27 Haziran 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

30 ARALIK 2012 / SAYI 1397 7 ÇAYLI KEK Küçüktüm, ufacıktım, top oynadım, acıktım AYLİN ÖNEY TAN u başlık bir yemek kitabının ismi... Kitap daha başlığından merak uyandırıyor, anlatacağı çok hikâye olduğunu hissettiriyor. Sayfaları çevirdikçe özenli tasarımından fotoğraflarına, tariflerinden anlatımına kadar gerçek bir emek ürünü olduğu anlaşılıyor. Nitekim kitabın yapılışı bile başlı başına bir hikâye... Kitabın yazarı Teri Roditi Aksel kendi aile tariflerinden oluşan bir kitap hayal etmiş. Arkadaşı Nazlı Paker Garcia bunu ilk duyduğunda “Hadi, hemen!” diye onu yüreklendirmiş. Büyük kardeş Yael tüm desteğini vermiş ve Yael’in ortağı Nazlı Ongan görsel tasarımı üstlenmiş, her sayfayı tek tek nakış gibi işlemiş. Teri’nin küçük kardeşi Jaki “Fotoğrafları başkasına çektirirsen seni öldürürüm!” diyerek yemeklerin fotoğraflarını çekme işini üstlenmiş. Sonra mükemmelliyetçiliği dillere destan koca Memo devreye girmiş. Memo’nun Mutfak Sanatları Akademisi kurucusu Mehmet Aksel olduğunu belirtmekte yarar var. Memo bu kitabın gerçekleşmesi için bir erkekten asla beklenmeyecek her türlü manevi desteği vermiş. Teknik destek de cabası... MSA mutfağından şef Cem Erol ve Berrak Fener reçetelendirme ve gerçekleştirmede katkısını koymuş. Kitap taslağını gönderdiği arkadaşı Nihal Karadoğan ise kitabı incelemiş, sonra oturmuş ve bir email yazmış. Kitabın adı “Küçüktüm, Ufacıktım, Top Oynadım, Acıktım” olsun diye... İsim tam isabet atış olmuş ama öncelikle büyük onayın alınması gerekmiş. Roditi ailesi kadınlarının değişmez kalite testi gerekiyormuş. Anne onayı! Anne Mireille’den onay alındığının göstergesi gözde beliren tek bir damla olacakmış. Teri gitmiş, annesine bu ismi söylemiş. Annesi ağlamış. Ve kitap böylece doğmuş. Kitabın oluşumu görüldüğü gibi tam bir aile işi.. Kitapta Teri Roditi Aksel’in gezdiği, gördüğü yerlerden esintiler var. Karşınıza zaman zaman Hindistan çıkıyor, zaman zaman evde pişen İtalyan yemekleri sofrayı donatıyor. Kitapta yadırganacak ölçüde diller karmaşası var. Kimi zaman İtalyanca, İngilizce, Fransızca yemek sözcükleri devreye giriyor. Başka bir kitapta itici olabilecek bu dil potburisi bu kitaba aksine yakışıyor. Çünkü Teri’nin ailesi aynı anda pek çok dili bir arada konuşmaya alışkın bir gelenekten geliyor. İstanbullu Sefarad bir ailede isimlerin ve dillerin bir renk cümbüşü gibi birbirine karışması, bir kaleidoskop gibi binbir yansıma yapması çok doğal. Bu yüzden aksine bir samimiyet ifadesi olarak algılamak mümkün. Evde nasıl konuşuyorlarsa, yemekleri nasıl anıyorlarsa öyle olduğu gibi yazılmış. Sayfalar da öyle. Sanki hep beraber ailecek bir sofra kuruyorlar, yanlışlıkla sofra örtüsü lekeleniyor, oradan biri “Dikkat pancar lekesi çıkmaz!” diye bağırıyor, biri geliyor lekeyi kapatsın diye servis tabağını üstüne koyuyor, çocuklar çaktırmadan ketçaplı sosisten aşırıyor, baba fotoğraf çekip duruyor. Neşe ve telaş bir arada gelip gidiyor. Sofra kuruluyor, kahkahalar atılıyor, yeniliyor, içiliyor. Bu kitap da aynen sofra kurulur gibi hazırlanmış. Biri tutmuş, biri pişirmiş, biri yemiş misali aile yemekleri sofraya konmuş. Kitabın en arkasında huzurlu gülümsemesi ile koltukta kitap karıştıran Teri’nin resmi var. Küçücük, ufacık, tefecik... Pembe pantolonuyla kızları Emma ve İsabelle kadar çocuksu... Belli ki sevinç içinde... Ne kadar sevinse az.. Herkesin yapmak isteyeceği mutlulukta, neşeli bir aile kitabı yapmış. Annesinden, anneannesinden devraldığı bayrağı kızlarına devreden bir annenin keyfi var yüzünde. Coşkulu, tutkulu ve mutlu. Çocuklarına asıl devrettiği bu aslında... Hayat sevinci! [email protected] Teri Roditi Aksel Her yıl sonu hesapkitap, yaptığım işler, damağımda kalan lezzetler yazardım. 2012’nin hâkim tadı ise tatsızlık oldu. Dost kazıkları, riyakârlıklar, karşılıksız kalan çabalar, takdiri bilinmeyen emekler, yalan dolan bu yıl damakta tat bırakmadı. Yılın son günlerinde elime geçen Teri’nin kitabı ise bana hayatın ne kadar tatlı olabileceğini hatırlattı. İşte kitaptan kendi lezzetli, anısı tatlı bir tarif! Bu tarif dört kız kardeşe 22 sene boyunca bakıp büyüten Ayşe Abla’nın tarifiymiş. 23 sene önce Teri arayıp tarifini sorduğunda ezbere söyleyememiş ama eve gelip yapmış. O yaparken kızlar da başında seyredip ve not almış, sonra da afiyetle yemişler. Kek için: 3 adet yumurta, 240 gr. toz şeker, 160 ml. bitkisel sivi yağ, 250 gr. un, 50 gr. kakao, 1 paket kabartma tozu, 1 paket şekerli vanilya, 230 ml. demli çay (earl grey olabilir) Sos için: 80 ml. krema, 40 gr. kakao, 20 gr. un, 35 gr. toz şeker Şeker, yumurta ve yağı çırpın. Demli çayı ekleyerek bir süre daha çırpın. Un, kakao, kabartma tozu ve vanilyayı hamura karıştırarak yedirin. Ortası delik kek kalıbını yağlayın, unlayın ve hamuru kek kalıbına boşaltın. Önceden 180 derece ısıtılmış fırında 25 dakika kadar pişirin. Sos için ku ¨ çu ¨ k bir sos tenceresinde tu ¨ m malzemeyi karıştırın, ortakısık ateşte kaynamadan, hafif bir kıvam alana kadar pişirin. Kek ılınınca kalıbından çıkarın, sosu u ¨ zerine döku ¨ n. Dilediğiniz zaman servis edin. B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle