17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ayakkabıları bile yoktu ERK ACARER M bunlar nedeniyle yorulduk. Kısa bir zaman öncesine kadar okulumuzun camları bile bulunmuyordu. Sınıflarımızın kapıları da kırıktı. Okulda öğrencilerimizin oturabileceği sıra yoktu. Gerçi sınıf da yoktu. Öğretmenler odasını, lojmanı ve depoyu sınıfa çevirmiştik ama yetmedi. Kullanılabilir mevcut sınıfların tavanları ardin’in Derik ilçesine bağlı Göktaş köyünde yaşananlar, eğitimin da akıyordu. Elektrikler sürekli kesiliyordu. Voltajlar düşük olduğu için mevcut bütçeden aldığı payın ne kadar yetersiz olduğunu ortaya koyuyor. aletlerin çalışması da mümkün olmuyordu. Tahmin edileceği gibi, bunların Yaklaşık 900 öğrencinin eğitim gördüğü ilköğretim okulundaki olmadığı bir okulda laboratuvar, müzik odası ya da eğitim araçlarının hayalini çocuklara devletin eli değmiyor. Burada öğretim gören çocuklar, iktidarın vaat kurmak bile imkânsızdı.” ettiği, akıllı tahta, projeksiyon aleti ya da tablet bilgisayar gibi olanakların Devletin üvey evlat muamelesi yaptığı ve her türlü olanaktan mahrum bıraktığı hiçbirinden yararlanamıyor. Okulda internet bir yana sabit telefon hattı bile bölgede yaşanan sorunların başka nedenleri de bulunuyor. bulunmuyor. Ancak sorunlar bunlarla da bitmiyor. İçme Göktaş İlköğretim Okulu’nun yanı sıra buradaki diğer suyu yok, kantin yok, kömür yok. Doktor, hemşire, revir eğitim kurumlarında da çocukların okul hayatlarının ve ilaç da yok! Göktaş’taki ilköğretim okulunda aynı Turkcell Gönüllüleri kim? yıllardır terör nedeniyle kesintiye uğradığı biliniyor. zamanda müdür olarak da görev yapan Volkan Çocukları derinden etkileyen bir başka sorun Göker isimli öğretmen, kurumda yakın bir Turkcell Gönüllüleri, Turkcell çalışanlarının kendi ise ailelerinden gördükleri ilgisizlik. Volkan zaman öncesine kadar daha büyük zamanlarıyla, kendi bütçeleriyle, yürekleriyle yarattıkları bir öğretmen, ilgisizliğin boyutunu ve bu problemlerin yaşandığından söz ediyor. iyilik hareketi. Gönüllüler tarafından bugüne kadar Türkiye’nin dört konuda yaşadıklarını çarpıcı bir örnekle Göker özetle şunları anlatıyor: bir yanında 64 okula ve yaklaşık 33.000 çocuğa ulaşıldı. 2003 yılında anlatıyor: “Bizler ilçede kalıyor ve servisle kurulan Turkcell Gönüllüleri, bugüne dek sadece Turkcell çalışanlarının “Bir süre önce, bir kız gidip geliyoruz. Her yer dağ maddi manevi katkılarıyla pek çok projeye destek verdi. Turkcell Gönüllüleri öğrencimiz ağlayarak yanımıza taş. Göktaş köyü, Derik ilçesine 2008 yılında dernekleşerek faaliyetlerini “Hayat Ormanı Derneği” altında geldi. Bir kaza sonucunda kolu 45, Mardin’e ise 70 kilometre sürdürmeye başladı. Temel olarak çocuklara yönelik çalışan Turkcell dirseğinden çıkmıştı. Bu, her okulda uzaklıkta. Okul dağ yolunda olduğu Gönüllüleri, şimdiye kadar Türkiye’nin farklı yerlerinde pek yaşanabilir. Ancak sonrasında olanlar için, mesafe daha uzunmuş gibi geliyor. çok okula hizmet taşıdı. Gönüllüler sayesinde okullar bizi yılgınlık noktasına getirdi. Öğrencimizi Bunlar aşabileceğimiz sorunlar. Bizler, yenilenirken, çocuklar da mahrum oldukları sakinleştirdikten sonra, babasını aradık. içinde bulunduğumuz öğretim yılı içerisinde olanaklara yine onlar sayesinde kavuştu. Durumu anlatıp bir an önce okula gelmesi daha büyük problemlerle uğraştık. Daha çok da Eğitim için vaat edilen akıllı tahta, projeksiyon aleti ya da tablet bilgisayar gibi olanakların hiçbirinden yararlanamayan, bütün kış boyunca bez ayakkabılarla okullarına gidip gelen çocukların sorunları şimdilik rafa kalktı. gerektiğini söyledik. Ne var ki aldığımız cevapla sarsıldık. Öğrencinin babası bize, çok yorgun olduğu için okula gelemeyeceğini söyledi. Burada tarifi olmayan bir ilgisizlik var. Sanki bu çocukların kaderi. Salgın bir hastalık gibi! Maalesef okulumuz da bu ilgisizlikten payına düşeni almış. Her yer çamur içerisinde. Çocuklar buraya farklı köylerden ulaşmaya çalışıyorlar. Köylerde yaşayan ailelerin maddi durumları çok kötü. Öğrenciler, kış aylarında okula bez ayakkabılarla geliyor. Etraf çamur olduğu için ayakları bileklerine kadar ıslanıyor. Paltoları yok. Bunların üstüne, okula gelen yakıt da henüz kış ortasına gelmeden bitiveriyor.” İç karartıcı manzarayı Göktaş İlköğretim Okulu’nda öğrenim gören çocuklar da teyit ediyor. Her şeye rağmen ışıl ışıl gözleriyle bakıp söz birliği etmişçesine üç kelimeyle hayatlarını özetliyorlar: “Burada yaşamak zor!” Pek çoğu okuldan sonra başka işlerle uğraşıyor. Genellikle erkekler çobanlık yaparlarken, kızlar tarlada çalışıyor. Açıkçası Mardin’in Derik ilçesinde öğretmenlik yapmak da çocuk olmak da zor! Öte yandan Derik’teki Göktaş İlköğretim Okulu’nda yaşanan sorunlar, Volkan öğretmen ve onun çığlığına kulak veren gönüllüler tarafından şimdilik de olsa aşılmış görünüyor. Volkan öğretmen sözlü olarak paylaştıklarını bir süre önce kâğıda döküp mektupla yardım istediğini belirtiyor. Yazdığı mektuptan kısa bir süre sonra Turkcell Gönüllüleri, Derik’e yardıma koşuyor. l Gönüllüler yardıma koştu Göktaş İlköğretim Okulu’nda görev yapan öğretmenler de en az çocuklar kadar mutlu. Çünkü üvey evlat muamelesi gören öğrencilere Turkcell Gönüllüleri yardım elini uzattı. Derik’te taşıma suyuyla değirmen dönse de şimdilik herkes mutlu görünüyor. Karamsar tablo, tamamen sona ermese de en azından bir süreliğine ertelendi. Okulu ziyaret eden Turkcell Gönüllüleri, hemen bir inşaat firmasıyla anlaşıp çalışmalara başladı. Sınıfların kapı ve pencereleri yenilenip akan çatıları onarıldı. Tüm tadilatlar bitirilip bina baştan aşağı boyanınca, okul da normal bir eğitim kurumu görünümüne kavuştu. Turkcell Gönüllüleri okul için bir kütüphane inşaatına da başladı. Öte yandan çocukların kırtasiye ihtiyaçlarıyla birlikte bir sonraki kışı rahat geçirebilmelerini sağlayacak, bot, mont ve çorap gibi giyecekleri de Turkcell Gönüllüleri’nin katkılarıyla karşılandı. l Bir Zamanlar Ağaçtım F erdi Tayfur’un yeni kitabı, “Bir Zamanlar Ağaçtım” yayımlandı. Daha önce “Şekerci Çırağı” (anı roman) ve “Yağmur Durunca” (roman) adlı kitapları yayımlanan Ferdi Tayfur’un yeni kitabı Bir Zamanlar Ağaçtım anlatısı da Kora Yayın’dan çıktı. Kitap kapağındaki anlatının özeti ise şöyle; “Susmanın gizemi hem olumluluk hem de olumsuzluk barındırabilir. İnsanın salt kendine yalan söyleyemeyeceğini düşündüğümüzde, Bir Zamanlar Ağaçtım anlatısında Ferdi Tayfur’un bu yalansızlığı kimi öfkeyle, kimi hüzünlü ama hep bir gülümsemeyle yaşadığını düşünüyoruz. Kendi dünyasıyla doğayı birleştirip, doğru ve yanlışların altını çizerek akan, yüreğe işleyen bir çalışmaya imza attığını söyleyebiliriz. Zamanı yenen sanat her zaman yaşamalı. Çünkü akıp giden zamanı tek durduran gücün sanat olduğu, insanın var oluşundan bu yana duruşuyla kendini kanıtlamıştır. Anlık çıkarların sanal coşkusunu yaşayanlar kaybolup giderken, kötülüğün iyilik karşısındaki zavallılığı, o sıradan diyebileceğimiz insanların adsızlığı sanat aracılığıyla taşınmaktadır yarınlara.” Ferdi Tayfur, magazin dünyasının o yıkılası yanına tanıklık etmiş birisi olarak, o acımasızlığı vurgularken, yaşamın bütününü de gözden ırak tutmuyor. Kitap, hepimizin hikâyesi aslında. l www.berfin.net C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle