Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    
                
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                14 OCAK 2018, PAZAR  SAYFA 5 Güncel  Bağış ertEn Yaprak döker bir yanın, bir yanın bahar bahçe Öyle bir yerdesin ki!..  Barcelonalı Arda Turan’ın oynayabileceği takım aranıyor! Bu cümleyi bir sene önce duysak inanmazdık. O zaman yere göğe koyamıyorduk ama “Yeni Türkiye” dediğimiz şey çok hızlı değişiyor. Milli futbolcunun muhtemel rotası ise daha da sancılı olacak gibi. Bu aralar radarda Başakşehir var. Sanki polemik kapısı açılsın tartışmalar başlasın demek istercesine...  Oturduk, milletçe Arda Turan’a yeni bir takım  biçmeye çalışıyoruz. O ki bir zamanlar ‘herkesin’  sevgilisi, sonra ‘birilerinin’ öfkelisi, sonra ‘hepi  mizin’ simgesi, en son sadece ‘bazılarının’ (s)im  gesi... Futbolumuzun yetiştirdiği belki de en büyük  yıldız ama bir o kadar da polemik konusu. Bu ko  nuya birazdan geleceğiz. Önce ona bir gelecek bi  çelim.  Barcelona’da uzun süredir forma göreme  yen bir oyuncu olarak haliyle opsiyonlarını tartı  yor Arda. Arkadaşları ve menajeriyle birlikte ta  bii. Onlarsız bir şey olmuyor. Ama tablo biraz flu.  Galatasaray’a dönemiyor, malum Fatih Terim’le  ‘meselesi’ var. Malum diyoruz, ama aslında bu ko  nuda da hiçbir malumatımız yok. Güya herkes her  şeyi biliyor, ama hiçbir veri, açıklama duymadık.  Ne oldu da oldu deseniz, anlatabilen yok. Fakat bir  ‘mesele’ var, o kesin. Arda’yı Galatasaray’a dön  dürtmeyecek kadar büyük bir mesele…  Beşiktaş deseniz, kulüp açısından kurulu düzeni  bozmak, mali dengeleri sarsmak riskli. O yüzden  soğuk bakıyorlar Arda’ya. Daha birkaç sene ön  ce Türkiye tarihinin en sükseli transferiyle Atleti  co Madrid’den Barcelona’ya transfer olan Arda’ya  soğuk bakabiliyorlar. Futbolun acı gerçeği işte!  Fenerbahçe deseniz, orada zaten bir kozmik sıkış  ma var. Sanırım ne Arda bu gerginliğin riskini ala  bilecek durumda ne de Fenerbahçe. Bu kimyadan doğacak muhtemel reaktif öfke açığa çıkmasa herkes için iyi olacak. Bu durumda Türkiye opsiyonu zayıflıyor A Milli Takımı’nın kaptanının. Başakşehir yakınlaşması  ya gibi köklü bir ligde boy göstermesine gıcıklar. Zaten daha önce Wolfsburg, Leverkusen gibi tepki çeken takımlar vardı. RB işi abarttı diye öfkeleniyorlar. Dosenverkauf nidalarıyla (tribün diline ‘Satılmışlar’ diye çevirebiliriz) karşılanıyorlar. “Geleneği, kökü parayla alamazsınız” diye pan  bayındır başarısına indirgeyen anlayıştan çıkan nadir sosyal başarılardan biri onlar. İnişli çıkışlı bir karakter Peki ya Arda? Hagi’ye hayran hayran bakan top  litleri, esprileriyle gergin futbol ortamımızı gevşetmeye çalışan bir simgeydi, oyunun eğlencesini gösterirdi bize. Şimdilerde asık suratlı, müstehzi bir ifadeyle dolanıyor ortalıkta. Gülecek ve güldürecek hali yok. Oysa bir dergi tarafından ‘yılın adamı’ seçildiğinde şöyle yazmıştım onun hakkın  kartlar açılıyor. Goal.com sitesine görüş veren RB  şdtbsebhtdbyrkcknçnsmOıaiooaetiaeaaüooaauişnfmmlıkYVknlmpğsnlnmmlşloişcuiulrtşlrm,ia,niireaeai.ekdelaaeşzneiğğtadzş‘kh,laeşa’tabbtmiaepııKseibahymr‘nilianA’pebernebmtigriuadakaah.rieşrieau.rkdrlpevrtdmjis.ydsdgaeşırbinaekiavueğibNkaeudraaznun,dyğiveridırği,;yrı,’naeugnerııımauaeakiempsmklntihreıkmemblrnknıtazruöıbraantşeöeaidyoddbçzikblruurmsımşnedtkanşeaıe.ilasuez’krdemaankaaeüaZuyls’Blsişonirel‘ğoldylyizmgepıaımaevdtnv,kaışknue,iımıtrşueşdnas,ekse,tdeo’atmsağ‘aasılteaohpno‘malaanmaikladdiutpea’nelnalllyikeımşaleaadresrtsatena‘eoitoceykc,’beetıktkearynh!lcrnaneyaeebiiiar!,ıydeer,isumsnducmrdfitkjfnıereGhişaiiuaanueniaBtbsmhirlürıznketaeytauiçnebaelor.nlahl.irei.rirziy. oHrü.üybkShbraaü“ihaeaermnrkattknNalgaeıtmzmiintrzsenrizmaBnaelıeir“aeesanehrnaçmtnyışdiigmelsşnaşmeafakebkeieneltkiaitibyiriddr,lyşkrsnaeeiaeieAömeiıuhrcrzsnşhbyaatrsd.eiy”ıeaikdinamkeÇlerlrlz“üaiseanrısünlycseecdteıaünkekpere”a”kn,kic.kkeü,zgaiydliaylşAmtnlaLbbmbgssnorkoyeieuaaıkeeoaıoyarrervımiinmkHO.d2ıklnylnlriiy?icmcanşeptOi4cslauşıoayaılııegAvzinıypu’e’ayiksrszyzhlbüiiinyr.otıbııamoiınlgguifyi.kyıoktiiBrerrbreçntsenkRoÇl.a…raslıstimuanpac,a”reştDtmizBmotlşeilneulrekvheeımğadakanelelyömvupkeLrdndRiaikvlum.ykeerkâbdereeşebleavySsıossieeyideribizliyltrüeıoprtbaznfhzeiee,euyaznbrzheazorirotsRketnaş.lrieiii?saieünnüksptzgpuryBaıyohyömtllek…nAeıgoetaabarüfrruyglak,attnrureribikoeiorganaçşardditksbdadnürlelücbı.iaaifam.fakeeuçmhklzooGuktlmrenğFallyadre’lyitaoelesnezieisburalaıakularilt,lrelgkothuyigdetınBkfkeayeılaiıu,nofbaotir  pompaladığı takıma, hükümetin adamı gitmiş iş  stadyum yapıyor. Sponsorlar kapıda kuyruk. Ama  te, der kestirip atabiliriz. Ama yapmamalıyız. Na sevmeyenler de tutarlı davranamıyor. Oynanan iyi  sıl ki, ArdaBaşakşehir yakınlaşmasını ‘epik bir  futbol görülmüyor. Abdullah Avcı’nın bir rol mo  transfer öyküsü’, ‘tarihi bir hamle’ haline getire  deli olarak kalitesi öne çıkmıyor. Bu takıma uzun  bilecek ‘yandaş’ manşetlerden haz etmeyeceksek  yıllardır verdiği emek göz ardı ediliyor. İyi kuru  benzerini tersten üretmemeliyiz. Çünkü gerçek iki lan takım kimyası... Bu takımın saha içinde göster  sinin arasında bir yerde.  diği azımsanamayacak kalite... Hepsi yok sayılı  Red Bull Leipzig takımını hatırlarsınız. Hani  yor. “Aynı desteği alıp ihya olan Kayserispor, Os  Beşiktaş’ın rakibi olan. Almanya Bundesliga ta  manlıspor, Kasımpaşa neden başaramadı da Ba  kımlarından. Ligin tepesindeler. Geçen sene müt  şakşehir başardı” sorusu sorulamıyor. Her şeyi bir  hiş bir çıkış yaptılar. Bayern’e, Dortmund’a mey  toplayıcı çocuk resmini öyle bir kenara koyacak  da: “Onda bir şeytan tüyü vardır; nefret kaldırmaz  mıyız hemen? “Bayrampaşa’dan  Arda. Çünkü kibirli değildir. Öy  başlayan macera yan semt olan Başakşehir’de bitti” dalgası  Aynı Arda değil mi  le olsa Atletico Madridli futbolcu arkadaşlarının ondan bahseder  na müstahak mı? Bir yanıyla evet, bir yanıyla hayır! O Arda değil mi daha iki sene ön  polis şiddetinin zirve yaptığı günlerde  ken kullandıkları ilk sıfat, ‘eğlenceli’ olur muydu? Hakkında çıkan tüm yazılar tebessümünden  ce demokratik açılım cümleleri eden. Açılım Türkiye’sinde değil Yeni Türkiye’de hem de.  polislerle fotoğraf çektiren, fakat bir  bahseder miydi?” Aynı Arda’dan bahsetmediğim kesin! Sözlerin şairi Hasan Hüseyin ama bir Ah  2016 Ocak’ında bir radyo programında “Türkiye’de durum nasıl” diye soran sunucuya ver  yandan da neşesiyle, pozitifliğiyle bizi  met Kaya şarkısı olarak şu şarkıyı gayet iyi biliyordur Arda: “Bu ne beter çizgidir bu. Bu ne çıldırtan  diği cevabı Cumhuriyet’te çık  ferahlatan... Hem  denge. Yaprak döker bir yanımız,  tığı haliyle aktaralım: “Durum şu anda birazcık kötü. Ama iş  sosyal medyada  bir yanımız bahar bahçe.”  te sizin gösterdiğiniz demokrasi anlayışı hem İspanya’nın hem Katalonya’nın... Biz  Ahmet Kaya şarkıları ‘Sen gücü arkana al!’  koyan, hem de  Kafamız böyle karışıyor işte!  de de olabilir... İnsanlar ölme  Mehmet Ağar’ın  Üstelik şunu da gayet iyi biliyo  den, konuşarak düzelebilir. (…) (Türkiye’de) insanlar ölüyor.  elini öpen...  ruz, değil mi? Arda’nın falsoları, savrulmalarında kendi payı oldu  Burada da Katalonya ve İspan  ğu kadar yarattığımız atmosferin  ya arasında bir sürü konuşmalar  de katkısı var. Hadi Star Wars’tan  tartışmalar oluyor. Ama demokratik şekilde. İnşal yardım isteyelim. Onu gücün karanlık yanına kap  lah benim ülkemde de böyle olur.” Ama aynı Ar  tırmamızın nedeni biraz da bizim bir Jedi kültürü  da değil mi, polis şiddetinin zirve yaptığı günlerde yaratamamış olmamız, değil mi? O ve onun gibi  polislerle fotoğraf çektiren… “Adam gibi adam”  leri ilk hatalarında en ağır cezalara mahkum etme  rezilliğine bayılan, ona buna kafa tutan… Fakat  miz, revayı hak mı? Hangi futbolcu, hangi popüler  bir yandan da neşesiyle, pozitifliğiyle, futbola olan kültür kahramanı bu ülkede yıpranmadı, sendele  yaklaşımıyla da bizi ferahlatan bir Arda da var…  medi ki? ‘Güç seninle olsun’u neden pek çoğu ter  Hem sosyal medyaya Ahmet Kaya şarkıları koyan, sinden anlayıp, “sen gücü arkana al” haline getiri  hem de Mehmet Ağar’ın elini öpen biri var karşı  yorlar, bir düşünmek gerekmez mi?  mızda...  Her yazı biraz da psikoterapidir. Kafanız ka  Karakteri bile inişli çıkışlı. Neşeli, pozitif, tak  rışıksa yazdıkça oturur her şey. Kendinizi de ik  na edersiniz. Bu yazıya otururken Arda’yla ve  dan okuyup ligi ikinci bitirdiler. Sözde isimle  Başakşehir’le ilgili tam olarak ne hissettiğimi bil  ri ‘Rasenball Leipzig’. Ama işin içinde olanlar o  miyordum. Her şeyi ikiye indirip bir yana geçmeyi  RB harflerinin neyi simgelediğini gayet iyi biliyor.  seven yeni kültürümüze kapılmak istemiyordum.  Yapay bir sponsor takımı Leipzig. Üstelik bunu  Çekincelerim vardı. Başakşehir konusunu hallettik  başarmak için binbir alavere dalavere çevirdiler.  sanırım. Öfke duyabiliriz, evet. Yapılanları gör  Kuralları dolandılar, işi kalıbına uydurmak için  mek kaydıyla.  binbir takla attılar. Kurallar yemiş olsa da tribün  Ama söz konusu Arda olduğunda gördüm ki şu  ler yemedi bu üçkâğıdı. O yüzden nereye gitseler tepki yağmuruna tutuluyorlar. Protestoculardan biri Guardian muhabirine “herkes futboldan para kazanıyor, ama bizde amaç futbol oynamak. Leipzig futbolu ürün ve hayat tarzı pazarlamak için kullanıyor” diyor. “Yaşam tarzı pazarlamak” kavramını gözümüz bir yerden ısırıyor.  histen kurtulamıyorum. Arda’yı eskisi kadar sevmediğim kesin. Fakat asıl olarak kızgın ve kırgınım. Yaptığı pek çok şeyi anlayabilirim. Fakat topu, tüfeği, parası gücü olanın yanında saf tutup zaten eksiklerle, baskılarla, sorunlarla uğraşanlara “bir gol de ben atayım” diyen referandum beleşçiliğini hazmedemiyorum. Bir meslektaşımıza tekme tokat girme kayıtsızlığını kaldıramıyorum.  Abdullah Avcı’ya haksızlık  Yine de azıcık da olsa umudum var. Memlekete dair olduğu gibi. Elbet bu maçın bir rövanşı olur.  En çok da geleneksizlikle, köksüzlükle suçlanı  O gün geldiğinde belki utanç içinde başını eğip di  yorlar. Yeni yetme, taraftarı yeni oluşmuş, şehir  ğer takımın kaptanının elini sıkma centilmenliği  le ilişkileri ‘sonradan görme’ bir takımın Alman  Medipol Başakşehir Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ, Barcelona’ya giderek Arda Turan ile transferin ayrıntılarını görüştü.  gösterir Arda. O kadarını yapar!  C MY B   
            
    
