22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1 ŞUBAT 2015 / SAYI 1506 7 GÖZLERİN KAL, Twitter GİT DİYOR Türk sosyal medya camiası, geçen hafta, Twitter’da, 2014’te ülkemizin ruh halini ortaya seren bir araştırmayla meşguldu. Twitter, Duygu Atlası isimli araştırmanın sonuçları içinde en dikkat çeken “coğrafi” şekiller, devasa Nefret Sıradağları’ydı. Twitter’da en çok birilerinden ya da bir şeylerden nefret etmiştik. Ancak sırf bu da değil. Aynı zamanda, Mutsuzluk Çölü ve Yalnızlar Adası’nda da bolca vakit geçirmiştik. T kutuplaşmanın en yoğun witter, sosyal medyanın en yaşandığı yılda yükseliyor olması büyük fenomenlerinden sizi de pek şaşırtmamış olsa biri. Benzerlerinden farkı, gerek. Takip eden sözcükler, 1 kullanımındaki basitlik ve ana milyon 864 bin 830 kullanıcıyla amacın insanların kendilerini salt “sıkılıyorum” ve 1 milyon 653 bin kelimelerle ifade edebilmesi. Hal 553 kullanıcıyla “korkuyorum” böyleyken, böylesi bir mecradan da yine negatif ve olumsuz belli bir topluluğun, hatta ülkenin çağrışımlarıyla dikkat çekiyor. ruh hali hakkında ipuçları elde DENİZ Neyse ki, Sıkıldım Ovası ve Korku etmek mümkün. Gonzo Insight ÜLKÜTEKİN Falezi’ni aştığınızda, Mutluluk isimli araştırma kurumunun, Nehri’ne ulaşmanız mümkün. geçen hafta zete.com internet Etrafında 1 milyon 543 bin 466 kişinin sitesinde yayımlanan araşıtrması da, tam huzur bulduğu ve “mutluyum” dediği bir olarak böyle bir içerik taşıyordu. nehir burası. Ancak bu nehrin az ilerisinde, Türk Twitter kullanıcılarının yani toplumun Mutsuzluk Çölü uzanıyor. 662 bin 908 hatırı sayılır bir kısmının 2014 içinde bedevinin müdavimi olduğu bir çöl diğer kullandıkları kelimelerin analizinin yer aldığı mutsuzları bekliyor ve belki de, tüm bu hayali bu araştırma, ortaya oldukça ilgi çekici atlasın en ilginç topluluğu da çok uzakta sonuçlar koyuyor. Araştırma, sırf rakamların değil: Yalnızlar Adası. 816 bin 65 “yalnız” ortaya dökülmesinden ibaret değil, aynı belki de birbirine kavuşabileceği bir ada zamanda, sonuçlar ışığında, ortaya hayali olarak Twitter’da yerini almış 2014 boyunca. bir coğrafi harita çıkarılmış. Şimdi gelin, bu Ancak Umut Vadisi’ne sadece 51 bin 839 kişi haritamızda nelere rastlıyoruz bir bakalım. ulaşıp “umutluyum” diyebilmiş. Kalan 25 bin 574 kişi ise Umutsuzluk Nefret Sıradağları Bataklı’ğında yolunu kaybetmiş. geçilmez! Sonuçlar bir anlamda endişe verici olabilir, öte yandan, İlk olarak gözümüze “Nefret Sıradağları”nın “Nefret Sıradağları” çarpıyor. büyüklüğü, “Kızgınlar Volkanı” Tam 1 milyon 984 ve “Öfke Yanardağı”nın bin 161 kişiden durağanlığıyla bir çelişki oluşan bir dağ içinde. “Kızgınım” ve dizisi bu. Toplumda “öfkeliyim” diyenlerin siyasi ve toplamı, 50 bini sosyal ancak geçiyor. Kim bilir, belki de “nefret”in artık popüler söylemin bir parçası haline geldiğini söylemek mümkün. Yıllık değil, günlük duygu atlasları geliyor İsterseniz, artık beşeri coğrafyayı bir kenara bırakıp, uluslararası sulara açılalım. Bakalım, okyanus ötesinde, Twitter kullanıcılarının hisleri neler? Aslına bakarsanız, Twitter ve kullanıcılarının duygu durumları arasındaki ilişki, geçen yıl üretilen bir online yazılımın konusunu oluşturuyordu. “We Feel” (Hissediyoruz) isimli uygulama, bizim sayfamıza konuk olan araştırmanın aksine, yıllık duygu verilerinden çok, gerçek zamanlı, dünya çapında bir mutlulukmutsuzluk haritası çıkarmayı hedefliyor. Elbette, bu bahsettiğimiz değişken yapı, yerel siyasi gelişmeler, borsadaki inişçıkışlar, dünya çapında destekçileri olan büyük spor kulüplerinin başarı ve başarısızlıkları gibi akla hayale gelmeyecek pek çok kritere bağlı olarak değişiyor. Ancak günün sonunda, dünya üzerindeki insanların, en azından Twitter kullananların yatağa nasıl girdiklerini bilmek veya doğudan batıya, kuzeyden güneye insanların nefret, aşk, umut gibi hayatı şekillendiren duyguları ne şekilde yaşadığını görmek oldukça yararlı olabilir. İlk yardım mı, sömürü mü? Bunun için bir başka yöntem, kısa bir süre önce, ABD’deki Vermont Üniversitesi’nde geliştirildi. Yazılım, Twitter’ı değil, dünya çapıdaki tüm blog sayfalarında, “hissetmekle” ilgili cümleleri indeksleyerek, anlık bir duygu haritası çıkarıyor. “We Feel” ise bu sistemin biraz daha gelişmişi. Günlük 27 milyon “Tweet” içinden 600 duygu durumu belirten kelime arıyor. Bu kelimeler içinde, üzüntü, korku, mutluluk, şaşkınlık ve aşk da var. Çalışmanın yöneticisi, Avustralyalı bilim insanı Cecile Paris, “Duygusal iniş çıkışlara saniyesi saniyesine erişebileceğiniz bir sistem üzerinde çalışıyoruz” diyor. Böyle bir bilginin değerini göz ardı etmek mümkün değil. Öte yandan hangi amaçla kullanılabileceği konusunda birtakım itirazlar yükselebilir. “We Feel” projesinin yürütücüleri, dünya çapında, coğrafi duygu durumunu görerek, nerede acil ilk yardım hizmetine gerek duyulabileceğini görebileceğimizi düşünüyor. Bu iyi niyetli düşüncenin gerçeklik payı olduğu doğru, öte yandan itirazlar, özellikle duyulardan beslenen sektörlerin, örneğin Yalnızlar Adası’ndaki umutsuz kitleye, umut vaat eden reklamcıların veya Nefret Sıradağları’ndaki, sinirli ahalinin duygu durumundaki ani inişçıkışlardan yararlanmak isteyecek siyasi iradelelerin bunları kullanabileceğinden endişe ediyor. Görünen o ki, sosyal medyadaki duygusal analiz araştırmaları geliştikçe, bugün bahsettiğimiz ilk adımlardan çok daha fazlasını konuşuyor olacağız. l Evliya usulü Hamsi Çelebi Gelsin hamsin E kuvvet verici ve hazmı kolaydır. Yemeğinde balık kokusu olmadığından, yiyene hararet vermez. Ağrı hastalığına tutulan adam yese şifa bulur. Bir evde yılan ve çıyan olsa, hamsi balığının başı tütsü edilirse kaçar. Bunu yemek Trabzonlulara hastır ki vliya Çelebi 1670’lerde kırk çeşit yemeğini pişirirler. Trabzon’a gider. En çok da Kebabı, çorbası, yahnisi, böreği buradaki balık bolluğuna ve baklavası olur. Fakat pilaki şaşar. Dayanamaz uzun uzun derler, bir çeşit tavası vardır ki anlatır. Karadeniz’in kara şöyle yapılır: Önce bu hamsi sularından levrek, kefal, tekir, balığını güzelce temizleyip onar uskumru gibi bin türlü balık onar kamışa dizerler. Maydanoz, çıktığını, hepsinin de pek lezzetli kereviz, soğan ve pırasayı olduğunu söyler ama bir balık ince kıyıp tarçın ve siyah filfil vardır ki, işte yerli halkın ona AYLİN ile karıştırdıktan sonra, pilaki düşkünlüğüne hayret eder ve tavasının içine bir kat hamsi, bir şöyle söyler: Amma bunların ÖNEY TAN kat bundan döşeyip Trabzon’un hepsinden fazla Lazların üzerine abı hayata benzer zeytinyağını düştükleri, alışverişi hakkında üzerine dökerler. Bir saat kadar kuvvetli ateşte kavga ettikleri hamsi balığıdır... Bu balık pişirdikten sonra yerler ki, doğrusu sevilecek hamsinde çıktığı için hamsi balığı derler. mübarek yemek olur.” Balığın çıkışını tellallar halka haber verirler. Evliya bu şamatadan etkilenmiş gözükür. “Hamsi geldi” yaygarası davul zurna ile Hamsi kurban o göze koparılırken bu “Hapsi (hamsi) paluk” beyitlerinin tekrarlandığını belirtir. Trabzon Hamsi bir hayat tarzıdır. Karadenizli için ziyaretinde en çok hamsi muhabbetine kış günleri hamsisiz geçmez. Soğuk bir kış şaşırmış gözükmektedir. Hızını da alamaz sabahında rıhtımda bekleşen kediler, martılar anlatmaya devam ederken araya bir tarif ve göz hakkı verilecek bir kap hamsinin de sıkıştırır. “Hamsinin faydası, şekilleri yolunu gözleyen yoksullar için hamsi ve hassaları: Bu balık bir karış kadar, ince denizden gelen berekettir. Umudun adıdır. ve morca cilalı, gümüş gibidir. Faydası Bu pazar günü ise hamsi balığıyla o derecedir ki, yedi gün devamlı yiyen özdeşleşen Hamsin günlerinin başlangıcı. kimsenin şehveti son derece artar. Çok Hamsin günleri elli gün sürer; zaten adını da Tarabozandır yerümüz Akça tutmaz elümüz Hapsi paluk olmasa Niç’olurtu hâlümüz İşte bu tarif külliyen uydurma, elbette adı da... Evliya anlattı diye onu kendimce ölçülendireyim dedim, e haliyle biraz da yorum yaptım. Tercihan bakır bir sini kullanın ya da metal emaye bir börek tepsisi bulun, ısıyı iletmek açısından daha iyi sonuç verecektir. 1 kg ayıklanmış hamsi 23 adet bol yapraklı kereviz 34 adet çok körpe küçük pırasa 2 küçük soğan 1 ufak demet maydanoz ½ tatlı kaşığı tarçın ½ tatlı kaşığı karabiber 1 tatlı kaşığı tuz yaklaşık ½ su bardağı zeytinyağı Arapça elli sözcüğünden alır. Ancak balığa adını veren hamsi ya da eski adıyla “hapsi” kelimesinin Doğu Karadeniz kıyılarında yaşamış olan eski kavimlerden denizci Kolha diyarının dilinden geldiği ve uzunince ve sivri balık anlamına geldiği söylenir. Ancak nasıl denk gelmişse “hamsi” sözcüğü ile elli gün süren “Hamsin” günleri denk gelmiş, hamsinin en lezzetli olduğu günler böylece takvimde sabitlenmiştir. Hamsin günleri Erbain günlerini takiben gelen, karakış, ama nispeten soğuğun kırılmaya başladığı günlerdir. Asıl zemheri kara kış, insanın canını acıtan soğuklar, kırk gün süren Erbain günlerinde yaşanmıştır. Erbain günlerinin acı soğuğu hamsiye tat olarak döner. Eskiler derler ki hamsinin kulağına kar suyu kaçmadan yenmez. İşte Erbain’in buz gibi soğuk suları hamsinin yağlanmasına neden olur, hamsiyi Hamsin zamanına tam tadında hazır eder. İşte o zaman kediler, martılar ve yoksullar öyle Evliya’nın dediği gibi tellal şamatası olmaksızın sessizce kıyıya dizilir, rıhtımın buz sessizliğinde göz hakkını beklerler. Göz hakkı ihtiyacı olana verilen, bazen bir mendil kadar, bazen bir kova dolusu bedava balıktır. Bekleyenler öylece bakarlar, tekne ne kadar yüklüyse göz hakları da o kadar yüklü olacaktır. Hamsi kurban o göze.. Karadeniz’in kara dalgalarında denizlerin emekçisi balıkçılar dayanamaz, dökülen saçılan fazlayı bekleşenlere veriverirler. Yeter ki Hamsin bereketli olsun, hamsi bol olsun! Gelsin artık hamsin günleri, hamsilerle dolu dolu... l aylinoneytan@yahoo.com Bakır veya metal tepsiyi bol zeytinyağı ile yağlayın. Kerevizi soyun ve halka halka dilimleyin. Kereviz dilimlerini tepsinin altına bir kat olacak şekilde döşeyin. Hamsileri çöp şişlere dizin (Bu sanki gerekli değil ama hamsileri şiş gibi ele alıp sıyırmak için çok pratik). Aralara konacak harcı hazırlamak için pırasayı ve soğanı çok ince halka halka doğrayın. Evliya döneminde şimdiki gibi eşek boyutunda pırasa olacağını düşünmediğimize göre bu aralar Kasımpaşa İnebolu pazarında satılan incecik körpecik pırasalardan bulun; soğanın da küçüğünü tercih edin. Kerevizlerin yapraklarını ve maydanozu da çok ince doğrayın. Hepsini 1 tatlı kaşığı tuz ile iyice ovun, tarçın ve karabiberi katın. Zeytinyağının yarısını bu harca katın. Bu karışımdan ince bir kat kerevizlerin üzerine döşeyin. Hamsi şişlerini üzerine yerleştirin. Kalan harcı da üzerine yayın. Kalan zeytinyağını üzerine gezdirin. Kızgın fırında üstü kızarana kadar pişirin. Eğer iyi olursa bana haber verin. l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: Utku Çakırözer Yazıişleri Müdürü: Ayşe Yıldırım Başlangıç Yayın Yönetmeni: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi:?Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli / İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü: Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Beste Paydaş Ertan Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 74/75 (0212) 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt /İstanbul Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir / Yerel süreli yayın / cumdergi@cumhuriyet.com.tr / @cumdergi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle