22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

5 HAZİRAN 2011 / SAYI 1315 3 Fotoğraf makinesi cinsel oyuncağım Gözde Türkkan’ın “Baktım sana / Looking back at you” isimli sergisi cinsel kimlik ve cinsiyete biçilen roller üzerinden kadını yorumluyor. Bunu da tahrik ederek ve rahatsızlık vererek yapıyor. Türkkan’ın sergisi Amerikan Hastanesi Sanat Galerisi “Operation Room”da 10 Temmuz’a kadar görülebilir. ALİ DENİZ USLU Cinsel kimlik ve cinsiyet rolleri üstümüze biçilen bir giysi. Cinsellikse iktidar üzerinden koruyor kendini. Buradan çıkış yok mu? Bu sadece birey, aile, toplumun değer yargılarıyla biçimlenen ve değişen bir “giysi” değil. Bir çıkış var, en azından kendi adıma olması gerektiğine inanıyorum, kendi iç huzurum için... Fakat buna çıkış yerine bir uzlaşı alanı demek daha uygun geliyor çünkü cinsiyet kimlikleri ve rollerinden tamamen bağımsız bireyler hayal etmek çok güç. Ayrıca bu tercihen ileri doğru gitmesi gereken bir süreç, arkanıza dönüp bakmadan çıkıp gideceğiniz bir kapı değil. Ben kimliğimin içsel bütünlüğü kadar dış etkenlerden etkinlendiğini biliyorum ve bunların etkinlerine sürekli karşı çıkmak veya tamamen teslim olmak yerine bana en uygun ara noktaları arıyorum. Bu süreçte başka bireylerin bilinçli veya bilinçdışı yöntemlerini, çözümlerini de gözlemlemeye, araştırmaya çalışıyorum. Peki ya ilk çözümle karşılaştığınız noktayı hatırlıyor musunuz? Karşılaştığım çözümlerden birini direk dansı hocalarının fotoğraflarını çekerken ve sonrasında hissettim. Onların kendi cinsiyet kimliklerine ve yaptıkları dansın muhtemel algısına dair sahip oldukları bilgiyi özümseme ve üzerlerinde “taşıma” biçimi çok ilgimi çekti. İnce bir denge var orada; icra ettikleri dansın beraberinde taşıdığı nesneleştirme yükünün farkında olan bu kadınların, bunu ne agresif bir şekilde sömürüyor ne de kendilerini sömürüye tamamen açık bırakıyor olmaları. Korkuların, komplekslerin ve arzuların çıkmazında kendimize hapis bir hayat yaşıyoruz. Elbette bunun sebebi büyük oranda öğretiler ve baskılar. Siz bu çemberin dışına çıkmaya çalışıyorsunuz ve bu zor bir eylem. Nedir sanatınızla ve hayatınızla derdiniz? Bir derdim olduğu kesin; kendimle, öğretilerle, rollerle, toplumda kabul gören ve görmeyen değerlerle, genetik ve biyolojik yaratılışımızla... Fakat bir süredir eskisi kadar bunun bir hapis hayatı olmadığını düşünüyorum. Belki de “rahatsız” olduğum bir konu üzerinde çalışmanın ve sonucunda bir şey üretmenin getirdiği rahatlama ve kendini iyileştirme sürecinin büyük bir katkısı vardır bunda. “Fotoğraf makinesi benim cinsel oyuncağımdır” diyorsunuz. Tatmini ve cinsel hazzı onun üzerinden nasıl tanımlıyorsunuz? Bunu açıklamak biraz zor, fakat fotoğraf çekme eylemiyle cinsel tatmin ve hazzın aralarında, hislerim bakımından doğal bir ilişki mevcut. Bir yandan hissiyata ve içgüdülere dayalı bir yöntem benimsiyorum fakat aynı zamanda hissettiklerimi analitik bir şekilde açıklama ihtiyacım var. Bu nedenle yaptıklarımı, yapma ihtiyacı duyduklarımı açıklamaya çalışmak üzere psikanalize ve Freud’a yöneldim. Bu sayede fotoğraf çekme ve kendini fotoğraflamak ile skopofili ve teşhircilik dürtülerinin arasında bir bağlantı kurdum ve otoportre çekmenin getirdiği tatmin ve egosantrizmi ise yine Freud’un tanımladığı “otoerotizm” ile açıklamaya çalıştım. “Baktım sana” bir eylem, harekete geçiş aynı zamanda. Bakmak eylemi de bir başlangıç, hem bakan hem de bakılan için. Sizdeki karşılığı nedir ? Kohei Yoshiyuki’nin Tokyo’da geceleri parklarda sevişen çiftleri röntgenleyen insanları çektiği “The Park” adlı fotoğraf serisi aklıma geliyor. Bir röportajında şöyle diyor: “Benim niyetim parklarda yaşananları yakalamaktı, dolayısıyla ben onlar gibi gerçek bir izleyiciröntgenci değilim. Ama sanıyorum fotoğraf çekmek yine de kendi içinde izleyiciröntgenci bir eylem. Demek ki ben bir röntgenci olabilirim, çünkü ben bir fotoğrafçıyım.” Burada ilginç olan fotoğrafçının kendini olası bir röntgenci olarak tanımlamasının haricinde farklı katmanlarda gerçekleşen bakma eyleminden kaynaklanıyor. Kim kime bakıyor, kim kimi röntgenliyor? Fotoğraflanan ve parklarda röntgencilik yapan kişiler mi, röntgencileri röntgeleyen fotoğrafçı mı, yoksa tüm bu sürece sergi veya kitap vasıtası ile dahil edilen izleyici mi?G Gözde Türkkan Gözde Türkkan fotoğraflananı, fotoğrafçıyı ve izleyiciyi farklı bir röntgencilik anlayışında bir araya getirmeyi deniyor. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Miyase İlknur Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli / İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörleri: Hakan Çankaya / Neşe Yazıcı Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 74 / 75 (0212) 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt / İstanbul Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. cumdergi@cumhuriyet.com.tr C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle