap’e karşı gelinemeyişin ikinci dalgası diyebileceğimiz bu yeni ve daha büyük dalgada Türk dizilerinin de konuya el uzatmasının etkisi oldukça yüksek. Dizilerle birlikte Türk aile yapısının her türlü onaylayacağı mecralar aracılığıyla insanlarla buluşmak Eypio gibi (Çukur) popülerliği hak eden müzisyenlerin önünü açsa da; rap müziğin gittikçe pop’a yaklaşmasına, asıl tavrından iyice uzaklaşmasına ve başarısız, amaçsız rapçilerin piyasaya çıkmasına sebep oldu. Fakat Eypio yine de Reset, Sandal, yeni dalga, pop, arabesk, “Günah Benim”, plajlar, şunlar, bunlar demeden, kimseyle kıyaslanmadan yorumlanması gereken başarılı bir müzisyen. Eypio, 35 yaşında. Asya ve Dünya isminde iki kız çocuğu var. 2005 yılından bu yana rap müzikle ilgileniyor ve sürekli üreten, yaptığı işe aşık biri. “Günah Benim”e gelmeden önce birçok rap albümü ve sayısız güzel şarkısı olan Eypio, “Günah Benim”le insanlar üzerinde yarattığı arabesk beklentisine karşı gelemese de her türlü altyapıyla oldukça yaratıcı, özgün, güncel, etkileyici sözler yazabilecek yeteneğe sahip bir rapçi. “Reset”, Eypio’nun daha büyük kitleler tarafından bilinmesi açısından iyi, fakat dürüst olmak gerekirse müzikal anlamda kötü bir çalışma. Ayrıca “Reset” öyle bir şarkı ki; Mustafa Sandal, bu şarkıyı bir şekilde Michael Jackson’la dahi yapmış olsaydı bu sound’la yine o şarkı olmazdı. Kaset döneminin krallarından Mustafa Sandal’ın “Reset” dönemine geçme adımı, Eypio’ya rağmen yeterince günceli yakalayamıyor. Müzik piyasasında kaç yanlış kaç doğruyu götürüyor zaten asla bilinmiyor. Bazen herkes kendi sandalında kalsa daha iyi mi demek lazım? [email protected] C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle