01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ceyda Ateş: Evde hâlâ babamın kuralları geçerli Sayfa 5 Macbeth’in cadıları Onlar Macbeth’in cadıları. Hare Sürel, İncinur Daşdemir ve Esin Doğan için bu oyun da rol de çok önemli, çünkü sadece dünü değil, bugünü de anlatıyor; hırsı, iktidar sevdasını, ihaneti... Demet Evgar öncülüğünde kurulan Pangar tiyatrosunun Macbeth’ini 1014 Kasım arasında Kenter Tiyatrosu’nda izleyebilirsiniz. Sayfa 4 Paran kadar ünlüsün Sayfa 10 Voleybolun Japon yıldızı Saori Kimura Deniz Ülkütekin / Sayfa 10 Birçok şeyi kazandırdı Türk siyasetine Erdal İnönü ama belki de en çok karşıtların saygı, sevgi ve hoşgörü içinde birlikte olabileceğini gösterdi. Gerek söylemi, gerek duruşu, gerek tavrıyla ve en çok da esprileriyle. Sol içindeki muhalifleriyle restoranda otururken mönüyü uzatan garsona “Gerek yok biz birbirimizi yiyeceğiz” derken her şeyi özetledi. Ne Türkiye’nin gidişatına, ne hastalığına üzülürken bile belli etmedi duygularını, umudunu sonuna kadar korudu. Bugün ölümünün beşinci yılında eşi Sevinç Hanımdan Erdal İnönü’yü dinlerken bir kez daha anlıyoruz ki onun değeri ileride daha iyi anlaşılacak. 1957 yılında evlenen İnönü çiftinin nikâh şahitliklerini Şemsettin Günaltay ve Falih Rıfkı Atay yapmış. Ölümünün 5. yıldönümünde eşi Sevinç İnönü anlatıyor: Erdal’ı çok özlüyoruz AYŞE YILDIRIM / ESRA AÇIKGÖZ S olun önde gelen politikacılarıyla gittiği restoranda “Bir şeyler almak ister misiniz efendim” diye soran garsona yanıtı hazırdır: “Teşekkürler, biz birbirimizi yiyeceğiz.” Gençliğinde hiç sıcak bakmadığı politikaya yıllar sonra neden girdiğini soranlara “Ülkemi benden daha kötüleri yönetmesin” karşılığını verir. Seçim otobüsünün önüne “Ölürüm yoluna” narasıyla atlayan seçmeni engellemek için “Dur, ölme. Bir oy bir oydur” der. Adı anılınca herkesin yüzünde bir tebessüm uyandıran ender siyasetçilerden biri olarak hep var olacak “Erdal İnönü hikâyeleri”dir bunlar. Ölümünün beşinci yılında anıyoruz onu. 31 Ekim 2007’de kan kanseri nedeniyle tedavi gördüğü Amerika’da hayata veda etti. 4 Kasım’da İstanbul’da büyük bir kalabalık, derin bir üzüntüyle son yolculuğuna uğurladı. 15 yıl boyunca yaptığı politikada farklı bir üslup, yorum ve duruş sergiledi. Özellikle zekâ ürünü ince esprileriyle anıldı hep. Erdal Bey’i ve yaşadıklarını konuşmak için Sevinç İnönü’yle vakfın da merkezi olan Anadoluhisarı’ndaki yalıda buluştuk. Gördük ki Sevinç Hanım da neredeyse Erdal Bey gibi ince bir mizah anlayışına sahipmiş. Zaman süratle geçiyor. Erdal Bey aramızdan ayrılalı beş yıl oldu. Bu beş yılı siz nasıl geçirdiniz? Tabii kendisini çok arıyorum, çok özlüyorum. Arkadaşlar da öyle sanırım, herkes özlüyor çünkü özlenecek birisiydi. Değerli bir insandı. Birçok değerleri vardı, sıralamaya kalkarsam çok vaktinizi alırım. Her yıl aile olarak kabri başına gidip orada ufak bir anma toplantısı yapıyoruz. Aslında doğum yıldönümlerini kutluyoruz, 6 Haziran’da. Bahçede ufak toplantılar yapıyoruz, güzel oluyor. Vefalı çıktı mı Erdal Bey’in dostları? Valla karışık diyebilirim; çok vefalı dostları var, bayramlarda arayanlar, sık sık arayanlar, beni ziyaret edenler. Bu beni çok mutlu ediyor. Politikacılardan pek beklemezdim ama bayağı hoşuma gidiyor. Ama hiç aramayanlar da var; yani kendisinin çok emek verdiği insanlar…. Kırgın olduğunuz kimse var mı? Yoo, eşim de öyle kırgınlık duymazdı, benim de yok. Vakitleri olmuyordur, arayamıyorlardır. Erdal Bey nasıl anılmak isterdi? Çok iyi anılmak isterdi. Keyifli bir insandı, neşeliydi, iyi taraflarıyla anılmak isterdi, eminim. Hoş sohbet birisiydi, biliyorsunuz espriliydi, hikâyeleri var bol miktarda. Onları bir kitap haline getirmişti hatta Ümit Aslanbay. Çok fazla şeye tanıklık ettiniz, gördünüz, duydunuz. Anılarınızı yazmayı düşünüyor musunuz? Bir kere ben çok tembelim. Erdal gibi düzenli olmadığım için not tutmadım maalesef. Hep hayran kalırdım Erdal’a, her gün kısa notlar tutardı. Tabii babasından görmüş, bunlar aile görgüsüyle olan şeyler. Ben hafızama güvenirdim ama yaşlandıkça hafıza zayıflıyor. Eskilerden çok güncel konuları, yakın tarihi unutuyor insan. Eyvah Alzheimer mi oluyoruz diyoruz kız kardeşimle. Erdal İnönü, 1983’ten beri siyasette her daim önemli bir aktör olarak yer aldı. Sizce Türk siyasi tarihine getirdiği en önemli kazanım neydi? Efendilik, kendi tabirimle. Bir de Türk siyasetinde demokrasi; kendi partisinde ve dışında. Sağsol kavgası olurdu benim çocukluğumda, gençliğimde, devamlı bir sağsol itiş kakışı. Halbuki Sayın Demirel’e güzel, başarılı bir koalisyon yaptılar ve yürüttüler. Tabii ona Erdal’ın katkısı olduğuna inanıyorum. Bakanlarla da öyle gayet uyumlu çalıştılar. Demek ki istenirse pekâlâ çalışılabiliyormuş. Ayrıca çok tutarlıydı Erdal bence. Hep doğruları söylerdi. O da az rastlanan bir özellik politikacılarda. Olmayacak bir şeyi hiçbir zaman vaat etmezdi. O bakımdan değişik bir yorum getirdi politikaya. O getirdiği yorumdan bugüne bir şeyler kaldı mı? Valla pek kaldı gibi gözükmüyor, ama ümidimi kesmiyorum. İleride herhalde anlaşılacak değeri, çok daha iyi, doğru yorumlanacak. Bugün kimsenin pek hoşlanmadığı bambaşka oluşum, bambaşka tartışmalar içerisindeyiz. Ben şahsen çok rahatsız oluyorum cumhuriyetin bu şekilde tartışılmasından. En büyük bayramımız Cumhuriyet, bayramımızın kutlanmasından daha doğal bir şey olamaz. Ve bunun yasaklanmasını da Devamı 2. Sayfada hakikaten hafzalam almıyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle