Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 AĞUSTOS 2013 / SAYI 1428 3 Genç sanatçı Elif Süsler, İspanyol meslektaşı Felix De La Concha ile hazırladığı “Geçmişten Geleceğe Balat” sergisinde “Balat 2020” projesiyle yedi yıl sonraya atıfta bulunan bir turun rehberi oluyor. Tasarladığı proje geleceğin İstanbul’unu resmediyor. Kanlı Pazar düğümü çözülseydi... 16 Şubat 1969 ya da namı diğer Kanlı Pazar, önemli katliamlardan biri, ancak üzerine çok konuşulmuyor, yazılmıyor. Sosyolog Mustafa Eren’in kitabı bu nedenle önemli. Kanlı Pazar’ı doğuran nedenleri irdelerken, sağsol ayrışmasının temellerini de anlatıyor. 16 Şubat 1969’da, ABD’nin 6. Filosu’nun da 1960’larda Bu hareketin öne çıkan isimleri şu an Türkiye’ye gelişini protesto eden devrimciler, gerçekleşiyor. siyasette... milliyetçi muhafazakâr kesimin saldırısına Ayrışmaların bugüne Katliamın gerçekleştiği dönem ve uğradı. Sopaların birbiri ardına indiği, etkilerine baktığımızda sonrasında MTTB’deki isimlerin arasında bıçakların hunharca insanları hedef aldığı Abdullah Gül de, Recep Tayyip Erdoğan ise şunları görüyoruz: olayları, Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan ‘ın Geçmişin milliyetçi, da var. Erdoğan katliam gerçekleştiğinde öldürülüşünü izlemekle yetindi polis. Yüzlerce mukaddesatçı ve 15 yaşında ancak MTTB’nin ortaöğrenim insan yaralandı. Olaylar durulduğunda sadece komünist ayrımı yerini kolunda. Gül ise MTTB’nin etkin üyelerinden; birkaç kişi çıkarıldı mahkemeye, onlar da solsağ ayrımına o kadar ki Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının ESRA birkaç ay tutuklu kalıp serbest bırakıldı. Oysa bırakmıştı. Bu ayrım “Faşisttir, okula giremez” diyerek afişini AÇIKGÖZ katliamın arkasındaki örgütlerde yer alan Gezi İsyanı ile yeni astığı kişilerden. Gül ve Erdoğan öne çıkan isimler şu an siyasetin aktif oyuncuları. isimler olduğundan kitapta onlara bir bölüm bir dinamiğe evrilme Sosyolog Mustafa Eren “Kanlı emaralerini gösterse de hâlâ varlığını koruyor. açtım. AKP’nin iktidara geldiği Kasım 2002 Pazar/1960’lar Türkiyesi’nde Milliyetçiler, Sol ve sağın 1960’lardaki ayrımlarının izlerini seçimlerinin ardından Meclis’in yüzde İslamcılar ve Sol” adlı Kalkedon’dan çıkan bugünden görmek de hâlâ mümkün. Sol, 50’sinden fazlasının MTTB geçmişi olduğu kitabında katliamı ve arkasındakileri anlatıyor. 1960’larda iki önemli ayrım yaşıyor, bunlardan açıklanmıştı. Bu açıklamaya ve MTTB kökenli Kanlı Pazar’la ilgili düşünmeye, ilkini Milli Demokratik Devrim (MDD) ve AKP’lilerin önde gelenlerine kitapta yer araştırmaya sizi ne itti? Sosyalist Devrim ayrışması oluşturuyor. Bu verdim... Katliamın diğer iki vurucu gücü Üniversitede Siyaset Sosyolojisi’ndeki ise Komünizmle Mücadele Dernekleri ve ayrışmanın odağında “Önceliğin bağımsızlık siyasi tarih okumalarımdan biriydi, okudukça, mı, sosyalizm mi olacağı” sorusu yatıyor. Komando Kampları. Komünizmle Mücadele bugüne dair uzantılarını Mahirler, Denizler, İbolar bu gördükçe ilgim arttı, bitirme ayrışmada MDD safında yer alıyor. tezimin konusu haline geldi. Solun o dönem yaşadığı ikinci Mezun olduktan sonra da önemli ayrışmaysa Devrimci Doğu devam ettim. Kanlı Pazar Kültür Ocakları (DDKO) ile geliyor, üzerine neredeyse hiç araştırma Kürt gençleri milliyet temelinde yapılmaması ve karşılaştığım bir örgütlenmeye gidiyor. Bunların bilgiler, onları paylaşma her biri sonradan kendi içerisinde isteği uyandırdı. Birkaç yıl tekrar tekrar ayrışıyor tabii. sonra tez danışmanımın da Sağa baktığımızda ise milliyetçi, cesaretlendirmesiyle araştırmamı mukaddesatçı olarak bir arada yer derinleştirerek yayımlamaya alan kesimin milliyetçiler ve İslamcılar karar verdim. olarak ayrıştığında, kendi içerisinde Türkiye gençlik hareketinin kurumları kimin ele geçireceğine önemli noktalarından biri dair çekişme yaşadığını ve ayrı Kanlı Pazar, ancak şimdiye ayrı örgütlenmeler oluşturmaya İki kişinin öldürüldüğü olayları, polis izlemekle yetindi... kadar üzerine yazılmış ikinci başladıklarını görüyoruz. kitap sizinki. Bunun nedeni ne Kanlı Pazar’dan sonra sadece sizce? Dernekleri’ni biraz araştırdığınızda karşınıza birkaç kişi yargılandı ve onlar da serbest Birkaç nedeni var. Sol, sosyalist kesimlerin çıkan isimlerden biri Fethullah Gülen. bırakıldı. Yeniden yargıla yapılması bu konu üzerinde yeterince durmaması. Derneğin Erzurum’daki şubesinin kuruluşuna gerektiğini söylüyorsunuz. Bu olayın Bugün varlığını koruyan radikal, devrimci, katılıyor. Komando kamplarıysa 1960’ların ortaya çıkarılması neden önemli? sol yapılar Kanlı Pazar’ın hemen ardından sonunda gelişen solsosyalist gençliğin Türkiye tarihinde öncesinde de organize siyaset sahnesinde beliriyor. Dolayısıyla önüne set çekebilmek için meydana çıkarılan linç girişimleri yaşanmış, Tan Matbaası bu yapıların kendi tarihlerinin parçası oluşumlar. baskını, 67 Eylül olayları bunların en olarak görülmüyor, düzenledikleri anma 1960’lardaki sağsol ayrışmasının bilinenleri, ancak gençliğin sağsol diye ve kutlamaların konusu haline gelemiyor. etkilerinin hâlâ devam ettiğini ayrışması ve sonrasında ölümlerin yaşandığı Ama asıl neden Kanlı Pazar’ın ardında yer söylüyorsunuz kitapta. Bu devamlılık ilk katliam Kanlı Pazar. Bu düğüm ilk defa alan güçler. Kanlı Pazar’ın organize olarak kendini nerelerde, nasıl gösteriyor? orada atıldı ve çözülemediği için sonrasında düzenlendiği katliama tanıklık edenler ve o Abdullah Gül, 1970’lerde MTTB’nin yayın 77 1 Mayıs’ı, 16 Mart katliamı, Maraş, dönem sağcı gençlikte yer alanlar tarafından organına yazıyor; solu tahlil edip, “Bakalım Çorum, Sivas ve Gazi katliamları yaşandı. Bu sonradan itiraf edildi, açıklandı. Katliamın asıl siz mi iktidara geleceksiniz, yoksa biz mi” katliamcı çizginin izlerini Gezi’ye kadar takip vurucu gücünü oluşturan dönemin milliyetçi mealinde sözler ediyor. Bugün sosyalistlerin edebilmek de mümkün. Düğümü atıldığı muhafazakâr gençlik örgütü, bugüne kadar önemli kesiminin kırımlardan geçirildiğini ve yerde çözmek gerek diye düşünüyorum. uzanan bir çizgiye sahip. İşte o çizgi, bilinçli o dönemin milliyetçimuhafazakâr gençlerinin İnsanlar katledilirken çekilmiş fotolar, katilin unutturma çabasının da müsebbibi. O giderek devlete egemen olduğunu görmek fotoğrafları olmasına rağmen sadece birkaç dönem katliamın militer gücünü oluşturan bu mümkün. Türkiye’de sağsol ayrışması da, kişi göstermelik olarak yargılandı ve sadece gençlik örgütünün adı Milli Türk Talebe Birliği milliyetçilerle muhafazakârların ayrışması birkaç ay tutuklu kaldı. Bunlar Gezi İsyanı (MTTB). da, solun kendi içerisindeki ayrımlar sırasında yaşananlarla nasıl da örtüşüyor. l Fotoğraf: UĞUR DEMİR Felix geçmişi ben geleceği temsil ediyorum GÜLFEM GÜZEL “Geçmişten Geleceğe Balat” adlı Plato Sanat’ın ev sahipliği yaptığı ve 29 Eylül’e kadar devam eden sergi İspanyol sanatçı Felix De La Concha ve Elif Süsler’in katılımıyla gerçekleşiyor. Sanatçılardan Elif Süsler ile distopik bakış açısıyla George Orwell’in 1984’üne ve olimpiyata adaylığının sonuçlanmasını bekleyen şehir İstanbul’a atıfta bulunarak “Balat 2020” adıyla tasarladığı proje üzerine konuştuk. “İlk Tematik Rezidans Projesi” içinde yer alıyorsunuz. Tematik olması benim için avantajlıydı. Çünkü nasıl bir proje yapabileceğimizi düşünmek ve sonucunu almak için kısa bir süremiz vardı. Burada temanın içini sanatçıların yaratıcı fikirleriyle, güncel konuları da ele alarak doldurması amaçlandı. Hedefe yönelik olması açısından daha önce misafir sanatçı olarak katıldığım programlardan daha faydalı geçtiğini söyleyebilirim. Balat benim için başlama yeri oldu. FenerBalatAyvansaray rehabilitasyon sürecinden geçti, yavaş bir süreç işliyor. Bu projede önceleri şekillenmiş bir şey yoktu. “Ne yapabilirim” diye düşündüğüm sırada 2020 Olimpiyatı çok tartışılıyordu. Çeşitli stratejiler üretiliyordu, “Türkiye en güçlü aday” şeklinde, Türkiye’nin nasıl uluslararası bir cennete dönüşeceğiyle ilgili projeler ortaya atılıyordu. Çeşitlilik sözde tanıtılan bir reklam ama görsel olarak buna karşıt projeler savunuyorlar. Balat da bu çeşitliliğin en fazla olduğu yerlerden biri; geçmişten olsun, yapılarına, insanlarına baktığımız zaman bu çeşitliliğin en fazla hissedildiği ama belki de tamamıyla silinecek bir yer. Balat’taki sosyal, kültürel ve çevre değişimi sanat açısından nasıl referanslar ortaya çıkarıyor? Balat’ta yaşayan ailelere baktığımız zaman ekonomik seviyesi yerinde olmayan insanlardır. Sanatı geliştirmek açısından, bu sanatı alacak ekonomik seviyesi yerinde olan insanlar yerleştirildiği zaman, bu bir çözüm olmayacak. Sanat açısından önemli olan her zaman para odaklı bakmamak gerektiğidir. Her zaman bir ilgisi olsa da “şu müze iyidir” ya da “şu üniversitede okumuş” gibi markalara takılmaktan artık vazgeçmemiz gerektiğine inanıyorum. Altını doldurmak önemlidir. Sanatta da güzel bir resim yapıp altında hiçbir fikrin olmaması gibi; bunların hepsi aslında birbiriyle bağlıdır. Sergide İspanyol sanatçı Felix De La Concha’da sizin aksinize bir çalışma yaptı. Peki bütünlüğü nasıl sağladınız? Çok planlı, programlı birisi. Gelmeden önce kaç tane portre yapacağı, kimlerin resmini yapacağına kadar belliydi ki bu projeyi başka konularda da tekrarladığı için ne yapacağına bayağı hâkimdi. Projem havada kalıyormuş gibi göründü fakat benim projemde tek bir iş yok “Balat 2020” paket program, o yüzden de birçok şey yapmak gerekiyor. Projenin nasıl sonuçlanacağını ben de bilmiyorum. İlk aşamadan itibaren sanatın sevdiğim kısmı bu, yaparken kendinizi zorlamanız bir şeyden vazgeçmeniz. Ben Felix’in yaptığı şeyi yapamazdım. Programlı mekanik bir şey gibi geliyor, değil tabii ki. Ben daha çeşitli şeyler yapmaktan keyif alıyorum. Böyle bir farklılığımız vardı. O her zaman atölyesinde çalışıyordu ben bilgisayar başında bir şeyler tasarlıyordum. Onun ki belirli bir hızda bitiyordu, benimse sonuna doğru hepsi birden bitti. Farklı bir çalışma stratejimiz oldu, zaten bu yüzden bizi seçmişler. Felix geçmişi ben geleceği temsil ediyorum. l Felix De La Concha Balat’ın geleceğini distopik bakış açısıyla ele alıyorsunuz. Çalışmalarınızın hangi bölümlerinde bunu vurguluyorsunuz? Bütün eserler “Balat 2020” başlığı altında bir bütünün parçası. Onları teker teker çözümlenmiş versiyonları farklı anlatım üslupları ve tarzları kullanarak bir araya getirdim. Distopik bakış açısı projenin tamamında vurgulanıyor. Doğal bir süreçmiş gibi ilerliyor, birbirini hatırlatmıyor. 2020 ylındaki Balat’a bakıyoruz, aradan zamanın geçtiğini işlerle göstererek doğal bir vurgu yapmaya çalıştım. Turistik turları andıran 2020 yılında verilen bir turdaki rehberi canlandırıyorum. Bir harita tasarladım, bu haritadaki yerlere gidiyoruz. Mesela Ayazma’ya gidiyoruz. Burası, su tesislerine çevrilmiş özel bir işletme tarafından ihaleyle özelleştirilmiş ve oradaki su kaynağını kendileri halka su dağıtmak için kullanıyor. Kullandığım kelimelerde Gezi Parkı ve güncel olaylarla ilgili anahtar kelimeler sıkıştırıyorum. Neden projeyi Balat özelinde gerçekleştiriyorsunuz? C M Y B