22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 1 MART 2015 / SAYI 1510 KÜRT EDEBİYATIYLA TANIŞIN ESRA AÇIKGÖZ Ayrıntı Yayınları Sarı Edebiyat Dizisi’yle dilinden sürgün edilmiş, önemli Kürt yazarlarla tanıştırıyor bizi. Hem Kürtçe, hem de Türkçe olan serinin ilk kitabı, Rojavalı yazar Selîm Berekat’ın “TüyPerik”i. Kitap bize, dünyanın ilgiyle izlediği Rojova’ya dair farklı bakışlar sunacak. Sarı Edebiyat Dizisi ise çok daha fazlasını; Kürt yazarların göçlerini ve asimilasyonu anlamaya yardımcı olacak. yazarların kitaplarını, Türkçe ve Kürtçe yayınlıyorsunuz. Türkiye edebiyat dünyasına nasıl bir katkısı olacak, renk getirecek bu Kürt yazarlar? Sarı Kitaplar dizisine aldığımız yazarların eserlerini zaten dünya okuru biliyor ve tanıyor. Yayınevi olarak bu eserleri ve yazarları hem Kürtçe, hem de Türkçe edebiyatına kazandırmak istiyoruz. Bu çevirileri tamamladığımızda hem Türkçe edebiyat okuru, hem de Kürtçe edebiyat okuru yüzyıllardır devam eden bir meselenin edebiyat alanındaki değişik izdüşümlerini görebilecek. Hangi dilde olursa olsun, Yavuz Ekinci çevrilen her iyi eser dünyamıza ve edebiyatımıza büyük bir katkı sağlayacak. Bir okur olarak çevirmenlere minnettarım. Onlar sayesinde ve onların eşliğinde bugün dünya edebiyatına bakıyorum. yazarlar... Yunanca, Arapça, Fransızca, Almanca, İngilizce, Farsça, Rusça, Ermenice ve daha birçok dilde yazan yazarlarımız var. Sherko Fatah, Cemil Turan, Ariel Sabır, Şeyhmus Dağtekin, Selîm Berekat… Sherko Fatah’ın “Im Grenzland” romanının Almancadan Kürtçeye çevrisi bitmek üzere. Fransızca yazan, Mallaremé Şiir Ödülü dahil çok sayıda ödüller alan Şeyhmus Dağtekin’in “A la source, la nuit” adlı romanı Fransızcadan Kürtçeye çevriliyor. Seçimimizdeki en önemli kriter; edebiyat, iyi edebiyat, eserin ve yazarın edebi başarısı ve kalitesi. Farklı ülkelerde yaşayıp farklı dillerde yazsalar dahi, ortaklaştıkları noktaların olduğu bir Kürt edebiyatından bahsedebilir miyiz? Evet, bahsedilebilir. Bu yazarların ortak noktası dilinden sürgün edilmiş olmaları. Ahmet Kaya arzusuyla Paris’e gitmiş olsaydı Eyüp Can’la yaptığı röportajda “Türkçe küfür eden polisleri bile özledim” demezdi. Uçağa atlayıp gelirdi. İşte dilinden sürgün edilmekle, bir dilde tercihen yazmak arasında böyle bir fark var. Diline dönemiyorsun, dönsen bile artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Dönmediğin için de hep sürgünlük hissiyle yaşarsın. Masadan düşen ve yere çakılmak üzere olan bardağın gerginliğini hep ruhunda yaşarsın. Sarı Kitaplar dizisinde yer alan yazarların ortak noktası bu; dilinden sürgün olmak. çevrilen şiirleri arasında bu şiiri hiç görmedim. Selîm Berekat’ın ismini ilk kez o zaman duydum. Sonra öğrendim ki, Arapça okuyan herkes zaten Selîm Berekat’ı çok iyi biliyor. Ne yazık ki bize yabancı. Onu bize kısaca tanıtsanız? Selîm Berekat, Kamişlo doğumlu. Rojavalı bir yazar. Arapça yazıyor. Roman, şiir ve öykü yazan; kitapları çok sayıda yabancı dile çevrilmiş bir yazar. Romanı İsrail’de yayımlandığı için de Suriye’den kovulmuş biri. Son iki yıldır Rojava dünyanın ve hepimizin gündeminde. Rojava’yı, Kobani’yi hep haber düzeyinde takip ettik. Bir coğrafyanın insanını ve ruhunu en iyi oranın sanatı, edebiyatı ve müziği anlatır. Selîm Berekat’ın “Tüy Perik” eseriyle Rojava’nın edebiyatına kapı aralayabiliriz. Aslında bu seri, dünyanın dört yanında yaşanan bir asimilasyonun da göstergesi olarak okunabilir. Evet, bu dizi bir anlamda Kürtlerin dünyanın dört tarafına nasıl dağıldıklarına da bir örnek. Nasıl dağıldıklarına ve her yerde dayatılan asimilasyona nasıl direndiklerine. Anadilin üzerindeki baskı ve yasaklamaların bir dilin edebiyatını nasıl etkilediğini de gösterecek. Bu dizi Kürt edebiyatına giriş mahiyetinde. Aslında siz de bu serideki yazarlar gibi, anadilinde yazmayan bir edebiyatçısınız. Bu durumun bir edebiyatçı üzerinde nasıl bir etkisi oluyor? Ben de onlar gibi dilinden sürgün edilen bir yazarım. Sarı Kitaplar dizisindeki yazarlarla akrabayım. Onlara olan merakım belki de akrabalarıma olan özlemimdir. İnsanın kendi edebiyatı hakkında tespitler yapması çok doğru değil. Ben hislerimle yazan biriyim. Bu konuya yazarlar değil, eleştirmenler ve kuramcılar oturup kafa yorsunlar. l esraacikgoz@cumhuriyet.com.tr T ürkiye gündeminde olumlu ya da olumsuz söylemlerle hemen her gün karşımıza çıkan bir yer; Rojava. Sadece Türkiye’nin de değil, dünyanın gözü üzerinde. Ayrıntı Yayınları, bütün bu siyasi tartışmaların arasından, o toprakları anlamamız için başka bir kapı aralıyor Rojavalı yazar Selîm Berekat’ın “Tüy Perik” kitabıyla. Aslında bu, Kürtçe edebiyatın, dilinden sürgün edilen önemli yazarlarını bir araya getirecek Sarı Edebiyat Dizisi’nin ilk kitabı. Onu dünyanın pek çok dilinde yazılmış eserler takip edecek. Biz de serinin editörü, Kürt yazar Yavuz Ekinci’yle konuştuk. Sarı Edebiyat Dizisi’nin çıkış fikri nedir? Yazarlıktan da, editörlükten de önce ben bir okurum. İyi bir yazar veya iyi bir editör olduğumu asla iddia etmek istemem, ama iyi bir okur olduğumu iddia ederim. Bir okur olarak, bu yazarları ve eserlerini çok merak ediyor, okumak istiyorum. Bu dizinin en önemli fikri bu merakım oldu. Sağa sola sorarak bu yazarları buldum. Sonra da eserleri hakkında bölük pörçük bilgiler edindim. Avesta Yayınları yayın yönetmeni Abdullah Keskin bu diziyi hazırlarken her zaman danıştığım kişilerden biri oldu. Bu yazarların eserleri birçok yabancı dile çevrilmiş olsa da Türkçede hemen hiç yoktu. Çevrilmeleri gerekiyordu. İlk Doğan Kitap’ta birlikte çalıştığım arkadaşım Vahit Uysal’la paylaştım. Yayıncılık alanında eşsiz bir dehası var. Daha sonra Diyarbakır Kitap Fuarı’nda yazar arkadaşım Burhan Sönmez ile konuştum. Derken yolum Ayrıntı Yayınları’yla kesişti. Yayın yönetmenimiz İlbay Kahraman ve edebiyat bölümü editörümüz A. Ömer Türkeş bu projeye başından beri çok inandılar. Onların inançları ve destekleriyle bu yolculuğa koyulduk. Kürt olup başka dillerde yazan, yazdığı dilde okunup beğenilen En önemli kriterimiz iyi edebiyat, edebi başarı Kimler var bu yazarlar arasında, neye göre belirlediniz yazarları? Kürt olup çeşitli sebeplerle dünyanın birçok yerine dağılmış, bulunduğu ülkenin diliyle çok büyük ve başarılı eserler vermiş Selîm Berekat Rojova’lı bir yazar: Selîm Berekat İlk kitap, Selîm Berekat’ın. Neden? Mahmut Derviş’in şiirlerini çok severim. Ezbere bildiğim nadir şiirlerden biri de onun “Kimlik Kartı”dır. Günün birinde bir arkadaşım Mahmud Derviş’in Selîm Berekat’a ithafen yazdığı “Kürdün Fırtınadan Başka Nasibi Yoktur” şiirinden bahsetti. Onu çevirip okumak için çok uğraştım. Derviş’in Türkçeye Veliye Martı sergisi Anadolu’da kadının izi Taner Timur V AKP’nin önlenebilir KarşıDevrimi eliye Martı’nın yeni yazma koleksiyonu “Anadolu’da Kadının İzi”, Sahi’nin katkılarıyla Beyoğlu’nda sergilenecek. Asmalımescit’te Adahan İstanbul’da 27 Şubat’ta açılacak Veliye Martı’nın “Anadolu’da Kadının İzi” sergisi, ana tanrıça heykelciklerinden kilim motiflerine, Anadolu kadınının binlerce yıllık öyküsünü kumaşlar üzerine taşıyor. 17 Mart’a dek görülebilecek serginin amacı, kadın emeğine dikkat çekmek ve Anadolu’da el tezgâhlarında dokumacılık yapan kadınlarımıza sürdürülebilir bir destek yaratarak dokuma tezgahlarının susmamasını sağlamak. Sergilenen eserlerin basıldığı feretiko, dastar, ihram gibi Anadolu’nun birbirinden değerli yerel kumaşları hep bu el tezgâhlarında üretilmiş, sergi bittikten sonra da Sahi’nin bünyesinde özel bir koleksiyon olarak aynı şekilde üretilmeye devam edecek. Sergi, doğum mucizesini gerçekleştiren kadının yaşam veren ana tanrıça olarak görüldüğü çağlardan, dokuduğu kilimlerde iç dünyasını dile getiren Anadolu kadınlarına kadar bu topraklarda kadın izlerini ortaya koyuyor. Binlerce yıl önce Anadolu’da ilk yerleşimleri kuran toplulukların kadın idolleri, kilim motiflerindeki kadın sembolleri ve 18’inci yüzyıl Kütahya seramikleri üzerindeki kadın figürleri baskı desenlere dönüşerek yazmalar üstünde buluşuyor. Veliye Martı, günümüzde yazmacılık sanatımızı koruyan ve yaşatan en önemli isimlerden. 1990’da yazmacılığın çağdaş temsilcisi Mehmet Eyüboğlu’nun atölyesinde bu sanatla tanışmış. Yazmacılık alanındaki akademik sertifikalarının yanı sıra Tokat’a giderek atölyelerde üç yıl boyunca usta çırak geleneğine göre çalışmış. Ustalardan el almış olması Martı’yı bu sanatta çok özel bir yere taşıyor. Veliye Martı bugün Sultanahmet’te Küçük Ayasofya’daki atölyesinde eğitici ve araştırmacı olarak çalışmalarını sürdürüyor. Anadolu’da Kadının İzi’ni hazırlarken de Veliye Martı’nın en büyük destekçisi Sahi oldu. Sahi, Karaköy ve Balat’taki mağazalarının yanı sıra internet mağazacılığı ve dergiciliğiyle de, Türkiye’deki gerçek değerleri, gerçek güzellikleri, gerçek lezzetleri bulup çıkarmak ve dünyanın dört bir yanından meraklılarıyla buluşturmak için çalışan bir marka. Geleneksel malzemeleri İstanbul’un yüzlerce yıllık kültür mirasından güç alan çağdaş bir yaklaşımla yeniden yorumlayan, el emeğini kutsal gören, her şeyin hakikisini arayan, sürekli keşfetmeyi ve keşfettiklerini paylaşmayı kendine görev bilen Sahi, insana değer veren ve değer katan her üretimin destekçisi. l www.sahi.com.tr İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: Can Dündar Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın Yayın Yönetmeni: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli / İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü: Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Beste Paydaş Ertan Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 74/75 (0212) 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt /İstanbul Cumhuriyet gazetesinin parasız Pazar ekidir / Yerel süreli yayın / cumdergi@cumhuriyet.com.tr / @cumdergi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle