22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 EKİM 2014 / SAYI 1490 7 Parayla değil, tanışarak hayvan edinin ESRA AÇIKGÖZ A taşehir’in merkezinde attığımız tur uzadıkça uzuyor. Bir aşağı, bir yukarı yönlendiriyor bizi adres sorduğumuz kişiler. Amacımız, Ataşehir’deki Kadıköy Belediyesi Geçici Hayvan Bakım Merkezi’ni bulmak. Turgut Özal Bulvarı’na varıp da TEM otoyolunun sonuna geldiğimizde köpek seslerini takip ederek merkeze giriyoruz. Burayı Ataşehir ve Kadıköy Belediyeleri ortak kullanıyor. Ancak yakında Ataşehir’in yepyeni bir barınağı olacak. 2015’te açılacak yeni hayvan barınağı Türkiye’de şimdiye kadar alışılageldiklerden farklı. Mesela yerden ısıtmalı olacak. Daha da önemlisi kamera sistemiyle izlenerek, hayvanseverlerin barınağı 24 saat internetten takip etmesine imkân verilecek. Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, “Yeni barınağımız şeffaf özelliğiyle barınaklar hakkındaki kötü imajları yok etmenin önemli adımlarından biri olacak” diyor, “Bu adım eğer bir model olabilirse sokak hayvanlarımızın geleceğine ilişkin umutlu olabiliriz, demektir.” Barınak açılmasa da boş durmuyor belediye. Ataşehir genelinde bahçelerde kırka yakın noktaya konulan kedi evleri sayesinde, sokak kedileri soğuktan korunacak. Sayı daha da artsın diye bir de kampanya düzenleniyor; ilçenin çeşitli yerlerine yerleştirilecek plastik kumbaralarda biriken her 175 kilo plastik atık karşısında sokak hayvanları için sıcak bir yuva kurulacak. İlçedeki hayvanseverlere yapılan mama desteğiyle sokak hayvanlarının beslenmesi de sağlanıyor. Bu yıl, 1110 kg. mama verildi mesela. Ayrıca bir de hayvan ambulansı hizmet veriyor. Bütün bu hizmetler tabii ki önemli. Ancak yine de yadsınamaz bir gerçek var, belediyelerin çalışmalarını farklı ve sürdürülebilir kılan en önemli etmen gönüllüler. Yazının başında anlattığım Ataşehir’deki Kadıköy Belediyesi Geçici Hayvan Bakım Merkezi’ni bu yüzden arıyoruz. Çünkü ne kadar iyi şartlarda bakılsalar, beslenseler de hayvanları dolaştırmaya çıkararak gerçek özgürlüğünü, oynayarak insanlarla temasını, güvenini sağlayanlar, gönüllüler. Sahiplendirildikten sonra takiplerini de onlar yapıyor. Habersiz ev ziyaretleri yaparak hayvanların durumunu kontrol ediyor, uygunsuz bir durum varsa geri alıyor ya da ceza kesiyorlar. Çevre ve Sokak Hayvanları Derneği Ataşehir temsilciliğinden Senem Sayman Yıldırım, Elvan Ekemen ve Filiz Gözükara işte bunları yapan gönüllülerden üçü. Yolları merkeze farklı yollardan düşmüş ancak hepsinin kaderi aynı; ziyarete diye gelmiş Ataşehir’deki hayvan barınağının gönüllüleri, köpeklerin önce sağlıklı olmasına, sonra da mutlu bir yuva bulmasına yardımcı oluyor. Hayvanların özgürce gezdirilmesini, insanlarla temas kurmasını sağlayanlar da onlar. Elvan Ekemen, Filiz Gözükara ve Senem Sayman Yıldırım (soldan sağa). Fotoğraf: VEDAT ARIK ve bir daha da çıkamamışlar. Merkezdeki hayvanların sağlıklı olduğundan emin olmak öncelikleri, sonra da mutlu bir yuvaya kavuşmaları için Ataşehir ve Kadıköy belediyeleriyle protokollü olarak çalışıyorlar. “Altı senedir gönüllüyüm” diyor Yıldırım, “Buranın bir büyüsü var. Önce haftada bir gün geliyordum, ancak zamanla neredeyse tüm haftama yayıldı bu. Bu hafta dördüncü günüm buradaki mesela”. Sevgiye ihtiyaçları var Dört yıldır barınak gönüllüsü olan Elvan Ekemen’in yoluysa buraya bir sokak köpeğini bakıma getirmesiyle düşmüş. “İlk geldiğimde kafesten bir köpek çıkardım gezdirmek için. O duygu çok hoşuma gitti. Onun 15 dakika da olsa özgürce dışarda olmasını sağlamak çok iyi hissettirdi bana. Sahiplendirdiğimiz canlıların iyi, mutlu olduğunu bilmek de çok güzel bir duygu. Bir işe yarar hissediyorum kendimi” diyor. “O kadar çok sevgimize ihtiyaçları var ki” diye tamamlıyor onu Filiz Gözükara, “heyecanla bekliyorlar bizi. Buradaki hayvanların mamadan ziyade sevgiye ihtiyacı var. Dolayısıyla bir kere geldi mi kopamıyorsunuz buradan”. Merkeze getirilen köpekler, eğer cinsse on gün sahipleri çıkabilir diye bekletiliyor. Resimleri çekilip facebook ve twitter sayfasında yayınlanıyor. Mutlu sonlar da oluyor. Ancak bu sona kavuşamayanlar, on günün sonunda kısırlaştırıp sokakta yaşamayı bilmediklerinden sahiplendiriliyor. Bakıma muhtaç olacak kadar yaşlıysa ya da yavruysa bakılıyor. Sağlıklı ve bulunduğu yerde mutluysa kısırlaştırılıp geri bırakılıyor. “Büyük şehirlerdeki insanlar hayvanlarla çok içiçe değiller. Çocuklar da hayvana uzak büyüyor. Tanımadan, korkarak yaşıyorlar” diyor Gözükara, “Bazen Avrupa gibi olalım deniyor, ama sonuçta bu Türkiye gerçeği, sokaklarımızda hayvanlarımız var ve doğal ortamlarda yaşamayı hak ediyorlar. Bu merkez, hastalandıkları, yaralandıkları zaman onlara destek olması açısından önemli. Ama sürekli olması düşünülmemeli”. Hayvan sahibi olmak isteyenlerin dikkat etmesi gerekenler mi? Ortak yanıt şu: “Bir köpek ya da kedi sahibi olmak istediklerine çok iyi karar vermeliler. Hayvanları oyuncak gibi görmesinler. Çocuklarına oyuncak diye alıyorlar. Özellikle Ataşehir’de bu yaygın. Bebekken çok sevimli oluyorlar hepsi, ama biraz büyüyünce sorumluluklar da artıyor. Bu uzun soluklu bir yol. Masraflı da. Bununla başa çıkabilecekler mi? Sabah akşam dolaştırması, hastalığı, tüyü, beslenmesi, aşıları, veterineri”... Bize en düşkün köpeği verin Yıldırım devralıyor cümleyi, söyleyecekleri önemli, çünkü ne yazık ki hayvanların en çok sokağa bırakıldığı dönemlerden biri hamilelik; “Hamileliğimin ilk gününden 40. haftasına kadar burada aktif çalıştım. Hiçbir sorun yaşamadım. Doğurdum. 2.5 sene çocuğum evimdeki köpek ve kedimle büyüdü. Geçen sene kaybettik ikisini de. Şimdi 3.5 yaşında oğlum, antibiyotik bile kullanmadı. Evdeki hayvanlarımız aslında bizim sağlık kaynağımız. İnsanlar neden pislik olarak görüyor, bir türlü anlayamıyoruz. Biraz daha büyüsün yine sahipleneceğim bir hayvan. Ama en düşkününü. Mükemmel size kalsın!” Karşılaştıkları en önemli sorun; iade. “Hayvanın psikolojisi bozuluyor” diyor Yıldırım, “Zaten bir kere terk edilmiş, bir daha bu acıyı yaşayınca hayata küsüyor... En mutlu olduğumuz ansa, bize buradaki en düşkün köpeği verin, diyerek gelen misafirler. Kör, topal diye bakmıyorlar. Demek ki hâlâ hayvanseverler de var”. Ancak ne yazık ki, çoğunluk “goldenınız, huskyniz var mı” diye geliyor. Yine de hayvanlarla vakit geçirdikten sonra “Cinsi neyse ne, ben buna âşık oldum” deyip onunla ayrılanlar da oluyor. Haftanın her günü ziyarete açık barınak; sadece sahiplenmek için değil, yarım saatliğine bile olsa onlarla vakit geçirip, mutlu etmek elinizde... 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nün Kurban bayramına denk düştüğü geçen hafta, denizin kana boyandığını hatırlayınca bu yazıya yakışan son da; “yenilemez” ya da “yenilebilir” her canlının haklarına saygı duyulduğu, her canlıya yaşam hakkı tanındığı günler görme dileği... İyi pazarlar... l Bizim Çocuklar Sokaktaki Canlar S okak hayvanları için çalışan gruplardan biri de, “Bizim Çocuklar Sokaktaki Canlar”. Her Pazar Saat 12.00’de Kurtköy Via Port B kapısı önünde toplanıp sokaktaki canları besliyor, barınmaları için kulübe inşa ediyor, basit yaralanmalarda tedavilerini yapıyorlar. Daha önemli tedaviye ihtiyacı olan hayvanlarıysa sponsor veya belediyeyle ortak çalışarak kontrol altına almaya çalışıyorlar. 2013 Haziran’ında sokak hayvanlarını besleyen iki arkadaş tarafından kurulmuş grup. İlk zamanlar Kurtköy’de çalışmalara başlamışlar. Ancak zamanla daha da genişlemiş. “Bölgede 2013 Aralık’ında 80 kulübe yaptık mesela” diyerek anlatıyor bu çalışmaları kuruculardan Ümit Akyüz, “Tamamen gönüllülük esasıyla çalışıyoruz. Destek olarak kuru mama, konserve, makarna ve süt kabul ediyoruz. Haftada yaklaşık 200 paket makarna ve 100 kilo et suyuyla haşlanmış makarna yapıyoruz. 1820 paket kuru mama dağıtıyoruz”. Öncelikle, amaçları insanların kendilerinin bölgeye gelerek sevgilerini hayvanlara vermeleri. Ancak gelemeyecek olanlar için de bir mama adresleri mevcut. Zaman zaman firma sponsorları da oluyor. Ekip büyüdükçe daha çok noktalara ulaşmayı hedefliyorlar. Bir yıl içinde gerek Facebook, gerek İnstagram üzerinde sahiplendirme de yapıyorlar. “Yeni atılan köpekler ve bölgenin kontrolsüz olmasından kaynaklanan harfiyat atıkları canlarımız için sorun teşkil ediyor. İnsanlardan en büyük talebimiz, sokaklarındaki can dostlarını her ne olursa olsun belediyelere şikâyet etmemeleri. Sonları bilinmez meçhul yolculuğa çıkmalarına neden olmamaları. Buradaki köpekler sokaklarımızda dolaşan can dostlarıdır”. Dilerseniz onları Facebook ve instagramda “Bizim Çocuklar Sokaktaki Canlar” adresinden takip edebilir ya da 0538 950 67 09 nolu telefondan Ümit Akyüz’e ulaşabilirsiniz. l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: Utku Çakırözer Yazıişleri Müdürü: Ayşe Yıldırım Başlangıç Yayın Yönetmeni: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli / İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü: Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Beste Paydaş Ertan Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 74/75 (0212) 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt /İstanbul Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir / Yerel süreli yayın cumdergi@cumhuriyet.com.tr @cumdergi Sanat çizelgesi Dört dönüm peyzaj resmine el konulacak. Pisşop Lav sıtori İçimden Bir sayı, Bir renk, Bir kelime, Tuttum. İçimde Bir seni Tutamadım... Mehmet Tuncer Gurupsentır Misafir şair Sonbahar bulutların gölgesini her yerden geçirir *** ışığı söndürdüm Uyutmuyor kıskanç sonbahar rüzgârı *** Yaşım sonbaharın sonu Aklım ilkbaharda Süreyya Berfe Misafir çizer: k.grzondziel Sakla samanı. Saman altından su yürütürsün!... İbrahim Ormancı İki kelime iki işlem Arazi: Yağmala Taban: Yağla C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle