22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

13 MART 2011 / SAYI 1303 5 Karnaval Tatavla’ya döndü eriköy Baruthane Caddesi’ndeki Emekliler Evi’nin önü cıvıl cıvıldı o akşam. Tanrı Pan, hamile Maradona, Sherlock Holmes, Asterik, Arap şeyhi, bıçkın Osmanlı delikanlısı yalnız değildi. Onlara çingene, fahişe, arı, küçük kuş, korsan, kedi, vampir, peri ve daha onlarca maskeli yüz eşlik ediyordu. 70 yıl sonra karnavallarını yaşamanın coşkusu ve neşesi içindeydi herkes. Apoyevmatini gazetesinin sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Mihail Vasiliadis, “Bu karnaval, Rio Karnavalı’ndan da eski” diyordu. Antik Yunan’da Tanrı Dionysos şerefine yapılan törenlerden geldiğini söylüyor karnavalın. O zamanlar da bağbozumunda bir taraftan üzüm ezilirken diğer taraftan şarkılar söylenir, üzümlerin posasıyla yüzler boyanır, saçlar defne yaprakları ve çiçeklerle süslenirmiş. Tıpkı şimdi Emekliler Evi’nin önünü dolduran kalabalığın yaptığı gibi... Bu, Rum Ortodokslarının 40 gün sürecek “Büyük Oruç” öncesi düzenlediği bir karnaval. Adı “Apokreas” yani “etten uzak'. Karnavalda herkes kılıktan kılığa girer, maske takar, bol bol yer ve içer. Geçmişte, özellikle Galata’nın ve Pera’nın sokaklarında karnaval geçişi yapılır, dünün Tatavla’sı bugünün Kurtuluş’unda bir panayırla eğlence sona erermiş. Eğlencenin doruğa ulaştığı son gün olan “Kathara Deftera” yani “Temiz Pazartesi”nin ardından “Tessarakosti” yani “Paskalya Orucu” başlar. lk gün hiçbir şey yemeden oruç tutulur. Bunu izleyen günlerde, hayvansal gıda içermeyen yemekler AYŞE yenilir; zeytinyağlı sebzeler, fava, YILDIRIM haşlanmış otlar, roka, mercimek gibi... Yaklaşık 500 yıl boyunca stanbul’da yapılan Tatavla karnavalı 1941 yılına kadar dönemin siyasi özelliğine göre kimi zaman coşkulu, kimi zaman sönük de olsa sürdü. 1941 yılında ise 30 kişilik bir grup o zamanki Limonia Bahçesi’nde (şimdiki Despina Meyhanesi) biraraya gelip kadeh tokuşturarak, artık hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak o büyük ve renkli karnavala veda etti. O tarihten sonra da zaman zaman karnaval yapıldı elbette. Ama öyle eski görkemiyle maskelikostümlü ve yürüyüşlerle değil. Küçük çaplı birkaç salonda, kendi aralarında. Ta ki 7 Mart 2011 Pazartesi akşamına kadar. O gün Tatavla, karnavalına yeniden merhaba dedi. Saksofon ve akordeonun çaldığı Türkçe ve Rumca şarkılar eşliğinde yürüyüşe başlayan gruptaki herkes eski ruhu canlandırmıştı. Kadınların çoğunun yüzünde geleneksel olarak maske vardı. Yürüyüş güzergâhı boyunca evlerde önceden temizlik yapılıp yapılmadığını bilmiyoruz, kapılar ve pencereler de eskisi gibi süslü değildi belki ama konvoydakilere tezahürat ve alkışla katılanların sayısı hiç de azımsanacak gibi değildi. Rengârenk konvoyun, çalgılı ve eğlenceli yürüyüşüne bu kez pahalı kadife üniformalarıyla spanyol Şövalyesi olarak at sırtında katılan kadınlar da yoktu belki ama molalarda oyunlar yine eskisi gibi oynanıyordu. Katılımcılar arasında eskiden F Fotoğraf: Nikolaos Manginas olduğu gibi eğlenceyi seven Müslümanlar da Vasiliadis eski karnavalları stanbullu anlatıyordu bir yandan: “Karnavalın vardı. Onların bazıları da kıyafet değiştirmişti, Rumların şarkıları da çok özeldir. Bir Yunanlı bazıları da sadece eğlenceye ortak olmuştu. “Apokrea araştırmacı bu şarkıları derleyip CD Tatavla’ya asıl şöhretini veren, değişen s” adını verdikleri yapmıştı hatta. Bazı şarkılar çok takvime göre şubat sonu veya mart başına karnaval denk gelen karnaval, o zamanki gazetelerde edepsiz ve seks üstünedir. Çünkü eğlencele ri bir eskiden karnavalın sonunda gece de yer almıştı. 8 Mart 1938 tarihli zamanlar kadınlar evlerine gittikten sonra Apoyevmatini gazetesinin sayfalarında, Tatavla ve Beyoğlu meydanda erkekler kalırmış. Bıçkınlar “Dünkü bahar güneşi karnaval bunlar; nara atıyor, kavga ediyorlarmış. eğlencelerine güç verdi. Akarca sokakların ı ayağa Yokuşu’ndan ve Kurtuluş Caddesi’nden şin bir raconu varmış yani. Onların kaldırırdı. 70 yıl eğlencesinde söylenen şarkılar da böyle binlerce insan Tatavla’ya aktı. Pangaltı sonra bug edepsiz sözler içeriyormuş. Gerçi sadece Katolik Mezarlığı’ndan Kurtuluş’taki Ayios ünkü adıyla Kur erkekler değil, evlerde kadınlar arasında Dimitrios Kilisesi’ne kadar yol tuluş kalabalıktan geçilmiyordu. Eğlencenin da yalnız kaldıklarında bu şarkıların eski mask eli, merkezi her zamanki gibi Ararat söylendiğini biliyoruz.” müzikli, e ğlenceli, Güzergâh yine aynıydı. Daha doğrusu Gazinosu civarıydı. Kilisenin önündeki coşkulu eskiden kullanılan güzergâhlardan birinden meydan, oynanan kasap havaları ile karnavalın gidiyordu kortej. Burathane’den Bozkurt panayır yerine dönerken, kilise a duvarına dayanarak hatıra fotoğrafı Caddesi’ne, oradan da Aya Dimitri Kilisesi yeniden k avuştu. Meydanı’na yani şimdiki Kurtuluş son durağa. çektirecek müşteri bekleyen seyyar Antik Yun an’da Burası karnavalın hep ana merkezi olagelmiş. fotoğrafçılar da iyi iş yaptılar” tanrı Dion stanbul’un dört bir kolundan gelen yürüyüş deniyordu. Belki de coşkulu geçen ysos şerefine y kortejleri bağlık, bahçelik alanlarda, son karnavaldı o. 70 yıl sonraki apılan karnavalda da bu kez en önde bostanlarda hep birlikte kutlamışlar karnavalı. törenlerde ki gibi Artık yeşillik yok belki ama 1896’da kurulan Apoyevmatini gazetesinin sahibi ve büyük oru ç öncesi Kurtuluş Spor Kulübü o günden beri karnavalın genel yayın yönetmeni Mihail eğlenildi. merkezi haline gelmiş. Tıpkı geçen pazartesi Vasiliadis vardı. olduğu gibi. Havanın soğukluğu nedeniyle karnavalın yürüyüş kolunu gençler oluşturmuştu ama spor kulübünün içi epey kalabalıktı. Yürüyüş kolunun gelişiyle eğlence burada devam etmeye başladı. Sabahattin Bey, Pera Güzeli laternasıyla çaldığı müzikle eskilere götürdü herkesi. Rembetiko grubu Cafe Aman stanbul, kostümleriyle 1930’lardan fırlamış gibiydi sahnede. Kostümlü tarih provası yapıyorlardı sanki. “Haypa polis” diye başladılar. Bu bildiğiniz şehirdi yani “Hierapolis”, yani “Konstantinapolis”. Sirtakiler, kasap havaları, zembetikolarla eğlence geç saatlere kadar sürdü. Herkesin dilinde aynı söz vardı gecenin sonunda, “Karnaval Tatavla’ya döndü”. G Beşiktaşlıların stad hayali AL DEN Z USLU B eşiktaş taraftarı tasarımcı Mete Fisunoğlu’nun Fiyapı nönü Stadı için hazırladığı projenin videosunu internette binlerce kişi izledi. Neden mi? Çünkü videoda bir kartal gökten süzülüp stadın üzerine konuyor, sonra tribünleri kanatlarının altına alıyor ve stadı sarıyor. Fisunoğlu’nun hazırladığı yeni stat projesi tıklanma rekorları kırıyor. Projenin hayata geçirilmesi için de destek yağıyor. Zaten “The Times” tarafından dünyanın en güzel dördüncü stadı seçilen Fiyapı nönü çok yakında yıkılacak. şte o yüzden bu proje Beşiktaş taraftarını çok heyecanlandırıyor. Hem Beşiktaş yönetimi de bu heyecanı göz ardı etmiyor. Şu an ciddi bir gelişme olmasa da taraftarın heyecanı öyle böyle değil! Facebook ve Twitter gibi sosyal medyada yüz binlerce kişinin paylaştığı ve destek verdiği proje için ilginç mesajlar yağıyor. Bu stadın yapımında amele olarak çalışmak isteyen de var, para yardımı yapmak isteyen de...Mete Fisunoğlu, Kartal Stadyum projesinin temellerini bundan yıllar önce sıkıldığı bir derste eskiz yaparken atmış. Babası mimar, annesi tasarım öğretmeni, o da elektronik mühendisi. Ama tasarım yüksek lisansı okumuş. Zaten küçük yaşlardan bu yana da babasının projelerini çiziyormuş. Kartal Stadyum projesini eskiz defterinden bilgisayara taşıyan Fisunoğlu, projesini bitirme tezi için satın almak isteyenler olduğunu söylüyor. Durumun ciddiyetini fark ettiğinde de hemen notere giderek tasarladığı projeyi tasdik ettirmiş. Uzun süredir de onunla yatıp kalkıyor. Haberimizdeki fotoğraflar sizi tatmin etmediyse siz de hemen www.kartalstadyum.com adresine bir göz atın. Beşiktaş taraftarı olup olmamanız da önemli değil. Proje gerçekten hayata geçecek mi? Herkes buna bir yanıt arıyor. Fisunoğlu, Fiyapı’da Medya Satınalma Müdürü Göksel Bozdoğan’ın kendisine ulaştığını anlatıyor: “Projeyi istedi, Beşiktaş yönetimine sunacaklarını söyledi. Beşiktaş taraftarı tasarımcı Mete Fisunoğlu’nun yıkılması planlanan Fiyapı nönü Stadı için hazırladığı projenin internetteki videosu tıklanma rekorları kırıyor. Videoda gökten bir kartal süzülüp stadın üzerine konuyor, sonra tribünleri kanatlarının altına alıyor. Benim projemde stadın tarihi ön bölümü duruyor. Sonuçta kabul edilirse son kararı mimar ve mühendisler verecek.” Mimari ve mühendislik açısından çok da zor bir yapı değil Kartal Stadyum, tabii dünyada böyle bir yapı yok. Tek olması onu daha da çekici kılıyor. Böyle bir stada misafir takım olarak gelmekse epey can sıkıcı. Düşünsenize, dev bir kartal size bakıyor, siz o kaleye gol atacaksınız. Hem de kanatları etrafınızı sarmış haldeyken. Beşiktaş taraftarı kara kartalın kanatları altında, rakip taraftar da deniz tarafındaki kalenin arkasında açıkta! Diyeceksiniz siz hangi takımlısınız? Elbette Beşiktaş! Yazının bu noktasına kadar açık açık yazmasam da bu iş beni de çok heyecanlandırıyor. Fisunoğlu da her gün önünden geçtiği stadı, her defasında kendi çizdiği şekliyle hayal ettiğini söylüyor. Peki ya olur da proje kabul edilirse kaça satacak bu tasarımı? Parayla bir derdi olmadığını anlatıyor, bunun onur ve gururu ile ömrünün sonuna kadar yaşayacağı mutluluğun yeteceğine inanıyor. G C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle